hesabın var mı? giriş yap

  • "bu kız acaba likidite tuzağı mı?" minvalinde spekülatif güdüleri beraberinde getiren durum.

    debe editi: beğenen eller dert görmesin, klasik iktisatçı kızlar eklesin.

  • bir hukumet veya sirketce cikarilmis ve gelecekte belirlenmis bir tarihte para arti faizin toplam miktarini geri odeme sozu veren faiz getirili belge.

  • doğru bir karardir.

    mercimek çorbasi dünyada ki en reliable yemektir.

    belki de yemeklerin toyota'sidir.

    az acikmissiniz, cok acikmissiniz bir mercimek corbasi her zaman kafi gelir. caniniz birsey yemek istedi, yine ama emin degilsiniz mercimek corbasi her zaman safe bir seçimdir.

    ve her ne kadar kotu yapilirsa yapilsin her zaman belirli bir standardi vardir.

  • sarkisi hazirdir..

    girdinde ne oldu evime...
    cok umrumda mi soyle...
    sen kendin hata yaptin..
    duseceksin pesime..
    ben aşkı senin gibi satmadım

    aldigin paralar gozune dursun,
    yaptigim sarkilar kafanda paralansin..
    sen kaybettin..
    soyle.. pisman oldun mu?

    - la benim sarki daha guzel oldu amina koye...

  • şarkının gerçek hikayesini kimse anlatmamış. çekilin anlatıyorum.

    ancak şarkıyı anlatmadan önce grup üyelerinden kim öldü, kim kaldı bi ona açıklık getirelim.

    paul mccartney - yaşıyor
    ringo starr - yaşıyor
    john lennon - 1980'de öldü
    george harrison - 2001'de öldü

    şarkı 1977'de piyanoda john lennon tarafından demo olarak kaydedildi ve asla piyasaya sürülmedi. grup, yıllar geçtikçe john'un sesini demodan çıkarıp bir şarkı olarak yayınlamayı düşünmüş fakat teknoloji buna yetmemiş. şarkıyı çıkarmaktan vazgeçmişler. demo olarak kalmış. kendi tabirleriyle "dolaba kaldırmışlar".

    ta ki günümüze kadar. çalıştıkları ekip machine learning-yapay zeka teknolojileri ile sesleri enstrümanlardan ayırabilecek seviyeye gelmiş. önce john lennon'un sesini alabilmişler. piyanodan o kadar temiz ayırmışlar ki, stüdyo kaydı kadar tertemiz bir john lennon sesi çıkmış. yine aynı teknolojiyle, george harrison'ın çaldığı gerçek gitar kayıtlarını çekip almışlar. yaşayan paul ve ringo ikilisi yeni kayıtları da ilave edince ortaya 4 beatles üyesinin de katkısı olan son beatles şarkısı çıkmış.

    konuyla ilgili the beatles'ın yayınladığı kısa filme ve şarkıya aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

    short film: https://www.youtube.com/watch?v=apjaqoscwua
    şarkı: https://www.youtube.com/watch?v=opxhh9oh3rg

  • aşka uçma kanatların yanar. (sadi şirazi) ..
    aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar? (hz. mevlana)
    aşka vardıktan sonra kanadı kim arar? (yunus emre)
    aşkın açamadığı kapı kanatlanıp uçamadığı yer mi var? (demet akalın)

  • vizesi olmayan, onun yerine grup halinde sunum yapılarak geçilen bir derste (henüz bilmiyorken) gruplar oluşturulurken derste olmadığım (zaten genel olarak olmadığım) ve vize öncesi hafta okula ne dönüp bittiğini öğrenmeye gittiğimde olaydan haber olduğum ve bütün grupların dolmasıyla grupsuz kalmam sonucu hoca tarafından iki tane çek cumhuriyeti kökenli erasmuslu kızdan oluşan bir gruba eklendiğim bir durumda (önce gidip kızlara sordum ve kabul edildikten sonra eklettim kendimi listeye tabi), sunumla alakalı iletişim kurabilmek maksadıyla kızlara ulaşmak için hocanın maille yolladığı listeden kızların isimlerini bulup facebook'tan eklemem sonucu kabul edilmeyecek kadar yakışıklıyım.

