hesabın var mı? giriş yap

  • - ahahah unuttum olm ben seni, gezip tozuyorum keyfim yerinde. anlarsin ya ;)
    - pardon kimi aramistiniz?
    - ibrahim sen degil misin? demet ben.
    - hangi demet?
    - iiii hani vardi ya, eski sevgili?
    - haaa, tamam sorun degil ya, olur oyle. iyi bak kendine.
    - ...

    iste turk pop muziginin kaderini degistiren diyalog bu idi. ondan sonra daha da bozmaz dedik, gene bozdu, onunu alamadik...

    (bkz: öyle bir terk edilmek ki demet akalın olmak)

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...

  • manavgat'a tatile gittiniz, orman yangını başladı, karnınız acıktı ve yemek yiyorsunuz. birileri de çıkıp insanlığınızla ilgili enteresan çıkarımlarda bulunuyor. ah vah edip izlemekle, yemek yiyerek izlemek arasındaki fark nedir? koca orman yanarken bu insanlardan ne yapmalarını bekliyorlar acaba.

  • başlık: beyler yardımlara şuku verilecektir

    entry:beyler şimdi kızla 1.5 ay oldu ama az görüşebildiğimizden sıkıldım işte. ayrılmak istiyorum ama kızı üzmek istemiyorum ne yapmalıyım piçler
    ayrılık konusu uzaktan yakından açılınca bile ağlıyo kız beyler ona göre yardımlar

    entry2: sen daha iyilerine layıksın
    entry3:ben senin bildiğin erkeklerden değilim de
    entry4:babam beni dayımın oğluyla evlendiriyor dersin

  • kendisine "basketbolun jose mourinho'su" deniyor lakin jose mourinho futbolun jelko obradoviç'i olamadı hala... bir daha bu benzetmeyi yapmayın ağalar...

  • ataturk havalimanı dıs hatlar'da thy lounge da gordum kendisini. kendisi ile fotograf cektirmek isteyen herkesle birer birer ilgileniyordu, o icten gulumsemesi ile mutevaziligini gormeniz lazimdi. adamda en ufacik bir kasintilik yoktu. hatta fotograf cektirdikten sonra biraz otede telefonuna bakip surati dusen bir kiza seslendi, tekrar cekelim dedi, telefonu kendisi eline aldi kafa kafaya verdi kizla cekti fotoyu. sonra da bak guzel oldu deyip geri verdi boyle tatli bir mahcup ifade ile. gercekten tarkan neden tarkan anlasiliyordu. daha 2 gunluk sohretlerin havalarindan gecilmezken, yaninda koruma yok, kasinti tavirlar yok, kibir yok, aurasi gorulmeye degerdi.

  • öncelikle kızcağızın ailesinin başısağolsun, korkunç bir şekilde evlatlarını kaybetmişler.

    yeri gelmişken tüm genç kızlara seslenmek istiyorum, kulağınıza küpe olsun; asla ama asla sevgilinize, flörtünüze, hoşlandığınız çocuğa nude fotoğraflarınız yollamayın ve eğer ilişkiye girerseniz görüntünüzün alınmasına rıza göstermeyin.

    şimdi ilk kısım tamam da ilişki sırasında görüntü almayı bir insan niye kabul edilsin salak mıyız diyebilirsiniz. hayır, siz salak değilsiniz ama karşınızdaki adam şerefsiz olabilir! ben fantezi yapmayı istiyorum, hatıra kalsın istiyorum diyebilir daha da ileri gidip ben sapık mıyım bana güvenmiyor musun diye size duygusal şantaj yapmaya kalkabilir cevabınız hayır olsun.

    karşınızdaki insan size kezbansın, bak dediğimi yapmazsan seni terk ederim, bana başka kız mı yok gibi şeyler söyleyip sizi manipüle etmeye çalışabilir hatta üstü kapalı bir şekilde bildiğiniz bir kızın ona asılıp nude fotoğraflar gönderdiğini filan da söyleyebilir. cevabınız yine net olsun; hayır, gitmek istiyorsan gidersin.

    size değer veren, sizi seven bir adam zaten sizi böyle sıkıştırmaz. ayrıca o yolladığınız ya da birlikte çektiğiniz görüntüleri daha sonra başka sitelere satmayacağının, size o görüntülerle şantaj yapmayacağının ya da en basitinden sağa sola göstermeyeceğinin garantisi yok. bırakın giderse gitsin o kişi hatta gitsin daha iyi sonrasında sürekli diken üstünde yaşamaktan çok daha iyidir.

  • valla 10 yıl oldu neredeyse çok mızmızlanacak bir şey yok aslında. yalnızca yaz olunca şöyle gönül rahatlığıyla koca bir karpuz alıp evimde yiyemiyorum ya ona canım sıkılıyor. minik karpuz üretilsin, tek kişilik. başka da bir derdim şikayetim kalmayacak bak söz.

  • şarapçılıkta bir kırmızı şarabın temelinin oluşmasını sağlayan aşamadır. kırmızı üzümler büyük hacimli paslanmaz çelik tankların içinde, saplarından ayrıştırılmış bir şekilde bekletilirler. bu süre ne kadar uzun olursa şarabın * rengi üzümünün yeteneği doğrultusunda o denli koyulaşır. aynı zamanda çekirdekten geçen ve burukluk veren madde olan tanen artar, gövdesi yoğunlaşır ve üzümün kabuklarından aromalar geçer. bu sürenin kısa tutulması durumunda roze şarap elde edilir. şarap yapımcısı bu işlemin süresiyle paralel olarak değişik karakteristikte şaraplar üretebilir. bu da demek oluyor ki aynı üzümden yapılmış iki şarap, üzümünün yetiştiği bölgenin etkisinin yanısıra bu işlemin süresiyle de paralel olarak değişik tatlara sahip olacaktır. örneğin, 1 hafta maserasyonda bekletilen boğazkere üzümünden yapılan bir şarap ile 3 hafta bekletilerek yapılan arasında tanen, gövde ve renk hiç şüphesiz ki farklı olacaktır. aynı zamanda bu sürenin uzunluğu, şarabın şişede yıllanma süresini de artırır, çünkü yıllanmaya en yardımcı madde olan tanen * daha yüksek olacaktır. ancak unutulmamalıdır ki tanenin artması ilerki aşamalarda kullanılacak meşe fıçı süresini de etkiler. dolayısıyla maserasyonda uzun süre bekletilen şaraplar fıçıya da gireceğinden, genelde gövdeli ve güçlü şarapların diğer üretilen şaraplara göre daha yüksek fiyatlı olması ve uzun süre yıllandırılması bundandır.

    (bkz: hayat ne tuhaf herşey birbiriyle teyelli)