ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.
dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.
burak yılmaz
-
burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.
(bkz: beyler caktirmiyoruz)
emlakçıların sahibinden.com'u kapattırması
-
(bkz: ptt'nin gmail'i kapattırması)
barkın bayoğlu
-
sanki aileden biri gitmiş gibi. çok üzgünüm. öyle alışıp, sevmiştik. alışamıyor insan böyle şeylere. saçma sapan bir kavgada arabadan inen bir kişiye çarpıp vefat etmiş. bu kadar ucuz olmamalı hayat. gençlere öğrettikleri ve emekleri unutulamaz. ışıklar içinde uyusun :(
24 kasım 2014 bursaspor fenerbahçe maçı
-
maç sonu ligtv'ye röportaj için kaç tane türk oyuncu geldi ama 24 kasım öğretmenler gününü kutlayan bir tek kuyt oldu. bizimkiler öküz, öküz.
cj mccollum
-
(bkz: #80356860)
dün gece oynanan maçta portland trail blazers, oklahoma city thunder’ı 104-99 yenince, cj mccollum kariyerindeki ilk play off galibiyetini kazanmış oldu. maçın ardından yapılan basın toplantısında kendisine sorulan “jennifer’a bir mesajınız var mı?” sorusuna gülerek, “kendisine minnettarım” cevabını vermiş.
daha sonra da, “seni neredeyse unutuyordum jennifer, sen bir efsanesin” diye tweet atmış. jennifer'da şöyle bir cevap vermiş.
portland trail blazers resmi twitter hesabı da galibiyeti jennifer'a armağan etmiş. bknz
shinji kagawa
-
boynumuza dola diyemiyorum ama boynumuza sürt kagawa reis *
alman polisleri döverek komaya sokan adam
-
çomarlar tarafından desteklenen şahıstır.
türkiye'deki polislere çiçek veren gezicilere bile "törörik" diyen kompleksli aşağılık insanlar, başka ülkenin polisine karşı alenen kuvvet kullanıldığında ezik ezik sevinip, "gavur döven müslüm" nakaratları dizmektedirler.
çünkü çomarların ilkesel bakışı yoktur dünyaya; kendileriyle aynı kampta gördüklerine her türlü şiddet eylemini hak görmektedirler.
aşk için gidilen en uzun mesafe
-
yaşamla ölüm arası bir hayat boyu. kızlarrrrrrrrrr
eskişehir'deki çorap satan çocuk
-
başlık ne kadar düzgün oldu bilemedim ama izleyenlere çok şey anlatabilecek videonun kahramanı olan güzel kardeşimiz, kocaman kalpli mert !
http://alkislarlayasiyorum.com/…le-satis-yapan-mert
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
bu yavrunun annesini son görüşü. artık kendi başının çaresine bakmalı.
jennifer lawrence
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (6,5) geceleri yatarken hala biberonla süt içmektedir, herkesin bir keyfi, tiryakiliği olduğu için bu durum anlayışla karşılanır. evde süt bitmiştir ve çocuklar meyve suyuna ikna edilir...
ege: ama elma suyu istemem, kayısı suyu koy biberona.
romica: kayısının posası biberonu tıkar, içemezsin.
ege: posa ne ki?
romica: hani içerken ağzına lifleri dokuları pütürtülü geliyor ya, o işte...
ege: pütürtü ne demek?
romica: böyle minicik parçalar, bak mesela fırının kapağı cam olduğu için kaygan, dolabın kapağı ise o kadar kaygan değil, elini sürersen anlarsın, aynı bunun gibi elma suyu posasız olduğu için daha akışkan, biberonun deliğini tıkamıyor.
ege: nereden biliyorsun elma suyunun posasız olduğunu?
romica: bak biberona, arkasını görebiliyorsun, su gibi saydam, kayısı suyuna bak, arkası görünmüyor, saydam değil.
ege: saydam yerine cam gibi desen olmuyor mu?
romica: bazen olur bazen olmaz, elma suyu istiyor musun?
ege: ya süt ver ya da kayısı suyu! çok uykum var ve beni posa mosa kandırıyormuşsun gibi geliyor!