• eve geliyorsunuz, anahtarı deliğe denk getirdiğiniz halde kapıyı açamıyorsunuz... kapının arkasında anahtar takılı ve eşiniz ne ev, ne cep telefonunu saatlerdir açmıyor. delicesine endişeleniyorsunuz... çilingir geliyor, kapı açılıyor ve eşinizi görüyorsunuz bir anda. yerde. yüzünde gülümseme... beyin kanamasına bağlı geçici felç belirtisi. uyuyor sanki ama ne yazık ki çoktan gitmiş. sizi bırakmış... yüzüstü. yatıyor. ve o an beyninizde şimşekler çakıyor, "neden yanında değildim? neden eve bu kadar geç geldim? neden komşuya ambulans çağırmasını söylemedim? neden üç gündür başının ağrıdığını söylediğinde doktora gitmesi için daha fazla ısrar etmedim? neden? neden?" ne yazık ki artık çok geç...

    işte bu beyin kanaması. yüksek tansiyona, şiddetli baş ağrısına dikkat etmenizi gerektirecek şey. ihmale gelmeyecek şey. bir anda öldürebilen, yüzünüzde gülümser gibi bir ifadeyle sizi öldürebilecek korkunç şey.

    edit ihtiyacı: bu, 5.5 ay önce benim değil, direktörümün başına gelmiş korkunç bir olay. bizzat yaşamış gibi yazmam, yanlış anlamalara sebep oldu sanırım, üzgünüm. böylesi bir acıyı yazmaya sözcüklerim yeter miydi, bilmiyorum... *
  • tıp kitaplarında "bir insanın ömründe hissedebileceği en şiddetli baş ağrısı" olarak geçer, bu nedenle hastaneye gidildiğinde hastaya sorulan ilk soru "şu ana dek hissettiğiniz en şiddetli baş ağrısı mıydı?" şeklindedir.*

    kanama anında şiddetli mide bulantıları olur. beyin kanaması geçiren insanların %60'ı daha ilk anda hayatını kaybeder. geriye kalan %40'lık kesim ise çok çok çok şanslıdır.. kanamanın türüne, yayılmasına, anevrizma olup olmamasına bağlı olarak belirtileri değişir, aynen elde, bacakta, deri altındaki bir kanamada, morarmada olduğu gibi zaman içinde pıhtılaşma meydana gelir ve vücut bu pıhtılaşmayı zaman içinde onarır. ancak beyin, kapalı ve çok daha karmaşık bir sistem olduğundan bu iş bu kadar basit değildir. kanama sonrası bir iki gün pıhtılaşma meydana gelir, üç ila dokuzuncu gün arasında da bu pıhtılaşma vücut tarafından absorbe edilir. bu dönem çok sıkıntılıdır, şiddetli başağrıları olur, kabus gibidir. morfin bazlı ağrı kesiciler verilir. ateş yükselir, ara ara tansiyon çıkar. hastanın ağzı kurur. büyük karamsarlıklar içine girilebilir, agresifleşilebilir, hasta dengesiz konuşmalar, hareketler içine girebilir. endişelenmeyiniz.

    sanıldığı üzere her beyin kanaması anevrizma değildir. anjiyo, doppler ultrason ve tomografilerle hastalık takip edilir. bu süre içerisinde hasta kesinlikle hareket etmemelidir. tuvalete gidilmez, sürgülerle ördeklerle yataktan giderilir bu ihtiyaçlar. rezalettir evet.

    beyin kanamalarında stres ve sigara tetikleyici rol oynar. bu rahatsızlığı geçirenlerin stres dolu yaşamlarına geri dönüp sigara içmeye tekrar başlamasının roma yanarken keman çalmaktan pek farkı yoktur.
  • baba hırsızı.
  • annemin başına gelen hayatımı etkileye olay. tarif edilmesi çok zor bir deneyim. 4 ay oldu ama hala alışamadım ben onda bıraktığı hasarlara. daha önce de beyin kanaması geçirmiş fakat doktorlar anlamadı. olay günü çok kusmuş. o gün aç karnına ağrı kesici içtiği için hastaneye götürmüşler ve dahiliye ilaçtan demiş tabi ki. halbuki kadın beyin kanaması geçiriyormuş. bunları ağlayarak yazıyorum. kendimi tutamıyorum maalesef. birkaç gün sürdü bu durum. ben de diyorum ne biçim bir ilaç bu. günlerce sürer mi bu? sürekli bir uyku hali vardı. ama yemekmyiyip konuşuyordu bizimle. hatta ondan sonra her gün ağrı kesici alan insan hiçbir ilaç ağzına koymamaya başladı korkudan. nasıl acı çektiyse artık. bir görme kaybı olduğunu anlamıştık. bir nörologa gittik ve psikolojik olduğunu söyledi. ama 4 ay önce olan o büyük kanama sonrası onun bir kanama olduğu mrda çıktı. insan neler hissediyor anlatamam. tevekkül bile yapamadık. acaba bir önlem alınabilir miydi diye? ama alınabilecek hiçbir önlem olmadığını öğrendik bir süre sonra. damar sertleşmesi teşhisi koydular.

