ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ex machina
karıncayı gideceği yere kadar bırakmak
-
çocukluğumda yapmaktan süper zevk aldığım bir eylemdi. ne güzel adammışım lan ben.
(bkz: karıncalara büyük saygı duymak)
kolları hayvan gibi kıllı ama parmakları ojeli kız
-
asıl ilginç olan kıllı koları değil parmaklarına oje sürmesidir bana göre. zira oje parmağa değil tırnağa sürülür.
türkçe konuşmaktan aciz tiplerin diline sakız olmasın. kollarına ağda yapsın, ojelerini de tırnağına sürsün.
matematiğe veda edilen an
-
1 ya da 2. sınıf tam emin değilim. atatürk'ün yaşını hesaplamak adına bir problem çözüyoruz. neyse öğretmenimiz soruyor, yapan var mı, diye. sınıfta çıt yok. en sağdan başlıyor kontrol etmeye. kulağımda cetvelin tiz sesleri. öğretmen gelmeden utanıp defteri kapatıyorum. sıra geliyor, defterimi kontrol etmeden bir darbe de bana.
neyse. sonra öğretmen geçiyor problemi çözüyor. defteri açıyorum, yanıtım doğru.
anlıyorum ki ben problemleri çözebilsem bile başarısız olacağım.
erkek doğasındaki çok eşliliği anlamayan kadın
-
cok eslilik erkeğin doğasında olduğu kadar kadinin da dogasinda olan bir gercektir ancak sadakat denen kavram karslikli sunulan bir esi benzeri olmayan bir fedakarlık. erkek milleti olarak yetistirilirken bize nakseylenen kodlar her seyi kendimize hak gormeye sebep zaten.
aga biri de cikip demiyor ki ;
oğlunun sunnet düğününde oglum artik erkek oldu vur davula davula diye halay ceken anne ne zaman ki; kizi regl oldugunda da halay ceker iste o zaman değişir bu duzen.
(bkz: oğlunun sünnet düğününde halay başı olan anne)
survivor all-star
-
hakan'ın arkadaşlarına şimdiye kadar kimsenin aklına bile gelmeyecek bir taktik önerdiği yarışma. 'hadi arkadaşlar çaktırmadan yeniyoruz'
1973 yılı yeşilçam film setinin mola fotoğrafı
-
buram buram kalite kokan bir kare. yıllar önce ortamlar böyleyken şu an yaşıyor olduğumuz türkiye daha yaşanabilir ve daha özgür olmalıydı, şimdi olduğu gibi değil.
insanların yüzü gülüyor, aralarında düşmanlık yok, din istismarı yok. başı bağlı ablalarımız şarap içilen masadalar, belki birer bardak kendileri de içiyor. kim ne der diye düşünmüyorlar, çünkü herkesin günahı ve sevabı kendineydi, kimsenin umurunda değil o zamanlar. bu tür şeyler yadırganmıyordu, insanlar ötekileştirilmiyordu.
insanlar bu karede hissedildiği gibi yoksul ama çok mutluydu. oyuncular şimdiki gibi milyon liralar kazanmıyordu ama oyunculuğun kralını yapıyordu. halit akçatepe ve münir özkul öyle güzel bir ortamda uzaklara dalıp gitmişler. kim bilir ne sıkıntıları vardı.. belki evin kirasını ödeyemediler, belki de ceplerinde harçlık yok ve eve yürüyerek gitmek zorunda kalacaklar.. imkan yoktu, alım gücü düşüktü ama insanların gözleri parlıyordu.
doksanların sonuna kadar hayatlarımız böyleydi, çoğu zaman mutluyduk, bir aradaydık, beraberdik.. ne olduysa sonrasında, birileri hayatımıza girince oldu.. allah en kısa sürede hepimizi kurtarsın, hak ettiğimiz ve özlediğimiz günleri yeniden yaşamayı nasip etsin. amin.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
-kaça gidiyorsun sen?
-ikiyeee
-bana ilkokul üç espirisi yapabilir misin?(arkadaşlarla gülüşmeler fian)
-seneye yaparım
ekip iptal.
akit medya'nın sahibinin ölmesi
-
kötü bilirdik.
süleyman ilker portakalkökü
-
soyadı hobbit gibi.
bir gün suyu keselim eski istanbul buydu diyelim
-
orman ve su işleri bakanı eroğlu'nun dahiyane oy toplama fikri.
"eroğlu’nun istanbul’un eski günlerini hatırlatmak için "bir gün suyu keselim, eski istanbul buydu diye hatırlatalım"
adamların her tarafından rezillik akıyor lan, bitmiyor da bitmiyor.
beyler aklınızı koruyun, az kaldı bu rezilliklerden kurtulacağız.
edit: kurtulamadık amk.