hesabın var mı? giriş yap

  • açılın, pripyat belediye reisi sözcüsü geldi.

    vnimaniye druzya!

    evvelâ yangının 4 nisan’da 20 hektarlık bir alanda başlayarak birkaç gün içerisinde 35 hektardan fazla bir alana yayıldığı açıklandı. 13 nisan’a gelindiğinde ise bu yangının pripyat şehrine oradan da rüzgârın etkisi ile çernobil’e doğru ilerlediği belirtiliyor. aynı zamanda yangının çernobil bölgesinde bulunan son derece aktif olduğunu belirtilen atıkların da bulunduğu depolardan yalnızca 1-2 kilometre uzakta olduğunu söyleyenler var. tüm bunlar yaşanırken kolluk kuvvetleri etraftaki köyleri tahliye ediyorlar. yangının söndürülmesi çalışmalarında 400’e yakın insan ve uçak da dâhil olarak üzere pek çok kişinin çalıştığı belirtiliyor. ukrayna yetkilileri kiev ile etrafındaki radyasyon geçmişinin normal sınırlar için olduğunu ve gama ışını dozunun güç seviyesinde bir değişme yaşanmadığını açıklıyorlar. elbette, bölgedeki radyasyon seviyesinin 16 kat arttığını söyleyen kaynaklar da mevcut. ukrayna kolluk kuvvetleri yangının nedeninin kundaklama olduğunu açıkladılar. yine haberlere göre kimliği de tespit edilmiş ve yakalanmış. kolluk kuvvetlerinin yakaladığı 37 yaşındaki bu yerel sakin, köyünde yaktığı ateşin kalıntılarını el arabasıyla köyün dışına taşıyor ve kuru çimlerin üzerine döküyor. böylece yangın başlıyor. ama bilin bakalım ne oluyor? adam yangının yayıldığını görmesine rağmen görevlileri aramıyor ve yangını kendi başına söndürmeye çalışıyor. elbette başaramıyor. şayet bu hikâye polislerin uydurması değilse.

    tabi bu esnada ülke epey bi’ karışıyor. ukrayna nükleer enerji ve sanayi gazileri derneği (derneğin ismi muazzam), ülkede kritik bir durum olduğunu belirterek devlet yetkililerine bir mektup yazıyorlar. bu mektupta başka bir çernobil tehlikesi olabileceği üzerinde duruyorlar elbette. yine ukrayna devlet ajansı kamu konseyi üyelerinden biri facebook hesabından yangının pripyat şehrine ulaştığını ve atıkların bulunduğu depoya yaklaştığını açıklıyor. fakat içişleri bakanı yardımcısı yangının nükleer atık depolarını tehdit etmediğini belirtiyor. şimdilik haberlere düşenler bunlar.

    spasiba za vnimaniye!

    yangın kontrol altına alındı düzenlenmesi:

    rusya acil durumlar bakanlığı’ndan bir temsilci yangının bulunduğu bölgeden 190 km uzakta bulunan bryansk’ta radyoaktif arka planın normal olduğunu açıkladı bu süreçte. aynı açıklamayı rusya tüketiciyi ve insan sağlığını koruma kurumu da yaparak rusya’daki radyasyon durumunun sabit kaldığını ve kontrollere devam edildiğini açıkladı. elbette bu resmî açıklamalar ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemeyiz. yine 86’daki patlama sonrası çalışmalara da katılan isimlerden olan ivan lebedev de devam eden yangınların insan sağlığını etkileyecek büyüklükte olmadığını söyledi.

    tüm bu açıklamalardan sonra çernobil bölgesindeki yangının söndürüldüğü açıklandı. yangının söndürülmesinde yağan yağmurların etkisinin büyük olduğunu söylüyor kaynaklar. yine radyasyon seviyesinin sürekli ölçüldüğünü ve ellerine ulaşan verilerin normal olduğunu vurguluyor ukraynalı yetkililer. kurtarma çalışmaları kapsamında 405 personel ve 96 adet ekipman kullanılmış. ayrıca itfaiye ekiplerinin 227 sorti yapmış ve toplamda 500 ton su kullanılmış. ukrayna acil durumlar servisi başkanı nikolay çeçetkin'in ukrayna cumhurbaşkanı vladimir zelenskiy'e sunduğu raporda yangının kontrol altına alındığını fakat çalışmaların birkaç gün daha devam edeceğini ifade etmiş.

    vladimir zelenskiy de yaptığı açıklamada durumun tamamen kontrol altına alındığını; istasyon ve insanlara yönelik hiçbir tehdidin bulunmadığını belirtti.

    son olarak da nükleer ve radyasyon güvenliği merkezi'nden alınan verilere göre çernobil bölgesindeki yangından dolayı kirlenen havanın güney ve güneydoğu yönünde hareket edeceği belirtiliyor.

    yapılan bu açıklamalar doğru ise şayet olası bir felâketten böylece kurtulmuş oluyoruz, en azından şimdilik.