    ikinci kanamada önce biraz kanama durmuş heralde. 2 gün sonra daha büyük bir şekilde başlamış. bir soda şişesini dolduracak hacimde neredeyse kanaması. aynı zamanda pıhtı da atmış. hemen ameliyata almışlar. 19 gün yoğun bakımda yattı. önce solunum cihazına bağlıydı. solunum cihazı yüzünden ağır bir zatüre atlattı. bilinci yavaş yavaş açılmaya başladı ama hala tam değil. bizi tanıyor ama zaman ve mekan kavramı hiç yok. kanama oksipital bölgede yani algılama merkezinde. konuştuklarımızı yanlış anlayabiliyor ya da zaten kendisi başka birşey anlatmaya çalışırken saçma sapan kelimeler kullanıyor. gözleri görmüyor. iki kere burası çok karanlık dedi. ama henüz kör olduğunun farkında değil. en çok da bu canını yakıyor insanın. sonuncusu çok uzun sürdü. ışıkları açın dedi. ben elektrikler kesilmiş dedim. nasıl yıkanıcaz gibi birşey söyledi. ben mum ışığı var dedim. hani nerde dedi. gözleri görmediği için halüsünasyonlar görüyor çokça. ama azaldı tabi ilk zamanlara göre. sağ tarafı tutulmuştu fakat zamanla açılmaya başladı. çok az yürüyebiliyor destekle.

    insanın en çok canını acıtan ise artık onunla eskisi gibi bir yerlere gidememek, onunla sohbet edememek. eskiden en çok o düşünürdü beni şimdi ise ben onu düşünüyorum. artık beni düşünemeyecek olması beni üzüyor. mesela dondurma yemeye gittiğinde artık onunla gidemeyecek olmak gibi şeyler çok üzüyor beni. dondurmayı çok sever. kısacası bunamış bir insan gibi oldu. bir söyleneni bir daha hatırlamıyor. ama bu günlerimize şükürler olsun. ölümden döndü ve buralara kadar geldi.

    burda kesmek gerekirse beyin çok acayip birşey. herşeyin merkezi ayrı ve neresi etkilenirse hayatında da orası etkileniyor. ama dediğim gibi annemin hasarı çok büyük. bu noktalara bile gelmesi bile bizi sevindiriyor. insanoğlu biraz da bencil işte. ölmesindense bu şekilde de hayatta olması mutlu ediyor seni. gerçi ben hep o nasıl mutlu olacaksa öyle olsun diye dua ediyorum. acı çekmesini istemiyorum. ama ölümle karşılaştırıyor insan. en azından şimdi yanımızda diyorsun. öyle acayip bir rahatsızlık işte bu.

    ayrıca nöroloji servisinde yatarken de ne kadar çok insanın bu hastalıktan muzdarip olduğunu gördük. özellikle de tansiyon yüzünden. ama bunun yaşı yok. 28 yaşında gencecik bir adam da vardı hastanede. akıbeti noldu bilmiyorum. yoğun bakımda ölen de oldu kanama yüzünden. çok zor ve sabır gerektiren bir hastalık. allah bu hastalıktan muzdarip olanlara ve yakınlarına gerçekten sabırlar versin.
  • ah, babamı beyin kanamasından kaybedince daha da içimi kıyan başlık... annemi "keşke daha erken eve gelseydim, keşke başka hastaneye götürseydik" diye kahreden şey.

    belirtilerinden bazıları da bulantı, kusma, soğuk terleme, peltek konuşma... belki başkalarının babasının hayatını kurtarmaya sebep olur bunlar.
  • daha önce annemin geçirdiğini söylediğim rahatsızlık.

    önce isteyenler şunu okuyabilir (bkz: #45875779)

    burda belki bir yakını bu hastalığı geçiren biri vardır. o yüzden ümitsizliğe kapılmasın diye birşeyler daha yazmak istiyorum. annem bu hastalığı geçireli nerdeyse 8 ay olmuş.

    şu anda annemin yürümesi çok daha iyi. eminim gözleri görse çok çok daha hızlı iyileşebilirdi. şimdi evimizin altındaki lokantada yemek yemeye gidebiliyoruz. yaklaşık 20 merdiveni kendisi inip çıkabiliyor. dondurma hayalimi de umarım yine evimizin altındaki tatlıcıda gerçekleştirebiliriz inşallah. inşallah yürüyerek ilerleyen zamanlarda daha uzak dondurmacılara da gidebiliriz.

    hafızası çok daha iyi durumda. geçen hafta olan şeyleri hatırlayabiliyor. mesela teyzemler geldi mi, kim hasta gibi gibi bizim için belki çok basit görünen ama benim için çok önemli olan belirtiler bunlar. farkları görmeniz için gerçekten ilk başta nasıl olduğunu şimdi nasıl olduğunu bilmeniz gerekiyor.

    bu entriyi yazma nedenim eğer ailenizde bu rahatsızlığı geçirenler varsa ümitsizliğe kapılmayın. çünkü bana şimdi bu durumda olacağını söyleseler inanmazdım kesinlikle. allah'a binlerce kez şükürler olsun. bize bu günlerimizi aratmasın inşallah. ümidinizi asla kaybetmeyin.

