ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :
müşteri: -abi bu olmamış ki?
tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
müşteri: -e akrep yok?
tamirci : -akrep ne lan?
m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.
14 ekim 2021 tevfik göksu'nun tügva çıkışı
-
bütçeye ilişkin eleştirilere yanıt veren ak partili belediye başkanı tevfik göksu, “türgev’e, tügva’ya, ensar’a ve ilim yayma’ya çatlasanız da patlasanız da destek vermeye devam edeceğiz." dedi.
kaynak
1000 yıllık tarihimiz boyunca hiçbir yönetim halkına bu şekilde meydan okumamıştır. bu halk sizi perişan edecek. bütün bunların hesabını vereceksiniz.
evrenin büyüklüğünün insanları çıldırtmıyor oluşu
-
akıl almaz boyutlarda bir evrenden bahsediyoruz. bu gerçeklik karşısında aklı bulanmayan insan yoktur. evrende toz tanesi bile değiliz. samanyolu galaksisindeki küçük bir güneş sisteminde yaşayan canlıllarız. jüpiter, dünyanın bin katı, güneş ise bir milyon katı büyüklüğündedir. ve bu galakside güneşten milyonlarca, milyarlarca kat büyük karadelikler, yıldızlar var. saniyede 300.000 km hızla ilerleyen ışığın bilinen evren sınırlarına ulaşması 96 milyar ışık yılı sürüyor. aman allah'ım çıldırmamak elde değil. evren ve uzayla ilgili her belgesel izlediğimde insanoğlu olarak acizliğimizi, önemsizliğimizi daha iyi kavrıyorum. tarihteki en güzel en anlamlı sözlerden olan şu sözü hiç unutamıyorum.
“mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini.”
manly palmer hall.
tüm zamanların en başarısız kız düşürme repliği
-
işyerinde ilk gun hatunun elinde uzerinde 2010 yazan ve uzay figurleri olan kitap görülür. içimden 2001*'i herkes bilir de bu hatun 2010'u okuyorsa "tam benim kafadan" diye geçiririm.
-2001'i mi daha cok begendin 2010'u mu?
-anlamadim..
-arthur c. clarke'in kitabi degil mi su?
-yoo, 2010 yili ajandasi
16 şubat 2017 thy istanbul chicago uçuşu
-
icerisinde en az 1 tane mal oldugu kesindir.
kadın sürücüye paniklesin diye korna çalmak
-
trafikte sürekli basıma gelen olaydır.
başlarda gercekten özgüvenim olmadıgı icin kusurluyumdur benim hatamdır diye düsünüp hemen sag seride dogru kayıp insanları rahatsız etmeden gitmeye calısırdım.
böyle böyle yüregim agzımda araba kullanmaya basladım ve bu durum acayip canımı sıkmaya baslamıstı. kafaya taktım bu mevzuyu
sonra bir gün canım yine sıkkın bindim arabaya yürü kızım dedim bugun kesinlikle biriyle kavga ediceksin hadi bakalım. neyse bastık gidiyoruz basladı haydutun biri korna calmaya camdan elimi uzattım hayırdır isareti yaptım bi yanıt alınca hemen yanıma dogru sürdü aynı hizada gidiyoruz. hafif de gülüyo gevsek hosuna gitti heralde. ben göz kırparak hayırdır diyorum o da göz kırparak gülüyo neyse kırmızıda durduk boş boş gülmeye devam ediyo.
velhasıl orda anladım bunun da yine bu erkeklerin can sıkma merakıyla ilgili oldugunu ve hicbir hatam olmadan kusursuzca araba kullandıgımı.
yapmayın etmeyin kardesler kimsenin karısına kızına korna calıp da cesaretini kırmayın bırakın biz de sol seritte özgürce akıp gidebilelim..
gurme kılıklı yiyicilerden gına gelmesi
-
debe editi : bazı entrylerde görünce aklıma geldi, atladığım bir şey olmuş. bu yemekler için şehir ve hatta ülke dışından dahi geliyorlarmış. (!) bırak ülke, şehir ve ilçeyi, bir öte mahalleden bile gelinmez.
