hesabın var mı? giriş yap

  • savas bitimi hayatta kalan baba , ölmüş kızının günlüklerini okur ve kızının bu günlükleri savas bitiminde kitap haline getirmek niyetinde olduğunu görür. bu isteğini hayata geçirmek için günlğkleri biraz düzenler , bazı zarar görebilecek isimler değişir günlükte.ve bu sekilde yayimlanır.
    artık günümüzde cıkan baskılarda sahte isimler yerine insanların gercek isimleri kullanılmakta.

  • italya'dan daha çok ülkemizde ünlü olan maç. italyanlar duysa manyak mı lan bunlar derler.
    düşünsene avusturya'da konyaspor-kayserispor maçının bilinir beklenir olduğunu.

  • aktrollere özel ekonomi dersi başlamalı. para alım gücünü ifade eder

    güney kore'de aylık asgari ücret 1.8 milyon won. yani 1.5 bin dolar yani 13.500 tl.

    adamlar o para ile aylık minimum 1.500 dolar alabiliyor. türkiye'de 2800 tl ile 300 dolar alıyorsun.

    kapiş.

    türkiye'yi kıyaslayacak daha doğru ülke bulun diyeceğim de bizden kötüsü artık kalmadı gibi bir şey. bu aktrollerin maaşa zam gelsin, adamların çalışma koşulları çok zorlu. türkiye'den kötü ülke bulmak ne kadar zorlaştı, yani zam hak ediyorlar.

  • 30 yıl önce çekilmiş filme klişe diyen adamdan daha mantıklı hareket etmiş halktır. arkadaşım klişe ilk yapılana denmiyor sonradan yapılanlara deniyor.

  • ziraat fakultesinden bi arkadasimin anlattigi olay:

    -cocuklar bakin bu bocegin adi blatica germanica
    -hocam nerden anliyosunuz ya..
    -cocuklar ayagindan tabiki, ayaklar cok onemlidir. sen soyle bakim bu bocegin cinsi ne?
    -hocam ben ne bilim, boyle sacma seymi olur nerden anlayim ben? ne alakasiz ders almisiz bilsek secmezdik, ne bocegi, ne ayagi?
    -cik disari sakin bi dahada dersime gelme!!
    cocuk tam disari cikarken hoca sorar:
    -senin adin ne?
    cocuk kapinin disindan ayagini sallar
    -ayagimdan tanisana pezevenk!

  • her şey bir friendfeed iletisi ile başladı. ne kadar dalga ne kadar gerçek olduğu bilinmez, birisi sözlükte yazılanlardan dolayı iki polisin kapısına dayandığını iddia ediyordu. önce olayın doğrulanmasına çalışıldı. evet olay doğruydu. sonra olayın niteliği anlaşılmaya çalışıldı. klasik olarak dini değerlere hakaret prim yapar mı hocu olayıydı. buraya kadar olay bilindik bir türkiye hikayesiydi, ekşi sözlük hikayesi değildi.

    sonuçta buraya üye olan herkes, asgari olarak okuma yazma biliyor demekti. yazdıklarından dolayı dava konusu olabileceğini ve sözlüğün kendisini legal planda savunmayacağını da biliyor olması gerekti. malum hukuk ilkesi yasayı bilmek mazeret sayılmaz ve bu bir ekşi sözlük yasasıydı. bireysel bir ihbar ve bununla bireysel olarak mücadele etmesi gereken yazarlar vardı.

    burada tek bir gariplik vardı. savcılık entryi silin dediğinde, yazara danışmadan kendi hukuk gücüne güvenerek hayır çekmeyi bilen site yönetimi, yazarın soruşturma konusu olmasında bahis görmezken, hatta reklamım olcak hafız diye avuç kaşırken, iş o yazara durumu bildirmeye gelince kanun boyle yalanına sığınıyordu.

