hesabın var mı? giriş yap

  • ara ara dahil olduğum durumdur.arkadaş olmadığınızı bilirsiniz .ara sıra görüşürsünüz yok yere,öperken belinizden tutar. bir şey yapacaksa size de danışır. telefonda konuştuysa yanınızda,hele de kadinsa konuştuğu aciklama yapma gereği duyar çocukluk arkadaşım diye. bir hafta içinde birkaç defa yazar, halinizi hatrınızı sorar. küçük jestler yaparsınız kitap, albüm vs. alırsınız. tatlı bir flört vardır fakat bazen sinir bozucu olur. her istediğinizde yazamazsınız, sarılıp öpemezsiniz,yanında olamazsınız kıskanırsınız arkadaslariyla vakit geçirdiğini görünce çünkü sizin onunla görüşmeniz için ya biraz zaman geçmesi gerekir yada bir nedenin olmasi.arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil. tatlıdır, hoştur fakat oldukça yorucu ve kafa karıştırıcıdır.

  • --- spoiler ---

    portakal'ın chp'li belediyelerin yardımlarının engellenmesine, diyanet işleri başkanlığı'nın siyasallaşmasına ve tüm devletlerin yoksullaştığına yönelik tespitleri 'ihlal' olarak değerlendirildi.
    --- spoiler ---

    halkın gerçekler hakkında bilgilendirilmesini ihlal olarak değerlendirmiş iktidar karşıtı yayınları engelleme üst kurulu. katıksız ihlaler konusunda kombo yapan yandaş basına tek bir ceza vermeyen kurum ışık hızıyla fox tv'ye ceza yağdırmış. ne desek gg.
    (bkz: keser döner sap döner gün gelir hesap döner)
    edit: bkz düzeltildi

  • kafası karışanlar için size 100tl lik bilgileri yazayım çok kısa;

    moka potla yapılan kahvede kahve ateşin üstünde uzun süre kaldığı için ve suyun geçişi uzun sürdüğü için espresso makinelerine göre epey acı ve koyu tada sahip olur. espresso makinesinde ortalama 15-30 saniye arası kahve hazır olurken, moka potta bu süre 1 dakika ile 5 dakika arasında değişmekte.

    eğer kahveniz daha hafif ve yumuşak tada sahip olsun istiyorsnaız alt hazneye mutlaka sıcak su koymalısınız.

    bakın kahvecilikte bilgi sahibi ama ukala insanarın yaptığı en büyük hata kendilerine ait bilgiyi insanlara dikte etmeleridir.

    kahvecilikte bu illa böyle olur diye bir şey yoktur. bu iş tamamen sizin damak zevkinize ve tecrübenize göre değiştirilebilir.

    ha standartı belirlenmiş konular elbette var. mesela americanoya maden suyu koyup ben böyle yaptım diyemezsin. eğer seviyorsan kendin evde pekala yaparsın ama dışarda diyemezsin.

    moka pot için de durum bu; eğer acılaşmış sert kahve içmek istiyorsan alt hazneye soğuk su koyabilirsin tabiki. tamamen damak zevkine göre değişir bu. önerim ise 80-85 derecelik sıcak su koymaktır. böylece kahve 1.5 dakika gibi bir sürede tamamen hazır olur.

    zira kahveyi koyup üstüne kaşıkla bastırıp bastırmamak da tercihe bağlıdır. bastırırsan su kahve içinden daha yavaş geçer, bastırmazsan hızlı geçer. bu da lezzete doğrudan etki eder. evde tecrübe ediniz.

    moka potta demleme uzun sürdüğü için ve ateşle temas olduğu için bence en kritik konu demlemeyi en kısa sürede bitirecek tüm işlemleri uygulamaktır.

    dediğim gibi, kahveyi bastırma, alta sıcak su koy, kısık ateş kullanma (ki hızlı bitsin işlem) , fokurdama sesini duymadan moka potu ateşten al.

    mokada kullanılacak kahve de bence dark roast olmamalı. cunku zaten pişerken koyulaşıyor her halukarda. ama bak tekrar edeceğim, sen öyle seviyorsudur öyle içersin. yani "doğrusu bu" diye bir şey yok. doğru diye bir şey yok. teknik sabittir, geri kalan her şey kişisel zevke göre değiştirilebilir. kahvecilikte her demleme için geçerli bu durum.

    italyanlar genelde şekerli espresso içtiği için moka pota hastalar. ben de evde kullanmayı çok seviyorum.