    daha sonra uzunca bir mesajla durumu izah ettim, "tamam biz halledicez sana senin kısmını yollarız" diye cevap attılar, ben de usulca arkadaşlık isteğimi geri çektim :(

  • operasyondan geleli birkaç gün olmuş, taburun gazinosundayız. bir zamanlar popüler olan bir komutan da o zaman yüzbaşı. tertibim serkan'la acemi birliğinden arkadaşız, şansımıza usta birliğinde de aynı yere düştük.gazinoda birkaç tane arcade oyun makinesi var ve serkan ile final fight (hagar) oynuyoruz. komutan da bizi izliyormuş ama farkında değiliz. oyunda andore diye bir karakter var, çokça çıkıyor karşımıza. neyse serkan dedi ki "bu andore ibnesini ben ikimizin de tanıdığı birine benzetiyorum, bakalım bulabilecek misin?" ben de "aaaa aynı bizim pezevenk yüzbaşıya benziyor lan ahahaha" diye güldüm! o da "evet lan aferin bildin" dedi ve biz başladık ibne yüzbaşıya giydirmeye. ibneler, puştlar, yavşaklar havada uçuşuyor... birden komutanın "g.t nasipten çıkınca ya.ak bağdat'tan gelir, şimdi ne b.k yiyeceksiniz?" demesiyle buz kestik! şok içindeyiz. aslında biz acemi birliğinde bize çok çektiren bir yüzbaşıdan bahsediyoruz ama gel de anlat... komutan "ne ibneliğimi ne şerefsizliğimi gördünüz lan?" dedi ve yapıştı kulaklarımıza, kafalarımızı birbirine vurdu vuracak. "komutanım açıklayabilirim" dedim. "he açıklarsın, s.kimi açıklarsın, açıklarmış, hadi lan açıkla!" dedi. "komutanım biz size doğruyu söyleyeceğiz ama ikimiz birden burda olursak siz bizim birimizin uydurduğuna diğerimizin yalandan evet dediğini düşünüp inanmazsınız diye korkuyorum. serkan ya da ben birbirimizi duymayacağımız kadar uzaklaşalım. sonra ikimiz de anlatalım eğer aynı şeyi anlatmazsak ve inanmazsanız o zaman istediğinizi yaparsınız, birbirimizden habersizken aynı yalanı söyleyemeyiz..." o kadar emin söyledim ki adam kulaklarımızı bıraktı. serkan'ı dışarı çıkarttı bana da "anlat" dedi, anlattım... özetle "biz sizden bahsetmiyorduk, acemi birliğindeki komutandan bahsediyorduk" dedim. bunun üzerine komutan "oğlum acemi birliğinizi nerde yaptığınızı öğrenmem beş dakikalık iş hee" dedi. "komutanım gördünüz serkan'la konuşmadık, aynı yalanı söylememiz imkansız" dedim. komutan da "eğer aynı yerde askerlik yaptıaysanız 'biz aslında acemi birliğindeki yüzbaşıya dedik diyebilirsiniz, onun da aklına gelebilir bu' dedi.komutan bir yandan da detay sorup not alıyordu. "komutanım biz burda aynı yerde acemilik yapan iki kişi değiliz sadece, ali, fatih ve durmuş da var. oyundaki karakteri onlara da gösterebiliriz, o kadar çok benziyor ki içlerinden biri de benzetebilir, isterseniz onlara da 'bu adam sizin acemi birliğinden birine benziyor mu, benziyorsa adı ne?' diye sorabilirsiniz komutanım" dedim. komutan birine dışarıda bekleyen serkan'ı çağırttı ve bana git demeyince "komutanım benim çıkmam gerekmiyor mu?" deyince "sen de dur burada, gidip demin saydığın arkadaşlarını bulup onları tembihlemeyeceğini nereden bileyim?, burda dur ama ağzını açma" dedi... serkan'a sordu serkan da benle aynı şeyi anlattı. komutan sanırım inanır gibiydi. oradan bir askere demin adını verdiğim arkadaşları çağırttı zaten onlar da oradalarmış. çocuklar geldi "siz acemi birliğinde aynı yerde miydiniz? dedi. çocuklar "evet" deyince oyun makinesine bir jeton daha attık ve andore ibnesini beklemeye başladık... andore gelince komutan çocuklara "şu oyundaki herif sizin acemi birliğinden birine benziyormuş, birine benzettiniz mi? dedi. durmuş "ben birine çok benzettim komutanım ama değilse yanlış bir şey söylemekten korkuyorum" dedi. "oğlum korkacak bir şey yok" dedi ve diğer iki arkadaşa da sordu ama çocuklar bilemedi. komutan durmuş'a "kime benziyor?" diye tekrar sorunca "komutanım bizim bir ilhan yüzbaşı vardı acemi birliğinde ben ona benzettim" deyince fatih de "aaa evet komutanım çok benziyor hatta bende bir tane fotoğrafı var ilhan yüzbaşının ama biraz yan durmuş, ailem yemin törenine geldiğinde biz fotoğraf çektirirken o da oradan geçiyormuş tesadüfen" dedi.komutan "lan merak ettim şu adamı hadi fırla getir şu fotoğrafı" dedi, bizi de oturttu oraya bir yere. artık rahatlamıştık. komutan "ee nasıl bilirdiniz o yüzbaşıyı? deyince arkadaşlar da "pek iyi bilmezdik komutanım" dedi. aradan biraz zaman geçince fatih de geldi elinde fotoğrafla. komutan fotoğrafa bakınca "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" dedi. bize de "tabii siz yırttığınızı düşünüyorsunuz ama devletin yüzbaşısına ibne demenin bir cezası olacak elbet." diyerek bize 100 kere çök kalk yaptırdı... bu da böyle bir anımdır...

