hesabın var mı? giriş yap

  • şeytan, atını mahmuzlamış giderken don kişot bağırdı;
    -“bir dakika bekle! sana son bir soru daha soracağım; ondan sonra ne cehenneme gidersen git!”
    şeytan, atının dizginlerini çekti;
    -“sor bakalım,” dedi alaycı bir sesle, “ama lafı uzatma işim acele...”
    -“ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?”
    -“elbette… benim adamlarım çoktur!”
    -“iyi ama mağripliler gibi ‘allah, allah!’ diye bağırıyorlardı?”
    -“ne sandın ya!.. 'şeytan, şeytan!’ diye mi bağıracaklardı?
    bizim işimiz bu: "aldatmak, daima aldatmak!”
    (cervantes - don kişot)

    din ile aldatmak, allah ile aldatmak... en kahredici aldatma biçimidir. şeytan bile allah ile aldatanlardan daha temizdir... insanoğluna en büyük zararı allah ile aldatanlar verir. allah ile aldatanlar günümüzde şeytanı emekli etti... şeytan görevini bunlara devretti...

    debe edit: teşekkür ederim...

  • dizideki murat karakteri * ile gökçeada'da kısa bir dönem aynı evi paylaşmıştım. sevgilisi gökçeada'da okuduğu için; haftasonları git-gel yapardı.

    sevgilisine evin anahtarını verdiği için; başka bir hatunla yakalanmıştı gerizekalı. kıçına tekmeyi yiyince bütün faturalar ve kira üzerime kaldı. adam resmen kendini oynamış. bundan 7 sene önce de beceriksizdi, dizide de beceriksiz.
    ayrıca bana hâla 110 tl borcu var..

  • aslında buraya çok uzun bir entri yazmıştım ama en özet şekliyle türk kızının farkı şudur: naz yapar kezban olur, naz yapmaz adı malum sıfata çıkar. evlilik düşünür gene kezban olur evlilik düşünmez sadece yatılıp kalkılacak kadın olur. aşırı makyaj yapar doğal olmaz (ama erkekler nedense bayılır) makyaj yapmaz bu sefer de kimse beğenmez. net olur, iyi bir kadın olmaya çalışır kolay kadın olur (yabancı kadın yapsa çok net kadın abi ya olur) net olmasa bu sefer de ne isteğini bilmiyor olur. maddiyata önem vermez yalancı olur önem verir paragöz olur.

    kısaca her şekilde türk kadını ne yaparsa yapsın yaftalama altına alınacaktır. isterse en iyisi olsun isterse en kötüsü olsun karşılaşacağı muamele bellidir. yabancı kadınlar yapsa "abi kadın çok klas ya" denilecek şeyler türk kadını söz konusu olduğu zaman sonuna mutlaka bir "ama" ile başlayan cümle getirilmiş olacaktır.

  • bizzat sahit oldugum vahim olay.

    ben ve nobet arkadaslarim acil servis resusitasyon bolumunde malum kisilerin hastasini hayatta tutmak icin cpr yaparken, bu kisiler resusitasyonu basip asistan hekimlere tehditler yagdirarak olayi izlemek istedigini ve onlarin gozlerinin onunde mudaheleye devam etmemizi soylediler. ıclerinden biri, daha sonra asistani darp eden kisi, polis oldugunu ve gerekirse bizi vurabilecegini soyledi.

    yaklasik 15 kisilik hasta yakini grubu gec de olsa guvenliklerin ve asistan hekimlerin mudahalesi ile disari cikarildi. bu sirada hastanin spontan nabzi geri geldi, cpr durduruldu. entube edilmis olan hasta mekanik ventilatore baglanip stabil hale getirildi. tam bu siralarda resusitasyonun kapisini zorla acip serum askilariyla iceri girdiler ve grubun onunde yer alan daha once de tehditler saydirdiklari resusitasyon sorumlusu olan asistan hekimi yumrukladilar. yine gec gelen guvenlik gorevlileri ve bizlerin araya girmesiyle grubu uzaklastirdik.

    polislerin gelmesinden sonra ortam sakinlesti ancak kimsenin hasta bakacak hali kalmadi. ona ragmen henuz hasta yogunlugunun oldugu saatlerde olmamiz nedeniyle hepsi islerine devam etti.

    olay tamamen kamera onunde olmasi nedeniyle "bu doktorlari iyi ki dovuyorlar, en iyisini yapiyorlar" diye konusan ve darp eden bu kisilerin caydirici bir ceza almasini umuyorum.

    ulkedeki cahillik sorunu asip, bu saglik calisanlarina uygulanan siddeti bitirecegimiz gunleri gormeyi diliyorum.

    edit: #46703863

  • vahit emmi ve haydar'ın, evlilik üzerine diyaloğu;

