• ayşe arman ın 40 yaşına basan arkadaşına şu öğütleri veren, hayran olduğum şahsiyet:

    82 yaşındaki betûl mardin'den nalân apa'ya 40 yaş öğütleri

    1. her sabah spor yapacaksın. günaşırı filan değil evladım. her sabah.

    2. hep çalışacaksın. üreteceksin. beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.

    3. günceli takip edeceksin. haber izle, dergi, kitap, gazete oku. gündemi yakala. her konuda kendini “update” et. yeni çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.

    4. evlilik ise şart değil, kafanı takma. gerekli de değil. hatta şöyle söyleyeyim: one problem less! (bir problem eksik!)

    5. çocuk meselesine gelince... ha işte, burada akan sular duruyor. yapabiliyorsan yap. birini bu kadar çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu değil, seni de mutlu eder. doğurmayacaksan, evlat edin. o zaman da senin çocuğun değişen bir şey yok. evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine yardımcı ol.

    6. günde bir kere et ye. mutlaka her öğün sebze ve meyve ye. kusura bakma, ben tatlı severim. tatlıdan uzak dur diyemeyeceğim!

    7. ölümden sonra yaşamak istiyorsan, günlük tut. o küçük notlar, hem kendi hayatının tanıklığı, hem de yarına kalan bir bilgi kaynağı. mesele benim babam, hiç üşünmeden 60 sene boyunca her gün ece ajanda'sına o gün olanları yazmış. hâlâ açıp okuyorum ve çok faydalanıyorum.

    8. olumlu olacaksın.

    9. bazı şeyleri kabul edeceksin: bütün kadınların seni sevmesine imkân yok! demek ki bazı kadınlara dikkat edeceksin.

    10. erkeklere gelince, aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. ama onların böyle bir yeteneği olduğunu bileceksin!!!
  • iki kere bosanmis bir kadin icin erkekler ile iliskileri zayif diyenlerin ülkesinde halkla iliskiler ögretmmeye calisan kadin. allah kolaylik versin kendisine.

    bilinmez mi asil bosanabilen kadin güclüdür, en zayif kadinlar kendini evli kalmaya mecbur hissedenlerdir.
  • uzun yıllardır gizli hayranı olduğum hanımefendi. eskiden şekerler, cikletler içinden çıkan oynatınca hareketlenen resimler/ illustrasyonlar olurdu. böyle bir kadın işte. böyle cinpirik bir kadın olsaydı ya ninem hem de yaşasaydı. hayat belki de çok eğlenceli olurdu. her defasında bu kadın insanın hayatından neden çıkarılır ki diyorum? neredeyse halıda emekleyen, her daim bir muzurluk düşünen çocuk çıkıyor içinden. o ciddi diksiyon ve görüntüyü bir çeviriyorsun elinde belki gülse birsel'den çok daha yetenekli ve brikimli bir komedyen çıkıyor. bir ölüm haberi anlatıyor gülmemek için yanaklarımı tutuyorum. kendine güven yedi yıldız. kendi ile dalga geçme, ayrılık konusunu pas geçerken ki anlık dokundurma, durum analizi, bir futbolcu çevikliği gibi çabuk ama çok estetik görünüyor. aradan duygu dereler gibi akıyor sadece ayaklarımız ıslanınca anlıyoruz sızıntının yoğunluğunu. bir bilim kadını hali var, öte yandan küçük esnaf saflığı, içtenliği; bir yandan korkutuyor yanına yaklaştırmıyor verdiği imajla ama öte yandan kucağına alıyor bir kedi gibi yakınına sokuluyoruz. çok janjanlı, çok anlamlı br ifade. sıkıştırılmış dosyalar gibi katman katman afilli mi afilli bir kadın.
  • bir kaç hafta önce evinde "kötü kadın mantısı" yiyip havuzunda gabarak gubarak sesler çıkartarak yüzdüğüm, kendisi gibi dünya tatlısı torunlarına da buradan selam etmek istediğim çok saygıdeğer bir büyüğümüzdür, beraber zaman geçirenlerin farkettiği ilk şey bir çocuk gibi muzip, genç bir hanım kadar enerjik ve en az cem yılmaz kadar nüktedan olmasıdır.. allah herkese böyle yaşlılık nasip etsin inşaallah.
  • asası (bastonu) yarattığı imajın en önemli aksesuarı olup, tek kaş havada, hafif gevşek topuz saç, tam ingiliz leydileri gibi bir tipleme çizen, valesiyle teşvikiye karakolunun yanındaki apartmanda oturan halkla ilişkiler uzmanı. haldun dormenin eski karısı. bi de oğulları var.
  • bilgi üniversitesi 2005 mezuniyet töreninde inanılmaz alkışlarla herkesin ayakta saygıyla durduğu, tüm bu sevginin karşısında da "birde üniversite mezunu olsaydım kimbilir neler olurdu?" diyerek gönüllerde taht kuran kişilik.
  • turkiye'nin ilk halkla iliskiler sirketini alaeddin asna ile birlikte kuran kadin. ipra'nin ilk musluman kadin baskani. sanildigi gibi genc yasindan beri meslegin icinde degildir. haldun dormen ile evliyken tiyatronun galalarini duzenleyip, ozel basin davetleri vererek bu ise baslamistir. (o zamanlar da 40 yaslarindadir.) sonralari cok basarili olunca, bu isi profesyonelce surdurmeye karar vermistir.
    bir halkla iliskiler uzmaninin bakimli, alimli olmasi gerektigi konusunda takintilidir. kakulden nefret eder. sirketinde calisanlar her daim makyaj yapar ve saclarini yuzlerini ortmeyecek sekilde toplarlar.
  • saclarını surekli topuz yapması, halkla ilişkilerci olmanın raconuymus. boyle yuzun gozun acıkta olacakmıs ki guven verebilesinmis etrafına.hatta yanında calısan stajerlere de saclarını toplattırırmıs. ne kadar dogru bilemiycem ama söyleyenlerin yalancısıyım
  • hayatını, düşüncelerini kasetlere aktaran ve vefatından sonra bu kasetlerin yayınlanmasını istediğini söyleyen insan. yaklaşık 25 civarı kaseti olduğunu söylüyor.

    ayrıca eşinden yediği dayak sonucu aldığı darbeden kaynaklı teknik, mekanik kullanımlarda beyinsel sorun yaşadığını anlatmıştır kendisi. bu nedenle de araba kullanamadığını..

    kendisinin kadınlara çok faydalı olacağını düşünüyorum. iş hayatı, başarılar, başarısızlıklar, toplum hayatı, yaşam ve kadın olmak!..
  • sırf boşandığı için ''ilişkileri zayıf'' diye eleştirilmiş halkla ilişkiler uzmanı. arkadaşım ne biliyorsunuz kadının yaşadıklarını? belki öyle şeyler gördü ki boşanmak en iyi çözüm gibi geldi. ya da canı sıkıldı, boşandı. var mı diyeceğiniz? size ne kadının özel hayatından?

    türkiye'de iletişim konusundaki usta isimlerden biri ama bazı insanlar işin sadece magazin yönüyle ilgileniyor maalesef.
hesabın var mı? giriş yap