• bu sorunsalı yaşadığım bir anı var kafamda, aktarmak isterim sözlük ahalisine.

    bundan yaklaşık 4-5 sene evvel, antalya'dan ankara'ya geçiyorum. yanlış hatırlamıyorsam ya kamil koç, ya da metro turizm'den biletimi almışım, antalya'da beni yolcu eden bayan arkadaşımı orada bırakıp ankara'da beni bekleyen diğer bir bayan arkadaşa doğru seyahate geçmek üzere bindim otobüse. yanlış hatırlamıyorsam 11 veya 15 numaralı koltuktaydım, otobüse girdim, o da nesi? kıvırcık siyah saçlı, ince yüzlü, esmer tenli, yaklaşık 174-175cm boylarında, ela gözlü, kalem kaşlı, incecik parmakları bakımlı, geniş omuları -muhtemelen- bol bol yüzmekten geniş bir hal almış, güleryüzlü bir bayan bir yan koltukta oturmuş bana bakıyor. bir an "lan??" dedim, sonra da kendi kendime "herhalde yanlış numara sanıyorum, dur bilete bakayım" diyip bileti çıkardım, fakat bilet numarası doğruydu. hemen bayana -ki kenisi benle gayet yaşıt görünüyordu- dönerek "pardon, şu numaralı koltuk benim diye biliyordum ama, sanırım bir hata olmuş, siz şu+1 nu maralı koltuk sahibi misiniz?" diye sordum. gülümseyerek "evet, ama sorun yok merak etmeyin, yani benim için sorun yok buyrun" diye cevap verdi. işte ondan sonra geçen 5 saniyelik düşünce maratonuna, inanın en az 6 tinto brass filmi sığdırıp, 5 tane de klip çektim. ancak bu mutluluk kısa sürdü, kader bizi ayıracaktı besbelli.

    biz bu konuşmaları yaparken arkadan durumu fark eden densiz bir muavin bize doğru yaklaşmaktaydı. buraya bir ahmet kaya parçasından "yasal bilet koçanı ile bir muavin yaklaşmakta" mısrası eklemek isterdim ama olmuyor eheh.

    muavin gelip "bir sorun mu var acaba?" diye sorduğunda, cevap vermezden evvel yanımda oturması için o otobüsü satın alabileceğim güzellikteki hanım kızımızın gözüne baktım, bana baktı, ikimiz de 1-2 saniye durduk ve benden önce söze atılıp "yok, hayır sorun yok" dedi. ben de onayladım. bunun üzerine muavin bize "beraber misiniz?" diye sorduğunda "hık mık" ettik, hanım kızımızdan önce konuya atlayacakkan o yine sözü alıp "beraber değiliz ama beraber gidebiliriz" deyip konuyu kapatmak istedi. tabi ki ben bu noktada ayaklarımın yerdn kesilmesinden kelli, yıldızlara elledim. birer bebek gibi sevip okşadım onları. ay ve yıldız tozlarını şapkama doldurup yeniden otobüsün koridoruna döndüğümde muavinin sesi "fade in" oluverdi. "bu biletler farklı acentalardan alınmışlar, sanırım bir hata söz konusu, hemen düzeltelim". bizim "gerek yok" dememize fırsat vermediler ve o iki güzel insanı, iki potansiyel arkadaşı, hatta belki çok farklı noktalarda buluşması muhtemel iki genci birbirlerinden ayırıp beni 36 numaraya attılar. tek hatırladığım, ince çerçevelerinin arkasındaki ela gözlerinde bir gülümseme bulunan hanım kızımızın asılan yüzü oldu.

    neyse efendim, ben kendi yaramı fazla deşmek istemediğim gibi kimsenin de başını ağrıtma taraftarı değilim.
    otobüste bayan yanı sorunsalı şahıslara münhasırdır. firmanın laga luga etmesi hasıl olmadığı takdirde ne güzel yelkenler açılabilir açıklara doğru. ama gel de bunu anlat...