    düzeltme: öyle bir yerde bir harf hatası yapmışım ki "ne alaka?" dedirtecek cinsten...

    "ulan ciddi ciddi bana benziyormuş bu adam hee" yazmışım...

    "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" olacak.

  • bu öyle bir karakter ki insanın ağzını burnunu koparası geliyor. mesela o gün gündeme damga vuran bir olay yaşanmış olsun. internet tembeli konuyu iki saniye araştırıp öğrenmek yerine "merak ettiğim konu" diye entry giriyor.

    başka bir durumda özet geçilmesini bekliyor.

    daha başka bir durumda kendisine link atılmasını istiyor.

    internet tembeli tüm online insanları kendisine hizmet etmekle görevli emekçiler olarak görüyor. araştırma yapacak takati ve becerisi yok ama çocuksu salakça bir merakı var. her şey hemen ayağına serilsin istiyor. bir arama motoruna yazıp ilk üç seçenekten birini okumaya bile tahammül edemeyecek kadar bezgin olduğundan, biri onun yerine araştırsın konuyu irdelesin ona da ezberletsin istiyor.

    tam dayaklık.

    gerçek tembelden daha yüzsüz oluyor bir de bunlar. ben normal hayatımda tanımadığı insanların arasında ayağa kalkıp "bugün bir durum olmuş taksimde o konuyu bana bir özet geçin bakayım" diyen insan hiç görmedim. vapurda falan biri böyle saçmalasa aşağı atarlar adamı.

    popüler olana karşı sınırsız merak + cahil egosu + ölümüne tembellik + anonim olmanın konforu = internet tembeli