hesabın var mı? giriş yap

  • mesela mutfağa girmesini yasaklamışsın. bunu da bir kaç kere kesin bir hayır sözüyle yapmışsın o kadar. şiddet uygulamamışsın, bağırmamış çağırmamışsın. bir daha asla mutfağa girmiyor. işin ilginci sen evde olsan da olmasan da girmiyor. tahmin ediyorum ki eve başka köpek gelse onu da mutfağa sokmayacak. mutfağa girmenin yanlışlığına gönülden inanıyor.

    resmen eve saçma bir din indirdik.

  • orantılı zekaya muhteşem bir örnektir.

    http://webtv.radikal.com.tr/…de-piknikli-eylem.aspx

    helal olsun çocuklara. madem orası halkın sarayı, istersem gider piknik yaparım, istersem içini gezer tozarım (limitler dahilinde) kimse de bana karışamaz. ama sen en doğal hakkını kullanmaya çalışan çocukları yaka paça göz altına almaya çalışıyorsan sadece zavallısın demektir.

    yıkılacaksın erdoğan, korkunun ecele faydası yok!

    edit: videonun girişindeki atletli abinin polise karşı hala rol kesmesi, polisin önünde karpuzlu topla oynamaya çalışmaları muazzam ya. bugün polis canlarını yakmış olabilir ama dirençleri ve soğuk kanlılıkları ile polisleri mala bağlatmışlar, acınacak duruma sokmuşlar. bunun zevkini yaşayıp mutlu olsunlar.

    edit 2: bu video daha güzel bir çekime sahip ve daha detaylı; https://m.youtube.com/watch?v=sfqks-d_wfc

  • kanadada doktoraya gitmiş bir kız çocuğuna sorulur:

    -sizin ülkede kızlar okuyabiliyor mu?
    -yok ben türkiyede okuyabilen ilk türk kızıyım!

  • galiba büyük bir serzeniş entry'si olacak bu.

    sözlüğe kayıt olmamdaki en büyük sebep. nickimdeki isimlerin her biri ayrı bir marvel karakterini temsil ediyor. ilk üye olduğumda da sadece marvel'la ilgili entryler giriyordum, tematik takılıyordum. buna rağmen artık yeni marvel çizgi romanlarını okumuyorum, okuyamıyorum, hiç bana hitap etmiyor. çizgi roman okuyorum hala, eski marvel'ları da okuyorum ama son beş senedir falan çıkmış marvel çizgi romanı okumadım. bu entry de neden okumadığım ve şahsımca sorunun ne olduğuna dairdir.

    neredeyse 1,5 senedir bir şey yazmadım sözlüğe, geçenlerde de "entry'lerimi düzenleyeyim bir bakayım" dedim. marvel'la ilgili girdiğim entrylerin bir çoğu geçerliliğini kaybetmiş. sildim ben de bir çoğunu. neden geçerliliğini kaybetmiş peki; çünkü retcon! kısaca geçmişte olmuş bir olaya, yazarın gelecekte müdahale etmesi. öldü sanılan karakterin bir şekilde kurtulmuş olması, canlanması vs. benim yazdığım entryler de doğruluğunu yitirmiş bu şekilde.

    uzun süredir okumayınca bu retcon'lardan da haberim olmadı. fakat şöyle bir gerçek var, bu retcon olayı uzun süredir modern marvel çizgi romanlarının parçası. marvel'ın en bilinen karakterlerinin geçmişleri son 10 sene içerisinde çok değişti. scarlet witch ve quicksilver'ın magneto'nun çocukları olduğu, hatta mutant oldukları gerçeği bile değişti. hatta bununla ilgili bir event bile yaptılar original sin diye. retcon kavramına karşı değilim, hatta seviyorum normalde bununla ilgili çizgi romanlar okumayı, değişmez bir parçası uzun süreli hikaye anlatımının ama bu kadar çok retcon bir şeyi gösteriyor bize. marvel'ın yeni karakter ve hikaye yaratmadaki yetersizliğini.