    buradan, ankara'da beni bekleyeceğini sandığım ama beni satarak ortada bırakan o lale'ye de selam iletiyorum, "ne oldu düdük karı? döndün mü eski sevgiline?"
  • eskişehir'den afyon'a gitmek üzere bilet almayı unuttuğum bi gün, yine de şansımı deneyip sabah 8 de otogara gitmiştim. yazıhanedeki güruhtan kıdemli olduğu ağır el kol hareketlerinden ve katmerli göbeğinden anlaşılan firma çalışanı ' otobüste sadece 2 bayan yanı var, ikisi de özellikle cam kenarı istediği için yardımcı olamıyoruz' diyerek kapıları kapatmıştı. bir iki dil döktükten sonra adam 'otobüse gidin yardımcı olmaya çalışalım bari' dedi en sonunda. otobüse gidip muavinin gösterdiği yere efendi efendi oturdum. bir sigara içmeye inip yerime döndüğümde başını cama doğru çevirmiş bir bayanın yerime oturduğunu gördüm. 2 dakikaya kalmadan otobüsün ahlak bekçisi, genç türk kızı annelerinin kahramanı muavin geldi ' abi orası da bayan yanıymış yardımcı olamıyoruz kusura bakma'dedi. sabah 8 ve diğer tüm afyon otobüsleri çoktan gitmiş; bense göbekli yazıhanecinin 'yardımcı olalım' beyanı üzerine gönül rahatlığıyla otobüse binmiştim. ne kadar tartışsam otobüs muavinin kafasındaki 'bayan yanına oturan erkek potansiyel sapıktır, o gız bana emanet' imgesini yok edemeyeceğimi bildiğimden can havliyle ' hanfendilerden bir rica edelim belki beraber oturmayı kabul ederler' diyecek oldum. 'olmaz abi böyle bir şeyi kimse istemez` dedi ve sonunda otobüsten dışarı atıldım.

    burada aslında muavinin tavrından çok, yanıma oturan biletli kızın tavrı çarpıcıydı, insaniyet namına ağzını açıp bir kelime de mi etmez orda bir insan. 'dünya yıkılsa cam kenarına oturmak istiyorum' histerisi ortaya bu denli bencillik, kelimenin en hafif tabiriyle şımarıklık çıkarabiliyormuş demek.
  • sayesinde en utanç verici anlarımdan birini yaşadığım durum. bugün bile tam olarak ne yaptığımı, niye yaptığımı çözemedim.

    eskişehir'den kalkıp istanbul yönüne hareket eden ismail ayaz turizm'in sayın yolcularından biri olarak; yolculuğa başlamadan önce muavin kardeşimizin oturma düzeni ayarlamaları nedeniyle iki kez yer değiştirip nihayet bir koltuğa yerleştim. yanımda kimse yok, pencere kenarındayım mis gibi..

    bilecik otogarında verilen beş dakikalık molayı fırsat bilip sigara içmek için indim, ardı ardına sigaradan çektiğim derin nefeslerden sonra otobüse bindiğimde oturduğum yerde bu kez bir kızın bulunduğuna şahit oldum. 'burası mı yeriniz? dedim başını salladı. ben de bilecik'ten biletliydi galiba diyerek gayet rahat bir şekilde yanındaki koltuğa oturdum. tekrar yola çıktık, bu arada daha önce başıma gelen bayan yanı mevzularını hatırlayıp bu kez nasıl olup sorun çıkmadığını düşünüyorum.

    neyse efendim bir yarım saat kadar sonra muavin yanımda belirdi ve beni bir arka koltuğa almak istediğini söyledi. bu benim üçüncü yer değiştirişim olacaktı, üstelik kız sonradan gelmişti ve eğer yer değiştirilecekse kendisi başka yere alınmalıydı. biraz cıngar çıkarttıktan sonra, kızı kaldırmak da yakışmaz diye düşünerek bir arka koltuğa geçmek için ayaklandım. ve arkamdaki koltukta başka bir kızın oturduğunu ve onun da yerinden kalkıp benim boşalttığım yere oturmakta olduğunu gördüm. yeni yerime otururken, taşlar da yerli yerine oturuyordu bu arada..

    o an filmi geri sardım...bilecik'te sigara içmek için inip geri döndüğümde aslında kendi yerime değil önde oturan iki kızdan mola için inmiş olanın yerine oturmuştum. yerine oturduğum kız geri geldiğinde yerinde beni oturuyor bulmuş fakat bir şey demeyip o da benim yerime oturmuştu. yanına oturduğum kız da bu duruma ses etmeyip 'sen kimsin arkadaşım' filan demediği için ben pişkin pişkin oturup, uyarı aldığım zaman da cıngar çıkarmıştım.

    aptallığıma doyamadım bir türlü..
  • dün akşam saat 8. otobüste yer yok. bir tek boş koltuk bir erkeğin yanı var. kızın biri, ara otogarların birinde yazık kaç saattir donduysa artık orada, elinde çantalar şöföre dedi ki; rica etsem beni filanca yere kadar götürebilir misiniz? gideceği yer de 1 buçuk saatlik yol. bayana göre yerim yok hanfendi dedi şöför. olsun beyefendi de razıysa ben yanında gidebilirim, benim için sorun yok, bagajda bile giderim dedi kız.

