hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • son 3 yıldır her gün yaptığım aktivite. şimdi 130 kiloyum ama sorun değil, becel var kalbimi koruyan. teşekkürler becel.

  • oruçlunun açlıktan akli melekeleri kaybetmesi sonucunda iskender satılan bir mekana gitmesi sonrası karşısındaki müşterilerin yaptığı eylem.
    oruçluyken ne işin var kardeşim iskender satılan,yenen yerde.

  • güzel bir ilk bölümle sezonu açmış dizimiz.

    --- spoiler ---

    son sahnede yılmaz ve örgüt lideri arasında geçen konuşmada çok hoşuma giden bir şey fark ettim. yılmaz, örgüt liderinin övgülerine kapılır gibi olduğu sırada kafasında ilkkan'ın sesi yankılandı. ilkkan'ın yılmaz'ı övdüğü çeşitli anlardan cümlelerin yankılanmasıyla gerçeklere dönen yılmaz, örgüt liderine posta koydu ve ilkkan'ı kurtarmaya gitti. bu sahne üzerinde biraz düşünmek istiyorum. yılmaz ve ilkkan birbirlerinin en yakın arkadaşı. ilkkan bir şekilde bir örgütün eline düşüyor ve bu duruma göz yummayan yılmaz, ersoy'u da alıp ilkkan'ı kurtarmaya gidiyor. sonra aynı örgüt yılmaz'ı ele geçirmeye çalıştığında ise yılmaz'ı kurtaran şey ilkkan'ın cümleleri oluyor. bu sahnede arkadaşlıklarının kuvvetine şahit oluyoruz. bu çok güzel. ama bir şey daha var ki acayip hoşuma gitti.

    örgüt lideri yılmaz'ı överken yılmaz, ilkkan'ın övgü dolu cümleleriyle gerçekliğe döndü. sonrasında örgüt lideri “ben iradesi senin kadar güçlü birini görmedim” minvalindeki cümleyi kurdu ve yılmaz da ona “ama ben senden daha etkileyici şekilde öveni gördüm” gibi bir şey söyledi -kastettiği kişi ilkkan'dı-. ilkkan'ın övgü cümleleri eşi benzeri bulunmaz cümleler değildi aslında. ilkkan'ın cümlelerinin yılmaz'ı etkilemesinin sebebi ilkkan'ın onun en yakınlarından biri olması ve yılmaz'ın ilkkan'a gerçekten değer vermesi. hem ilkkan'ın kendisini tanıdığını biliyor hem de kendisi ilkkan'ı tanıyor ve nerede samimi olup nerede olmadığını anlayabiliyor. dolayısıyla ilkkan'dan gelen övgü'nün bir anlamı ve değeri var. yılmaz arkadaşları tarafından sık sık yobaz olmakla itham edilse de kendi içinde oldukça tutarlı bir karakter ve anlamlı bulmadığı hiçbir şeyi kabul etmiyor.

    övülmek, iltifat almak dünyadaki birçok insanın zaafıdır muhtemelen. insan kendini tanıdıkça yani büyüdükçe, gelen övgüyü karşılamayı ve yönetmeyi öğreniyor. bunu öğrenirken de en büyük yardımcıları samimiyetle bağ kurduğu yakınları oluyor. bu bölümde yılmaz ve ilkkan'ı kurtaran şey aralarındaki bağın kuvveti oldu bence.

    ayrıca bu bölüm üç karakterimizi de artık net bir şekilde tanıdığımız bir bölüm oldu. örgütün eline düşen karakterin ilkkan olmasına şaşırmadık çünkü ilkkan çizmeye çalıştığı aklı başında, olgun ve tutarlı karakterin aksine çelişkilerle dolu ve bu çelişkileriyle yüzleşmekten kaçınan bir karakter. yazı boyunca ersoy'dan hiç bahsetmedim çünkü bence ersoy henüz ilişkiye tam manasıyla dahil olmuş değil. çocuksu, sorumluluk almayan ve ilkkan ya da yılmaz'ın sözünü dinleyen bir konumda. dolayısıyla, örneğin ilkkan ve yılmaz kavga ederken ersoy ikisi tarafından da azarlanan ama aynı zamanda merhamet de gösterilen bir yerde duruyor ya da yılmaz'la birlikte ilkkan'ı yermek ve övmek üzerinden yaptıkları planda aşırıya kaçıyor çünkü sınırlarını bilmiyor. örgütün eline ersoy düşmüş olsaydı bölümün cazibesi olmazdı çünkü ersoy bence henüz bir karakter değil. yanındaki kişiye göre şekillenen bir “tip”. bu sezon belki onun karaktere evrilişini izleriz.

    bu bölüm rolleri net bir şekilde gördüğümüz ve kendi adıma arkadaşlık üzerine bir kere daha düşündüğüm güzel bir bölüm oldu.
    --- spoiler ---

  • geçen gün -üstelik alkollü mekanda- başıma gelmiş hadise.

