• eğer bu oyunu erkek ortamında oynamaya aşina iseniz kızlarla oynaması çok tehlikeli oyundur. kız s*kme vb. atraksiyonlarda özellikle dikkat edilmelidir. e anımız varda biliyoruz arkadaşım. şimdi bu güzide oyunu 2 kız arkadaşımızla oynuyoruz. e tabi en güzel yanı bu oyunu oynarken yenileni kızdırmak için yapılan esprilerdir. bir kız bir erkek şeklinde eşli oynuyoruz. öndeyiz falan esprilerin artık tadı kaçıyor karşı taraf hırslanınca. nasıl hırslandıysa arkadaş aynen şu yaran diyalog gerçekleşti;

    hertar: aha kız düştü tüh ya, bir el de siz kazanın ehe mehe.
    .
    (kız gümbürtüye gidince bu oyunda, kağıdı üstüne koyar ters düz yaparız olaya 3 boyut vermek gibi düşün. sende yapmışsındır.)

    arkadaş: (tanımladığımız hareketle) işte böyle amdan sikerim.

    arkadaş o anda dünya başımıza yıkıldı amk kızlar bi şoklarda. lise müdüründen azar yemiş öğrenci misali nefes alan yok masada. bir sessizlik, sukunet. bir şey olmamış gibi yapsan olmaz. ''nasıl koydum kızına'' dese devam edicez oyuna. erkek ortamında bile aşina değilim lan bu şekline. işte böyle amdan sikerim nedir abi ya. o olaya katılan 3 boyut havası nedir.
  • yıllardır oynandığı halde herhangi bir kağıdın fiks dönmesi durumunda tüm masayı şaşırtan oyun.
  • son 2 haftada günde 5 saat ortalamayla oynadığım oyun.

    kafayı yedim yemin ederim. başka aktivitem yok. bu şehirde tanıdığım kişi sayısı toplamda 3 olduğu için 4. arkadaşı bulup yapıştırıyoruz.

    lügatına da alıştım iyice. işte örnekler:

    (bkz: yanım iyi geldi)

    (bkz: ezmek)

    (bkz: asını çekmeyen yasını çeker)

    (bkz: oo papazın iş oldu)

    (bkz: o hamle beni batırdı)

    (bkz: oo vali bey de geldi)

    (bkz: son iki hesabı öder)

    (bkz: koz düştü mü)

    (bkz: elden çakmak)

    (bkz: sigarayı uzatsana)

    (bkz: senin belanı sikerim)

    (bkz: bir daha benim masama oturma)

    (bkz: çağırmayın oğlum böyle adamları)
  • "yatakta ve batakta partnerin iyi değilse elin iyi olacak" gibi arada güzel lafların döndüğü oyun
  • master degree sahibi olduğum bir oyundur. daha 14 yaşında, batağı öğrendiğim ilk gün, ilk oyunumda "yeter ki el bana dönsün, ben bu bacağı her türlü işletirim aga" cümlesini sarfettiğimde tüm masanın bakışlarını üzerimde hissetmiş, abimin gözünden akan iki damla gurur gözyaşısı görmüştüm. ayrıca bilardoyu öğrendiğim ilk gün de, soteyi ters turnike çıkarak almaya çalışmıştım.

    bunları neden mi anlatıyorum ? çünkü hawking'ler, einstein'lar, çelakıl'lar böyle böyle doğuyo. elimden tutsalardı belki şimdi cern'de parçacık arıyodum amına koyim.
  • öğrenme aşamaları genelde her insanda aynı olan kart oyunudur.

    koz maça
    herkes tektir ve koz hep maçadır. batak 101 diyebiliriz buna, koz ve çakma mantığı oturana kadar bu oynanır.

    -herkes tekli en yüksek söyleyen kozu belirler
    bunun elbette bir adı var, ihaleli deniyordu galiba bilemedim şimdi. bu da koz ve çakma kavramlarını oturtmuş bireyin artık başka şeyleri de koz olarak belirleyebilme, kendi başına oyunu yönlendirebilme becerisini geliştirdikten sonra atıldığı evredir. batak 102'dir kendisi; etrafınızda çoğu batak biliyorum diyenlerin olduğu seviyedir aynı zamanda. genelde bu evrede kart sayma işlemine henüz başlanmamıştır.

    -eşli ama konuşmalı.
    bu da batak 201'dir. genelde başka insanların eşli oynadığını gördükten sonra biz de yapabiliriz denerek başlanır. ama eşinin elini görmeden tahminde bulunmak zor geldiği için dur ellerimize bakalım olayı gelişir, bu olmasa bile "elin nasıl?" "bende karo çok." gibi muhabbetler geçer. sonra bu çiftimiz koza girdik diye sevinir, büyük iş başardıklarını sanar. kart sayma ve oyunu takip etme oranı bu evrede daha artmıştır ama yine büyük bir çoğunluk kart saymadan bihaberdir.