peşin edit : şimdi bazı arkadaşlar "bu insanlar zaten kendilerine gurme demiyor ya da gurme olmak gibi bir iddiaları yok." diyebilir ama videolarının başından sonuna kadar olan her anına bakarsanız "gurme gibi davranmaya çalıştıklarını" görebilirsiniz.
margarin, eritme tost peyniri ve tavuk sucuğundan yapılan tosta şifa(!), salça ve ayçiçeği yağından yapılan karışıma özel sos, tavuk döner, akciğer kavurma ya da şişe takılan her kıymaya* olağan üstü methiyeler dizip her seferinde "böylesi yok!" diyen bu insanlardan size de gına gelmedi mi? (liste uzadıkça uzayabilir, uzatmıyorum.) gurmesi (!) bir dert; yapanı&satıcısı bir dert. şaklabanlık ve soytarılıkların havada uçtuğu, zerre gerçeklik, samimiyet ve farkındalık içermeyen bu insanlar ve videolarından size de bıkkınlık gelmedi mi? adamlar her an ve her platformda karşınıza çıkıyor, her yeri öyle bir sarıp sarmalamışlar ki, hiçbir şekilde kaçışınız yok.
şimdi dikkat ederseniz bu videoların genelinde iki tema işleniyor. salaş mekan ve acımamız ve acındırmamız istenilen insanlar. salaş demek, "kirli, isli&paslı, hurda, leş, derme çatma, el arabası " vs. demek değil, şatafat ve gösterişten uzak demektir. ayrıca emek sömürüsü altında acımamız istenilen bazı insanların vergi vermedikleri ve sağlığımızla oynadıkları gerçeğini hiç dile getirmiyorum. bu insanlar ve mekanlar konusunda gerekli tedbirleri almayan bakanlıklar ve belediyeleri zaten allah'a havale ettik.
şimdi gelelim bu insanların yaptığı en büyük tahribata. ne mi? elbette, çok çok uzun dönemler dünyanın sayılı mutfaklarından olan türk mutfağını getirdikleri nokta ve küresel olarak kaybettiğimiz imaj kaybı. artık dünya insanı türk mutfağı deyince bu insanları ve videolarını görüyor. sonra da "şurada burada böyle araştırmalar yapılmış, türk mutfağı bilmem kaçıncı sırada çıkmış, bu nasıl olur!" vs. gibi cümlelerle kendimizi aldatmaya çalışıyoruz. aslında her şeyin apaçık bir şekilde ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama kendimize konduramıyoruz.
velhasıl, durum böyle. son olarak malum şeytan üçgenimizi de buraya koymadan olmaz değil mi?
(bkz: fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma)
son söz : ulan bir şeyi de beğenmeyin be! birine de çıkıp kötü deyin. derler mi? demezler. *
arda turan
-
31 ağustos 2012 chelsea atletico madrid maçında gördü,ğüm kadarıyla nerdeyse 3 kat hızlanmış, çevikleşmiş, güçlenmiş oyuncu.
akım korumalı priz
-
cihazlarınızı fırtınalı havalarda oluşan voltaj artışlarından ve türkçesini bilmediğim induction kick denen elektriksel fenomen sırasında oluşan voltaj yükselmelerinden koruyan priz. donanımhaber'de hakkında yalan yanlış şeyler yazmışlar, o yüzden sözlüğün kalitesini korumak için buraya yazıyorum*.
şimdi bu induction kick nedir? önce anladığım kadarıyla tarif edeyim. elektrik uzmanı değilim o yüzden yanlış varsa affola. şimdi, elektrik şebekesine bağlı asansör, büyük motor gibi çok akım çeken makineler varsa bunlar çalışırken değil ama tam kapanıp durdukları anda şebekedeki voltajda anlık yükselmeler yaratırlarmış. yani normalde 210-230 volt civarı olması gereken voltaj bir anlığına 500-600 volt'a kadar çıkabilirmiş. binanızdaki asansör bile böyle şeylere yol açabiliyormuş.