  • yavrum z kuşağı zaten konuşarak iletişim kurmayı becerebilen bir kuşak değil ki. muhatabının yaşıyla alakası yok olayın.

    baştan sona anlamlı, özne-yüklem uyumu olan ve an az 10 kelime içeren bir cümleyi tek seferde kurabilen z kuşağı mensubu sayısı toplam 15 falandır.
    yormayın kendinizi böyle şeylerle kuzum.

    haydi tiktok'a, youtube'a falan devam edin siz.

    not: yspor

  • temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.

    sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.

    elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.

    tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.

    panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.

    aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"

    fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:

    "ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"

    ...................

    belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.

    (bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)

  • son derece zor bir eylem, tehlikeli bir girişim. fakat başarılırsa efsane olacağı da kesin gibi:

    - evet arkadaşlar 70 gün içinde bu lanet yerden kaçıyoruz. dışardan yardım aldım, kaçış planını ankara büyükşehir belediyesi imar işlerinde çalışan enişteme çizdirdim. işte plan, buyrun bakın.

    - ismail abi, çok güzel plan. fakat üst geçit yapmak yerine tünel kazsak daha doğru olmaz mıydı?

    - bak faruk bizimle geliyor musun, gelmiyor musun?

    - geliyorum da abi, yani üst geçit...

    - 70 gün sonra sabah namazımı kocatepe'de kılıyor olacağım ve beni kimse engelleyemeyecek... ver artık kararını.

    - geliyorum ama bu üstgeçitle ilgili içimde kötü bir his var yani, inşallah bir şeylik olmaz...

    - faruk, planı eniştem yaptı diyorum. 11 yıldır melih gökçek'in yanında çalışıyor. üst geçit diyorsa üst geçit.

    - yani tamam ismail abi ama inan içim rahat değil yani...

    - gönlünü ferah tut koçum, bu lanet yerden gidiyoruz.

    *

    75 gün sonra...

    *

    - ismail abi söylemeyeyim, susayım diyorum ama sana çok kızıyorum yeminle. yaktın bizim mahpusluğu...

    - sus lan it! üst geçidi yapmadık mı?

    - yaptık da abi... geçit yaptıktan sonra sibel can'la ferhat göçer'i açılış konseri için çağırmak neydi?

    - eniştemin gönderdiği plan neyse onu uyguladım ben oğlum. kağıtta "71. gün üst geçit açılışı: ücretsiz sibel can ve ferhat göçer konseri... tüm ankaralılar davetlidir" yazıyordu. her aşamayı uyguladık, o da son aşamaydı işte.

    - abi ne ankaralıları ya, bayrampaşa'dayız gözünü seveyim.

    - bence oradan uyandılar zaten mevzuya.

    - ismail abi allah belanı versin, gerçek bir gerizekalıymışsın...

  • malumun ilanı.

    avrupa 200-300 bin mülteciyi almamak için kıçını yırtarken, 78 milyonluk bir islami geri kalmış topluma kapısını açar mı?

    arkadaşlar siz salak mısınız? hollanda'da erkek erkeğe evleniyor da nikahı belediye başkanı kıyıyor, türkiye'de ise başı açık gezene mahalleli "yollu" diyor arkasından. bir tarafta yüksek bir medeniyet seviyesi, öbür tarafta 1400 yıl öncesinin arap bedevi kültürü var; bu ikisi nasıl aynı birlik içinde yer alabilir?

  • dallama patronun maas sorunca rakam vermenin de elenme sebebi oldugunu gorduk. ulan dingil sen maas veriyorsan ben de saatlerimi emegimi veriyorum sana. sanki bana hayrina para veriyor da istedigim rakami soylemek hata. ben istedigim rakami soylerim, sen kendi butcene gore degerlendirirsin bu adam bu parayi hak eder dersin verirsin ya da vermezsin. 10 koyun gudemeyecek adamlar boyle patron olup emekciyi ezmeye calisiyor ya en cok bunlari islak odunla doveceksin.

    not: isverenim