hesabın var mı? giriş yap

  • bu ülkede okuyup biryerlere gelen insanı nedense herkes kıskanıyor arkadaş.yeri geldiğinde 36 saat çalışmaya zorlanabilen ,risk alan bu insanların üç kuruşluk maaşlarına laf edeceğinize yiyorsa g.tünüzü yattığınız yerden kaldırın azıcık dizi seyretmeyi bırakın da siz yapın bu çok kolay işleri.tabi önce öss,sayısız vize ve final ve bir de tusu geçin sonra konuşun. he bunlar zor geliyor ve hala bu insanların aldığı maaş gözünüze batıyorsa veterinere gidin mesela onlar da para kazanmasın .iki dizide oynayıp yatlar katlar alan insanların fanatiği olun,futbolcular için birbirinize girin onlar nasılsa aldığı parayı size vericek bir gün di mi.

  • --- spoiler ---

    aklı öldürsen, ahlak da ölür. akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. adaletin öldüğü gün, devlet de ölür. ( fatih sultan mehmet)
    --- spoiler ---

  • ya kardeşim hem insanlara bu hizmeti sunuyorsunuz, hem de vicdan çektiriyorsunuz. sipariş etmese işten çıkarılacaklar, etse "hava durumu kötü ne hadle sipariş geçersiniz?" diye yadırganacaklar. bu hizmet sadece türkiye'de yok ama hiç sanmıyorum ki sipariş veren insanlara bu kadar vicdan azabı çektirilsin.
    hava kötüyse yolları, motoru kaliteli yap, kuryeye güvenlik ekipmanları sağla. her yağmurda, karda da şu muhabbet dönmesin artık.

    edit: altta bir yazar, konforunuzdan ödün verseniz ölür müsünüz, demiş. olay sadece konfor değil. evde hasta olan insan olur, yemek beceremeyen olur, eve yeni taşınmış, tadilat yapmış o an pişirme mümkün olmayan olur. yemek siparişi sadece koltukta göbek kaşınırken yapılmaz. evet ölümler üzücü ama burda yapılması gereken güvenli yol bulmak. gelip burda hizmeti sunduğunuz insanları suçlayamazsınız.

  • bu kadın mıdır? kız mıdır? meselesinin mimarını da hatırlatmakta fayda var.

    bu coğrafya hakikaten çürük. bitik bir coğrafya.

    çok şerefsiz insanlarla yaşıyoruz.

  • anadolu yakasında tek geçtiğim pastane. ama ben o pastaları sadece yemek istemiyorum. aynı zamanda o minik eklerlere tek tek bastırıp kremalarını fışkırtmak, pastaları tavana atmak, kurabiyelerden şekiller yapmak istiyorum. evet o pastaları yerken attığım stresi, pastaları kurcalayarakta atmak istiyorum. vitrinde ve tezgahta o çeşitleri görünce böylede ayarımı bozuyor bu pastane.

  • mis gibi çıkma teklifi vardı bir zamanlar. efendi gibi gelir sorarlardı, benimle çıkar mısın diye. kabul edersen sevgiliydin, etmezsen herkes yoluna bakardı. çıkma teklifi kalktı mertlik bozuldu. şimdi yeni biriyle tanışmak var. hoşlanıyor mu belli değil, seviyor mu alakası yok. sevgili desen hiç değil. flört falan diyorlar onu da anlamıyorum mesela ben. bitince anlıyorum haa bu flörtmüş diye. devir çok değişti ya. nesi vardı çıkma teklifinin ya abv.

  • barok sanatının yaratıcısı michelangelo merisi da caravaggio'nun adıyla anılan, gölge ve ışık oyunlarının temelinde oluşan, katışıksız bir gerçekliği dramatik bir biçimde yansıtmayı amaçlayan tekniğin adıdır. caravaggioculuk olarak da anılır.

    caravaggio'ya göre bu teknikle yaşamın tüm unsurları olduğu gibi saf haliyle resmedilebilir. (caravaggio'ya göre hayatın büyük bölümü de zaten dramatik ögeler barındırır.) daha iyi anlaşılması için edebiyattan bir örnek vereyim. türk edebiyatında ahmet haşim'in şiirlerini okuduğunuzda ne hissediyorsanız, işte o şiirin tuvale yansımasını düşünün. sevinçleri bile dramatik resmeden bir gölge oyunları silsilesi...

    elbette bu tekniğin oluşumunda da yaratıcısın sergüzeştinden izler görmek mümkün. caravaggio; kısa süren yaşamının büyük bir bölümünü fakirlik içinde hapishanelerde geçiriyor. kaçak yaşıyor, parasız ve aç kalıyor. ve bunları resmederek duygularını dışa vuruyor. bu zorluklar, onun hayatındaki birçok tabuyu yerle bir ediyor. örneğin din adamlarını ve azizleri sıradan birer insan olarak çiziyor. bu sebeple kilise tarafından cezaya çarptırılıyor. insanların zihninde ilahlaştırılmış olan imgeleri, basite indirgeyerek kağıda aktarıyor. bu sebeple, sanatın ve sanatçının özgürleşmesi hususunda önemli mihenk taşı olduğu kabul ediliyor.

  • tanrının varlığına akıl yoluyla ulaşılamayacağına, bu nedenle "tanrı var mıdır" sorusunun mantıksız değil, sorulması ve cevaplanması mümkün bir soru olmadığına inanan kişi.
    (bkz: mete tuncay)