• kahvaltı olayı şahanedir ama açık büfe kahvaltı fiyatlarına tatlı tatlı zam yaparak giderek müşteri sikme odalı haller içine giriyorlar ki insan sinir oluyor.
    mantıyı güzel yapıyorlar, büftekleri de eskiden iyi pişerdi ama şimdilerde pek bir kurutur oldular. istanbul-ankara yolculuğu arası uğranacak güzel temiz yerlerden biri ama o kahvaltı 19küsür lira yerine 15 olsa yeminle her geçişte uğrarım. tek kişi olsam neyse ama o 4lira fark, 4 kişide 1 menü parası fazladan vermek oluyor.
    onun için kaşarlı tosta talim ediyoruz bu yüzden.

    lakin açık büfede saplasalar dahi çiş için bile burada durulur yani.
  • 15 20 kişilik bir grup halinde gittiğimiz tesis. hesabı getiren garson ile aile büyüğümüz arasında geçen konuşma:

    - buranın adı berceska olsun
    + neden?
    - bereket ceserat kazık
    + yok efendim sonu ka ile bitecekse bereket cesaret kalite olabilir.
    - errör!
  • "güzel, latif, seçme" anlamına gelir.

    edebiyat ıstılahında, mısra-ı berceste sanat değeri yüksek olan ve kolayca hatırlanabilen seçkin dize demektir.

    koca ragıp paşa'nın meşhur beyti:

    "eğer maksud eserse mısra-ı berceste kâfidir / acep hayretteyim ben sedd-i iskender hususunda"
    eğer amaç geride eser bırakmaksa seçkin-güzel bir dize bile yeter(ken) / iskender'in seddi hususunda (o meşhur seddinden geriye bir taş bile kalmamış olmasına) hayret ediyorum.
  • verdiğimiz her kuruşu haram ettiğimiz işletme. hangi şubesi olursa olsun allah aşkına gitmeyin bu adamların mekanlarına.
  • ayrica secme, hos, nazik gibi anlamlara gelen sozcuk
  • ankara'da üniversite okuyan erkeklerin %37'sinin hakkında "abi geçen arkadaşlarla ne yiyelim diye düşünüp duruyoduk sonra x geldi 'olm y'nin arabası var, hadi atlayın berceste'ye gidiyoz' dedi, 2 saatte oradaydık, hayvanlar gibi yidik; şahaneydi vallaha" formatında en az bir adet hikayeleri olan pek meşhur tesis.
  • keş bulabilirsiniz burada .. *
  • kahvaltısı, peynirleri süper olabilir, yemedim bilemiyorum, ama sadece çay-kahve içmek için gidilmemesi gereken mekan...iğne atsan yere düşmüyor, beşinci kez siparişimizi verdikten sonra ancak getirebildiler ki, kahve de rezaletti...
  • tem otoyolunun istanbul'a gidiş istikametinde gümüşova ve istanbul'dan geliş istikametinde sapanca mevkilerinde ve bolu dağı'nda olmak üzere 3 ayağı bulunan, şarküteri manyaklarını baştan çıkarması kaçınılmaz olan mini cennet zincirciği..

    geçenlerde kuru et stoğum bittiği ve biraz da kendimi şımartma molası vermek için geçerken uğradığımda gene müşteri memnuniyeti önceliğinin allahını gösteren bir servisle karşılaştım.. yurdun dört bir köşesinden toparlanmış o peynirden bu ete, o antep fıstıklı acayip şam tatlılarından bu maraş tarhanalarına, o bademli yeşil zeytinlerden bu turşulara, o kurutulmuş tuhaf yiyeceklerden bu baharatlara ağzımın sularını akıta akıta keklik gibi sekerken daha önce hiç görmediğim bir sucuk türüyle karşılaştım: tokat'ın bezde sucuğu (bkz: tokat bezli sucuk).. elimde evirip çevirip, tadını tahmin etmeye çalışırken görevli eleman yardıma geldi ve ürünü anlatmaya başladı.. tadına bakmak ister miyim diye sordu.. ortalıkta aynı sucuğun açılmış olanını göremediğimden biraz çekinir gibi olup "yani tadabilir miyiz şimdi bunu?" diye azıcık şaşkınca sorunca görevli hemen şunları söyleyiverdi hoş bir ifadeyle (ve lönk diye canım sucuğu kesiverdi paketin ucundan) :

    "tabii ki efendim.. burada tadamayacağınız hiçbir şey yoktur.. ister alın, ister almayın.. biz görevimizi yerine getirelim ve ürünümüzü size sunmuş olalım da.. yeter ki beğenin.."

    budur işte! bir işletme böyle olmalıdır.. böylesi bir işletme, böyle çalışanlar sayesinde alır başını yürür..

    netekim sonuçta n'oldu? tadıp da çok beğenerek aldığım o tokat sucuğunun yanısıra bir dünya arzu nesnesi daha gerektiğinde tadılarak poşetlerime doldu ve akabinde aksi ısrarlarıma rağmen gene o görevli tarafından o poşetler taa arabama kadar taşındı nezaketle ve ben oradan gayet mutlu, memnun bir açgözlü müşteri olarak çıktım, işletme de benden kazanacağını kazandı.. ileriye dönük taahhütümü de bir kez daha kalpten alarak..

    gerçi cüzdanım boku yemişti kapıdan çıkarken ama feda olsun.. madem paramızı bayılıyoruz o kadar, bari memnun memnun bayılalım, di mi ?
  • az önce kafede adamın biri kızlara abi çok keyifli her hafta gidiyorum dediği yol üstü tesis.

    bi defa nesi güzel, nesi keyifli? istanbuldan kurtulmak için yollara düşen insanların yine diğer istanbuldan gidenlerle karşılaştığı mekandır.
    kalabalık, yumurta sırası beklemek, açık büfe denilen 88 milyon çeşitte can hıraş bir sıra. bir de ankaraya gidenler takım elbisem tayfası var ki onlarla allah karşılaştırmasın.

    eğer sakaryadan sonra anlatya yönüne döneceksiniz, ismailin yerini tavsiye ederim.
    en iyi menemen sıralamasında ilk 10 a girer.
hesabın var mı? giriş yap