hesabın var mı? giriş yap

  • kanlı irinli şu son türkiye gündeminde fotoğraflarına baktıkça istem dışı güldürüyor reis.

    reisin her an yeni sekme açıp 2.el doblo fiyatlarına bakabilirim bakışını hepinizin yakaladığını biliyorum.

  • çalıştığınız yerde 5 yıldan fazla kalmayın, 3 yıldan sonra aktif olarak iş aramaya başlayın.

    "ya ama ben işimi çok seviyorum".

    iş sevilmez, yapılır. o yüzden ben yandım siz yanmayın.

  • 17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.

  • 21 eylül 1986 ankaragücü beşiktaş maçında top hakeme çarpıp gol olmuş ve beşiktaş mağlup olmuştu ve o sezon beşiktaş 1 puan farkla şampiyonluğu kaçırmıştı. yani o gol olmasa şampiyondu. maçın hakemi ahmet akçay o maçtan sonra yaşadığı bir anıyı anlattı az önce bir programda.
    süleyman seba, maçtan sonra ahmet akçay'ı arıyor ve "hocam biz seni biliyoruz. bu senin ve bizim yaşadığımız bir talihsizlik oldu. bu aralar canını sıkarlar, bir kaç gün gazete falan okuma. kendini de üzme" diyor.
    hani şu "beşiktaşlı duruşu diyip duruyorsunuz. nedir lan bu duruş?" diye soranlar var ya. onlara bir örnek olsun isterim.

    edit: yıllar sonra videosunu buldum. buyrunuz efendim. https://youtu.be/bvyzaieabxm

  • uğruna acı çekilen kişinin başkasıyla öpüştüğü-koklaştığı fikri.
    fikrine bile tahammül edemiyorken onun bunları yapıyor olması ayrı bir acı olsa gerek.

  • millet ittifakı ankara büyükşehir belediye başkan adayı mansur yavaş, yarın sabah 09.00’da siz ekşi sözlük yazarlarının sorularını cevaplayacak. gözünüz sol frame'de olsun.

  • dün yine evde bulamamışlar beni. gittim, "ben yine evde yokmuşum yaa, allah beni kahretmeye, bütün gün evde olup da evde bulunamıyorum" dedim. yüksek sesle söyleyince tabi diğer müşteriler dönüp bakınca görevli "yanlışlık olmuştur" dedi, "evet dedim, 4 yıldır bir kez beni evde bulamama gibi bir yanlışlığınız" var dedim ki bu konuyla ilgili şikayet dilekçelerimle evimden genel müdürlüğe yol yapmayı planlıyorum. neyse, kadın tabi üste çıkmak için mümkün değile getirdi konuyu, en son "bin yılda bir olmuşsa olmuştur, türkiye'de belki 10 kişinin böyle bir şikayeti vardır" dedi. siz dedim hiç sözlüklere de bakmıyorsunuz, adına koskoca başlık açılmış, yerin dibine sokmuşlar sizi, ne 10 kişisi dedim ve kadın o efsanevi savunmayı yaptı bana.

    "onlar firmamızın başarısını çekemeyen rakiplerce tutulmuş paralı kalemler, ciddiye almayın siz onları..."

  • sözlükte "pabuç gagalı leylek" diye de geçmiş. tövbe. bu ürkek can, genetik olarak pelikansılar takımına mensuptur.

    lat. balaeniceps rex'tir.

    en az bir filin dişi* kadar karakteristikleşmesini bekleyebileceğiniz gagası, bir pabuç-gagalıyı ilk bakışta tanımanıza yardım etmezse, erişkin bir tanesini, ardoise grisinden maviye; maviden mora; mordan mucizeye dönen tüy renginden tanıyabilirsiniz. henüz erişkin olmayanları ise kahverengi tonlarında tüylere sahip olur.

    yalnızlığın ve dinginliğin kuşu pabuç-gagalı; avlanırken bile, herhangi bir tür tarafından fark edilmemeyi şiar edindiği için olsa gerek, uzunca bir süre hareketsiz kalarak bekleme yetisi kazanmış (hatta bazen o metalik renklerle donakalışı, onu üzerinde tarihin tozlarının matlığını taşıyan bir heykele bile benzetmenize sebep olabilir). aynı düstur, bu kuşun üreme ritüelinde daha çarpıcı ve ilham verici bir biçimde kendisini gösteriyor. genellikle karıştırıldığı leylek türleri gibi ya da balıkçıllar veya karabataklar gibi, gruplar hâlinde yuva kurmayıp üreme döneminde çift olarak, diğer çiftlerden oldukça uzakta, yalnız hareket ediyorlar. yine üreme dönemindeki bir pabuç-gagalı çifti, bölgelerini diğer kuşlara karşı cansiperane şekilde savunuyor. birlikte 3 metrelik bir alanı temizleyen çift, yüzen bir platform üzerine çeşitli su bitkilerinden bir yuva yapıyor. 1 aylık kuluçka süresince, hem erkek hem dişi pabuç-gagalı kuluçkaya yatıyor ve yavruları ortaklaşa besleyip koruyor. kendi bölgelerini yaratıyorlar, müthiş bir içgüdüyle bu bölge için savaşıyorlar, birleşirken bile (birleşmiş olmak için ayrılmayıp) bir arada kalıyorlar ve yavruların sorumluluğunu da sadakatle üstleniyorlar! üstelik birden fazla yavrulamayarak, mütevazı bir aile planlamasının da mimarı oluyorlar.* dinle insanlık...

    dünya genelinde birkaç binlik bir nüfusa sahip olan bu mor kanatlar, çeşitli raporlarda soylarının tükenmesi hususunda "hassas" türler arasında gösterilmiş. avlayanlara lanet olsun.

    söylentiye göre antik mısır'da aralarında bu kuşun da bulunduğu birçok kuş türü resmedilmiş (fakat internette bu kuşun antik mısır'daki görseline dair bir başlık bulmak zor). isteyen, ileri okuma niyetine, gutenberg projesi kapsamında internete yüklenen şu enfes eseri inceleyebilir.

    post scriptum subitus: sözlükte aynı kuşu tanımlayan birçok başlık var, fakat doğru yazım, bu başlıktaki gibi olmak zorunda. tdk öyle söylüyor.