  • kamu ekonomisi adli bir dersin vizesinde,hoca 5 adet soru ve bunlarin her birinin altinda "a, b, c, d, e" siklari bulunan, yaklasik 25 soruya tekabul eden kol gibi bir klasik sinav yapmistir.(sinav ingilizcedir.) sorularin coklugundan ziyade muhteviyati daha da elem vericidir. fakat sinavin asagi yukari 15. dakikasinda siniftan gule oynaya cikan bir ogrenci, yaptigi beyanatlarda cok kolay bir sinav gecirdigini, butun sorulari da yaptigini deklare etmistir. sinifin geriye kalan tum ogrencileri biraz imrenerek biraz da hasetle bahsi gecen ogrenciye bakadururken, sinav sonuclarinin aciklanmasiyla olay apayri bir boyut kazanmistir. sinav panosunda "0" notunu goren ogrenci itiraz dilekcesi yazmaya niyetlenip, bir de ustune ustluk "ne guluyonuz lan. bir yanlislik var. 100 koyunca o zaman gorucem halinizi" gibi savunma stratejileri hazirlamaya calissa da daha elindeki dilekceyi not islerine ulastiramadan, ders hocasinin yaptigi "kim o sinavi test zannedip, soru siklarinin uzerini isaretleyip, bir de sinav kagidinin altina "cok tesekkur ederim hocam. bir de herkes sizin icin cok zor bir hoca diyordu" diyen sapsal?" sorusunu duymus olacak ki, hatri sayilir bir sure fakulte cevresinde gorulmemistir.
    (bkz: kafa izni)

  • bu adam için volkan ve emreyle bir olabilir mi? denmiş.

    olamaz bir fenerbahçeli olarak söylüyorum, net olarak olamaz.

    her ne kadar melo'nun da, oyunu germekte, taraftarı germekte volkan ve emre'den bir farkı yoksa.
    her ne kadar çirkeflikte volkan ve emre kadar sınır tanımasa da.

    bu adam volkan ve emreyle bir olamaz.

    çünkü adam volkan ve emre gibi değil.
    adam kurnaz.
    nerede çirkefleşeceğini, nerede çirkefleşmeyeceğini çok iyi biliyor.
    maçın neresinde sertlik yapacağını, ne zaman rakibin üstüne yürüneceğini biliyor.

    misal, melo'ya pis bi hareket mi yaptın.
    o an sadece tepki verir, bağırır üzerine yürümez.
    hakeme mağduru oynar.
    aradan 10 dakika geçer, o hareketi yapana pis bir şekilde dalar, adam bağırdığı zaman üzerine yürür.
    karşısındaki herif ise hem can acısı, hem de üzerine yürünmenin gerginliği ile tepki verir.
    caarrtt adama kartı göstertir.
    adam işini çok temiz halleden, soğuk kanlı katil gibi. dexter gibi herif. adam kafasını kullanıyor.
    üstüne bir de kahraman ilan edilir. dil çıkarır falan taşağını geçer.

    ama volkan ve emre öyle mi?
    onlara dokunduğunuz anda gelir üzerinize yürür, artistlik yapar sarıyı görür.
    10 dakika sonra gider aynı hareketi yapar 2. sarıyı görür ve atılır.

    işte bu yüzden melo, volkan ve emreyle bir tu-tu-la-maz arkadaşım.

    haa gönül ister ki bu adamların hiç biri türk futbolu içerisinde yer almasın, bu olaylar hiç yaşanmasın o ayrı.

  • -insan seçerler,

    -dürüsttürler ama kalp kırmamak için veya gönül yapmak için yalan da söylerler,

    -çıkar ilişkilerine göre arkadaş seçmediklerinden kariyere yönelik sosyal network'leri zayıftır,

    -günümüzün menfaate dayalı, yüzeysel ve genel geçer ilişkilerini anlamlandıramadıkları için topluma adapte olamazlar,

    -çoğunluğa ayak uyduramadıkları için azınlıktırlar,

    -bazı coğrafyalarda kendileri gibi insanlara rastlayamadıklarından yalnız kalabilirler.

