• belcekız adı bir efsaneye dayanıyormuş. eskiden burdan geçen gemiler, açıkta demir atar, içme suyu almak için kıyıya sandalla çıkarlarmış. bir gün yaşlı bir kaptanın genç, oğlu, kıyıya çıktığında belcekız'ı görür ve görür görmez aşık olur. belcekız da oğlana aşık olur. oğlan tekrar gemiye döner, belcekız da kıyıda, sevgilisinin yolunu gözler. oğlan her su almaya geldiğinde görüşürler. bir gün denizde fırtına patlar. oğlan, babasına havuz gibi bir koy olduğunu söyler, baba ise oğlunun belcekızla olan macerasını bildiği için, oğlunun sevgilisini görmek için o koya gitmek istediğini zanneder. baba-oğul kavga etmeye başlar. gemi tam kayalıklara çarpacakken kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve dümene yapışır ki durumu görür. deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmektedir. oğlan orada ölür. kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen belcekız da kendini kayalardan atıp ölür. işte o gün bu gündür kızın öldüğü yere belcekız, oğlanın öldüğü yere ölüdeniz denir.
  • dalgalarıyla ve muhteşem rengiyle (bkz: turkuaz) hayatımıza neşe katmış, kafanızı her kaldırdıgınızda birilerinin tepenizde uçtuğunu görebileceğiniz (bkz: paragliding) sevimli koy.
  • şezlong ve şemsiyenin 6 tl / adet olarak ücretlendirildiği ve çevre esnafından aldığım bilgiye göre sahili işleten şirketin arka plandaki sahibi babacığım diye konuşan kel abiymiş..
  • denize girmek yasaklanamaz ki anayasa gereği
    anca orda bişeyler satabilir
  • fethiye ölüdenizin yanındaki ölü olmayan koy.
    belceğiz olarak da bilinir.
  • canlardan can bir dostla beraber önce sahilindeki help'te iki tek atılıp ardından koşarak turkuazına atlanılası, pek bi oyunbaz dalgalarıyla oynaşılası, havasıyla suyuyla sarhoş olunası koy.

    bunu yapanlar şunları da yaptı:

    (bkz: dişçi koltuğunda belcekızın mavisini düşünmek)
    (bkz: epilasyon seansında belcekızda olduğunu hayal ederek acıyı hafifletmek)
  • ölüdeniz diye bilinen lagüne tahminen 2.5 km uzaklıkta bulunan bir plaj.

    plajı kumdan ziyade küçücük bembeyaz taşlarla örtülüdür. bu taşlar ayağınızı kesebilecek kadar keskindir. eğer burada yürüyecekseniz veya denize girecekseniz kesinlikle deniz ayakkabısı giymelisiniz. temiz,berrak,çok tuzlu ve soğuk bir denizi vardır. su berrak fakat eğer dalıp dibi görmek istiyorsanız tuzlu su gözlerinizi haddinden fazla yakacağından deniz gözlüğü takmanızı öneririm. eğer benim gibi marmara ve karadeniz dışında denize girmeyenlerdenseniz bu dediğimi es geçmeyin derim ben.
    buraya tatile gidecek arkadaşlara bir önerim daha olacak... muhtemelen booking.com veya benzeri bir siteden rezervasyon yaptıracaksınız gideceğiniz otele... sokak aralarında çok daha ucuz ve güzel oteller de var sahile 200-300 metre mesafede ve bunların çoğu o internet sitelerinde yok. burada tatil yapacaksanız otelinizi ve odanızı görerek seçmenizi öneririm. ben belcekız sahilde bulunan belcekız oteli'nden yer ayırtmak istemiştim. odayı karşılaştırmak üzere listeye eklemiştim. sonra bir baktım ki oda tutulmuş. oteli arayıp durumu anlattım ve boş odalarının olup olmadığını sordum. bana "aynı ayarda 3 odalarının daha boş olduğunu" söylediler. ertesi sabah atladım gittim,oteli de,odayı da beğendim ama booking.com fiyatının yaklaşık 3 katını istedikleri için kızdım ve vazgeçtim. sonra o çevrede nerdeyse her yerin otel olduğunu fark ettim.sahilden yukarıya doğru 200 metre kadar yürüdüm otellere baka baka. "burası güzele benziyor" dediğim bir otelde aldığım ilk fiyatın 1/5'ine çok güzel bir oda buldum...
    fethiye,ölüdeniz ve civarını çok beğendim,bodrum için "ulan ben burayı hiç sevmedim,keşke gelmeseydim" diyen insanların burayla duygusal bir bağ kuracaklarını düşünüyorum. yemek işini ise kapısındaki tabelada english breakfast yazmayan her restoranda halledebilirsiniz. yani oralarda da yiyebilirsiniz ama menüleri genelde ingilizlere yönelik oluyor. bunun yanısıra otellerin bazıları bahçelerinde restoran niyetine ayrılmış olan alanda otel dışı müşterilere de hizmet veriyorlar. bu tip yerlerde genelde muazzam yemekler yapıyorlar. güveçte yapılan deniz ürünlerini tavsiye ederim. hee,bir not daha. sahilde gezerken çeşitli tur şirketlerinin standlarını göreceksiniz... eğer birkaç günlüğüne geldiyseniz pek tavsiye etmiyorum,bir gününüz gidiyor ve döndüğünüzde çok yorulmuş oluyorsunuz. gittiğiniz yerler güzel olmasına rağmen hem diğer müşterileri almak için çok dolaşıyorsunuz hem de tura dahil edilen yerleri ve kalış sürenizi siz belirlemediğiniz için memnun kalmayabilirsiniz.
  • ölüdeniz beldesine gidenlerin ölüdeniz zannettiği ama ölü falan olmayan denizdir sahil taşlık ve çakıldır, çabuk derinleşir ve çok dalgalıdır. giriş ücretsiz ve insan az olunca bir düşünmeli insan neden diye. nedeni belli aq burada insan yüzemez, dalga bildiğin sahili kayalık yapmış yumruk gibi taşlar var. çadır kuranlar falan var belki çadır için uygundur. zaten ölüdeniz plajı az ileride afedersin ölü siken işletmecilerce işletiliyor ki giriş fiyatından anlaşılır.
  • fethiyeden gelen pek çok insanın minibüsten indikten sonra ölüdeniz sandığı ama denizinin pek ölü olmadığı upuzun güzel plaj...
  • az açığındaki adacıkın derinliklerinde dalış için mükemmel özellikler taşıyan "üçparmak mağarası"nı barındıran nefis koy.
hesabın var mı? giriş yap