    edit: bu giriyi ümit vermek için yazmıştım. ama bununla ilgili arada mesajlar geliyor bana. güncellemek farz oldu sanırım artık bunu. kesinlikle ümidinizi asla kaybetmeyin. amacım ümit kırmak değil. annemi yaklaşık 2 yıl önce takvimden silmek istediğim bir tarih olan 17 nisanda kaybettik. ondan önce vefat etmeden yaklaşık 8 ay önce çok ağır bir beyin kanaması daha geçirdi. vedalaşmaya gelin her an ölebilir dediler. 40 gün yoğun bakım kapılarında umut ve umutsuzluk arasında bekledikten allah 8 ay daha annemi bize bağışladı. hiç hareket etmeden, sadece gözlerini açarak geçen bir 8 ay daha geçirdik. inanın nefesi bile yetiyordu. yine de umudumuzu kaybetmedik. belki bizi duyuyordur diye sohbet ettik onunla elimizden geldiğince. yeğenlerime konuşun sizi duyar belki dedim. ama gece hasta yatağında vefat etti. belki de artık kalbi daha fazla dayanamadı, belki de yeni bir pıhtı ya da beyin kanaması geçirdi. sessizce bu dünyadan göçüp gitti.

    annelerinizin kıymetini bilin. bir daha ona sarılamayacak, öpemeyecek, sesini duyamayacak olmak çok acı. annesi hayatta olanlar bir kez de benim için öpsünler.

    ama asla ümidinizi kaybetmeyin. allah bize bir 8 daha annemin nefesini hissetme imkanı verdi. allah kimseye vermesin çok zor ama başa gelirse de umudunuzu kaybetmeyin. umutsuz yaşanmıyor hayatta. umut hayatınızda ilk sıralarda yer alsın. hayata tutunmanıza yardımcı olacağını göreceksiniz. ya da belki de umut benim kötü olaylarla başa çıkma yolumdur. bilmiyorum.
  • genellikle kontrol altında tutulmayan yüksek kan basıncının* sonucu olarak ortaya çıkar. çok dikkatli olunması ve gerekli ölçümlerin düzenli olarak yapılması elzemdir.

    mühim not: tansiyonu yükselen kişi yatırılmaz. mümkünse dolaştırılır ya da oturtulur. hastanın yatması ve ayaklarının kalp seviyesinin üzerinde tutacak şekilde havada tutulması, tansiyon düştüğünde yapılması gereken harekettir. baygınlık geçiren kişilerin de tansiyonunun düştüğü, bu nedenle de ayaklarının kalp seviyesinden yukarıda tutulduğunu hatırlatmakta fayda var.

    akılda kalması bakımından yazmak istedim.
  • kiz arkadasim gecirdi, bugun 04.00'te tam 48 saati dolacak. yemek yerken uyusma hissetmis, hemen goturmusler. bizi duyuyorsan ses et dediklerinde parmagini kimildatmis. uyutucu ilaclari azaltiyorlarmis giderek. bu aksam haber alabildim. sahilde bos bos yurudum, hicbir seyi idrak edemiyorum

    internetten baktim, bir ton kalici hasar, bir ton felc yazisi var. olumsuz bir sey duymaktan cok korkuyorum. bir umuda ihtiyacim var. 24 yasinda kiz ya, alkolu yok sigarasi yok. bir umut sadece.

    19.09.2023: 48. saati gectik, doktorun konusmasina gore ilk geldigi zamana nazaran durumu cok daha iyiymis. oncesinde iki adet cihaza bagliyken simdi teke dusurmusler, nabzi duzene girmis. kanamasi azalmis ama hala devam ediyormus, tabii yogun bakimda ve ilac destegi de devam ediyor. bugun yine ailesi yanina girdi, sanirim soylediklerine parmak-el oynatarak karsilik vermis. en azindan rahat bir nefes aldik ve umutlanmak icin tutunacak bir dalimiz oldu. hayko cepkin'i cok seviyordu, bir uyanip kendine gelsin en kral yerden alacagim biletini. bir de galata kulesine meraki vardi, bir sapasaglam uyansa ilk isim oraya goturecegim.

    20.09.2023: durumu hala stabilmis, kalp atislari duzgun. ailesi oradayken bi ara tansiyonu yukselmis, doktorlar bunun icin iyi bir sey demisler ama hala kesin bir sey de soylemiyorlarmis. bu kadar. hayatimda tanidigim en sevecen, en civil civil ve iyi niyetli insandi. bir guldugunu duysam yeniden duzelecek tum hayatim. ote yandan allah korusun olumsuz bir sey duyma ihtimali, ne yaparim, nasil yuzlesirim bilmiyorum. yasadigim her sey o olmadan bos, gordugumu duydugumu onunla paylasamiyorsam bunlarin ne anlami var ki.

    21.09.2023: durumu hala stabilmis, dikkate deger bir degisiklik yok. isyerindeyken bazen dolup lavaboya geciyorum, bogazim dugumleniyor. hastaneye gitmek istiyorum, belki iyi gelirim ama ailesi ne der ve ne yapar onu da kestiremiyorum. o insanlar da zaten yeterince gergin, iyice germek istemiyorum. caresizce beklemek cok kotu.

