ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yol verilince koşan yaya
-
ben yanımdakileri de sürüklüyorum, halk oyunları ekibi gibi geçiyoruz karşıya.
haşlanan makarnayı soğuk suya tutmak
-
bundan daha fena ancak iki şey vardır. biri nutella'yı buz dolabına koymak diğeri gelin makyajı.
arda turan
-
az önce asist yapan adam.
hızlı okuma
-
"hızlı okuma kurslarına gittim ve savaş ve barışı yirmi dakikada okudum, galiba rusyadan bahsediyor." -woody allen
600 adet otomobili stoklayan galerici
-
araba basina 1.000 lira ceza kesmisler. 8 adet 32'li tuvalet kagidi parasi yani.
aysel gürel
-
zamanında televole döneminde aysel gürel le roportaj yapılmaktaydı.
televole muhabiri sordu
- aysel hanım siz hangi takımı tutuyorsunuz?
- valla ben kocamın takımlarını tutuyorum ahıahı
- ...
hak eden adamı tertemiz döven motorcu
-
ön edit: arkadaşlar, debe listesinde şu entrynin benim bu tırışka entrymden daha altta olmasının hiç bir mantıklı izahı yoktur, ancak mizahı olabilir.
esas mevzu 3:40 civarı başlıyor. ondan önce horoz gibi birbirlerine kabarıp, bol keseden fak fuk sallıyorlar. sonra da ayağı takılıp yere düşen bir gerizekalıya çullanan 3 tane motorcu var. acayip saçma bi video. ben izledim siz izlemeyin. ben yandım siz yanmayın.
edit: (bkz: başlığın başa kalması)
annemin sandığı kadar mutlu değilim
-
bir yazı başlığıydı sanırım, kitaplığımı düzene koyarken, atmaya karar verdiğim dergilerden birinde gördüm. o kadar haklı geldi ki. hayatın sıkıcılığı, yaşadığımız depresyonlar, bunalımlar, ayrılıklar, hüzünler, iç sıkıntıları.. anneye anlatsan, anne üzülür çünkü. dayanamaz. karnının ağrıdığını söylediğinde gece uyanıp yanına gelen, kapıdan yüzünü görüp ağrı çekip çekmediğini anlamaya çalışan anne, platonik aşık olduğunuzu öğrense kötü olur mesela. yüreciği kaldırmaz.
bazı acıları ise anlayamaz nedense. anlayamazmış gibi göründüğü acılar da vardır o anne-çocuk dengesini korumak uğruna. bu yüzden saklı kalır bazı acılar.
-anne, denir bazen.
-he annesinin gülü, der. biter her şey.
nasıl denir ki, anne ben olmayacak bir işe giriştim diye. ya da anne ben bi bok yedim, cezasını çekiyorum, nasıl denir.
denmez.
anneye gülümsenir arada.
şöyle bir bakar anne, "ne o, hasta mısın" der. "başım ağrıyo biraz" denir. "yat uyu biraz" der anne. süt getirir, içirir. odaya gidip kapı kapanınca ağlanır belki. ama anneye duyurulmaz hıçkırıklar.
annenin sandığı kadar mutlu olamaz kimse. anneye biraz rol yapılır.
çiftleşirken ağaçtan düşen koalalar
-
"tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen" dizelerine konu olmuşlardır.
banane lan bozdurmam dolarımı
-
yağmur yağarken bulamadım şemsiye
kazanmak için çalıştım ölesiye
şimdi ihtiyacım ne öğüt ne de tavsiye
banane lan bozdurmam dolarımı
1980 yılında beşiktaş'ta çekilen fotoğraf
-
o karşıda görünen yer beykoz ormanları olsun lütfen
(bkz: iki damla göz yaşı)