hesabın var mı? giriş yap

  • fanatizmden uzak çerçevede değerlendirilmesi gereken sorun. zaten sadece fenerbahçe değil ülkemizin çoğu basketbol takımı neredeyse türk oynatmıyor. fenerbahçeli arkadaşların bu kadar saldırmasına gerek yok. hatta takımın başardığı şey genç dimağları basketbola kazandıracak, oyunu sevdirecek hatta belki yeni jenerasyonların çıkmasına yol açacak kadar büyük. şimdi sadece fenerbahçe değil tek tek bütün tepeye oynayan takımlarımıza bakalım. biraz uzun olabilir ama akıcı olacağıma söz veriyorum sayın okurlar.

    fenerbahçe : en önde gelen türk oyuncusu euroleague'de çok fazla zaman bulamayan, final four'da dakika bile almamış olan melih mahmutoğlu. ardından
    barış hersek, berk uğurlu ve egehan arna gelmekte. bu 3 oyuncu fiilen bitmiş maçların son dakikaları ve kolay lig maçları dışında pek süre almıyorlar.

    anadolu efes : cedi osman rotasyonun ana parçalarından. bir go-to-guy olmasa da euroleague'de çoğu maça ilk 5 başlayıp 20-25 dk süre alıyor. ek olarak doğuş balbay da pek fazla olmasa da euroleague'de sezon sonuna doğru çift haneli dakikalar gördü.

    galatasaray odeabank : sinan güler takımın en önemli oyuncusu. onun dışında da maç başı 8-12 dk süre alan göksenin köksal rotasyonda yer buluyor. genç oyuncu ege arar euroleague'de takımın işi fiilen bittikten sonra süre buldu ancak düzenli forma giyen bir oyuncu değil. emir preldzic de sezon ortası sakatlık geçirdi ve pek düzenli forma giyemedi.

    darüşşafaka doğuş : neredeyse bütün veteranların toplandığı takım. oğuz savaş'tan tut ender arslan'a kadar uzanan bir türk listesi var. ancak düzenli süre alan oyuncu sayısı sadece iki. ikisi de maç başı 10-20 dk arası tamamlayıcı rolde süre alıyorlar. biri birkan batuk diğeri de furkan aldemir. genç oyuncu okben ulubay ligde ve avrupa'da pek süre alamadı.

    banvit : iki ümit veren genç oyuncumuz furkan korkmaz ve tolga geçim dışında rotasyonda türk yok. bu oyuncular da ikinci 5'ten gelip 15-20 dk arası buluyorlar. özellikle furkan'dan büyük bir patlama bekleniyor.

    beşiktaş sompo japan : yine yabancı ağırlıklı bir takım. en çok süre alan türk oyuncular yaklaşık 10-15 dk ile erkan veyseloğlu ve sertaç şanlı. bunun dışında bazı maçlarda birkaç dakikalığına veteran muratcan güler ve bir türlü üst seviyeye çıkamayan kenan sipahi kullanılıyor.

    pınar karşıyaka : maç başı 20 dk'ları gören tek isim muhammed baygül. bazen benchten soner şentürk de katkı vermekte.

    şimdi gördüğümüz üzere durum bu. bu kadar uzun uzun yazdım çünkü bu yazının sığ bir şekilde fenerbahçe düşmanlığı olarak algılanmasını istemiyorum. benim takımımda da (beşiktaş) doğru düzgün türk oynamıyor. hatta buraya yazmadığım ted ankara, istanbul belediye, uşak sportif gibi daha ligin alt seviyesinde bulunan takımlar bile ana rotasyonlarını kimsenin tanımadığı amerikalılarla doldurmuş durumdalar. bu yukarıda yazılan türk oyuncuların da sinan ve cedi dışında neredeyse hepsi üst seviye için yetersiz adamlar. yani sen göksenin ile birkan ile avrupa şampiyonasında iyi bir derece zaten yapamazsın. işte bir para verip aldığımız bobby dixon var. o belki 1-2 maç alırsa alır.

    hadi ligimizde oynamıyor bari dönüp bakalım dışarıya ihraç ettiğimiz kaç oyuncu var. nba'de ömer aşık,ersan ilyasova ve enes kanter oynuyor. 1.isim hastalık kaptı 20 kilo verdi şu an hayalet gibi, 3.sü istanbul'a gelse taşlanarak linç edilir, 2.si de allahtan var yoksa dört numarada oynatacak adamın yok. avrupa'ya ihracımız var mı ? bir tane var. alba berlin'e giden engin atsür. takımın neredeyse her maçında 15-20 dk arası süre almış. onun dışında yok.