    22.09.2023: bugun de durumu hala stabil dendi, bir degisiklik yokmus. ama benim sabahtan aksama kadar olan durumum 180° degisti. sabah, kotu haber olmamasi durumunun da aslinda iyi bir haber oldugunu dusunuyordum, vucudun kendisini toparlamak icin zaman kazandigini falan tasavvur ediyordum. cok basit bir mantik oldugunun farkindayim fakat zamanin lehimize oldugunu dusunmek icimi rahatlatiyordu. ama aksama dogru konudan alakasiz hemsire bir arkadasla konustum, solunum cihazi isini sordum. belli bir zaman sonra cikmazsa probleme isaret eder dedi. belli bir zaman nedir dedim, 2 hafta dedi. biz bugun 6. gunumuzu dolduracagiz. elbette 2 hafta; hicbir veri olmadan, hastayi zerre gormeden/tanimadan tamamen arkadasimin gecirdiklerine/ yasanmisliklarina gore kafasindan belirledigi bir sure. ama yine de zaman artik aleyhimize gibi hissediyorum, bu pazartesiye (25.09.2023) kadar uyanmazsa artik cidden dokulmeye baslayacagim. baskasinin basina gelmis olsaydi guclu ol, uyansaydi mutlu olmani isterdi falan diye nasihat dagitirdim ama hepimiz iyi biliyoruz ki isler oyle yurumuyor.

    23.09.2023: az once sordum, durumu hala stabilmis. zaman lehimize mi yoksa aleyhimize mi hala bilmiyorum. dun aksam yakin bir arkadasimla konustum, zamaninda benzer yaslarda bir arkadasinin da buna beyin kanamasi gecirdigini, 30 gun uyutulup daha sonra uyandigini ve hayatina suan devam edebildigini (sanirim sadece bir nesneyi uzun sure elinde tutamiyormus) soyledi. bu hastalik cok karakteristik olmakla birlikte en azindan 30 gun uyutulup uyandirilabilen birini gormek bir teselli ve umut oldu.

    24.09.2023: durumu hala stabil, bir degisiklik yok.

    25.09.2023: hala stabil, bekliyoruz. baska bir fakulteden profesor bir hocaya sormuslar, o da stabil olmasi normaldir tadinda konusmus. arkadasim da iyi haberleri en basindan beri vermiyorlar diyor, bilmiyorum biraz zugurt tesellisi gibi geldi ama inanmak istiyorum. kendim de arastiriyorum soruyorum sorduruyorum ama bir zaman sonra tikanip kaliyorum. nereye kadar arastiracagiz veri olmadan, arastirsak kokune kadar ogrensek bile neyi degistirecegiz o da mechul. bunca zamanlik iliski, sesini ve gulusunu duymayali ilk kez 1 haftayi gecti. cok ozledim

    26.08.2023: hala stabil, ama bazi ufak degisiklikler olmus. artik bagli olan solunum cihazi biraz daha kalirsa zarar vermeye baslayacakmis, bu yuzden bogazindan solunum yapmasini saglayacaklarmis. bu cihazlar zaten en basinda iki adet takilmisti fakat kalp atislari duzene girince birisi cikarilmisti, simdi digerinin kaldigi takdirde zarar verme ihtimali bulundugu icin ikinci cihaz da cikarilacak. fiziksel goruntusu gayet iyiymis, cokme vs. durumlar yokmus. doktor bir ara bunun bir uzeri beyin olumu, fakat buradan saglam cikan insanlar da var seklinde aciklama yapmis. bu bugune ait bir gelisme degil, ama yine de beni oldukca gerdi ve aklimi bulandirdi. olumludan ziyade bir cesit kendinizi hazirlayin der gibi.. kanama da hala devam ediyormus. onun disinda hala suan icin gitmeyi dusunmuyorum. aile zaten cok uzgun ve stresli, cok kesin bir bilgim olmamakla beraber benden cok hoslandiklarini da sanmiyorum. zaten acisi olan insanlari cok da mantikli dusunmelerinin mumkun olmadigi bir surecte germek istemem. hayat ne kadar tuhaf; her gun saatlerce para icin mucadele veriyoruz, cabaladigimiz her sey maddiyat icin, insanlari maddiyatina gore konumlandiriyoruz, kendimizi maddiyata gore konumlandiriyoruz, maddiyat icin tavizler verip tavizler aliyoruz. ama o hayatimizin %90'ni kapsayan paranin yanina "ölüm" kavramini koydugun zaman hicbir sey ifade etmiyor.

    27.09.2023: durumu hala stabil. etrafimdaki saglikcilara biraz daha sordum, biraz daha darladim. solunum cihazinin cikarilmasi yapilan yaygin ve basit bir islemmis, hastanin bogazinda bir delik aciliyormus ve daha kaliteli oksijen almasi saglaniyormus. onun disinda belirsizlik hakim. daha oncesinde yazdim mi bilmiyorum ama doktorlar genel olarak pozitif konusmaktan imtina ediyorlar, umut olduguna isaret eden her turlu davranistan kaciniyorlar. bu bir cesit hastane politikasi/sistemi mi bilmiyorum, eger oyleyse de haklilik paylari var. kanamanin ne kadar surecegini/bu isin normalinin ne oldugunu da sordum, belirsiz dendi. 1 ay da surebilirmis, birkac ayda. bunlar beklenilmeyecek sureler degil, yeter ki kotu bir haber almayalim yeter ki bir gun su mesaji iyilesti olarak duzenleyebileyim. beyin kanamasi sonrasi muhtemel komplikasyonlar icin de tahminler yapilabiliyormus fakat bunlar sadece tahminden ibaretmis. bunlari duyduktan sonra arastirmayi da biraktim, nasilsa ne kadar bakarsam bakayim bir cikarim yapamayacagim, yapabilsem de bir seyi degistiremeyecegim

