ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
yakın zamanda babam vefat etti.cenaze oldu,akrabalar geldi ,yasinler, dualar okundu,akrabalar gitti.
artık üzerinden zaman geçti yani. normal hayatımıza dönme zamanı geldi. yada dönmüşüz gibi yapma zamanı.
neyse benim de aklıma geldi, artık babamın facebookunu kapatmam gerektiğini düşündüm.
şifresini bildiğim için kolayca halledicektim. adresi şifreyi girdim.
mesaj kutusunda 6 mesaj vardı. baktım.
"allah rahmet eylesin abi" veya "abicim seni hiç unutmicaz" tarzı mesajlar vardı ve bunların hepsi 40-50
yaşında insanlardan gelmiş.
hayatımda böyle trajikomik bi olay daha görmedim. bilgisayarın karşısında dondum kaldım salak gibi.
beşiktaş'a demba ba'yı ben önerdim
galatasaray taraftarı
-
stadlarına degil, tavırlarına hayran oldum. 20 küsur yıllık fenerbahceliyim; ilk defa bugün, onları kıskandım.
lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması
-
sırf güzel diye kendini bir kocaya yamayıp ömür boyu koca parasını yemesinden daha hayırlıdır.
kaka yaparken çamaşır makinasının sıkmaya geçmesi
-
monoton kaka aktivitesine az-çok bir heyecan fırtınası katan, "ulan makina bi patlarsa nasıl kaçarım mnakoim" fantazileri ürettiren gelişme. kakayı kaçırtmasıyla da tanınır.
trombositi 3000 olan hastaya splenektomi yapmak
-
(bkz: doktor espirileşmesi başlığı)
uğur ışılak'ın neşet ertaş halk ozanı değil demesi
-
neşet ertaş'ın unesco tarafından yaşayan kültür hazinesi olarak gösterildiğini ve itü türk musikisi devlet konservatuarı tarafından da fahri doktoraya layık görüldüğünü de bir kez daha vurgulayalım.
cehalet o kadar erdem değil diyerek de entry'mize son verelim.
debe editi: (bkz: şeyda öğretmen gata'da tedaviye alınsın)
düşün ki o bunu okuyor
-
bugün annem " barışma ihtimaliniz yok mu? ben size vereceğim evi hazırlamış, işsiz kalırsanız sermaye veririm iş kurarsınız diye para ayırmıştım." dedi.
hani donup kalınır ya bazen. kaldım öyle bi an, kafamdan binlerce şey geçti. " aldatıldım, başkasına gitti anne" dedim en sonunda. sonra ağladı annem. bana kıyamazmış öyle dedi. teselli etti beni ağlarken.
annemi ağlattığın için ilk defa nefret ettim senden. o da bi anlık, "mutlu olmaz umarım" dedim. sonra kıyamayıp "yok yok olsun tabi lan." dedim.
beni ne hallere düşürdüğünü bilmiyorsun bile belki. onunla mutlusunuz. vicdanınız bile sızlamıyor, biliyorum.
insan insana bunu yapar mı?