  • bi kaç gün önceki bir bölümünde büyükbabasının anlattığı hikaye ile hitap ettiği yaş aralığının sanılanın aksine oldukça geniş olduğunu kanıtlamıştır, hikayeyi anlatayım da tam olsun:

    ben kendi yolumda yürürken bir gün çok güzel bir kızla karşılaştım, ve ona bundan sonra yola birlikte devam etmeyi teklif ettim ve birlikte yürümeye başladık, yol arkadaşım ve ben hiç bir zaman yolun dümdüz olmayacağını biliyorduk, ve karşılaştığımız çukur ve tümseklerde hep birbirimize destek olduk, bir süre sonra yolumuzda bir kız çocuğu eşlik etti bize, kendi yol arkadaşını bulup onunla yürümeye başlayana dek
    sonra bir gün yol arkadaşım topallamaya başladı, ayakkabısına bir çakıl taşı girmişti, hepimiz onun ayakkabısındaki taşı çıkarmak için çok uğraştık ama bi türlü olmadı taş artık yürümesine engel olunca bir elma ağacının dibinde dinlenmeye başladı ve bana onu orda bırakmamı ve yoluma devam etmemi söyledi, başka seçeneğim olmadığı için onu orda bırakmayı kabul etmek zorunda kaldım ve yoluma benim de ayağıma bir taş girinceye kadar devam ediyorum, yol arkadaşımın yokluğunu ve desteğini o kadar çok hissediyorumki, keşke birlikte yürüdüğümüz zamanlarda ona varlığının önemini anlatsaydım diyorum

    sekiz yaşında ve aşıksanız hayat ne kadar güzel di mi?

  • şu durumda bile iyi niyetle frene basıp onca ton makineyi 7-8 metrede durdurup bi de hala kaçıp gitmeyen adama saldırmaya çalışan malların soyu yürümese de olur ya aslında.

  • türbülans olayına zaten değinildiğine göre kemerin bir diğer faydası ise uçak düşüp parçalandığında tanınmaz hale gelen cesedinizin koltuk numaranıza göre teşhis edilebilmesine yarar.

  • --- ercu ve behzo spoiler ---

    ercument cozer ve behzat c'yi "kesin ayni soyadina sahipler bunlar kesin!!!!1!!" diyerek kardes yapan sevgili romalilar, unutmayalim ki behzat'in soyadinin ne oldugunu sadece izleyiciler olarak biz bilmiyoruz, ama soyadin sahibi olan behzat biliyor. eger ercument'le soyadi ayni olsaydi bunun bi pesine duserdi nooluyo la falan derdi.

    --- ercu ve behzo spoiler ---

  • geçen aksam kofte yaparken kofteleri saydigimi fark ettim ve daha once hic saymadigimi. annenin kaderi kiza demisler, huylari da biraz boyle sanirim. zaman gectikce, kuzularla birlikte kofteleri de sayiyorsun muazzez. bos odalarin isiklarini sondurur oluyorsun.

    kelle basi alti kofteden hesabini yapiyor anne, kendisi sozde sevmediginden yemiyor. ben yemezsem her evladima bir kofte fazla duser diye dusunuyor ve agiz tadiyla bir kofte dahi yiyemeden gidiyor. essek degilsin ya, sen de dusunuyorsun, bu dunyada gun gordu mu annem, yasamadi ki daha hic, ben ona ne verebildim ki, o nereye gidiyor. kapilara baka baka yiyorsun kofteni, anne her an kapidan girip tabagina bir tane daha koyacakmis gibi geliyor; ama gelmiyor.

    arkadaslarin anneleri hakkinda dert yaninca yahut yaninda annelerine ses tonunu yükselttiklerinde onlari sarsip uyandirmak istesen de, eskiden aynisini sen yaptigindan belki biraz mahcubiyetle sesini çikaramiyorsun, idare et diyorsun, içinden keske benimki yasasa da karissa derken. o ne büyük bir lütuf sonradan anliyorsun. özlemek anneyi, sevgisini baska sevgilerde tamamlamaya çalismak, çok tuhaf. özel günlerin hakkinda eskiden beri canlandirdigin resimlerin içine o gün gelince onu asla sigdiramiyorsun, çocukken aklinin ucuna gelmeyecek senaryo senin hayatin olmus, yasiyorsun. haydi otur plan yap simdi yapabiliyorsan yoksa aç zeki müren dinle mihrabim diyerek yüz vurdugun kisileri hatirla, hepsi bir annen ediyor mu..

  • -kaç yıllık evlisin?
    -2*
    -çocuğun var mı?
    -hayır.
    -olmuyor mu?

    hee olmuyor amk, herkes de sizin gibi evlendiğinin 2. ayında hamile kalacak değil mi?
    hayattaki tek başarınız bu zaten.