    28.09.2023: durum hala stabil, yeni bir gelisme yok. her gun soruyorum ve her gun "stabil" cevabini aliyorum. sorun yok, bu cok iyi bir cevap.. zaten iyi bir haber olsa saniyesinde duyarim, saniyesinde paylasirlar, insanlar bu haberi vermek icin bekliyorlar zaten. ama diger turlusu yani kotu haber... iste o haberi duymamak icin soruyorum.
    bugun arkadasini aradim, biraz durumu konustuk. yine doktorlarin hic olumlu konusmadiklarindan, "her seye hazirlikli olun" modunda olduklarindan ve "ilk kez boyle bir vakia gorduklerinden" bahsetti. daha onceki gunlerde de yazmistim, "olumlu konusmamak" ne demek, bunun anlami nedir? olumlu konusmuyorlar ama olumsuz da mi konusmuyorlar demek mi, yoksa sessiz kaliyoruz siz anlayin demek mi? onun disinda sonuclarini istedim, norolog bir tanidigim yok ama birkac doktor biliyorum, gostermekten zarar cikmaz. gerci aile ozel universitelerin birisindeki bir profesore de gostermis, mevcut doktorlarin soyledikleriyle ayni seyi isitmis. bir kez de ben dinlemis olurum benzer seyleri, bir sey kaybetmeyiz.
    kendisi hakkinda bir seyler karalamak istiyorum. damla civil civil ve cok sevecen bir insandi, iyi niyetliydi. fotograf cekmeyi cok severdi, ama instagram'daki fotograf hesabi calindigindan beri birakmisti. resim yapmayi, boyamayi cok seviyordu, duvarlarini hep kendisi boyardi. tasarim isine de merakliydi, benim etsy magazami neredeyse bastan asagi o tasarladi. oyun oynamayi cok severdi, aradigim zaman saatlerce anlatirdi, valheim'e ve gta 5'e ayri bir duskunlugu vardi. yeniliklere hep acikti, benimle ortak paydada bulusabilmek icin futbol mizahlarini bile takip ederdi. satranc oynamayi da ben ogretmistim, baslarda kotuydu ama zehir gibi oldu sonradan. kedi gordugu zaman dayanamazdi, cilkini cikarana kadar severdi, cok da keyifli severdi. galata kulesini gormeyi cok istiyordu, geldigi gibi goturecektim. hayko cepkin'i cok severdi, hic konusamadik uzerine. ona vakit ayirmamin onune gectigi icin tenis oynamama uyuz olurdu, tatli tatli soylenirdi hep. ben hep damla'nin sevecenlik yaptigi zamanlari hatirliyorum, vaktim yok dedigim zamanlari. simdi bir daha vaktimiz olur mu, damla geri doner mi, donerse kalici bir hasari olur mu, bilmiyorum. hicbirini bilmiyorum, berbat bir haldeyim

    29.09.2023: hala durum stabil. sonuclari da hala alamadim, sanirim onlar da e-nabiz'dan bakiyorlarmis, sifre lazim. dun aksam biraz onceki entry'lere bakindim, belki benzer bir durum vardir diye. cok asiri entry yok zaten ama az bucuk fikir olusturdum. genel edindigim kanaat bu hastalik genel olarak kendinden gelistigi zaman 20-30 (belki 40) gun arasinda bu sekilde seyrediyor. eger kendiliginden gelismemisse (kafayi vurma, carpma vs.) hastaneden cok daha kisa surede cikilabiliyor. yine cok asiri yaslilik veya baska cok kritik bir durum yoksa kalici hasarlar 1 yil gibi bir surede minimuma indirilebiliyor, genel olarak tedaviye acik olduguna ikna oldum. kisaca genc yaslarda yakalarsa ya hastaneye varmadan olduruyor ya da 20-40 gun yogun bakimin ardindan cikiyorsunuz, kalici hasarlar iyi bir duruma getirilebiliyor gibi algiladim. tabii bunlar benim eksisozluk bunyesindeki 10 sayfalik entry birikimindeki yasanmisliklardan elde ettigim sonuclar, bir kisminin da yasanmislik icermedigi veya bizim duruma uymadigini da hesaba katarsak kisitli bir kaynak. ayni zamanda hastalik cok karakteristik ve tabii ki bende bu isin bilirkisisi degilim. ama aklimdakileri derleyince buna ulastim, buna inanmak istedim.
    bu isin tat kacirici kisimlarindan birisi de hayatin bir yandan devam etmesi ve benim bundan dolayi kendimi suclamam. elbet bir yerden obur yere giderken muzik aciyorsunuz, gunluk hayatta arada espri yapip arada guluyorsunuz. 5 dakika sonrasinda da pisman oluyorum, o kiz o haldeyken mi moduna geciyorum. bir arkadasiyla gorustum, o da ayni durumdaydi. bilmiyorum, psikolojik olarak yipratici bir surec.

    30.09.2023: bugun 13. gun, 2. haftayi devirdik. durumunda hala bir degisiklik yok, hala kritik.