    zaman geçtikçe hikaye garipleşmeye başladı. çünkü bireysel bir şikayet değil belli bir başlıkta yazan yazarlara toplu bir saldırı vardı. sözlük yazarlarının hiçbir haberi olmaksızın sadece sözlük yönetiminin bilgisi dahilinde, bu işlerdeki inatçılığıyla meşhur biri tek tek ihbarda bulunmuştu. yani olay yazan yazarların bireysel sorumluluğu değil sözlüğün kendisiydi. ama karşı taraf kurnazca davranarak sözlüğe yönelmiyor, yazarlar üzerinden dolanıyordu. ki sözlüğe yönelmesi halinde leoparı karşısına alacaktı. malum leopar ve zebra ekmek kapılarına yönelik en küçük bir riskte hemen ayaklanıveriyorlardı.

    aynı adresden aynı anda 100 istem gelse ddos saldırısı var diye alarma geçen sözlük yönetimi, aynı adresten peş peşe yazarlarına yönelen bu saldırının, bireysel olarak yazarlarına değil bizatihi kendi varlığına yöneldiğini görmüyor, görmek istemiyor ve hala aynı kavalı üflemeye devam ediyordu. hatta daha da korkakcası bunu o yazarlardan saklıyordu. çünkü o yazarlardan hiçbiri arkadaşları, eşi dostu filan değildi. öyle olsa malum alttan haber uçururlardı yoksa canım. onun yerine her zaman yaptıklarını yapıp peşlerine bir sürü fare takılmasını sağlayacak kaval nağmelerini üflemeye devam ediyorlardı.

    şimdi sayısı bilinmeyen, sözlük yönetimince yasalar böyle bahanesi ile kendilerine haber bile verilmeyen sözlük yazarları haklarındaki ihbara istinaden yapılacak işlemi bekliyor veya beklemiyor. sözlük yönetimi bu yol bir kere açıldığında ve duyulduğunda sözlüğün ağzına sıçılacağını anlamıyor bile. tek bildiğimiz aralarında ssg, kanzuk veya onların sevdiği birilerinin, yani yasaların işlemez hale gelmesini sağlayacak birilerinin olmadığı. ha leopar. onun başlığına yakında sakallı bir abi şu bakınızı verecek:

    (bkz: kuyruğunu tutmadan leopar böyle sikilir)

    benim onbinlerce sıradan sözlük yazarından biri olarak bu hikayeden kendi payıma çıkardığım şu: allahı kitabı tık olan ve kendilerini asgari esnaf ahlakından bile azade kıldıklarını cümle aleme ilan edenlerin tek bir fazla tık elde etmesini bile engellemek. olur ya tesadüfen biri bir konuda gugılda sörç yaparken entarime rastlar da siteyi tıklar diye silerim entarilerimi, canım yazmak isteyince yazarım, eğlenmek isteyince eğlenirim, sıfır katkı maksimum keyif. tıpkı as you like it.

  • picardie manevraları 12-18 eylül 1910'da fransa'nın pikardi bölgesinde yapılan bir tatbikattır. atatürk* de ali rıza paşa ile birlikte katılmıştır bu manevralara. atatürk için şüphesiz farklı bir deneyim olmuştur. çünkü burada atatürk ilk kez uçağın bir savaş silahı olarak kullanıldığına şahit olmuştur. sadece 1 yıl kadar sonra bu silah ile trablusgarp'ta tekrar karşılaşacaktır. trablusgarp savaşı, uçakların ilk kez bir silah olarak kullanıldığı savaştır. bizim askerlerin ilk kez bir uçak ile karşılaştıklarında neler düşündüklerini hayal edebiliyor musunuz? ancak mustafa kemal bey, daha önce görmüştü bu oyuncakları.

    atatürk'ün de yer aldığı manevradan bazı fotoğraflar:

    görsel 1

    görsel 2

    görsel 3

    görsel 4 ne kadar ilginç bir fotoğraf değil mi?

    görsel 5

    görsel 6

    görsel 7

    daha o dönemlerden hayranlık uyandıran bir duruşu var paşamızın.

