hesabın var mı? giriş yap

  • anacığım üzülmesin, beni de üzmesin, mübarek gün ailenin huzuru bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diye biraz sonra gerçekleştireceğim spektaküler eylem.

    hiç boşuna, "eşek kadar adam oldunuz, hala ananızdan mı korkuyonuz" şeklinde çemkirmeyin. ana bu lan, 40 yaşına da gelseniz camiye gidip gitmediğinizi sorar, sabah evden çıkmadığınızı, fosur fosur uyuduğunuzu gördüğünde 1 hafta yüzünü asar, hem sizin hem de diğer aile üyelerinin tatilini zehir eder.

    en iyisi uykudan bi süreliğine feragat edip, kuşluk vaktinin o tertemiz havasını ciğerlerinize doldurmalı ve münafıklığa bir adım daha yaklaşmalısınız.

  • hak verdiğim argüman. eskidendi bence o git sana hoca anlatsın , şimdi piyano çalmak istiyorum yazıyorsun youtube piyano ders 1 tak başlıyorsun , kodlama öğrenmek istiyosun yazıyorsun c programlama ders1 tak izliyosun, calculus dizilerde yakınsaklık yazıyorsun tak izliyosun,ingilizce pratik yapmak istiyosun , bağlanıyosun wakie tarzı sitelere öğreniyosun tak diye yani tak tak tak. :d

    ama senin çocuğun para verince anlama gereksnimi hissediyorsa başka bir şey,

    ama bence

    öğrenmek isteyen öğrenir öğrenmek istemeyen de dersaneye gidip baba bizim hoça hiç bir şey bilmiyor der..

  • elinizde öyle bir güç var aslında acun bey.

    yüzlerce ve belki de binlerce acun medya çalışanı için işe başlama saatini 10:30 'a çekebilirsiniz rahatlıkla. türkiye'deki ve avrupa'daki pek çok firma gibi dilerseniz haftada 4 günlük çalışmaya bile geçebilirsiniz. bu güç pekala elinizde.

    birileri önderlik etmeden, emsal teşkil etmeden hiç bir şey değişmez. haydi. koyun elinizi taşın altına. yoksa bu söylem basit bir goy goydan öteye geçmez.

    edit : çok fazla itiraz geldi. doğru olduğunu var sayıyorum. acun bey zaten bu uygulamaya geçmiş. bize de canı gönülden alkışlamak düşer. ondan da bunu bekleriz zaten. bravo

  • iv. murat koydugu yasaklara uyulup uyulmadigini bizzat kendisi kontrol etmeye merakli bir padisah oldugu için yine bir gün kiyafet degistirerek bir sandala biner. amaci sahil seridinde içki içilip içilmedigini kontrol etmektir. iv. murat'i tanimayan sandalci arada bir cebinden bir sise çikartip yudumlamaya baslayinca padisah sorar :

    - "nedir o içtigin ? "

    sandalci bekri mustafa'nin ta kendisidir; kendini kolay ele vermez.

    - "kuvvet surubu" der. "ben bundan iki yudum çekince kendimi aslan gibi hissediyorum. kürek çekmek viz geliyor".

    padisah tadina bakmak isteyince, bekri mustafa, nasilsa denizin ortasindayiz, bizi kim yakalayacak, diye düsünüp siseyi uzatir. padisah iki yudum alir almaz kükrer :

    - "bre zindik ! bu sarap. sarap içmeyi yasakladigimi bilmiyor musun ?

    bekri mustafa sasirir :

    - "sen kimsin ki içkiyi yasakliyorsun ?" der.
    - "ben iv. murat'im !.." yanitini alinca bekri mustafa küregi kaptigi gibi ayaga firlar
    - "simdi atarim seni denize, daha iki yudum aldin, kendini iv. murat sanmaya basladin. iki yudum daha alsan, dünyayi ben yarattim diyeceksin".

  • speaker bölümüne alkolmetre yerleştirilmiş cep telefonu.

    belli bir promilden sonra yapmaya çalıştığın aramaları kabul etmeyecek. acil aramalar için sadece 1 numara kaydedebilirsin, artık kankanı mı yazarsın, anneni mi, ev sahibini mi orası sana kalmış.

    sarhoşken arayıp "seviyorum hulen!!" rezilliklerine son!!
    kafa uçmuşken "alo kanka naber, neeebçim seviyorum lan seni, neler yaşadık lan biz senle, neler yaşadık abi" geyikleriyle kontörün ağzına sıçmaya, faturayı sikip atmaya son!!