    almadılar ağa. almadıkları gibi, yola çıktıktan sonra muavinle şu sohbeti yaptılar;

    şöför: erkeğin yanına oturabilirmiş. yok daha neler! gel benim yanıma otur.
    muavin: heheheheheh

    otobüs şirketi bu uygulamadan ödün vermedi. bayan yanı öyle herkese verilebilecek bişiy değildir. ancak bir bayan oturabilir bayan yanına. erkeğin yeri ise kızı o soğukta dışarıda bırakmak ve arkasından yollu olabileceği üzerine sohbet etmektir.
  • trabzondan binen adamın karısı da samsundan otobüse biniyor yan yana oturtmuyor allahın öküz muavini. adı da metro turizmdir.
    otobüs firmalarının muavinleri nasıl seçtiklerini biliyorum; ahırda eşek düdüklerken içeri giren firma yetkilisi genç sen gel muavin yapalım seni tek amacın var bu otobüsün iffetini namusunu korumak. siz hiç merak etmeyin diyen otobüs muavini boş zamanlarında otobüsün benzin deposuyla seks yapmaya başlıyor; otobüste de masturbasyon. bu adamlar sokakta dolaşrken artık radara beraber dolaşanları bulup kardeşim yiyişmeyin burada, ya da sarılmayın burada diyorlar; onlara kalsa sevişmek kötüdür ama sevişen insanla kavga etmek doğal. tabi allah katında bunu cennete anahtar olarak kullanacak bu müthiş müslüman.
    çıkacak soracaklar:
    - evladım sen ne yaptın dünyada
    - ya rab sevişenleri durdurdum
    - öyle mi?
    - evet
    - oğlum seni cennetimizin en güzel yerine koyacağım. ne demekmiş sevişmek; ben insanları sevişmeleri için mi yarattım?
    ben sevişmeyi doğurmak için sundum insanlara.
    - ben de öyle düşünmüştüm
    - şimdi bütün huriler senin
    - oooooh şimdi ne bicim düdüklerim onları
    - eşekleri düdüklediğin gibi mi
    - evet
    - peki o zaman buyur. dünyada sevişmek kötüdür ama burada sana huri veriyoruz. sen buna mı inanıyorsun?
    - evet. elinizde flamingo var mı?
    cizzzzz

    insalar sevişmeyi kötülüyorlar; ama cennette hurilerle karşılanacaklarını sanıyorlar. cennet bir çeşit genel ev mi sizce
  • erzurumdan ankara ya gelinmektedir.yolculuk boyunca rahat kafayla gitmek için en arka köşe den bilet özellikle alınmıştır.otobüse oturulur koltuk sonuna kadar yatırılır tam yolculuk başlarken 3 adet afet kıvamında turist hanım kızımız er kişinin yanına oturur.yolculuk başlar kızlarla küçük sohbetler bile edilmekteyken muavin yanınızda biter..

    mv: birader kalk ordan
    m: nedenmiş o?
    mv: bayan yanı kardeşim yasak
    m: banane kardeşim bileti siz verdiniz hem ben özellikle burayı istedim!!
    bu sırada turist kızlarımız sorunu anlamıştır ve muavine yanlarında oturmamın problem olmadığını anlatmaya çalışmaktadır ve akabinde muavin durumu özetleyen cümleyi süper ingilizcesiyle turistlere aktarır.

    mv: men end women no!!
  • ulusoy ve varan gibi firmaların bile kafaya taktığı olgu.

    bir de bunu illa ki adamin kafasina kakma huylari vardir: "bir tek yer kaldi ama orasi bayan yani veremeyiz"
    e be kardeşim veremiyorsan "yer yok" de bitir muhabbeti bilgisayarına girip kontrol edecek halim yok ya! hayir, illa "aslinda otobuste yer var ama sen sapik oldugundan o yeri sana vermeyiz" iması yapılmak zorundadır, başka türlüsü racona terstir.
  • bugün tanık olduğum bir olayla ne kadar da güzel! olduğunu bir kez daha anladığım kavram.
    akşam trafiği, belediye otobüsündeyiz.
    hemen önümdeki koltukta, cam kenarında oturan 40-45 yaşlarındaki hanımın yanına yine 45-50 yaşlarında bir adam oturmaya kalktı. kadın "burası bayan yanı, sen öbür yana otur" diye son derece seviyesiz ve terbiyesiz bir şekilde adamın doğru dürüst yüzüne bile bakmadan eliyle koridorun karşı tarafındaki boş koltuğu işaret etti. işin daha da vahim yanı o tarafta da bir hanım cam kenarında tek başına oturuyordu ve bu kadın bunun gayet farkındaydı. benim yanıma oturma da nereye oturursan otur mantığı yani. adamcağız beklemediği bu davranışın afallamasıyla kalkıp o yana geçti ve başladı söylenmeye "taksiye bin o zaman. babanın malı mı..." vs. diye. yanındaki genç kız da "boşver amca, böyle oldular şimdi. devir bunların devri" falan diye.