  • -hürrem sultan 1 2 3
    osmanlı tarihinin en çok merak edilen kişilerinden biri: hürrem sultan. günümüzde çoğu osmanlı padişahından daha fazla tanıyor. sevecenliği, güzelliği ve cilvesiyle kanuni’yi kendisine bağladığını muhteşem yüzyıl dizisinden izledik. büyüyle padişahı kendisine bağladığını söyleyenler bile var. yaptığı entrikalarla devlete yön verdiği, şehzade mustafa’nın ölümüne sebep olduğu çok kere yazıldı.

    -kendisiyle ilgili bilgiler çok net olmamakla beraber 1506 yılında doğduğu düşünülmektedir. asıl adının roxelane olup rus asıllı olduğu tahmin edilmektedir. muhtemelen kırım türkleri’nin yaptıkları seferlerden birinde köle alınmış, 1520li yıllarda kanuni’ye sunulmuştur. sürekli neşeli ve güler yüzlü olmasından dolayı kendisine hürrem ismi verilmiştir

    -pek çok tarihi kaynakta hırslı, kıskanç aynı zamanda mütevazı ve sakin olduğu yazılmıştır. çocukları ve kendi geleceği için planlar yapmış, uzun yıllar bunları gizliden gizliye uygulamıştır. cihan hakimi osmanlı padişahı kanuni’yi kendisine aşık etmesi aralarındaki mektuplaşmalardan anlaşılıyor. kanuni-hürrem ilişkisini daha iyi anlayabilmek için kanuni ile hürrem’in nikahlandığını bilmek gerekir. padişahların eşleri ile nikah yapmadıklarını düşündüğümüzde: kanuni, osmanlı geleneğinin dışına çıkmıştır. bu nikah at meydanı’nda yapılan görkemli bir düğünle taçlandırılmıştır.

    -kanuni-hürrem ilişkisi kanuni’nin annesi hafsa sultan’ın ölümüyle daha da bütünleşmiştir. hafsa sultan’ın kanuni’nin ilk gözdesi mahidevran sultan tarafını tutması güçleri dengelemekteydi. hafsa sultan’ın 1534’te ölmesi, hürrem sultan’ın saraydaki etkisini gün geçtikçe artırmasına imkan vermiştir.

    -osmanlı geleneklerine göre şehzade sancağa gönderildiğinde annesi de beraberinde giderdi. manisa’ya gönderilen şehzade mustafa - mahidevran örneğinde olduğu gibi. ancak hürrem bu geleneğe uymayıp sarayda kanuni ile beraber kalmıştır. hürrem sarayda kaldığı sürece, seferde olan padişaha saraydaki gelişmeleri mektuplarla aktarmıştır.

    -hürrem sultan’ın mehmet, beyazıt, selim ve cihangir isimli dört erkek şehzadesi ve mihrimah adında bir kızı olmuştur. kızı mihrimah’ı rüstem paşa ile evlendirmiş, sonrasında sadrazam olmasına çalışmıştır. oğulları arasında denge kurmaya çalışmış, bu dengeyi sadrazam olan damadıyla desteklemiştir.

    -hürrem sultan’ın temel kaygısı kanuni’ye yakın olmak ve oğullarından birinin padişah olmasını sağlamaktı. buna engel olabilecek tek isim şehzade mustafa’ydı. şehzade mustafa, manisa sancakbeyliği sırasında halkla yakın ilişkiler kurmuş, asker tarafından sevilmişti. mustafa’nın yükselişi hürrem sultan’ın oğulları için iyi değildi. çünkü o dönem uygulanan kardeş katli gereği padişah olan şehzade diğer kardeşlerini öldürmekteydi.

    -mustafa’nın sarayda ki destekçisi sadrazam pargalı ibrahim paşa’ydı. pargalı, kanuni’nin şehzadeyken tanıştığı, kız kardeşi hatice sultan ile evlendirdiği aile içine aldığı biriydi. kanuni üzerinde tesiri de olduğu bilinen makbul ibrahim paşa, hürrem sultan için ortadan kaldırılması gereken biriydi. pargalı’nın öldürülmesini sadece hürrem sultan’ın üzerine yüklemeyelim. ibrahim paşa’nın bazı yanlış davranışlarının da gözden düşmesine sebep olduğu söylenmektedir.

