ben bi bok yedim

• en çok kedilerin yüzüne yakışan ifade.
• olasi bir pi$manligi^* ifadeye ba$lamadan once kullanilabilecek, cogu zaman da ortami yumu$atan soz obegi.
• anlatilmaz derecede zicmanin ifadesi.
  
  veritabanindaki domain kayitlarinin hepsini ucurdugum dakka agzimdan cikiveren söz öbegi.
• bu sozu soyleyen kisi mi yoksa soylenen kisi olmak mi daha kotu tartisilabilecek ifade. keza soyleyen kisinin durumu ortadadir; boku yiyen kendisidir, ancak soylenen kisiden de duruma ya cozum olmasi ya da cozum uretmesi beklendiginden onun durumu da pek parlak degildir.
  
  hatta bu sozu duyan kisinin kendi yemedigi bir boktan dolayi temizlikci rolunu ustlenecek olmasi soz konusu durumun boktanlik katsayisini isiten acisindan daha da arttirmaktadir.
  
  netice itibari ile hic yoktan yenen boktan payina duseni alan dinleyici icin daha da can sikici bir ifadedir ben bi bok yedim. soyleyen yeri geldiginde "birak agop dusunsun" diyip isin icinden cikabilirken bu sozun muhattapi maalesef genellikle kendi yemiscesine bokun tadini agzinda hisseder.
• hoşlanılan kıza saçma sapan mesaj atıp geri dönülmez yollara girince can havliyle -sözde- ilişki uzmanı arkadaşıma söylediğim cümle.
• "senin yeni arabanın el frenini çekmeyi unuttum, yokuş aşağı gidivermiş." diye devam ettirilince bir arkadaş grubuna yıllar sürecek geyik ve eğlence imkanını verebilen cümle. arabanın sahibi ilk seneler çok gülmüyor tabi...
• - sana söylemem gereken bir şey var necla
  - nedir hayatım?
  - ben bi bok yedim.
  - oh afiyet olsun tosunuma.
  - ama bi sor niye?
  - e hoşuna gitti demek ki?
  - yok gitmedi.
  - gitti gitti, bayıla bayıla yedin.
  - ee şey evet ama şimdi bayılmıyorum.
  - o zaman önce montla sıç sonra üstüne otur.
  - iki dakika sus be kadın, ağız tadıyla bi pişman oldurmadın.
  - fiil çatısı sandın sen galiba beni necmi.
  - he?
  - lastikler diyorum, kaymıyo mu diyorum.
• (bkz: iyi bok yedin)
• -pardon hesap alabilir miyim?
  -ne vardi sizin
  -ben bi bok yedim
  -yaninda i¢ecek bir$ey almadiysaniz sadece 3.800.000tl
• sözlükçünün başından geçen doğaüstü olay mı dersin, dumur eden bilmem ne mi dersin ne dersin..
  
  geçen öğle tatilinde yürüyorum. işlek ve ana bir caddenin kaldırıma yakın yerinde dev gibi karnıyla bir kedi yatıyor. kimseye tepki vermiyor, kendini koruma sakınma vs davranışları asla sergilemiyor. en uysal kedi bile bir irkilir bi noluyo lan der ilişmeyin ülen der. yok bu hiçbirini demiyor. ya aşırı hamile ya aşırı hasta olduğunu düşündüğüm kediyi veteriner hekime götürdüm bir taşıma çantası bulup. vet.hk. iyi durumda olduğunu yavruların yaşadığını söyledi.
  
  geri götürüp aldığım yere bırakamazdım. motorlu taşıtlar, dahası insanlar ona zarar verebilirdi. hava durumu bir kaç gün yağışlı gösteriyordu. akşam sabah doğuracaktı ama nereye...aldım eve getirdim ama evdeki kedimiz de hamile.
  
  kapalı balkona koydum kediyi (julliette). hem birbirlerine saraşmasınlar diye hem de aşısız olduğu için. evde bebek var bir de söylemiş miydim.
  
  vet.hk.i aradım aşı yapabilir misiniz diye ama gebeliğin son haftası yapamayız dedi. bu güzel ve uysal kız eve getirdiğimin 3. günü mama vermeye balkona çıkarken eve girdi. ve 40 yıllık ev sahibi gibi upuzun bir koridoru geçerek yatak odasına girip koca yatağa kuruldu. olan oldu dedim ellemedim. evdeki kedi kızımızla da dalaşmadılar. 2 hamile dişi tehlike aslında.
  
  bir pazar günüydü o gün. dolaplara çekmecelere girip kazmaya çalıştı. bir yandan miyav miyav. ona hemen bir doğum yatağı hazırladım. bir koliye yumuşak eşyalar serdim. içine girdi ve doğum başladı. nur topu gibi 6 yavrumuz oldu. evdeki kedi kızımızla bu tanrı misafiri kızımız bebeklere birlikte baktı bir ay kadar. doğumun haftasında aşılar tamamlandı. aynı yatağa yattılar aynı kaptan beslendiler. doğum ve bebek bakımı muazzam olaylar hele bir de bizim kız (mania) gibi anaç ve tahammülkar bir kedi daha varsa ortamda.
  
  ..derken bu pazar aynı aranma ve kaygı halleri mania'da da başladı ve her türlü hazılık yapıdı. bizim kız sosyetiktir, bir ya da iki doğurur nasılsa diye içim de rahat hani. yavrular gelmeye başladı, çok sancısı vardı çok zorlanıyordu. 5 saatte tam 8 yavru doğurdu mania!!!
  
  bu süreçte iki kere doğum bitti sayıp altındaki kanlı ıslak çarşafları temizleriyle değiştirdim. evet bu da son dedim ve mania temiz yatakta yeniden ıkınmaya başlarken şoka girdim.
  
  evet. 8 yavru doğurdu. 6 da 1 ay önce doğdu etti 14. anaları da var 16. e biz zaten 6 kişiyiz. etti mi sana 22 nüfus. oğlum diyor ki yurtta bizim katta bile bu kadar nüfus yoktu.
  
  geçen haftalarda e devletten hanemize 7 kişinin daha eklendiğini farkettim. oraya şikayet buraya başvuru derken hiç birinden sonuç alamazken gittiler. dedim nasıl ve neden geldiler de gittiler.
  
  suriyelilerin bile yaşamak isteyebileceği bir ev değiliz vesselam.
  
  la ben napcam 16 kediyle?
  
  görsel