hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: ne kadar ali şan'sınız testi

    entry:

    1) omuzunuz var mı ?

    a) yok
    b) var

    2) içinizde saçma sapan bir neşe var mı ?

    a) var
    b) yok

    3) sabah programı yaptınız mı?

    a) evet
    b) hayır

    4) at hırsızına benziyor musunuz?

    a) evet
    b) hayır

    a lar çoğunluktaysa ali şan'sınız.

  • hayatinda hic oje surmemis toynakli suserlerin bilip bilmeden hakkinda konustugu kadindir.

    surekli oje surulen tirnak sararir ve sagliksizlasir. bu yuzden acik ayakkabi giymedigimiz kis mevsiminde genellikle tirnaklar kendine gelmesi icin ojesiz birakilir ve bu igrenc bir goruntu olusturmaz, ayak yine ayni ayaktir.

    yok bakimsiz yok gobekli yok baskasi icin mi suruyor bidi bidi.... gidin biraz tras kopugu yorumu yapin, en azindan ilerde sakaliniz cikarsa kullanma sansiniz var.

  • ülkenin muhafazakarından kendini seküler olarak adlandıran kemalistine kadar her grubun içinde o kadar yoğunlukta bir gerizekalı kitle var ki her geçen gün yok ya bu kadar da olamaz falan diyorsun ama bu mallar seni şaşırtmaktan bıkmıyorlar.

  • 6 sigma prensibi ile gerçekleştirilen mimaridir:

    1 - altı tane kova temin edilir.
    2 - bunlar kırmızıya boyanır.
    3 - her birinin üzerine sırasıyla y,a,n,g,ı,n harfleri yazılır.
    4 - kumla doldurulur.
    5 - simetrik dizilir.
    6 - etrafına bina örülür.

  • tam kelimeleri hatırlayamıyorum. önünden tempolu yürüyüşle geçilen bir marketin dışarı yerleştirilmiş sebze kasaları arasında alışverişe gelmiş ilkokulun ilk sınıflarında olması gereken pek efendi, büyümüş de küçülmüş bir bey. üniversite çağlarında olması gereken başka bir efendi genç de market görevlisi. aralarındaki diyalog kendi karanlığıma gömülmüş giderken yakaladı ve gülümsetti beni:

    küçük bey: biliyorsunuz, eğer yeterli olmazsa beni tekrar markete gönderecekler.

    görevli genç: o yönden haklısınız tabii ama sanırım bu kadarı yeterlidir aileniz için.

    şu nezaketin birazını hayatımıza yedirebilseydik bu diyalog belki böyle şaşırtıcı ve gülümsetici olmayacaktı. akşam akşam zamanda yolculuk yapmış gibi hissetmeyecektim.

  • ikinci dünya savaşı sonrası yıkılan avrupa’yı tekrar canlandırmak adına yeni bir parasal sistemin oluşturulmasıdır. kurulan bu sistemde amerikan doları kilit bir rol oynamaktaydı. dolar altına sabitlenmiş anlaşmaya imza atan ülkelerde paralarını sabit kurdan dolara sabitlemişlerdir. avrupa devletlerinin karşılaşacağı kısa vadeli ödeme güçlüklerinde kredi vermek amacı ile uluslararası para fonu (imf), avrupa devletlerinin yeniden imarını sağlamak amacı ile dünya bankası (wb) kurulmuştur. aynı zamanda uluslararası ticari, haklar ve sorumlukları düzenlemek adına daha sonra dünya ticaret örgütüne (wto) dönüşecek olan gatt anlaşması imzalanmıştır.

    bretton woods sisteminin karşılaştığı sorunlar sonucunda abd’nin 1971 yılında tek taraflı aldığı kararlar ile sistemin çöküşünün başlamasıyla gelişen süreç sonunda imf’nin rolünde büyük değişiklikler yaşanmıştır. neo-liberal ekonomiye geçişte etkili bir araç haline gelen imf özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde büyük etkilere neden olmuştur.

    neo-liberal ekonimide orataya çıkan krizlerin sonucunda imf’e borçlanmak durumunda kalan az gelişmiş ülkeler, imf'nin ortaya sunduğu yapısal uyum programlarını uygulamak zorunda kaldılar. oluşan sistemde gelişmekte olan ülkelerin borçları öylesine arttı ki bu ülkelerin bir çoğu değil borçlarını, borçlarının faizlerini bile ödeyemez duruma düştü. bunun üzerine imf bu sefer faizlerini ödeyebilmeleri için krediler açtı. alınan kredilerin küçük kısmının bile üretim için harcanmaması sonucunda borçların bütün yükü ülkelerin vatandaşlarının sırtına binmiş oldu.

    edit: imla

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.

  • daha önce de söyleyenler olmuştur, ben de söyleyeyim...
    o bırakılan hava bölümlerinin iki ana amacı var.
    1- nakliye, istifleme ve hatta bakkaldan eve taşırken, hem kendileri hem başka şeylerle temas ettiklerinde maruz kaldıkları hafif basınçlar yüzünden kırılıp kırıntı haline gelmelerini (mümkün mertebe) engellemek ; yani bir nevi hava yastığı görevi,
    2- paketin delik patlak olup olmadığını ve dolayısıyla ürünün bayat olup olmadığını anlamak için. bastırırsın paketi hafifçe, baktın bi yerinden hava kaçmıyor, şiş şiş halen, demek ki paket delik değil ve de içindeki ürün bayatlamış değil; bunu anlarsın.
    öte yandan kimsenin de zaten "bu paket ağzına kadar dolu" iddiası yok. içinde şu kadar gram cips vardır yazar üzerinde ve evet, o kadar gram cips vardır. buradaki taahhüt, içinde kaç gram cips olduğudur. paketin boyu değildir.
    sen öyle her gördüğün şeyin boyuna göre karar verip onu ölçü alırsan, işin iş yani.