    ben de oturduğum yerde sinirden kuduruyorum bu arada. derken genç bir kadın geldi ve bu buyurgan kaltağın-dilimi mazur görünüz- yanına oturdu. bu sırada adam hala söyleniyor. yeni gelen kadın da adamın cümlelerinden ve dönüp dönüp bu taraftaki kadına hitap etmesinden dolayı az önce olan biteni kavradı ve beni daha da dumura uğratan açıklamasını getirdi: "boşverin han'fendi. niye bu kadar uzatıyorsa. böyle bunlar işte. iyice hoşgörüsüz oldular. geçen bindim otobüse, adamın biri yayılarak böyle(üşenmeden koltuğunda yayılıp demonstrasyon yaparak) oturmuş. allah aşkına böyle oturulur mu?" diye. verdiği örneğin alakasızlığına bak. bizim kaltak da-çok afedersiniz- az önce adamın söylenmesiyle koltuğunda sinmişken şimdi kendini savunan bir başka şımarık karıdan aldığı güçle kadınla sohbete girişti. başladılar saçma sapan örneklerle birbirlerini onaylayıp kendilerini haklı çıkarmaya. yol boyunca da devam ettiler.

    nasıl şımarık, nasıl küstah bir millete dönüştüğümüzü ve şımarık arzularıyla başkalarına kısıtlama getirmeyi nasıl da özgürlük ve hak olarak görme arsızlığına ulaştığımızı bugün bir kez daha, iyice anladım.

    edit: bu kadının kafa yapısını savunabilenler var ciddi ciddi. yanına istediğini oturtabilir yani? ben de bundan sonra genç ve sarışınların yanıma oturması için bütün yaşlı ve çirkin insanları uzaklaştırıp "sen oturma ulan ayı" diyebilirim herhalde??? şımarıklıksa al sana şımarıklık.
  • bu da benim anımdır:

    3 kişi yolculuk edecektik (2 erkeg 1 gadin). biletleri alan da (bizim dışımızda biri) artık nasıl bir kaygıyla ise 2 yan yana bilet + 1 bayan yanı almış.

    ben bir işim olduğundan yolda bir yerde binecektim (kalkıştan 15 dakika kadar sonra varılan bir noktada). otobüs geldi, bindim. baktım bizim 1 erkeg 1 gadın arkadaş o ikili yere oturmuşlar aynı i-poddan kulaklık paylaşma usulü müzik dinliyorlar. onların müzik keyfini bozmayayım diye o diğer bayan yanı olan koltuğa geçeyim bari dedim,nezaketen de diğer bayana yanına oturmamda sakınca olup olmadığını sordum. hiç sakınca olmadığını söyledi, ben de oturdum (ben hikayedeki diğer erkegim).

    mantıklı insanların yaşadığı bir ülkede olsak bu mevzu burada biter değil mi? ama olmadı işte. bir dakika içinde muavin çıkageldi. oranın bayan yanı olduğunu, benim kalkıp bizim gadın arkadaşın oturması gerektiğini söyledi. ben de herkesin yerinden memnun olduğunu, yanımdaki bağyanın da bir şikayeti olmadığını söyledim. bağyanın kendisi de bunu onayladı. ancak muavinimiz "farketmez. bayan yerine erkegi oturtamayız. şikayet oluyor" dedi.

    yani neymuş, sağolsun yüce ahlaklı toplumumuzmuş. tanışmayan bir erkeg-bir gadın yan yana oturursa müdahale edermuş (muavinin iddiası tabi).

    böyleyken böyle.

    (evet, muavin o kadar kararlıydı ki ahlak bekçiliğinde, sonunda o kazandı. ben kalktım, bizim gadın arkadaş "ait olduğu" koltuğa geçti. toplum ahlakı kurtuldu)
  • otobus $irketlerinden bilet alirken ya$anilan buyuk sendromlardan biri
    - hanfendi bilet var ama bayan yani kalmami$ sizi erkek yanina veremeyiz $irketimizin politikasi bu
    - ne biliyon lezbiyen olmadigimi¿
    - ....
hesabın var mı? giriş yap