hesabın var mı? giriş yap

  • 80'lerde ilk çıktığında "kara kutu oyunları" tabir edilen çöp adam yürütmece tipi oyunlar bulunan bu salonlarda jetonlar süreliydi ve ölmeseniz bile bir süre sonra yeni jeton atmak zorundaydınız. sonra yavaş yavaş konsol oyun piyasası gelişmeye başladı, "street fighter 2" çıktığı sene bu salonlar artık çocukların deli gibi hücum ettiği ve annelerin sinir olduğu yerler haline gelmeye başladı, süreli jetonlar kalktı. final fight, cadillacs and dinosaurs gibi beat 'em up tipi oyunlar çıktı, atari salonlarının altın çağı bu zamandır, artık her yazlık beldede salonunu kuran köşeyi dönüyordu. 97'lere gelindiğinde ilk 3d atari oyunları (en bilineni tekken) çıkmaya başladı ki bu devirden sonra pc'de fifa, ardından playstation ve son olarak ele başı counter-strike olan internet cafe furyası, insanların talebini yönlendirerek atari salonlarının müşterilerini azaltmaya başladı. 2000'li yıllarda internet cafe'ler aşırı popülerlik kazandı ve bu da zamanın atari salonları ve atılımcılarına bir çeşit "son" hazırlamış oldu, çoğu da arz talep doğrultusunda rotayı net cafeciliğine veya hepten eli ayağı çekip gazinoculuğa çevirdi. bu salonlar artık 7-8 yaşlarındaki mayolu eblek veletlerin yanıp sönen insert coin yazısına baka baka salak sesler eşliğinde kolları çevirdiği zavallı, unutulmuş yerler haline gelmişti.

  • insanların ebeveynlerinin muhtemel halvet gecesi.

    tanıdığım iki insan var. bunlar kardeş. doğum günleri de aynı; 10 ekim.

    "tesadüfe bak ya" falan derken "9 ay 10 gün önce ne varmış acaba evlilik yıldönümleri mi" diye kendime sordum, cevap yılbaşıydı.

    kendilerine söyledim, 30 yaşından sonra bu durumu öğrenip bi yaşlarına daha girdiler.

    hayat ne garip lan martılar falan.

  • louis wain denince, akla ilk gelen kedilerdir. kendisi kedi aşığıdır, ki bu en sevdiğim özelliği olmuştur. karısını çok seven wain, eşinin hastalığı döneminde onu güldürebilmek adına komik kedi resimleri yapar. olumlu tepki alınca, bu durum ilerlemeye başlar. eşi öldükten sonra, ağır bir depresyon sürecine girer ve şizofreni belirtileri baş gösterir.

    neşeli, eğlenen kedilerin yerini; mutsuz, depresif kediler almıştır artık. şizofreni öncesi ve sonrası resimler incelendiğinde, aradaki sert farklar hemen dikkatinizi çekecektir. başbakan ramsey macdonald, wain'in şartlarını iyileştirecek bir fon açarak, ona sanat hayatı ve geçimi için destek olur. bu süreçten sonra çalışmaları daha da mükemmelleşmiştir.

    herbert george wells kendisi için şöyle demiş; "o, kedileri kendisinin kılmış. bir kedi tarzı, kedilerden oluşan bir toplum, bir dünya yaratmış. o kadar ki, louis wain'in kedilerine benzemeyen ve onlar gibi yaşamayan ingiliz kedileri kendilerinden utanır olmuşlar." daha ne desin adam.