hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • pasifik kıyıları ve güney doğu asya'da pek çok insanın besin kaynağı olan yarasadan yapılan çorba. tahmin edeceğiniz gibi sadece çorbası yapılmıyor yarasanın, epey bir yemek türü var.

    çin, seyşeller, endonezya, vietnam, guam ve diğer bazı asya ve pasifik kıyıları ülkelerinde ve kültürlerinde çeşitli miktarlarda tüketiliyor yarasalar. sadece besin kaynağı olarak değil, derileri için de yarasaları avlıyorlar. av teknikleri ise genelde ağ ve av tüfeği.

    yarasaya ait herhangi bir yemek, her ne kadar bize şu anda epey iğrenç gelse de bulunduğumuz coğrafya çevresinde (avrupa ve orta doğu'nun bazı bölgeleri) bir dönem tüketilmiş. avrupa'da yarasa konusunda en bilinen örnek, italya'nın kuzeyinde vicenza şehrinde yer alan costozza köyü. şimdilerde italya'da yarasalar yasalarla koruma altında olsa da bir dönem bu bölgede yarasa yemek ciddi bir kültürmüş.

    yarasaların tadı türüne göre değişiyor ancak internette bu eti tecrübe eden insanların genel görüşü yarasanın tadının daha çok sert tavuk etine ve sincap etine benzediği yönünde. düşük yağa ve yüksek proteine sahip yarasalar ızgarada, güveçte ve derin yağda kızartılmış şekilde tüketilebiliyor.

    yarasa eti, pişirme esnasında idrara benzeyen keskin bir koku yayabiliyor; bu nedenle insanlar bu kokuyu bastırabilmek adına soğan, sarımsak, acı biber ve bira gibi eklemeler yapıyorlar.

    bu günlerde çin'de yeni bir koronavirüs (wuhan virüsü, 2019-ncov) tipinin ortaya çıkmasıyla sosyal medyada yarasa çorbası görüntülerini sık sık görüyoruz. wuhan virüsü konusunda yarasalardan şüphelenildiği doğru ancak bilim insanları virüsün kaynağı konusunda henüz net bir açıklama yapmadılar.

    araştırmacılar, 2019-ncov'daki protein kodlarının, daha çok çin'de bulunan iki yılan türünün taşıdığı koronavirüstekilerle benzerlik gösterdiğini belirledi. çalışmada, bulguların virüsün en olası kaynağının yılan olabileceğine işaret ettiği belirtildi. yani şimdilik olağan şüphelilerimiz yarasa ve yılanlar diyebiliriz.

    bu arada ek bilgi olarak, yarasalardan ilk kez şüphelenilmediğini de belirtelim. 2002-2003 döneminde çin'de 8000'den fazla kişinin hastalanmasına, 700'den fazla kişinin de hayatını kaybetmesine neden olan sars adlı bir hastalık vardı. sars, yine wuhan virüsü gibi koronavirüs ailesine mensup virüslerden kaynaklı bir solunum yolu hastalığı. o dönem de bilim insanları yarasalardan (özellikle de at nalı yarasası türü) ciddi şekilde şüphelense de hastalığın çıkış noktası konusunda net bir bulguya ulaşamamışlardı.

    kaynak 1, kaynak 2

  • "16 yıldır başta olan bir insan yeni olarak şunu yapacağız diyemez; ancak özür dileyebilir."

    başka söze gerek yok.

  • mustafa kemal atatürk yemen türküsünü dinlediği bir gün şöyle bir söz etmiş,

    "türk çocuğu, artık arap çölleri için kanını dökmeyecektir."

    suriye'deki her şehit haberinde aklıma direkt bu söz geliyor, üzülüyorum. şimdi kim bilir hangi eve ateş düşecek, hangi ana ağlayacak.

  • adıma açılmış bu başlığı görünce koştum geldim.