    --- spoiler ---

    -vahit emmi, evlilik nasıl bir şeydir?
    +evlilik dağdaki keçi yolu gibidir evlat.
    -anlamadım...
    +şimdi bir dağ düşün yalçın mı yalçın. sivri kayaları var. işte doğar doğmaz bizi ''hadi bu dağı aş'' diye eteklerine bırakıveriyorlar
    -hayat yani?
    +aferin... ilk başlarda iş kolay. ama yükselmeye başladıkça dağ sarpa sarıveriyor... dimdik kayaların, uçurumların arasında kalıveriyorsun. gücün azalıyor... derken senin gibi bir yolcu daha çıkıyor. yoldaşınla omuz omuza, can cana verip bir keçi yolu açıyorsun kendinize... biliyorsun ki artık tek başına değilsin. biliyorsun ki artık o yolu iki kişi yürüyeceksin... dağ yine yalçın. ama artık yürümek zevkli. nefesim tükenecek diye korkmuyor insan. çünkü yanında kendi can nefesin gibi bir nefes daha var... anladın mı?
    -her evlilik sizinki kadar mutlu mudur?
    +yoldaşına bağlı... biz zeliha'mla yan yana yürürken, dikenleri değil çiçekleri derdik. canımız yanınca bir yandan ağladık, bir yandan türkü söylemeyi bildik... ben ''pes'' deyince, o ''hadi'' dedi, o yorulunca ben sırtımda taşıdım.
    -peki geçim sıkıntısı insanı mutsuz etmez mi?
    +bilmiyorum... biz mutluluğu ne parada ne handa bulduk evlat... bak bugün deniz kenarında zeliha'mla beraber çekirdek çıtlayıp, çay içerken, mutluluk da bizimle beraber masada oturuyordu sanki...

    --- spoiler ---

  • kaybedilmesi halinde, onarılamaz bir hasar oluşur insanın varlığında. kaybetmemek için zaman zaman hayatın muhasebesi yapılmalı kişi tarafından bir es vererek her ne yaşanıyorsa yaşansın.

  • cumhurbaşkanı erdoğan, atatürk havalimanı'na yaptığı ziyaretten sonra açıklamalarda bulundu. saldırının yaşandığı alana giden erdoğan, burada yetkililerden bilgi aldı.

    havalimanındaki bir taksicinin sosyal medyada, saldırının ardından şoförlerin yaralılardan ve yolculardan çok fazla para aldığına dair iddiaların hatırlatması üzerine, erdoğan, şu açıklamayı yaptı:

    "biliyorsunuz ben bu sosyal medyaya karşıyım. bundan dolayı da bana çok saldırı da oldu. ben bu twitter'a falan hepsine karşıyım ve bunları paylaşmıyorum. kendim de kullanmıyorum. benim adıma kullananlar var, o ayrı mesele. o ahlaksızlığı yapanların ahlaksızlığı kendi üzerinedir. bunları hiç takmayın" ifadesini kullandı.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…hepsine_karsiyim.html

    sosyal medyaya karşısınız tabi çünkü bütün pislikleriniz sosyal medya sayesinde ortaya çıktı, çıkıyor, çıkacak ve yayılacak. havuz medyası sizin sırtınızı sıvazlayıp, pisliklerinizi sürekli örtbas ettiği için, twitter ve facebook sayesinden haberimiz oluyor her şeyden.

    karşısınız çünkü olumsuz eleştiri duymak, okumak istemiyorsunuz.

    karşısınız çünkü insanların sosyal medya sayesinde nasıl haberleşip birlik olduğunu, size karşı omuz omuza mücadele verdiğini gördünüz.

    karşısınız çünkü yeni bir şeyler okumaya, öğrenmeye, paylaşmaya, yardımlaşmaya tahammül edemiyorsunuz. istiyorsunuz ki herkes bir başına olsun, cahil olsun, kandırmak kolay olsun.

  • "merhaba"nın bir soru olmadığını bilmeyen kimselerin aradığı cevaplar. "neden cevap vermedi ki yeaa" diye üzülür sonra bi de bunlar, kıyamam :(

  • geç bile kalınmış, herkesin hayatına mutluluk getirecek gereklilik. yapın artık bunu abi. akıllı telefonlar wifi ye bağlıyken bir yandan internet depolasın, telefonu şarj eder gibi telefona internet şarj edebilelim artık.

    hazır 4g teknolojisine geçeceğimiz şu günlerde kurumuş dimağlara limonata gibi gelecektir. tamam belki internet sağlayıcıları biraz zam yapacak ama imkansız değil. mesela devlet kurumlarındaki kablosuz ağlardan yükleyemeyelim. kamu dairelerinde kısıtlama olsun.

    onun dışında kendi evlerimizdeki veya şirketlerdeki kablosuz ağlardan internet yükleyebilelim. ya da günlük belli bir kotaya kadar depolayabilelim.

    edit: evet galiba linç başlıyor.

    edit 2: tamam arkadaşlar güldük, eğlendik yeter artık vurmayın. sağ gözüm seğirmeye başladı.

    edit 3: lan cidden herkes ne kadar asabi ya! yahu altı üstü buraya bir fikir beyan ettim, olur mu olmaz mı tartışılır. teknoloji bu nihayetinde sonu yok. olmadı diyelim ama nerede olursanız olun evdeki bağlantınızı kullanarak erişim sağlanabilir o da olumlu. zavallı diyeni mi ararsın, özel mesajdan çemkireni mi ararsın.... neyse gün gelecek yediğim her linç için ağıtlar yakacaksınız vizyonsuz nutellacılar. ve son olarak beni galileo'nun yanına gömün. aasdfgkjh!