hesabın var mı? giriş yap

  • artık tüm markalar yavaştan kendi e-ticaret sahasını güçlendiriyor. dolayısıyla bu tip yatırımlar yavaştan piyasada şekil değiştirir ya da kapanır. normaldir.

  • 1 ay dayanabildi, ve bu sabaha karşı hayatını kaybetti.

    şu an katillerinin yüzünü görmek isterdim; ne düşündüklerini, nasıl yorum yaptıklarını, bu kızın ölüm haberini aldıklarında hayatlarına nasıl devam edebildiklerini. sanırım "napalım" diyip şişelerine yeni mazotlar doldurup başka otobüslerin başka sivillerin avına çıkacaklar.

    uğur kaymaz'ın, ceylan önkol'un katillerinden başka bir yerde mi yargılanacaksınız sanıyorsunuz? yanılıyorsunuz. aynı bokun soyusunuz.

  • çok zengin olmasına rağmen emlak vergisi vermemek adına evde kalmayıp ucuz ve varoş hotellerde yaşamını sürdürmüş, her gün aynı siyah elbiseyi giymiş insan. bu kadın o kadar cimriymiş ki dediklerine göre elbisesinin yalnızca alt kısmını, yani yerle temas ederek kirlenen kısmını arada bir temizlermiş. sebebi de sabuna para vermek istememesiymiş.

    ned adındaki oğlu dizini sakatlayınca para vermemek için tedavisi yaptrmamış, daha sonra doktorlar kangren olması yüzünden çocuğun bacağını kesmek zorunda kalmışlar.

    hetty green 81 yaşındayken marketteki bir satıcı ile 1 şişe sütün fiyatı için tartışmaya girişmiş. kadın o kadar sinirlenmiş ki kalbi buna dayanamamış ve kalp krizi geçirip orada ölüvermiş.

    sonra ne mi olmuş? ned giden bacağının intikamını alırcasına miras kalan tüm parayı partilerde, tatillerde ve pahalı mücevheratlarda harcamış.

  • toplu taşımayı sık kullandığım dönem bu olayın tam tersi benim başıma gelirdi. otobüsün neresinde oturursam oturayım otobüse binen yaşlı teyzeler/amcalar doğrudan sanki benim oturduğum koltuk boşmuş gibi bana doğru yürür ve biraz girişken olanı "kızım yer vercen mi bana" şeklinde konuya girerken, daha çekingen olanı da koltuğa abanma, bana abanma, kucağımdaki çantaya abanma, oflama poflama modunda o koltuğu bir şekilde benden alırdı. sadece o değil, "eskiden böyle miydi, şimdiki gençler vatan haini, yer vermiyo" şeklindeki tiplerin ilk hedefinde de hep ben vardım. ufak tefek yapımdan mıdır bilmiyorum ama genelde otobüse bineni göremeyecek kadar yorgun olduğumdan bu yer vermediği için ayıplanma olayına çok bozulurdum. okuldan eve dönüşüm 4 saat sürüyordu çünkü normal şartlarda. sabah 5te uyanıyordum okula zamanında gidebilmek için. yaşımdan ve minyon olduğumdan beni olduğumdan daha küçük sanıyorlardır yorgun gözükmeme rağmen diye kendimi teselli ediyordum. yıllar geçti, en son yine tramwaya bindiğimde bi teyze hedefe kilitlenip dizimin dibine kadar geldi. tramwayda her yaştan insan doluydu, özellikle baktım. teyze dizimin dibine varınca geç otur teyze diyerek kalktım. teyze teşekkür bile etmeden şöyle dedi:
    "kızım sen de yorgunsun tamam ama ben bi de yaşlıyım..."
    sesinde sadece kızgınlık vardı. "eski gençler böyle miydi hiç!"

  • rezalet değilse de bal gibi de can sıkıcı olaydır. bir de aptal yerine koymuş kadına bak ya. aferin kardeşim, yedirme hakkını. ben de olsam aynı şeyi yapardım.

  • 3,5 yaşındaki kuzu televizyondan koparılmaya çalışılırken;

    '' yaşamat için çizdi film izlemeye ihtiyacım var. yüralarımı* geliştiriyor. ''

  • başlık: nihayet bugün ben de otobüste ayar verdim

    bugün sabahtan akşama kadar sandalyede oturmuş olmanın verdiği yorgunlukla otobüsle eve giderken, yayıla yayıla oturduğum koltuğa bir teyze geldi. baktı, baktı bir daha baktı. ben de ona baktıktan sonra camdan dışarı çevirdim başımı. teyze:

    -bu yaşa gelmişsin, yaşlılara yer vermeyi öğrenmelisin artık, dedi.

    -bu yaşa gelmişsin, kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmelisin artık, dedim.

    otobüste 2 saniye sessizlikten sonra bir kahkaha koptu. sonra da ilk durakta beni dışarı attılar. bu da böyle bir anımdır.