    pekii şimdi diğer ülkelerin takımlarına gelelim. mesela dünkü rakip olympiakos. spanoulis, printezis, papanikolau, papapetrou, agravanis, mantzaris yunan oyuncular ve bunların agravanis-papapetrou dışındaki diğer dört isim takımın en önemli adamları... cska'ya bakalım.. khyrapa, kurbanov, kulagin, antonov, fridzon, vorontsevich var. panathinaikos'a bakıyoruz calathes, bourosis, fotsis, pappas ana rotasyon oyuncuları. hatta koçları xavi pascual bir maç ilk 5'te yunan oynatmadı diye kendi taraftarı tarafından ıslıklandı. real ve barça bu sene geçen senelere nazaran daha az ispanyol barındırdılar. ama şöyle bir nba'e bakacak olursak gasol kardeşler, ricky rubio, sergio rodriguez, nikola mirotic, hernangomez, abrines gibi bir sürü adam var. ayrıca real madrid yine de normal sezon mvp'si sergio llull, rudy fernandez ve felipe reyes barındırmakta. barcelona ise lokalde artık yaşlanmış navarro, claver ve bu sezonun çoğunu sakat geçiren pau ribas'tan ibaret.

    daha sırp takımları var. kızılyıldız mesela... lazic, mitrovic, kuzmic, jovic, bjelica, dangubic, simonovic, guduric... hadi bunları geçtim ihraçlarına bakalım.. nikola kalinic ve bogdan bogdanovic... dün maçı kazandıran iki adam. biri kızılyıldız diğeri partizan'dan çıkmış. bunların dışında beşiktaş'ı normal sezonda ikinci yapan adam vladimir stimac . nba'ye bakıyosun nemanja bjelica ve nikola jokic duruyor karşında. hatta cska'ya baktığında milos teodosic var. var oğlu var adamlarda.

    peki bu durumun sebebi sadece kötü niyetli koçlar mı ? hayır efendim kesinlikle değil. sen koça hem bütçe içinde kal, hem takımı başarıya ulaştır diyorsun. bu hedeflere bir de yerli oyuncu oynatmasını eklersen diğer iki hedefle çelişki oluşturuyorsun. peki yerlilerimiz niye bu hedefleri zora sokacak derecede kötü ? işte burasını profesyonel basketbol camiasının içinde olmadığımdan tam bilemiyorum. oyuncu disiplinsizliği, maaş beğenmemeler, kendini geliştirmeye çalışmamalar vesaire hepsi mümkün ama hiçbiri hakkında bilgim olmadığından kesin konuşamam.
    diyebileceğim şey şu ki en azından alt yaş kategorilerinde bu kadar parlayan gençlerimizin a seviye maçlara da bir şekilde entegre edilebilmesi lazım. artık federasyon bir kota mı koyar, gençlere zamanında 78 jenerasyonuna yapıldığı gibi özel ilgi mi uygulanır orası yönetimin takdiri. ama hazır fenerbahçe böyle büyük bir başarı yakalamışken basketbolun insanımıza ve gençlerimize sevdirilip gelecek nesillere aktarılacak bir yapı içerisinde bulunmasının tam sırası, özellikle de basketbolda ülke olarak yüksek profilli ve rekabetçi bir yapı benimseyeceksek.

  • bu paylaşımdan sonra misvak dergisi almamaya karar verdim. bundan böyle papia ya da selpak gibi markaları tercih edeceğim.

  • başımdan gecen bir olay daha okurken aklıma geldi. 2015 senesinde diyarbakır ın bir ilçesinde görev yaparken öğtetmenevinde kalıyordum...bir gece erken yattım ve hava soğuk olduğu için ufo çakması ısıtıcıyı da açtım ve uykuya daldım.
    gecenin bir saatinde hayvan gibi evet hayvan gibi kapıyı tekmeleme gürültüsü ile uyandım kim lan bu yavşak bu saatte derken fırlayıp kapıya baktım. kimse yok söverek geri yatağıma dönerken ufonun takılı olduğu priz alev aldı.... hemen sigortayı kapatma falan derken alevi söndürdüm.
    aşağı görevli dayının yanına giderek durumu anlattım sonra birden kameraya bakmak aklıma geldi .
    esas şoku orda yaşadım yaklaşık 15 dakika kadar geriye bakmama rağmen kapıyı vuran kimse yok ama benim kapıyı hışımla açış görüntüm var....
    yaşayacak ömrüm varmış deyip şükrettim. bu da böyle bir anım.