    öncelikle annemin istediği: kendilerine yakin bir muhitte, kocamla birlikte yaşayıp iki çocuk sahibi olmam. geçmişte de doktor olmamı istemişti ve ben dinlemeyip yazılımcı olmayı seçtim, mesleğimden memnunum.

    benim istediğim: avrupa'da sevdiğim bir işte euro kurunda para kazanıp bağımsız şekilde insan gibi yaşayarak kendi evimi çekip çevirmek.

    gerçekte olan: benim istediğim.

    annem her akşam beni arayıp beni ne kadar özlediklerini, geceleri nasıl uyuyamadıklarını, çocuk sahibi olmazsam ileride ne kadar pişman olacağımı anlatıyor. ve bütün bunları gözümdeki ışığı görmesine rağmen yapıyor.

    tek istediğim sen nasıl mutlu olacaksan öyle yap demeleriydi. işsiz aylak dolaşmadım, onları utandırmadım, tek istediğim yurtdışında işimde gücümde yaşayıp paramı kazanıp mutlu olmaktı.

  • direk gıda sektörünün içinden yazacağım.gıda ambalajı üreticisiyim.birçok şirket patronu arkadaşım var restaurant , cafe ve pastane işleten.
    başlık ne yazık ki doğru.bunun siyasi görüş ile uzaktan yakından alakası yok.zamların tamamı artık talebe göre belirlenmekte.bugün bir dilim pasta 100 tl , bir kebap 150 tl.3 kişi pirzola yeseniz 250 gramdan 750 gramı 600 tl.evde aynısı 200 tl.
    firmalar artık zam işini rutine bağladı.o ay hiçbir mamüle zam gelmese bile fiyatlar değişmekte.bakın un fiyatları düştü, pastacılık yağı fiyatları vs herşey düştü ancak fiyatlar artmakta.bunun bir sebebi de enerji ve işletme maliyetleri.ancak bu da aslında malzeme fiyatları düştüğünden dengeli gitmesi gerekirken halen zam yapılmakta menülere.

    "diğer yandan talebin patlamasının bana göre asıl sebebi insanların para biriktirerek mülk , otomobil alma ihtimali kalmaması.bu yüzden maaşlı çalışan kesim özellikle o ay çalışıp o ay yeme moduna geçti.bu da talebi patlattı özellikle gıda sektöründe."

    edit; çok fazla mesaj alınca asıl ekmek fırsatçılığından da bahsetmek istiyorum.

    bakın unun çuvalı 240 tl idi.tmo ( toprak mahsülleri ofisi ) destekli olarak satılıyordu yaz ortasına dek.yazın tmo bu desteği kaldırdı ve unun çuvalı 500 tl lere çıktı.o da 1-1.5 aylık süre için.( zaten depoları full tmo destekli un doluydu bu fiyattan un almadılar bile) ardından hemen ekmeğe zam yapıldı 5 tl oldu.
    şu an son 2 aydır tmo desteği yeniden var ve unun çuvalı 345 tl!
    peki ekmeğe zam geldi mi ? gelmedi değil mi ? halen 5 tl.aslında geldi!ekmek gramajı 250 idi.önce 230, şimdi de geçen hafta 200-210 gramlara kadar düşürdüler resmi olarak.sonuç olarak aslında geçen hafta ekmeğe %20 daha zam geldi yazdan beri gramajı düşürdüklerinden.
    fırınlar ülke tarihinde görülmemiş bir kar oranı ile çalışmaktalar şu an.birçoğunda afgan , suriyeli vb çalıştırmakta.vergi zaten hak getire, fiş kesmezler malum , vergi düzgün ödemezler.taksici lobisi diyorlarya, ülke de asıl fırıncı lobisi var.açın bakın alayı da iktidarı savunur.

  • beş milyon suriyeli ülkede yeni bir demografik sorun oluşturacak dediğimizde bir şey olmaz abartmayın, diyen karaktersizler neredesiniz.

    onlar bizden bir, biz onlardan bir can alsak ne olacak.

    türk çocukları, suriyeli düşmanı; suriyeli çocuklar, türk düşmanı olarak yetişecek.

    yatacak yerin yok recep.
    bu 40 milyon insanın ahı öbür tarafta seni ne duruma sokacak acaba.

  • diğer iyi yönlerini bilemem ama mideye iyi geldiği kesinlikle doğrudur bu içeceğin. hassas ve nur topu gibi bir reflüye sahip olan midemin sırtımı ve göğsümü gaz sancılarıyla deli gibi sıkıştırdığı anlarda içtiğim bir bardak kefir, 10 dk içerisinde midemi dingin bir hale sokmaktadır.

    insan sırtında gaz sancısı kaynaklı, yumruk gibi bir sıkışmayla oturmaktayken bir anda düzelince, bu içeceğin sihirli bir iksir olduğuna inanabiliyor bir süre sonra.