ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeki önder özen
-
biz balik hafizalilar cok hatirlamayiz ama ben unutmuyorum. su takimi hocasindan personeline kuran zeki onder ozen sana sonsuz minnetimi sunuyorum. ayilarin gorev yaptigi yerde en buyuk hizmeti fenerbahce backround'la sen verdin. umuyorum yeniden su takimda yer alacaksin. iyilerin mutlaka kazandigina bizi inandir.
abdullah avcı
-
öyle bir milli takım yaratmıştı ki hakikaten sorunun elimizde iyi oyuncular olmaması olduğuna inanmıştım ben.
her şeyi affetsem sercan sararer denen odunu izlemek zorunda bırakmasını affedemem. gene iyi almanya'dan geldi diye meryem uzerli'yi oynatmamış.
bu adamdan zarar gelmez denilen adam olmak
-
- aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
- evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
- aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
- ühühühüh ibneler...
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
lisede kapanmaya karar verdim. ailem çok tepki gosterdiler babam falan dövdü hatta ama yılmadım. başörtümü bağlayıp,heycanla okuluma gittim sabah. sanki herkes bana bakıyor,işaret ediyor gibiydi. o dönemler baya sıkıntılı tabi.
sonra derse girdim. sevdiğim bir öğretmenim beni azarlayip başörtümü çekti sacimdan. şaşırdım tabii. "ınsanların inancına hiç mi sayginiz yok hocam "
dedim. o da bana "saçmalama oğlum git tahtayı sil" demişti. hatırladıkça hala üzülürüm. o günden sonra zaten dini imanı boşladım. kısa kısa şortlar giyip geziyorum.
08.30'dan 03.00'a kadar çalışmak
-
bugün, iş başvurusu için çağrıldığım şirketteki ablanın bana dediği eylem.
pazartesiden perşembeye kadar: sabah 8.30 akşam 7-8
cuma: sabah 8.30 gece 12-1
cumartesi: sabah 8.30 gece 3
pazar: tatilden hallice (yersen)
ücret: asgari
mekan: halkalı gümrük(gidenler bilir). tuğlalardan örülü bir odacık ve bir adet kondisyonu iyi konteyner.
not: üniversite mezunuyuz, tecrübesiziz ama bu kadar da ölmedik mk.
edit: söylemeyi unuttum. şirketin operasyon işlerinin yapıldığı, tuğla ile örülmüş olan 15 metrekarelik yere bir sıva çekmeyi bile uygun görmemişler. o tuğlalara üzüldüm aslında ben.
zenginlerin şıp diye kilo verebilmesi
-
ilaçla falan alakası yok. zenginlerin kendileri ile ilgilenmek için zamanları var.
sabah 8'den akşam 6'ya kadar iş yerinde sömürülen bir canlı, üstüne gidip nasıl spor yapabilir, kendine bakabilir? zaten zenginleri zengin yapan şey, sahip oldukları zaman, ve onu istedikleri gibi planlamaları. para değil.
benim vergimle sokak hayvanları beslenmesin
-
bencil bir varlık beyanı. doğru ama o ve onun gibiler sümeyye'ye at alınsın diye, emine hanım mangoyu kurutup saklasın diye, tayyip hergün bıldırcın yesin diye vergi veriyor. bir köpeğin günlük ihtiyacı ile aksaray'ın 1 saatlik elektrik giderini mukayese edemeyen vicdansızlar utanmadan buraya bu fikrini yapabiliyor. vay be. bunlara da insan diyorlar.
andımız tamam sıra türkçe ezanda
evrim teorisi
-
maymunla ortak atadan evrildik yerine aslan, kaplan, kartal gibi karizmatik hayvanlardan evrildiğimizi savunsaydı bu teori bu kadar çok karşıtı olmazdı.
türkiye'de müthiş bir pahalılığın yaşanması
-
ne aradığına bağlı. bazı alanlarda çok ucuz bir ülkeyiz. mesela geçen 24 kişinin canı yok pahasına gitti.