bunun yanı sıra, fırtınalı havalarda bulutlarda toplanmış olan elektrik yükü, elektrik şebekesi üzerinde voltaj dalgalanmalarına yol açarmış. böyle durumlarda yüksek voltaja dayanıklı olmayan hassas elektrikli cihazlara zarar vermesi mümkünmüş.
akım korumalı prizin içinde metal oksit varistör denilen bir komponent bulunuyor. bu komponenti iyi prizlerde her üç bağlantının arasına koyuyorlarmış. yani faz-nötr, nötr-toprak ve faz-toprak arasında bu varistörden birer adet oluyormuş. bu varistör voltajdaki fazlalığı bünyesinde tutup azaltıyor. öyle her voltajı fiks 220 volta indiremiyor ama mesela 600 volt geldiğinde 300-400'e düşürebiliyor. böylece cihazın dayanma ihtimalini artırıyor.
ancak bir dezavantajı var. bu aletin joule olarak ölçülebilen bir kapasitesi var. bu kapasite yavaş yavaş yenip bittiğinde artık prizin koruma özelliği kalmıyor. bazı prizlerde* üzerine led ışık koyuyorlar. ışık sönerse prizin koruma özelliği bitmiştir diyor kullanma kılavuzunda. joule değeri ne kadar fazla ise o kadar uzun ömürlü denebilir.
bazı modellerde koaksiyel kablo ve telefon hattını da bağlamak için konnektörler koymuşlar. bunlar bu hatlarda olabilecek yüksek gerilimlerle beraber bağlantıdaki gürültüyü* azaltmakta işe yarıyormuş.
ayrıca bu prizlere voltajdan başka fazla akım çekildiğinde atan bir sigorta da koyuyorlarmış. muhtemelen içini açıp değiştirmesi zahmetli bir sigorta olduğu için attığında prizi de çöpe atmak gerekiyor olabilir.
bu bilgiler ışığında:
-bu prizler yıldırımdan korumaz (milyonlarca volttan bahsediyoruz. 1.21 gigawatt size bir şey ifade ediyor mu? yıldırımdan korunmak için paratoner taktırmanız lazım ve en azından evinizdeki prizlerde toprak hattı olmalı)
-bu prizler voltaj düşerse artırmaz (onun için voltaj regülatörü almanız lazım)
-bu prizler elektrik kesilirse güç sağlamaz (onun için kesintisiz güç kaynağı almanız lazım)
-bu prizlere başka üçlü prizler, uzatma kabloları falan bağlamamak lazım (prizin tasarlandığı akım değerini aşmamanız için)
-hassas elektronik aletleriniz için uygun (ütü, tost makinesi falan bağlamanın anlamı yok)
bazı markalar prizlerine güven telkin etmek için 100 bin €, 350 bin € gibi sigortalar taahhüt ediyorlar. elbette kullanım kılavuzuna aykırı yapacağınız her iş (uzatma bağlamak, binanın toprak bağlantısı olmaması) sigortayı geçersiz hale getirecektir . hatta philips'te üzerindeki telefon fişini telefon hattına bağlamazsanız geçersizdir diye yazmışlar.
evdeki bazı çoklu prizleri bununla değiştirdim. evdeki en hassas ve değerli elektronik eşyalar olan plazma televizyon, ev sineması sistemi ve bilgisayarların bağlı oldukları prizleri akım korumalı yaptım. başka hassas cihazlar varsa onlar için de tekli, üçlü, altılı, sekizli boylarını çıkarmışlar, onlardan da alınabilir. bir faydasını görür müyüm bilmiyorum. hiç olmazsa bunları çocuk korumalı (içine çubuk falan sokulamayan) cinsten yaptıkları için normal üçlü alacağıma bundan almak işime geldi.
hayata dair gülümseten detaylar
-
üstüne başka bir kuş tarafından sıçılmış güvercin görmek.
bizim kafamıza sıçınca iyi oluyordu değil mi? şimdi de sen dolaş bakalım öyle.
şeytan taşlama taşının parayla satılması
-
böyle bir şey, şeytanın bile aklına gelmezdi.