    3.000 tl hesap tuttu. adam dedi ki “yalnız pos çalışmıyor”.

    ben de “o kadar nakiti nasıl taşıyayım” dedim.

    “iban verelim” dedi.

    “gecenin 12'sinde ben niye eft'ye 50-60 tl komisyon ödeyeyim. böyle iş mi olur? eft komisyonunu düşecek misin hesaptan? ya hesabı ödemicem, yada komşudan pos getirin” dedim.

    pos geldi. çektim. slipte oturduğum işletmenin adı yazıyordu.

    yani bozuk mozuk değil. hayır zaten oturduğumdan beri elli kalem üründen geçirmişsin bana. banka komisyonunu mu dert ediyorsun?

    böyle işlerde -eğer yiyip içtikten sonra derse- gerekirse tartışın işletmeyle.

    edit: havale isteyen işletmeci bir arkadaş rahatsız olmuş. özelden “havale/eft komisyonu 50 tl tutmaz. senin olay yalan.” diyor. “yok abi 5-10 tl de olsa sen niye komisyon veresin bi de hesabın üstüne?” diyen yok ama.

  • 5 yaşındaki kızım okulda ağlamıştır:

    b: sen bugün okulda ağladın mı güzel kızım?

    k: evet, nerden biliyorsun?

    b: kuşlar söyledi.

    k: yaaa!

    b: peki neden ağladığın yavrum?

    k: kuşlara sor!

  • 6 ekim 2014 günü kagemasa kozuki'nin pes 2015 çıkış tarihinin gecikeceği haberi üzerine sokağa çıkın çağrısı ile başlamış ve halen yurdun dört bir yanında sürmekte olan eylemlerdir.

    kitleden bir fotoğraf için; http://imgur.com/bbdmlso

    eylemler şu hashtag'ten takip edilebilir;

    #konamiicinsokaga

    yemin ederim ios 8'in release edildiği günkü gibi heyecan verdi eylemler bana. ülkenin böyle tepkiler koyması umut vaat ediyor. devrimci fikirler de bu ortamlarda filizlenip büyümeye devam ediyor. hiçbir şeyin bitmediğini görmek dahi yetiyor.

  • herhalde dunya tarihinde cahilligin bu kadar ovuldugu bir donem olmamistir. o da 2000'lerin turkiye'sine denk geldi. bizdeki de sans.

  • yetmez ama evet! uçaklarda sadece kürtçe, lazca, rumca anonslar yetmez, uçağın motor sesi de kürtçe çıkmalı. itiraz edenlerin hepsi faşist ırkçılardır peşinen söyleyeyim.

    edit: über, ileri demokrat ve demokratik cumhuriyetçi yazarlar abd'nde hispaniklerin ana dil tecrübesini bir öğreniverseler de, biz de artık bu geri zekalı ayrışma başlıklarını okumaktan kurtulsak. unutmadan söyleyeyim; abdullah öcalan dan farklı olarak, kürtçeyi anadilim gibi konuşuyorum.

  • siyasetin sadece oy vermek olduğunu düşünen yurdum insanlarının edindiği fikir.

    geçmiş yüzyıllarda ideoloji insanları yöneltiyor iken, günümüz dünyasında insanlar ideolojilerine yön veriyor. kendileri yön verdiği için sonucundan memnun olmayıp ''sağ sol diye bir şey hala var mı yha'' diyerek kendilerini tatmin ediyorlar.

    kaldı ki, bunu düşünecek en son toplum galiba içinde olduğumuz toplumdur. zira bugüne kadar sağ ideolojinin hakim sürdüğü toplumda henüz sol ideoloji ile yönetilmedikleri için solun da benzer bir şekilde olduğunu düşünüyorlar.

    nefes alıp verdiğimiz sürece, sağ ve sol kavramları da var olmaya devam edecek. belli bir süre herhangi biri talep görmese dahi yine de varlığını sürdürecektir.