hesabın var mı? giriş yap

  • bir aysel tuğluk açıklaması. tuğluk; "kürt siyasetçileri olarak şunu açık ve net söylüyoruz. bir tek gerillanın burnu kanarsa bunun hesabını sorarız. hükümete çağrımız, herhangi bir provokasyona meydan vermeden, tek bir gerillaya zarar gelmeden, bunun tedbirleri alınarak çekilme sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasıdır." demiş.

    başbakan türk askeri için böyle bir çıkış yapamadı, tek askerimize zarar gelirse bunun bedelini ödetiriz diyemedi ya. şimdi susup izlesinler. baraj yapımını durdursunlar, karakolları yıksınlar, gerilla geçerken selam dursunlar. alkışlar hükümetimize.

  • on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.

  • erhan afyoncu: hocam, şimdi tarihte kurulan ilk türk devleti hangisidir?
    ahmet taşağıl: büyük hun imparatorluğu..
    murat bardakçı: tarih kaç?
    ahmet taşağıl: 2259
    erhan afyoncu: milattan önce mi?!

    lan be olsam milattan sonra derdim amk. doktor emmett brown kuruyor.

  • sizde sorun yaratıyorsa dingil olduğunuzu gösterir.

    neden?

    diş macununu ortadan sıkma geyiğinin tarihine bakmak gerekir.

    diş macunları ilk çıktığında alüminyum tüplerde satılırdı. dolayısıyla ortadan sıktığında dibindeki macun bir daha dışarı çıkmaz, uğraş sonucu tüpün patlamasına kadar giden sonuçlara neden olur, diş macunu murdar olurdu.

    günümüzde plastik tüpler kullanılıyor. başını da sıksan, dibini de sıksan farkı yok. tüp şeklini koruyabiliyor. tüpün içindeki macunun büyük bir kısmını kullanabiliyorsun.

    80'lerin, 90'ların geyiği ile 2015 yılında olmayan sorun üretmek sizin yaptığınız.

    dingiller...

  • düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.