    -eşli ama acemi.
    batak 202. artık oyunu kavrayan arkadaşlarımız eşleriyle konuşmadan ihaleye girmeyi başarabiliyorlardır. bunun ilk evrelerinde zorunlu kalınca 6, ihaleye girme en az 7 olarak oynanırken sonraları zorunlu 7, ihale 8 versiyonuna geçilir. oyunu iyice zorlaştırmak isteyenler ihale 9, ihale 10 da oynarlar bazen ama ideal versiyon ihalenin 8'den başlamasıdır. batak 202 insanları tüm kartları saymasa bile en azından kozları saymaya başlamışlardır. aralarında tüm kartları sayanlar da mevcuttur tabii. ama bu 202 insanları taktiklerden bihaberdir.

    -eşli ama uzman.
    diğer adıyla batak 301. oyuncuların hepsi tüm kartları sayar ve artık taktikler biliniyordur. aynı elde papaz kız falan olmadığı sürece kimse as atarak başlamaz. genelde sağındaki oyuncunun o renkten çıkması beklenir ve elde olan astan küçük bir kartla alma durumu hedeflenir. kız dürtme, papaz dürtme kavramları bu evrede gelişir. koz çekme kısmı da tam bu esnada oturur. aynı zamanda çiz olayı bu evrede başlar, genelde 13 denmez ele 10-11 falan denir sonuç 13'le biter.

    -eşli ve master.
    batak 302. uzun uzun açıklama yapmaya gerek yok. eller alınır ve ihaleye girilir. ihaleye giren kişi ortağının elini gördükten sonra oyun başlamadan 11-2 der. bazen de "eğer kız sendeyse 10'a 3, eğer eşindeyse 11-2" diyebilir. artık o kadar uzmanlaşılmıştır ki el oynanmadan nasıl alacağı anlatılır ve diğer el dağıtılmaya başlanır. üst seviye batak 301 oyuncuları da arada bunu yapabilirler.

    gelelim batak 401'e... şaka şaka öyle bir batak seviyesi yok. insan ya batak 301'de ya da batak 302'de kingi keşfediyor sonra güle güle batak diyip king'e sarıyor.

    batak biliyorsanız king öğrenin derim size, bazen oynayacak insan bulamıyoruz. batak biliyorum bolluğuyla king biliyorum bolluğu aynı olsaydı ne güzel olurdu.
  • iphone ile deli gibi oynanan oyun.

    küçük bir şehirde doğup büyümem sebebiyle kahve kültürümüz epey geniştir. eskiden deli gibi kağıt oynar, saatlerce çıkmazdık kahveden. okuldan kaçıp bile giderdik. fakat şimdi devir harbiden değişmiş. 6 senedir yurt dışındayım ve bu seneki iznimi bayrama denk getirdim. bayramdan sonra iş çıkışı arkadaşlarımın gittiği cafeye uğradım bi gün. evlendikten sonra eskisi kadar her gün buluşamıyoruz doğal olarak. yanlarına gittiğim arkadaşlarımın hepsi de halen bekar. neyse girdim cafeye. arkadaşlarımdan dördü oturuyor beraber. kimisinin elinde nargile, kiminde çay, kiminde türk kahvesi. herkesin bir elinde de iphone4. hepsi açmışlar batakonline diye bi oyun oynuyorlar. ben de bi kahve söyledim oturdum falan bi baktım konuşan eden yok, muhabbet sıfır. gözler telefonda, arada bi ortamdaki kızlar falan göz ucuyla kesiliyor, sonra yine batak; al kızı ver papazı.

    dayanamadım patladım en sonunda, dedim:

    - oğlum napıyorsunuz amına koyayım? ya oturup adam gibi muhabbet edelim, ya gidip kahvede batak oynayalım, yada siktirip gidip evimizde oturalım...
  • yaklaşık 7 saat oynayınca ciddi ciddi insanın kafasını güzel yapan oyun. saatlerdir süren bir partiden sonra colg fusion dizi izlemek üzere pc'nin karşısına geçer. kadrajda karı-koca öpüşmekte, kızları da onları izlemektedir. tam bu sırada iç ses konuşur :

    -şimdi ben kızı çıksam oradan bey düşer benim papaz iş olur.

    bu sırada colg fusion'un düşündükleri ise şu şekildedir : kadrajdaki kız, bildiğimiz kağıttaki 'q'dur. karısıyla öpüşen koca ise bildiğimiz bey, yani as'tır. sonuçta colg fusion, kadrajdaki küçük kızı öne sürerek kocayı düşürecek ve nereden çıktığı belli olmayan papazı iş yapacaktır.
  • üniversite yurtlarının vazgeçilmez kağıt oyunudur.
    en zevkli yanıda ilk elden bir kağıda çakmaktır. o an kozu söyleyen kişinin yüzündeki üzgün ifadeyi görmek her şeye bedeldir.
  • oyuna başlamadan önce gelişebilecek diyaloglardan biri:
    - hadi batak oynuyoruz.
    - ya ihale yapalım şunu.
    - olmaz ben bilmiyorum onu. çok karışık oluyo öyle..
    - batakla aynı. kozunu kendin seçmen dışında bi farkı yok.
    - yok istemem ben ihale falan batak oynayalım adam gibi.
    - ya iyi de bi farkı yok hem daha zevkli işte.
    - ı-ıh..
    - ......
hesabın var mı? giriş yap