    -bir de rüstem paşa var. diyarbakır beylerbeyi iken mihrimah sultan ile evlenip saraya damat olmuştur. bu evlilik siyasi kariyerini güçlendirecektir. sadrazamlık yolunda hürrem sultan’ın da desteğiyle hızla yükselecektir. hürrem sultan, ittifakını güçlendirmiş, yönetim üzerindeki ağırlığını dolaylı yoldan desteklemiştir.

    -taht için aday şehzadeler: mustafa, mehmet, beyazıt, selim. yaşça en büyük ve tecrübeli olan mustafa’dır. ancak kanuni’nin mehmet’ten yana olduğu düşünülmektedir. sancağa gönderildikten kısa süre sonra ölen mehmet, planları alt üst etmiştir. hürrem ve rüstem paşa’nın beyazıt’tan yana olduğu söylenmektedir. hürrem için kesinlikle padişah olmaması gereken kişi mustafa’dır. ittifaklar görseli

    -şehzade mustafa’nın öldürülmesinde hürrem sultan’ın rüstem paşa ile sahte mektuplar hazırlattığı söylenir. mustafa’nın kanuni hayattayken taht için hazırlık yaptığı dedikodusu yayılır. iran şahı ile işbirliği içerisinde olduğu gösterilir. bu olaylar kanuni’nin oğluna cephe almasına ve sonunda öldürülmesiyle sonuçlanır. şehzade mustafa’nın öldürülmesinin ardından oluşan tepkiyle rüstem paşa sadrazamlıktan alınmıştır. daha büyük bir ceza verilmesini ise hürrem sultan ve mihrimah sultan önlemiştir.

    -1547 yılında başlayan gelişmeler hürrem sultan’ın osmanlı siyasetindeki önemini göstermektedir. iran’dan kaçıp osmanlı’ya sığınan iki prens politik sebeplerle desteklenmiştir (burhan-ı ali ve elkas mirza). hürrem sultan kendi açısından bu prenslere yardım etmiştir. 1548-1549 yılında padişahın elkas seferi’ne çıkması sağlanarak kendi şehzadelerini daha göz önüne almıştır. şehzade selim, olası saldırıda payitahtı korumak için edirne’ye gönderilmiş, şehzade beyazıt ise padişahla beraber sefere çıkmış, halep’te konaklamıştır. şehzade mustafa ise bu seferin dışında amasya’da bekletilmiştir.

    -hürrem sultan 15 nisan 1558’de sevgili eşinden sekiz yıl önce vefat eder. naaşı süleymaniye cami avlusuna defnedilir. kanuni tarafından türbe yaptırılır. ölümünden kısa bir süre sonra oğulları selim ve beyazıt arasında taht kavgası yaşanır. 1559 yılında selim ve beyazıt arasında konya’da yaşanan savaştan sonra beyazıt dört oğluyla beraber iran’a sığınır. iran’la yapılan mektuplaşma sonucu beyazıt ve dört oğlu zehirlenerek öldürülür.

    -hürrem sultan’ı sadece saray entrikalarıyla hatırlamak doğru olmaz. istanbul’dan edirne’ye, mescid-i aksa’dan mescid-i haram’a kadar osmanlı toprağında pek çok hayır eseri yaptırmıştır. kanuni ile olan mektuplaşmaları hareme yeni bir üslup getirmiştir. kızı mihrümah sultan,torunları hümaşah sultan ve ayşe sultan da mektuplarını onun stilinde ve üslubunda yazmışlardır. içli, tatlı dilli ve çekici ifade ile yazdığı mektuplarını şiirlerle de süslemiştir.

    buraya kadar okuduysanız tarihi meraklı birisiniz sanırım. tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum, youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
    entry videosuu

    kaynakça
    • dudu şirin oluk, kanunî sultan süleyman’ın hayatındaki üç kadın: hafsa valide sultan, hürrem sultan, mihrimah sultan.
    • ayşe özakbaş , hürrem sultan.
    • şehri kartal, haseki hürrem sultan yapıları.