    01.10.2023: hala stabil, bir degisiklik yok. bugun 14. gune girdik. gecmiste daha cok vakit gecirebilme imkanimiz varken bunu yeterince degerlendirmedigim icin cok uzuluyorum. daha cok firsat yaratabilirdim, daha cok sey yasayabilirdik.
    onun disinda ailem ebru gunes'i ornek gosterip duruyor. ben tanimiyorum, fakat kendisinin olayi cok ciddi bir beyin kanamasi gecirip 24 gun yogun bakimda kaldiktan sonra ayaga kalkmasi ve suan sapasaglam olmasiymis. ebru gundes ile bizim durumumuz arasinda elbet de doktor kalitesi, hastanenin donanimi, hastaligin durumu gibi konular bakimindan fark vardir ama bence umutlanmak icin yeterli.

    02.10.2023: hala bir degisiklik yok. damla'nin 40. gune kadar kanamasinin duracagini ve iyiye gidecegini dusunuyordum, ama atladigim sey kendim oldu. bugun 15. gun ve zaman ilerledikce daha da geriliyorum, daha da paranoya oluyorum. eskiden durumunda yeni bir haber var mi diye gunde birkac kez bakardim, simdi her dakika basindayim. hayatimin ruhu ve dinamigi gitti, tek isi belirli bir gorevi icra etmek olan robotlara dondum. hayat akmiyor. yani akiyor tabi ama renkler yok, sadece siyah beyaz var.

    ilk kez intihari dusundum bugun.

    03.10.2023: durum stabil. ben de bir parca daha kendimi toparladim.

    04.10.2023: durum hala stabil ve kritik, yeni bir gelisme yok. 17. gune girdik. bogazina uygulanan isleme "entube" deniyormus, hastanin kendi kendine solunum yapamadigi durumlarda uygulanan bir yontemmis. bunu (15. gun) bana soyleyen bir ortak arkadasimizdi, ayni zamanda bu durumu bir tanidiginin tanidigi doktora sordugunu ve o doktorunda artik entubeye girdiyse uyanmasini beklemeyin, mucize olur dedigini soyledi. basta dunya basima yikildi, sonra bende biraz arastirdim. bir hemsire arkadasa ve bir doktora sordum, internetten de yiginla arastirma yaptim. sonuc olarak entube edilmenin normal bir sey olduguna ve surece ciddi bir etkisi olmadigina kanaat getirdim. turkiye'de entube edilmenin yogun bakimin daha agiri olduguna dair (ki bu arastirana kadar bende de vardi) garip bir algi var. oysaki sadece hastanin 2 hafta ve uzeri solunumda problem yasayacagi zamanlarda kullanilan bir yontemmis, hasta kendkne geldiginca hizli ve rahatca cikarilabiliyormus. eger bu konuda yazili olmayan mesleki bir kural yoksa, ortak arkadasima (umarim) yanlis bilgi vermisler. o da o yanlis bilgiyi bana aktarinca kan beynime sicradi. ozetle yazdigim gibi, kesin emin olmamakla beraber entubenin bu hastaligin gidisati bakimindan herhangi bir fikir vermedigini dusunuyorum.
    yine olayi benden oturu arastiran ve saglik calisani olmayan bir arkadasimla konustuk. fazla acele ettigimi, 30-60 gun bandinda uyumasinin normal oldugunu, 17. gunun henuz cok erken oldugunu, panik olmaya gerek olmadigini oyledi. moral mi veriyor yoksa edindigi izlenimler mi o sekilde bilemedim, ortaya karisik bir seyler yapti sanirim. izlenimleri oyleyse bile her beyin kanamasi cok karakteristik ve spesifik oldugundan bir istatistikle sonuca varabilmek zor. ama ben de bu hastalik icin 1 ay ve uzeri surelerin normal oldugunu dusunuyorum.

    05.10.2023: hala bir degisiklik yok, stabil.

    06.10.2023: hala stabil, bir degisiklik haberi yok. bugun damlanin uyudugu 19. gun. dun gece degerli bir yazar arkadas (kullanici adinin paylasilmasina riza gosterip gostermeyecegini bilemedigim icin paylasmiyorum) mesaj atmis, kendisinin 6 ay once arteriovenöz malformasyon gecirdigini ve surecini, damla'da da bu sebepten kanamanin bas gostermis olabilecegini yazmis. epeyce arastirdim, soylediklerini de dikkate alinca kafama cok yatti. en azindan artik sonucunu degistiremesem de sebebini biliyorum sayilir.
    biraz da kendi hayatimdan bahsedeyim. hayat yine devam ediyor, en azindan devam ediyor gibi gorunuyor. kendi yakin cevremi (annemi ve teyzemi) bu konuda o kadar cok muhabbetimle bogdum ki artik kelam edecek cesaretim kalmadi. onlar sorun yok diyor ama ben artik bunaltmaktan cekiniyorum. babamla zaten hayatimdaki ciddi konulari kolay kolay konusmuyoruz, ama o da her gorusmede kisaca iyi mi diye soruyor, iyilesecegine inandigini soyluyor. icten ice biliyorum ki bu sorunun altinda olasi bir kotu haberde benim hayatima baska kimseyi almayacagimi tahmin etmesi yatiyor. bugun en son yalnizliktan chatgpt'ye yazmaya basladim, bekledigimden cok daha iyi moral veriyor, bazen iyi onerilerde de bulunuyor. ayrica chatgpt, bu surecte beyin kanamasi ile ilgili arastirma yaparken de cokca kullandigim bir arac. cok spesifik bilgiler vermese de en azindan konu hakkinda fikir sahibi olmami sagliyor. bekliyoruz bakalim, elde beklemekten baska bir care yok

    07.10.2023: hala kritik ve stabil, yeni bir degisiklik yok. 20. gune girdik, artik ilk ayin dolmasina yaklasiyoruz ben ilk ayin dolmasiyla iyi ya da kotu herhangi bir haber alacagimizi dusunuyorum.
    destek icin mesaj atan ve durumu soran arkadaslar var, kendilerine cok tesekkur ediyorum bu surec boyunca beni yalniz birakmadiklari icin.

