hesabın var mı? giriş yap

  • frida kahlo, diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır:

    "kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.

    bencil olduğun için vazgeçtim.

    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi.

    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

    frida kahlo"

  • aşağıdaki gibidir:

    "alçı’ya göre ben abartıyorum, biz abartıyoruz. biz yalan söylüyoruz, o doğru.fakat ilginçtir. aynı hanımefendi, bundan birkaç sene öncesine kadar bizim “bunların amacı başka, bunlar tehlikeli, inanç özgürlüğü başka devlette örgütlenmek, yapılanmak başka” diyerek tehlikeye dikkat çektiğimiz zamanlarda fetullah gülen ve cemaatine övgüler düzüyor, bizi yalan söylemekle, bizi abartmakla suçluyorlardı. yani tehlikeyi öngörmekte kimin daha yetkin, kimin ise sınıfta kaldığı malum. bu yüzden yarın öbür gün herkesten çok suriyeli ve göçmen düşmanı olurlarsa hiç şaşırmayın

    ne de olsa “aldatılanların” güçlü olduğu bir ülke burası. bu arada beni yemeğe de davet etmiş nagehan hanım. böyle bir daveti geri çevirmek çok ayıba girer. odakule’nin hemen yanında, kallavi sokakta, hala felafelci olmadıysa fıccın diye şahane bir lokanta vardır. oraya gideriz. merak etmesin, boşnak lokantası değil, çerkes lokantasıdır."

    yazının tamamı:

    https://m.haberturk.com/…yli-1001/3397784-monopolit

  • köpekleri öldükten sonra hayata döndürmeyi başardığı söylenen bilim insanı.

    cornish, kaliforniya üniversitesini 18 yaşında dereceyle bitirdi. doktorasını bitirdiğinde ise sadece 22 yaşındaydı. ilk bilimsel girişimi su altında gazete okumayı sağlayan merceklerdi. tahmin edilebileceği gibi bu iş tutmadı. daha sonra ise ölüleri diriltmeyle uğraştı.

    ölüleri diriltme planı bir tahterevalli sistemine dayanıyordu. ölmüş birini çevirerek kan dolaşımının devamlılığını sağlarsa (tabi kan sulandırıcı ilaçlar da kullanarak) bu kişinin hayata tekrar döneceğini düşünüyordu. yaptığı gizli deneylerde ölmüş bir insanı bir saat boyunca bu düzenekte döndürdükten sallandırdıktan sonra yüzde ısınmalar ve titremeler olduğunu görmüştü. fakat kişi hala ölüydü.

    daha sonra çalışmalarını kusursuz hale getirmek için hayvanları kullanmaya başladı*. köpeklerine verdiği isimler lazarus ıı,ııı,vı ve v ise kutsal kitaba gönderme yapıyordu*. lazarus ıı ve ııı hayata döndürüldü fakat saatler sonra öldüler. lazarus vı ve v ise kör olmalarına ve hasarlı beyinlerine rağmen aylarca yaşadılar.

    hollywood bu gizemli öyküyü duyunca hemen 1935 yılında life returns isimli filmi çevirdi. filmin içerisinde cornish'in deneylerinden gerçek görüntüler de vardır.

    aradan geçen 12 yıl boyunca hayvan hakları savunucuları cornish'ten oldukça rahatsızdılar. bu sebeple cornish evinde gizli çalışmalar yürüttü. 1947 yılında gazetelere çıktığında, kusursuz bir yöntem bulduğunu söylüyordu. sistemine ek olarak bir akciğer makinesi geliştirmişti. yani solunumun devamlılığını da sağlayacaktı. bir idam mahkumu cornish'in kobayı olmayı kabul etti. fakat kaliforniya eyaleti bu deneye asla izin vermedi*.

    bu deney bilinen kadarıyla*hiç gerçekleşemedi ve robert cornish isimli dahi 1963 yılında kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.*

  • tam tersi olsaydı hırsız ev sahibini öldürseydi 3-5 yıl yatar çıkardı ya da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırdı. neden 30'dan fazla sabıkası olanlara birşey olmuyor?

  • piyasa manipülasyonun belgesidir. yapılan suçtur. böyle müdahaleler gizlice ayarlanmış, yandaşlar tarafından voliyi vurma fırsatı olarak değil, devlet politikası olarak çook önceden duyurularak yapılması gerekirdi normal bir ülkede.

  • - uzan!
    - sıyır!
    - aç!
    - ayır!
    - dikel!
    - yan yat!
    - ıkın!
    - kendini sıkma!
    - al!
    - sil!
    - otur!
    - her gün sabah akşam iki kez sür!
    - 2 aya hala ağrıyorsa yanıma gel!
    + sağolun doktor bey
    - çık!
    - söyle sıradaki gelsin!

    hadi rektal tuşe yapıyor diye ciddiyetini bozmuyor diyeceğim ama,

    - aç
    - aaaaaaa de
    - nefes al
    - nefes ver
    - nefesini tut
    - acıyınca söyle
    - tamam toplan
    + neyim var?
    - grip. bronşite dön!(abartmak serbest nasılsa ehehehe)

    iki pastil, bir şurup, bir de burun damlası verecen hepi topu, karşımda kıdemli uzman çavuş taklidi yapmanın alemi ne amk.

  • akil insan olmak için sadece "artık kan akmasın" cümlesini ezberlemenin yeterli olduğunu hepimize gösteren kadın. bu akşamki aykırı sorular programında enver aysever karşısında konu hakkındaki bilgisizliğiyle gerçekten acınası bir haldeydi, nihat doğan'dan bir farkını göremedim.

    istanbul'a dikilen 11 milyon lale' ye aynı soruları sorsak illa ki bir tanesi dile gelir, elle tutulur bir şeyler söylerdi lan. bildiğimiz laleden bir farkın olsun be akil lale.

  • en azından ayağımızı yerden keserdi sayın bakan. öküzün trene baktığı gibi bakıp yangının kendi kendine sönmesi beklemezdik. verdiğim vergiye acıyorum şu çapsızlar tarikatı döneminde.