  • bölgesel zayıflama tamamen mitten ibarettir. bu nedenle böyle zırvalarla boşuna uğraşıp vakit kaybetmeyin. insanlar genellikle bireysel fizyolojilerine bağlı olarak öncelikle vücudun farklı bölgelerinde kilo verirler. bunu belirleyen faktör çoğunlukla genetiktir. cinsiyetiniz, yaşınız ve hormonlarınız da nerede ve ne kadar hızlı kilo vereceğiniz konusunda önemli rol oynar. örneğin kadınlarda yağ dağılımı genleri erkeklere nazaran daha fazladır. ailesinin yağ dağılımı nasılsa, kendisinin de benzer şekilde olur. ancak iki cinsiyette de yağ yakımı esnasında sıra önce yüz ve boyun bölgesi, kollar, bacaklar ve daha sonra iç organlara gelir. göbek yağı en son yakılan bölgedir. 2013 yılında yapılan bir araştırmada katılımcılar 3 ay boyunca sadece güçsüz bacaklarını çalıştırmışlar. şaşırtmayan şey şu olmuş; egzersiz yapılan bacak vücudun üst kısmında kaybedilen miktardan daha az yağ kaybetmiş ve bir bacak ile diğeri arasında yağ kaybı açısından hiçbir fark olmadığı görülmüş. * bu nedenle bölgesel egzersizleri, o bölgede kas oluşturmak için yapabilirsiniz, o bölgede yağ kaybetmek için değil. yağ kaybetme amaçlı yapılması gereken egzersizlere değinelim.

    egzersizlerde yağ ya da karbonhidrat yakımını belirleyen asıl faktör kalptir. kalbin kalp atım hızı egzersizin yakıt olarak karbonhidrat ya da yağ yakmasına etki eder. bunlar zone 1, zone 2, zone3, zone 4 ve zone 5 olarak gruplara ayrılır. maksimum kalp ritmimizin (220 eksi yaşınız, örneğin 20 yaşında birisi için ortalama maksimum kalp ritmi 200'dür.) yüzde olarak karşılık geldiği bölgeleri ifade eder. zone 1 maksimum kalp ritminin yüzde 50-60'ı arası kısımdır, hafif aktivitelerle bu zone'a girmek mümkündür. zone 2'daysa bu oran yüzde 60-70 arasıdır. zone 3 70-80, zone 4 80-90, zone 5'se 90-100 arasıdır. zone 1'de dinlenme, ısınma gibi aktiviteler yapılır, genellikle vücut yakıt olarak 'karbonhidrat'lardan yararlanır. zone 2'de karbonhidratın yerini yağ yakımı alır ve uzun süre bu bölgede kalmak mümkündür. zone 3'de aerobik kapasitemizi ve kas gücümüzü arttırırız. zone 4'de kısa süreli aktivitelerdeki performansımızı güçlendirir, anaerobik eşik oranını arttırırız. zone 5 ise profesyonel atletler ve sporcular dışında denenmesi pek önerilmez.

    yağ yakımı için odaklanılması gereken nokta maksimum kalp ritminin yüzde 60-70'i arası olan zone 2 egzersizleridir. eğer amacınız sadece yağ yakmaksa, uzun süreli (en az 20 dakika) zone 2 egzersizleri (yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme, eliptik bisiklet gibi) sizi hedefinize en kolay ulaştıracak yöntemdir. ayrıca uzun süreli zone 2 egzersizleri vücutta ve kalpte yeni capillary yani kılcal damar oluşmasını sağlar. tıpta eecp
    denilen yöntemle bu yapay yöntemlerle sağlansa da uzun süreli zone 2 egzersizleri bunun doğal sağlayıcısıdır.

    özetle, bölgesel zayıflama mitlerine kulak asmayın, egzersizlerinizi bilinçli ve hedef zone'lara girecek şekilde yapın (maksimum kalp ritminin yüzde 60-70 arası yağ yakmak için ideal zone'dur.) ve önemlisi kısa süreli hedefler yerine, kilo vermekten daha önemli olan 'sağlıklı yaşam' biçimini benimseyin. bunu haftalık 150 ila 300 dakika arasında yürüyüş gibi basit egzersizlerle bile elde etmek mümkün. eğer sadece kısa süreli hedefler koyarsanız, sürekliliğinizi koruyamaz, dolayısıyla yağ yakamazsınız.

    konuyla ilgili kaynaklar:

    konuyla ilgili evrim ağacı yazısı

    gene–environment ınteractions on body fat distribution

    regional fat changes ınduced by localized muscle endurance resistance training

    18:14'de bölgesel zayıflamanın mümkün olmadığına değiniliyor

    konuyla ilgili wikipedia içeriği

    https://www.yalescientific.org/…ss-myth-or-reality/

    https://time.com/…loss/4901936/weight-loss-stomach/

    maksimum kalp ritmi ve zone karşılıkları

  • bilmesek bunların bir yakınına sarhoş bi şoför çarpti da öldürdu sanacagımız poz.