  • ulan hepsini okudum ya, vay babayın kemüğüne. okumayanlar için özet geçiyorum.

    şimdi eleman bir kızı sevmiş, sonra başka şehire üniversite okumaya gitmiş bu çemçük, sonra komşusunun kızını kafa kıyakken düdüklemiş, ondan sonra da sevdiği kız bunu duymuş ve elemanı terk etmiş.

    içki bütün kötülüklerin anasıdır, kaldıramıyorsan içmeyeceksin hacı.

  • facebook'un sadece avrupa'da 10 bin mühendisi işe alacağını duyurmasıyla gündeme gelen neredeyse gerçek anlamdaki sanal evren. şu an metaverse ile ilgili dile getirilen ve hayal edilenlerin matrix'in "pre-alfa" sürümü gibi bir şey olduğunu söyleyebiliriz.

    şu an elimizdeki teknolojiyle metaverse'ün içerisine sanal gerçeklik gözlükleri ya da kaskları ve gelişmiş kulaklıklarla yarattığımız bir avatarla gireceğimiz söyleniyor. şu an için en basit bakış açısıyla baktığımızda karşımızdaki bir ekrandan içerisine daldığımız oyunların evrenine, avatarımızla gerçekten girebileceğiz. dijital dünyaya ve oyun dünyasına az çok yakın olan birisinin sadece bu seviyeye ulaşılmasıyla bile devasa bir ekonominin ortaya çıkacağını görmesi mümkün. avatarlarımız için alacağımız kozmetik eşyalar, hatta dijital arsalar yepyeni bir ekonomi oluşturacak.

    tabii sadece bir oyun içerisinde karakterimize kıyafet ya da kozmet eşyalar alacacak kadar sınırlı bir ekonomi olacağını düşünmek de basit kaçar. bu evren içerisinde asla gidemeyeceğimiz şarkıcıların konserlerine, asla gidemeyeceğimiz müzelere ve sergilere de gidebileceğiz. gerçekte verilen bir konserin katılımcılarının en fazla yüz binlerle ifade edileceğini düşünürsek metaverse'te milyonlarca, belki on milyonlarca seyircinin yer aldığı konserler düzenlenebilecek. mesela fortnite, bunu oyun içerisinde düzenlenen bir travis scott konseriyle gerçekleştirmişti.

    son günlerde patlama yapan nft'ler, metaverse içerisinde oluşturulan bir sergide ziyaretçilere gösterilebilecek. gerçekte bu tür bir sergiye katılacak ya da katılabilecek kişi sayısı binler, belki on binlerle sınırlıysa metaverse'te yüz binlerce kişi bu sergiyi ziyaret edebilecek.

    milyonlarca kişinin katılacağı bir konserde dev şirketlerin sponsor olmak ya da logosunun, adının orada yer alması için ödeyeceği miktarlar bile devasa boyutlarda olacaktır.

    ayrıca bu metaverse'e inanan ve bu konuda yatırım yapan tek şirket facebook da değil. buna ek olarak unity, epic games, nvidia gibi şirketler de metaverse için kendi yatırımlarını yapıp projelerini geliştiriyorlar.

    özellikle son zamanlarda oldukça dile getirilen ve "hype"lanan bir teknoloji olsa da bunun saman alevi gibi sönüp gideceğini düşünenler de var. açıkçası ben, bunun sönüp giden değil gittikçe büyüyen ve parlayan bir teknoloji olacağını düşünüyorum. şahsen "warning: the slayer has entered the facility" uyarısıyla doom evreninde yaratık kesip sinir stres atmak çok ilgi çekici geliyor.

    kaynak 1
    kaynak 2
    kaynak 3

  • mikrobiyoloji hocamizin basindan geçen bi tanesi:

    - doktor hanim ben de saglik sektöründenim, hemsireyim
    + buyrun hos geldiniz
    - x tahlili için örnek verdim fakat sonuçlari biraz geç alacagimi söylediler
    + dogrudur hemsire hanim, isinizi hizlandiralim; ama o bakterinin besiyerinde üredigini görmemiz için en az 2 gün geçmesi lazim
    yukardan hocanin kucagina bi ellilik duser,
    - yine mi olmaz?
    hoca sasirir, kucagina bir ellilik daha düsünce dayanamaz
    + hanimefendi bakin durumun aciliyetini anliyorum, ama bakteri de olsa 100 lira icin kimse üremez, israr etmeyin rica ediyorum!!!