hesabın var mı? giriş yap

  • şehzade mustafa ölmeseydi osmanlı şöyle süper güç olacaktı falan diye anlatmayacağım baştan söyleyeyim.

    benim dikkatimi çeken nokta şehzade cihangir ile olan ilişkileri. bildiğiniz gibi şehzade cihangir bir engelli olarak doğmuştu. ve ona amasız lakinsiz en fazla sevgiyi abisi şehzade mustafa göstermişti. ve ölümünden de en çok o etkilendi.

    peki şehzade cihangir niye mustafa abisinin ardından öldü. şehzade mustafa cihangir'e büyü mü yapmıştı.

    hayır sadece yüksek empati yaparak o engelli minik cihangiri sevmişti. hem de hiçbir çıkarı falan olmadan. bundan dolayı bence de mustafa iyi bir padişah olurdu. fakat bence de osmanlının muhtemel sonunu önleyemezdi.

    rahmetli eski türkiye cumhuriyeti başbakanlarından bülent ecevitin yazdığı şiir aşağıda. bu şiir çok şeyi anlatıyor aslında. iki kardeşin birbirine olan sevgisini anlatıyor. ve insan olmanın önemi.

    iki büyük suçumuz var

    seninle benim cihangir

    biri sevmek biri sevilmek

    bunca büyük suçlarla

    padişah olunmaz

    biz insanız cihangir

    bizden tahtlara han olmaz

    sıcağına bak yüreğimizin

    aktıkça gözlerden gözlere

    nasıl eritir birbirini

    tahtların karlı doruğunda

    t: katledilmiş bir şehzade fakat gerçekten iyi bir insanmış kendisi.

    debe editi: beni bu güzel listeye layık görenlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

    edit2: bu vesile ile şehzade mustafa ve şehzade cihangir'e allah gani gani rahmet eylesin. mustafa kemal gelmiş ve şehzade mustafayı aratmamıştır. bu vesileyle allah başta mustafa kemal'e ve ona yardımcı olan her bir ferde rahmet eylesin.

  • japanese attitude for work : "if one can do it, i can do it. if no one can do it, i must do it."

    middle eastern attitude for work : "wallahi if one can do it, let him do it. if no one can do it, ya-habibi how can i do it?"

  • dvd'sine değişik final alternatifleri de koyulmuş olan ayardır.

    adam: biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok.

    berber: bu nasıl olabilir ki? ben buradayım ve bir berberim.

    adam: hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.

    berber: hayır, ben buradayım berber olarak, ama tek berber ben değilim, bir sürü berber var, sen nasıl bana geliyorsan başka insanlar başka berberlere gidiyor. bu insanların özgür iradesiyle seçimine bağlı bir şey, isteyen evinde traş olur veya traş olmak istemediği zaman traş olmaz. peki sana "bütün bu sakallıları topla bana getir hepsini traş edeceğim," desem bana ne cevap verirsin? insanları zorla, baskıyla tutup buraya mı toplarsın, yoksa benim traşım bana yeter, benim sorumlu olduğum benim başım, banane elalemin traşından mı dersin?

    adam: dur ben biraz daha çalışıp öyle geleyim.

  • -saçını yeni bir renge boyamış bir kadına, "ay canım yeni saç rengin seni olgun göstermiş derhal değiştir.",

    -saçı kahverengi kadına, "ya sana böyle alev kırmızısı/havuç turuncusu/kömür karası/hardal sarısı/soğan kabuğu/vsvs renk süper gider mutlaka dene!!"

    -kilosuyla barışık bir kadına, "ay bir 5 kilo versen muhteşem olursun.",

    -kilolu kadına "ay valla ben kiloluyum yani 32 bedene giremiyorum artık:( belim de 50 cm olucak biraz daha yersem:'(",

    -uzun birlikteliği olup henüz evlilikle ilgili bir şey yapmayan kadına, "ee düğün ne zaman;)",

    -yeni evlenmiş kadına, "valla iyi cesaret, ne acelen vardı :/, evlilik akıl karı değil valla",

    -ev işi yapan kadına, "ay , hizmetçi değiliz, hayatta yapmam, yapanı da anlamam",

    -ev işi yapmayan kadına, "ya benim elim yatkın, çok iyi yemek yaparım, manyak titizim",

    demeleri, böyle abidik gubidik cümle kurmaları...

  • intihal olayının nasıl yapıldığı ve kriterleri bellidir. 40tan fazla kritere göre incelenip elif şafak'ın yaptığı işin başka bir romandan esinlenme değil, çalma çırpma işi olduğu hukuk önünde tescillenmiştir.

    yok ticari itibar, yok edebiyat öyle bir şey değil, yok elif şafak'ı dışarıda görseniz çok seversiniz vs vs. bir de utanmadan oraya davanın içeriğinden bağımsız yazmışsınız. yemin ediyorum alayınızın yerine ben utandım. siz bir daha açıklama falan yapmayın, hatta bir şeyler yazmayın. intihal yapmış bir kadını desteklerken saçma sapan ifadelerle kendinizi küçük düşüyorsunuz.

  • emrah serbes: ya meclise gittim, gizli gizli sigara içiyorlar. lan olum liseli misiniz? koskoca milletvekilisin, dokunulmazlığın var, kuru sulu karıştır iç.
    mehmet erdem:...
    nilgün belgün:....

    balçiçek ilter:.... peki gri mi buldun meclisin duvarlarını?

  • "eğer ülkeme yararlı olacak, diğer ülkeleri mahvedecek bir şey biliyorsam prensime önermem; çünkü ben önce bir insanım, sonra bir fransız’ım. ben zorunlu olarak insan doğdum ve tesadüfen fransız oldum."

    montesquieu