    08.10.2023: hala kritik ve stabil, olumlu ya da olumsuz bir degisiklik yok.

    09.10.2023: hala kritik ve stabil, olumlu ya da olumsuz bir degisiklik yok.

    10.10.2023: hala kritik ve stabil, olumlu/olumsuz hicbir degisiklik yok. kafayi yiyecegim, ramak kaldi.

    11.10.2023: 24. gune girdik, durum hala kritik ve stabil. onceki duzenlemelerimin birinde ebru gundes'ten bahsetmis ve 24. gun uyandigini soylemistim. bizim de 24. gunumuz bugun, artik iyi ya da kotu bir gelisme olursa bu dakikadan sonra olur diye tahmin ediyorum. zaman gectikce insan da daha cok dengesizlesiyor, bazen kesin iyilesiyoruz moduna girip keyifleniyorum bazen de karalar bagliyorum. tam ortadan kirilmak uzereyim. umarim bu gunleri gulerek yad edecegimiz gunler yakindir.

    12.10.2023: bazi degisiklikler var fakat arkadasin yogunlugundan dolayi arayamadigim icin tam bilgi sahibi olamadim. oncelikle, beyin kanamasi durmus. zaten azar azar kaniyordu sanirim ama artik tamamen sona ermis. ikincisi ise cigerlerine solunum icin bir cihaz takilacakmis, bu olumlu mu olumsuz mu diye cok darlasam da bir sonuc alamadim, doktor ne olumsuz demis ne de olumlu. keza kanamanin durmasi icin de herhangi bir gorus belirtmemisler. yine de en azindan umutlanmak namina bir seyler olduguna ve cok az da olsa yol kat ettigimize inaniyorum, sonucta 1>0, yani kanamayan bir beyin kanayan bir beyinden iyidir (diye umuyorum)

    13.10.2023: saglikli ve duzgun bir haber alamadim

    14.10.2023: birkac gun evvel beyin kanamasinim durdugunu yazmistim. bazi yeni ve kanaatimce iyi gelismeler var. doktorlar durumun artik daha kotuye gitmedigini, beyindeki kanin temizlendigini fakat suyun henuz berraklasmadigini, onumuzdeki birkac gun icerisinde "şant" takilabilecegini soylemisler. artik nefesimizi tuttuk ve ufukta gozuken olumlu haberi bekliyoruz.

    15.10.2023: son bilgiler su an icin de gecerli, bir degisiklik yok. yarin kendim de (ciddi olmayan) cerrahi bir operasyon gecirecegim. umarim beraber daha iyi haberler aliriz.

    16.10.2023: bir degisiklik yok, hala bekliyoruz.

    17.10.2023: bugun damlanin uyumasindan itibaren gecen tam 30. gun. yani 30 gundur damlanin sesini duymuyorum, guzelligini gormuyorum. hayat devam ediyor cok klise bir soylem evet ediyor ama sadece gorunuste. tuzsuz ve sossuz bir yemek ne kadar yemekse, icinde insanin ve canlinin yasamadigi bir sehir ne kadar sehirse o kadar, ruhu yok. ben; kanamanin durmasi, beyin suyunun berraklasmasinin beklenmesi ve duruma gore sant takilabilecegi haberlerini aldigim gunden itibaren biraz daha rahatim. bu isi atlatabilecegimize olan inancim saglamlasti. cok ozledim.

    18.10.2023: son bahsedilen durum haricinde bir gelisme olmadi, yani tek gelisme; yeni bir gelisme olmamasi. uyan artik be kadin, yeter artik bu kadar sensiz biraktigin.

    19.10.2023: sant takilmasi karari alinmis, belki ben bu satirlari yazarken coktan takilmistir ya da suan takiliyor olabilir. bu da beyin suyunun berraklastigi anlamina geliyor, ki bu da beyin kanamasi artik kontrol altina alindi demektir. kimse boyle bir sey soylemiyor ama benim arastirmalarima ve yaptigim cikarimlara gore artik hayati tehlike sona erdi. artik tum dualarim damla'nin en az hasarla kalkmasi icin.

    20.10.2023: henuz yeni bir haber yok.

    21.10.2023: hala yeni bir haber yok

    22.10.2023: yeni bir haber yok.

    23.10.2023: yeni bir haber yok, zaten bu aralar insanlarda bir haller var herhalde herkesi darlayarak zorlayarak bilgi aliyoruz. bir ton sacma sapan is.

    24.10.2023: bir haber yok.