    dc comics iki üç kere evrenini sıfırlayıp yeniden başlattı, marvel ise bunu hiç yapmadı. yani bütün karakterler 1939'dan beri devam eden bir evrenin üyesi. haliyle olan biten her şey şu anda okuduğumuz bu karakterlerin başından geçti. bütün bunlar dışında marvel'ın çeşitlilik* adına yaptığı eylemler de tepki çekti. sonuç da şu:

    marvel yeni hikayeler yaratmak ve yeni karakterler yaratmak istiyor. yaratılan yeni karakterler ilgi çekici olmuyor, okuyucular bu karakterleri politik manipülasyonlar olarak görüyorlar. hal böyle olunca eski karakter üzerinde değişiklik yapılıyor. bu da karakterin yıllardır süren karakteristik özelliklerini ve anlamını kaybetmesine neden oluyor. şöyle bir durum da var, her ne olursa olsun marvel çizgi romanları statükoya dönüşe de çok bağlı. bir karakter bir seriden sonra olumlu veya olumsuz yönde çok değişiyorsa, hatta ölüyorsa bile bir şekilde bu değişiklikler bir çırpıda silinebiliyor. birbirinin boğazını sıkan iki karakter başka bir seride birlikte tavla oynayacak samimiyette olabiliyor. başka bir seri yazarı karakterdeki bir değişikliği gözardı edip kendi serisinde istediği hale sokabiliyor. bu absürt durumlar da okuyucuyu devamlılıktan koparıyor, karakterler ve hikayeler anlamını yitirebiliyor.

    bu sebeplerden dolayı okumaktan koptuğumu düşünüyorum. çok şişti bu evren, bir reboot lazım gibi geliyor. bu da garanti değil gerçi, belki de amerikan süper kahraman çizgi romanları okumaktan sıkılmışımdır, bu sevdam doğal sınırlarına ulaşmıştır.

  • evet evet evet, genelde insanların yüzde 70'inin muzdarip olduğu dert. çözümünü ise kendimce bulduğum sorun. saçlarımı uzun süredir (yaklaşık 1 buçuk sene açık renge) boyatmamdan mütevellit, saçımın kendi florası bozuldu, önlerde erkek tipi dökülmeler oluştu, beyazlarım arttı, saç derim çok kurudu ve yıkamadan sonra derimin gerilmiş olduğunu hissedebiliyordum.saç uçlarım cansızdı, saçlarımın sürekli uzamasını istiyordum fakat saçlarım tam istediğim uzunluğa geldi dediğim sırada, saçlarımın uçlarının kırıklamış olduğunu fark edip kestiriyordum. adım adım yaptığım bakımları ve kullandığım ürünleri size anlatmak istiyorum:

    1- saçımı kendi rengine yakın bir renge, artık boyatmayacağım bir şekilde boyattım.( yaklaşık 5 aydır saçlarımı boyatmıyorum)

    2-saçımdaki dökülmeleri azaltacak dışarıdan yardımcı olacak bir gıda takviyesi arayışındaydım. kendi akademik bilgim ve birkaç araştırmalarım doğrultusunda solgar'ın biotin 1000 mcg'lik olan kapsül ürününden aldım ve bir ay her gün yatmadan önce bir kapsül şeklinde kullandım.

    3- saçım için bir maske arayışındaydım yok olan parlaklığa ve yumuşaklığa tekrar kavuşabilmek için. fakat sentetik bir ürün kullanmak istemiyordum. çünkü saç diplerime ve saçıma zarar vereceğinin bilincindeyim artık. doğal yağlara yönelmeye karar verdim ve hindistan cevizi yağı aldım. biraz pahalı olduğu için aradolu.com arada yüzde 50 indirim yapıyor. 25 tlye aldım ben indirimde ve çok uyguna gelmiş oldu. haftada 2 kere hindistan cevizi yağını tüm saçıma yayarak eğer tüm gün işim yoksa ve evden çıkmayacaksam sabahtan sürdüm ve akşama kadar bekleterek saçımı akşam yıkadım. çıkarması zor gibi görünebilir fakat saçı ıslatmadan önce şampuanlayarak bu zorluğu aşabilirsiniz. hindistan cevizi yağı saçıma inanılmaz bir parlaklık yumuşaklık ve canlılık kattı. saç bakımım için vazgeçilmez bir ürün oldu.

    4- şampuanımı değiştirerek paraben ve sülfat içermeyen bir şampuan arayışına geçtim. çünkü şampuan içeriklerinde bulunan sülfat (sodyum lauril sülfat, sülfat vb) oranı ne kadar artarsa saç dökülmesi o kadar artmaktadır. araştırmalarım sonucu organix markasının şampuanlarında sülfat ve paraben içermediğini öğrendim. markanın biotin içerikli şampuan ve saç kremini aldım ve kullanmaya başladım. şampuandan çok memnunum hatta argan içerikli şampuanına geçiş yaptım şuan. denemek maksadıyla. şampuan ilk birkaç kullanımda saçınızda sertlik yapabilir fakat ardından çok güzel bir yumuşaklık bırakıyor.

