hesabın var mı? giriş yap

  • http://www.dtc.umn.edu/…lyzko/doc/internet.size.pdf
    http://www.sims.berkeley.edu/…nfo-2003/internet.htm

    adreslerindeki bilgilerden yararlanarak internetteki toplam verinin; (paylaşımda olan dosyalardan bahsetmiyoruz, sadece web bazında) 2002 yılında 532,897 terabyte olduğu, o zamandan sonra dayaklaşık 100% luk bir buyumeden bahsedebileceğimizi ve 2005 itibarı ile toplam verinin 1.000.000 tb civarında seyrettiğini söyleyebiliriz.

    e 256 adsl modemi olan bir insan evladının da saniyede 16 kb indirdiğini düşünerek,
    ve 1.000.000 tb 'ın da 210.138.654.745.600.000 kb olduğunu hesplarsak;

    sonuçta tüm interneti indirmek için gereken zaman; 6.756.000.988 yıldır
    bunları depolamak için gerekli hd fiyatı da yaklaşık: 1.000.000.000 € ya gelir (biraz daha fazla ama toplu alımda kdv'den bişeler kırparız)

    o hd blogunu soğutmak içinde 50 60 adet antonov an 225 uçak motoru gerekir.

    imkansız gibi görünse de, türk mantığımla; "upload edildiyse download'da edilir" diyorum.

  • vardır böyle insanlar. ama benim başıma bundan daha ağırı geldi.

    bir gün aynı ofiste çalıştığım bir kızla iş için beşiktaş'a gittik. arabayı kadıköy'de park edip vapurla geçtik karşıya ve bir saat verip beşiktaş iskelesi'nde buluşmak üzere sözleştik.

    ben saat yaklaşırken başladım beklemeye. sonra saat 5-10 dk geçince aradım bunu ve bana; ayh yoldayım geliyorum, çok sıcak, şöyle oldu, böyle oldu gibi şeyler söyledi. ben de beklemeye devam ettim. 10 dk oldu 20 dk, 20 dk oldu yarım saat... ben bunu tekrar aradım, ne kadar sürer gelmen diye ve yine aynı rahatsız ifade ile 10-15 dk sonra oradayım dedi.

    ben de beklemekten sıkıldığım için barbaros bulvarı'ndaki starbucks'a kadar yürüyeyim hem bir kahve alırım hem de vakit geçer dedim.

    starbucks'a bir girdim ki ne göreyim. bu, masasında bitmiş bir kahve bardağı elinde bir dergi oturuyor. yanına gidip selam verdim sakince.

    beni görünce şeytan çarpmışa döndü ama öyle bir hale geldi ki açıklama bile yapamadı. nedenini bile sormadım çünkü bu kötücüllükte olan insanlara asla "neden" diye sorulmaz.

  • bana belki de binlerce kitaptan ve binlerce hayattan daha fazlasını birkaç satırla öğretmiş adam.

    ''küçük şeyleri unutamayanlar,
    en geri hatıraları da unutamayanlardır.
    hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında
    hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan,
    her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.''

    belki de bu dizelerdir içimdeki bu saçma sapan boşluğu dolduracak olan. nereye gitsem, nerede olsam; hep içimde olan o bilinmeyen bir yere geri dönme isteğini, bir yere ait olma ihtiyacını dindirecek olan, belki de bu sözlerdir.

    hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan. her yeri, her şeyi severek ölecek olmamdandır.

  • --- spoiler ---

    70. bölümde behzat ç.'nin gözlerini kapatıp 190'la giderken, bir süre sonra aniden yavaşlaması, gerçek bir ankaralı olduğunu ve henüz mobese'ye yakalanacak kadar delirmediğini göstermiştir.

    --- spoiler ---

  • pazar akşamı annenin yaptırdığı sıcak banyo sonrası pamuktan havlulara sarmalanmış halde bizimkiler'i izlemenin geriye dönüp baktığında hayatının en güzel anlarından biri olduğunu fark edersin. bir tür ritüeldir.