ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
taksimetrenin iki katını veriyoruz kampanyası
-
"benim maaşımı kim iki katı verecek?" diye sorduran kampanya!
polisin murat övüç'e iğrençsin demesi
-
bu adama iğrençsin diyebilecek bir yüreğin iyi olduğuna inanamam asla. ne zararı var lan adamın? kolonya dağıtıyormuş bir de... dünyada enerjisi yüksek insanlar çoğunlukta olsa keşke.
edit: başlık bana kalmış. lanetlenmişim, 1 ay çaylağım beni özleyin sözlük ahalisi. hadi yine iyisiniz! :)
andromeda galaksisi ile samanyolu'nun çarpışması
-
o değil de, bir komşu galaksinin ismine bak, bir de bizimkine. batsın bu galaksi zaten.
(bkz: koskoca galaksinin adını samanyolu koyan zihniyet)
yörsan'ın sevgililer gününe özel kaşarı
metrobüslerin moto kuryelere kalkan olması
-
aslında çok güzel ülkeyiz de bizi bu hale getirenlerin amk.
fazla itibarı olmayıp iyi para kazanan meslekler
-
(bkz: bellboy)
lisedeyken 2-3 ay bellboyluk yapmıştım birinci sınıf bi tatil köyünde. yeminle ön büro müdürü dahil herkese borç veriyordum, yiye yiye bitiremiyordum parayı:)
öte yandan bu mesleğin turizm sektöründe hiç karizması yoktur o ayrı hikaye, bi zile koşa koşa gidersin, koşa koşa gelirsin işte, o kadar...
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
çöp atarken plastik poşetin deliğinden ayağa karpuz suyu dökülmesi.
babanın ağır akp'li olması
-
ne söylesem olmuyor. padişahına koşulsuz itaat ediyor, sorgusuz inanıyor. tayyibin aleyhindeki hiç bir habere inanmıyor. laf anlatamıyorum.
peki ben ne yapıyorum?
cep telefonunda adımı "ak parti çekmeköy ilçe başk." olarak değiştirdim. aynen şu tarz mesajlar atıyorum.
"14 yaşındaki zihinsel engelli kıza tecavüz eden ak parti muş ilçe başkanımız beraat etmiştir. gözümüz aydın. hayırlı ramazanlar"
bu ve bunun gibi, akp içerisindeki yolsuzluk, ahlaksızlık vs. içeren haberleri derleyip sanki "bu olaydan da yırttık allahın izniyle" dercesine mesaj atıyorum.
tam bir "adamın gol diyor" psikolojisi yarattım evde amk. kafası karıştı iyice auhaha
beter ol ak babuş :)
game of thrones
apple'ın beyaz eşya işine girmesi
-
klozet kapağı satsa kapısında kuyruk olacak mallar olduğu için akıllı bir yatırım.
edit: başlık başa.
17 mart 2024 ts fb maç sonu olayları
-
en fazla 60. dakikada hükmen 0-3 olarak bitirilmesi gereken maçı devam ettirenlerin suçudur.
her sene bu futbolu terörize eden topluluğa tolerans gösteriyorlar. neden, çünkü ülkeyi siyaseten karadeniz lobisi yönetiyor.
adamlar hakem dövdüler, futbolcu dövdüler, hakemi odaya kitlediler, sahaya kale direği attılar, neler neler yapmadılar amk. her birinden ayrı ayrı küme düşürülmeleri gerekiyordu. ama işte “bakan”ı olan kazanıyor bu ülkede.
çocuğu olmayan akrabaya kendi çocuğunu vermek
-
üzerine çok az konuşulan ama gördüğüm kadarıyla ülkemizde çok yaygın olarak yaşanan bir hadise. farkında olunmayan yaralarımızdan biri. burada bile 4 entry var ama eminim bir çoğunuz çevresinden böyle bir hikaye duymuştur.
annemin bir tanıdığı bunu yapmış. bazı hikayeler çok iz bıraktığından herhalde, tekrar tekrar anlatmıştır bunu. iki kız kardeş, birinin çocuğu olmuyor, diğerinde 3 çocuk. kardeşi için, bir nevi sipariş üzerine çocuk doğurup alt katında oturan kız kardeşine veriyor. sürekli görüşüyorlar elbette. çocuk büyüyor ve babasının küçük bir kopyası, sapsarı saçlı mavi gözlü, yüz hatları biyolojik babasının birebir aynısı. daha ilginci biyolojik babaya aşırı derecede düşkün. ne zaman oturmaya gelseler kalkacakları zaman 'ben y. amcalarla kalmak istiyorum' diye ağlıyor. o öyle dedikçe iki kız kardeş de hüngür hüngür ağlıyor. tam bir aile dramı.
bunu yaşayan ya da bu olaydan dolaylı etkilenen bir çok hastam oldu. hikayelerini dinledim. yaralarını onarmaya çalıştık birlikte.
'kardeşimin çocuğu yok, 3 numarayı ona vereyim' diyen mi dersiniz, sırf vermek için çocuk doğuran mı..komşuya tuz verir gibi çocuk vermek. nasıl bir aymazlıktır hiç anlayamam.
bu olay öylesine farklı boyutlarda etkiliyor ki aileyi..
verilen çocuk: istenmeyen, değersiz birisi olarak algılıyor kendini.
veren ebeveynler: yoğun suçluluk duyguları yaşıyor.
alan ebeveynler: çocuğu ailesinden ayırmaya yönelik yine suçluluk duyguları.
biyolojik kardeşler: evde kalan/kurtulan olmanın suçluluğu ve çocuklarını 'veren' ebeveynlere karşı güvensizlik.
toplumsal bir yara bu mesele. insanların bilinçlenmesinden yana çok umudum yok açıkçası ama belki tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinin ilerlemesi bir nebze etkili olur da daha fazla çocuk ayrılmaz annesinden.