    5- advance techniques moroccan argan oil fas argan yağı'nı duştan sonra nemli saçlarımın uçlarına kullanmaya başladım. zaten önceden de elimde olan bir üründü fakat düzenli kullanmıyordum. artık her duştan sonra her seferinde kullanıyorum. ve saçları asla ağırlaştırmıyor. vıcık vıcık yağlı bırakmıyor. ve bir süre sonra kuruyor.ardından güzel bir parlaklık, koku ve yumuşaklık kalıyor.saç uçlarımdaki kuruluk ve kırıklar artık yok saçımı istediğim gibi güzelce ve sağlıklı bir şekilde uzatıyorum.

    6- her gün bir avuç ceviz ve badem yiyin mutlaka. vücudunuzun bakımı için yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri de böyle yararları çok çok çok fazla olan besinleri tüketmektir.

    7- bol su için.

    bu rutini yaklaşık 6 aydır yapıyorum. ve saçlarım olmadığı kadar doğal, güzel, parlak,canlı,yumuşak,sağlıklı duruyor. kafamın ön tarafındaki erkek tipi dökülmelerimde sol taraf kapandı, saçımı sağ taraftan ayırdığım için o tarafı toparlamam biraz daha zaman alacak gibi duruyor. duşta ve normal zamanda saçlarımı taradığımda saç dökülmelerim sıfıra yaklaştı çok çok azlaştı. bebek saçlarım ve dökülen saçlarım tekrar çıktığı için saçımda perçem bile oluştu.bu uygulamalar benden size tavsiye olsun.

    edit: 5. maddedeki ürünü kısa saçlı erkekler için tavsiye etmiyorum. çünkü ben bir bayan olduğum için ve saç diplerim ve uçlarım da birbirinden uzak olduğu için; yağı saçıma sürdüğümde diplerle temas etmiyor. saç derimin herhangi bir sıcaklık artışından sürdüğüm yağ çok kolay etkilenmiyor ve ekstra yağlanma oluşturmuyor. eğer kuru yağlar saç derinize temas edecek bir uzunluktaysa saçınız uygulamanızı önermem çünkü siz fark etmeseniz de saç kökünüzde güçsüzleşmeye ve dökülmelere sebep olabilir.

    edit2: bazı kişiler erkek tipi dökülmeleri değildir, erkek tipi olsa bunlarla geçmez vs yazmış. yazımı size erkek tipi dökülmenin çaresi olarak yazmadım başlığın ismi saç dökülmesini engellemenin yolları. etrafımdaki kişilerin saçlarımdaki açılmaları ve seyrekliği fark etmeleri sonrasında başladım bu uygulamalara size de bir örnek olması için yazdım. umarım yeterince açıklayıcı ve aydınlatıcı bir yazı olmuştur olmuştur.

    edit3 : yazmayı unuttuğum bir diğer husus ise demir ve b vitamini seviyelerinizi ölçtürmenizdir. çünkü demir ve b vitamini eksiklikleri saçta dökülmeler, halsizlik, ,kansızlık, tırnak kırılmalarına sebep olur. bu konuda doktorunuza danışmanız sizin için yararlı olur.

  • babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.

  • 6 ekim 2014 günü kagemasa kozuki'nin pes 2015 çıkış tarihinin gecikeceği haberi üzerine sokağa çıkın çağrısı ile başlamış ve halen yurdun dört bir yanında sürmekte olan eylemlerdir.

    kitleden bir fotoğraf için; http://imgur.com/bbdmlso

    eylemler şu hashtag'ten takip edilebilir;

    #konamiicinsokaga

    yemin ederim ios 8'in release edildiği günkü gibi heyecan verdi eylemler bana. ülkenin böyle tepkiler koyması umut vaat ediyor. devrimci fikirler de bu ortamlarda filizlenip büyümeye devam ediyor. hiçbir şeyin bitmediğini görmek dahi yetiyor.

  • galatasaray'da kaptan olsun, gerekirse başkan olsun. hamburg maçında 3 forvete karşı stoper oynadıktan sonra bu adam geceleri kanatlanıp avustralya steplerinde tur atıyormuş deseler inanırım.

    ayrıca kız olmasam da veririm, kendisinden mi esirgeyeceğim?