• bektaşi- bre erenler, sizin kolunuzun yeni neden bu kadar buyuk?
    mevlevi- biz onunla gordugumuz kusurları orteriz.. peki senin kolunun yeni neredeyse yok; nedendir?
    bektaşi- biz hiç kusur gormeyiz ki

    aslında mevlevilik ve bektaşilik iki ayrı pozitif yandır; aslolan iki pozitifi tokusturmak yerine amac ozunde birlestirip negatife karsı tokusturmak olmalıdır.
  • hacı bektaş veli adına kurulan, hz.ali ve on iki imam sevgisine dayanan, olgunluk, eşitlik, özgürlük vb. ilkelerce belirgin tarikat. babailer ayaklanması bastırıldıktan sonra türkmenler, baba ishak'ın halifesi olan hacı bektaş veli'nin çevresinde toplandılar. hz.muhammet'i mürşit, hz.ali'yi rehber, hacı bektaş veli'yi de pir tanıdılar. ortodoks islama başkaldırıyı ve geleneksel alevi inancını, islamlık öncesi asya'nın kandaş kültürüyle, özelde türk kültürüyle yoğuran bektaşilik, yeni bir sentez olarak belirdi; anadolu halkının konuştuğu arı türkçeyi kullanmasını yanında hemen her düşünce ve inançtan insanlara, kendilerinden bir şey bulabileceği soyut, ancak zengin bir düşünsel dünya sundu; toplumsal yaşantıda, kişiyi dar ve katı kalıplar içine sokmayan toleranslı bir düşünce özgürlüğü getirdi; görünüşe değil, öze önem vererek valık birliği ve var olanların birliği zemininde, insanı onulandırdı, dahası kutsallaştırdı. bu nedenlerle bektaşilik, osmanlı imparatorluğu'nun her yöresinde, özellikle anadolu ve balkanlar'da hızla yayıldı. osmanlı devleti'nin kuruluş aşamasında önemli roller oynayan bektaşilik, giderek yeniçeri ocağının yarı-resmi tarikatı durumuna geldi. yukarıda zikrettiklerim dışında bektaşiliğin ikinci önderi balım sultandır; hacı bektaş veli'nin hiçbir zaman evlenmediğini, timurtaş'ın manevi evlat olduğunu ileri süren balım sultan, önemli olan pir'in yolunu izlemektir diyerek, tarikatın ayin ve erkanında yenilikler yaptı; dünyayla ilgisini kesmiş bir mücerret dervişler örgütü kurdu. bu yorum ve düzenlemelerden sonunda bektaşilik, birbirine rakip iki ana kola ayrıldı: çelebiyan (çelebiler) kolu ve babagan (babalar) kolu. hacı bektaş soyundan geldikleri savında olan ve kendilerine bal evladı adını veren çelebiyan kolu, daha çok kırsal kesimde örgütlenirken; pir'in yolunu izledikleri savında olan ve kendilerine yol evladı adını veren babagan kolu, kentlerde örgütlendi. bunun dışında bektaşilikte dört tür insan vardır. bunlar dört kapı ve dört öğeyle temsil edilir: şeriat kavmi olan abitler, şeriat kapısı ve hava; tarikat kavmi olan zahitler, tarikat kapısı ve ateş; marifet kavmi olan arifler, marifet kapısı ve su; hakikat kavmi olan muhipler, hakikat kapısı ve toprak.
  • gördüğünü ört görmediğini söyleme..
  • mevlevilik islam içerisinde nerededir, sosyal statü olarak nerededir, siyasal olarak nerededir? bu sorulara bir cevap bulunduğunda, bektaşilik için aynı cevaplar kullanılabilir. mevleviliğe bakıldığında görülenlerle, bektaşiliğe bakıldığında görülenler aynıdır (önyargısız gözle). sadece bazı ritüellerde farklılık vardır.

    nasıl mevlevilik ve mevlana islamiyetten ayrı/aykırı düşünülemezse, bektaşilik ve hacı bektaş ta düşünülemez. şu kıssa ile aralarındaki benzerliği ve birbirlerine duydukları saygıyı anlatmış olalım.

    bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu hacı bektaş veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. (o zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.)

    durumu hacı bektaş veli'ye anlatır ve hacı bektaş veli helâl değildir diye bu kurbanı geri çevirir.

    bunun üzerine adam mevlevi dergahına gider ve aynı durumu mevlana'ya anlatır,
    mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. adam aynı şeyi hacı bektaş veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve mevlana'ya bunun sebebini sorar.

    mevlana şöyle der:
    - biz bir karga isek hacı bektaş veli bir şahin gibidir. öyle her leşe konmaz. o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir...

    bunun üzerine adam üşenmez ve kalkar tekrar hacı bektaş dergahı'na gider. hacı bektaş veli'ye, mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de hacı bektaş veli'ye sorar.

    hacı bektaş da şöyle der:
    - bizim gönlümüz bir su birikintisi ise mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul
    etmiştir.
  • birinci derecesi aşık, ikinci derecesi muhiblik, üçüncü derecesi dervişlik ve en üst derecesi "baba"lıktır.

    bektaşi tekkelerinde dört bölüm bulunur.

