hesabın var mı? giriş yap

  • ofis sıcak, evim ırak, feci trafik var tem'de
    sigaram var, cay bedava, 22 mb internet emrimde
    bekleyenim olsa neyse, yok ki kimse evimde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

  • bunları esnaf diye oraya yerleştirenler şerefsiz bir kere. milletin anasına bacısına sarkanlar bunlar, gasp edenler bunlar, gördüğünüz gibi en ufak bir olayda, ellerine geçirdikleri her şeyle insanlara saldıran yine bu köpekler. adamı iyi öldürmemişler, ben en çok buna sevindim.

  • bu hafızayı hep ders çalışırken osurup, sınavda da osurup çalıştığım yerleri hatırlama yolunda kullanmak istemişimdir. kuvvetlidir koku hafızası. hatırlamadığın küçük ayrıntıları hatırlarsın.

  • kural 1: satın almak için elimi uzattığım her ürün için "gerçekten buna ihtiyacım var mı?" sorusunu soruyor ve cevabını verirken kendimi kandırmıyorum. basit ama farkındalık yaratıp almaya çalıştığım pek çok şeyden vazgeçmemi sağlayan bir yöntem. varolan ihtiyaçlara verilen parayı azaltmaktan daha çok alışveriş yapıp mutlu olma ilüzyonuna karşı bir önlem sanırım. bir ekonomistin tavsiyesiydi sanırım ama kimdi hatırlayamadım.
    kural 2: her ay maaşım yatar yatmaz gram altın alıp o hesaba elimi sürmüyorum. hayatımda para biriktirememiş bir insanken şaşırtıcı bir şekilde para biriktirmeye başladım.

  • otobüs dolusu insanları kongrelere taşıyıp salgını yayana sesi çıkmayan emniyet teşkilatımızın güzide polisleridir. bulmuşlar bir garibanı bir de biz ezelim demişler.

    "yakarsa dünyayı garipler yakar"

  • futbolu zerre takip etmeyen şahsım tarafından daha iki gün önce öğrendiğim gerçektir.

    slaven bilic'in gelişini de ligin 3. maçında öğrenmiştim.

    her neyse, lan adam roberto carlos, sivas'ta oturuyor şu anda. brezilya'nın kumsallarından sivas'ın soğuğuna bir hayat hikayesi. kangallarla dans.

    her şeyi geçtim, bu adam nereye sıçacak lan!

    not: insanın aklına ilk "ağzına sıçsın amua goduum" demek geliyor, biliyorum.

  • muzaffer izgu'nun su an adini hatirlayamadigim bir oykusunde anlatilmistir bu.

    kahramanimiz, otobuse biner. otobus kalabaliktir. yer bulup oturur, kitabini acar. ancak oturacak yer arayan yaslilar ve kadinlarin hedef tahtasi olur, "biz yer ariyoruz, bu oturmus kitabini okuyor" minvalinde soylenirler. bu kez ayaga kalkar, ayakta durdugu yerde rahat okumak icin pozisyon bulmaya calisir, bulur bulmaz da bir eliyle askiya tutunur bir eliyle de kitabini tutar. bu sefer de diger insanlara yaranamaz. "burasi kutuphane mi, git evinde oku, amma israr etti canim" laflari havada ucusur. itiraz etmeye kalktiginda da soforun ve diger baska herkesin tepkisini ceker, darp edilmek uzereyken otobusten kendini zor atar.

    otobuste ondan baska kimse kitap okumamaktadir. buyuk ihtimalle hayatlarinin akisinda kitap okumaya yer de yoktur. bu nedenle adama, belki kendilerinin dahi bilmedigi bir nedenden oturu tepki gostermektedirler.

  • -nahit karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadım fark ettiysen..
    -aşkım..deli ediyorsun beni..