    - mihman evi
    - aş evi
    - ekmek evi
    - meydan evi

    meydan evi'nde 12 koyun postu bulunur. bu postlar oniki şahsı temsil eder:

    1- baba postu yahut horasan postu : hacı bektaş-ı veli.
    2- aşçı postu : seyid ali sultan.
    3- ekmekçi postu : balım sultan.
    4- nakib postu : kaygusuz sultan.
    5- atçı postu : kamber ali.
    6- meydancı postu : sarı ismail.
    7- türbedar postu : kara donlu can baba.
    8- kilerci postu : şah kulu hacim sultan.
    9- kahveci postu : şah şazeli sultan.
    10- kurbancı postu : ibrahim.
    11- ayakçı postu : abdal musa sultan.
    12- mihmandar postu : hızır.

    kaynak:
    hayat tarih mecmuası, ağustos 1966, sayı 7.
  • bir yerlerden duymuştum da şimdi nerede ne zaman hatırlamıyorum, "herkes kendi zaafının orucunu tutsun" tarzı bir yorumu varmış. (tamamen uydurma da olabilir, bir kaynağım yok)

    hoşuma gitti ama. önce kendini bileceksin diyor. insan dediğin sıfat ve özne. kendine münhasır. zaafın olan, sana zarar verdiğini gördüğün şey ne mesela: "çok konuşmak", "boş boş oturmak", "sigara", "dedikodu", "çok yemek", "çok çalışmak", "af dilenmek", "sevgili",...

    nasıl oruç tutacağın sana kalmış artık.
  • bektaşiler herkesi insan sayarlar. her insanı eşit görürler. din farklarını tanımıyorlar. bektaşilik dinler üstüdür aynı zamanda. bektaşilikte evrensellik buluyoruz. bektaşilik bir irfaniyedir. yani bilinirciliktir. bilinirciliğin özelliği ise herkesi insan olarak kabul etmek, her dini hoş görmektir. din, sınıf, ırk farkı yoktur. herkes eşittir. ancak şunu da ekleyelim ki balkan illerinde doğup yaşamış bektaşiler, bir çok hrıstiyan motiflerini de benimsemişlerdir. aynı şekilde doğu anadolu'da yaşayan bektaşilerde de iran dinlerinin etkisini görüyoruz. örneğin eski iranlıların yılbaşı bayramı olan nevruzu kutluyorlar. bosna'da ve başka balkan yörelerinde bektaşilik çok yaygın idi. bir çok bektaşi şairi bosnalı lakabını taşıyordu. onların şiirlerinde hrıstiyan motifleri yaygın idi. örneğin xvi. yüzyılda balkanlarda yaşamış olan kanberi incil'de italya adı ile ali'ye işaret edildiğini söyler:

    "o ali'dir pişüva-yi evliyavü enbiya
    anın içün dedi isa incil'inde ilyas"

    balkan ve bosna'dan gelen bektaşi dünyasında çok yerde isa'ya yer veriliyor. özellikle çarmıha gerilmiş isa'dır bu. örnek olarak beyhani'nin çok bilinen bir nefesini zikir edebiliriz.

    "kerbela çölleri kızılkan oldu
    şah hüseyin için dünya ağladı
    feryadımız çıktı arş-ü alaya
    topraklar inledi sema ağladı

    beyhani'yem bizi esma'dan sorun
    çarmıha gerilmiş isa'dan sorun
    bin bir kelam veren imra'dan sorun
    hem musa, hem tursina ağladı".

    irene melikoff
  • mursid olarak hz muhammedi'i , rehber olarak hz ali'yi ve pir olarak haci bektasi veli'yi taniyan ve butunuyle batini bir tarikat.
  • şimdilerde anadolu kültürü şöyledir, böyledir diye yüceltilen değerlerin hemen hepsinin kaynağı bektaşiliktir. eski etkisi kalmayınca ne oldu? al bu oldu. evet içinde olduğumuz bok çukurunu kastediyorum.
  • bektaşi geleneğine göre hacı bektaş orhan gazi zamanında yeniçeri ocağına dua etmiş, yeni çerilerce pir tanınmıştır. bu inanış dolayısıyla yeniçeri askerine taife-i bektaşiyan yeniçeri ağasına da ağa-yı bektaşiyan denir.
hesabın var mı? giriş yap