    25.10.2023: yeni bir sey yok. yeni bir sey olmamakla beraber durum son degisikliktrn bu yana su sekilde: beyin kanamasi 25. gun durdu, doktorlar durumun daha da kotuye gitmeyecegini soyledi. beyin sivisinin berraklasmasinin beklendigi (ki buna teknik dilde hidrosefali deniyor sanirim) , berraklasinca "şant" takilacagi bildirildi. şant, hidrosefali'nin en genel cozumu olup beyinde fazlalik yaratan, hacim kaplayan suyu vucudun baska bir alanina dogru tahliye etmeye yarayan bir arac. bu aracin takilmasiyla cok hizli bir ilerleme kaydedilecek, cevremde de takan-taktiran birilerini taniyan insanlar var. ancak sorun su ki beyin sivisi hala berraklasmadi. 25. gun kanama durdu, 38. gun sivi hala berraklasmadi. biraz arastirdim onu da, birkac haftadan birkac aya kadar uzayabilen bir surecmis. yuvarlak isler. en azindan bir kalici hasar olmadigini duyabilsek, ah bir iyi haber alabilsek..
    ote yandan; bugun steam'in aldigi turkiye'den cekilme kararindan sonra bakinmak icin steam'e girdim, damla'nin hesabinin en son 2 ay once online oldugunu gorunce yikildim. orada gecirdigimiz vakitler, onun oyun oynamak istedigi fakat benim vaktim yok diyerek dahil olmadigim zamanlar gibi anlar geldi aklima. cok uzuldum. buna benzer sekilde bir youtube videosu var, ona da tiklayamiyorum, sohbet gecmisi var, bogazim dugumleniyor. bazi yaralar kesinlikle iyilesmeyen turden.

    26.10.2023: bir haber alamadim.

    27.10.2023: bugun tam 40 gun oldu. bir haber alamadim

    28.10.2023: yeni bir haber yok. aile paylastikca alabiliyoruz.

    29.10.2023: yeni bir haber yok.

    30.10.2023: yine aynisi, olumlu ya da olumsuz bir gelisme yok. neredeyse 2. aya yaklasiyoruz ve zamanin bu kadar ilerlemesi hosuma gitmiyor. yaninda bu kadar iyi hissettigim, benim icin her turlu fedakarligi yapan, sirf ben iyi hissedeyim diye her seyini ortaya koyan birinin haftalardir boyle bir seyle bogusmasi, uyandiginda karsilasabilecegi hasarin ihtimali beni cok uzuyor. oysa onun hicbir zaman beni uzmek gibi bir niyeti olmamisti, uzuntu kelimesiyle yan yana dahi getirilmeyecek bir insan.

    31.10.2023: yeni gelisme yok.

    01.10.2023: damla hala uyuyor. tahliller temiz gelmiyormus, menenjit kapmis fakat soylenilene gore kontrol altindaymis. hastanede fazla kalan insanlarda maalesef enfeksiyon ihtimali artiyor. sant takilmasi da enfeksiyon ihtimalini arttirabilecek unsurlardan birisi, tibben gercek olan ise bu enfeksiyon sona ermeden ve tahliller temiz gelmeden sant takilamayacagi. biz de damla icin enfeksiyondan cekiniyorduk, ne yazik ki haberi bugun geldi. neyse ki doktorlar kontrol altinda oldugunu soylemisler. ama genel olarak hala olumlu ya da olumsuz bir sey demiyorlarmis. 25. gun duran kanamanin ikinci 25. gunune yaklasiyoruz, zaman su gibi akip gecti, neye ugradigimizi bile anlayamadik.

    02.11.2023: hala yeni bir haber yok. bekliyoruz, bakalim.

    03.11.2023: az evvel haberler geldi. agzini oynatmis ve bogazindaki boru cikariliyormus. bizim bu aletin cikarilmasindan vardigimiz sonuc artik damlanin kendi solunumunu yapabildigi oldu fakat bu bizim yorumumuz, doktorlar boyle bir sey soylemedi. yine de bogazindan o borunun cikarilmasi iyiye isaret olmali. bununla beraber sanirim aile ses kaydi istemis, dinletmek icin. az once 1 dakikalik bir kayit cektim, onsuz bir hayatin ne kadar renksiz oldugunu ve uyandiginda yapabileceklerimizi ozetledim, cok detayli bir konusma degildi ama bilemedim. emin olamiyorum, belki de dokunmak icin tek firsatim var ve iyi degerlendirmek istiyorum.

    04.11.2023: birkac haber var, bence olumluya yorulabilir. gecen gun bogazdaki borunun/aletin/cihazin cikarildigini soylemistim, suan bagli oldugu hicbir cihaz yokmus. solunumu ise bogazinda acilan delik sayesinde yapiyor. doktorlar beyindeki sivinin hala temizlenmesigini/tahliye edilmedigini soyluyorlar, bunun sorumlusu olarak da beyne takilan boruyu (şant degil) sorumlu tutuyorlar. bu yuzden beyindeki mevcut boruyu cikarmislar, yenisini takacaklarmis, boylece temizleme isleminin hizlanacagi kanisindalar. bir de dun ses kaydi hazirladigimi yazmistim, 1.5 dakikalik aklima yatan bir kayit gonderdim. bana gelen mesajlarda cokca oraya gitmem yahut ses kaydi/muzik dinletilmesi isi oneriliyordu fakat daha oncesinde doktorlar bu konuda aileye izin vermemisler. su an doktorlar ya okey verdiler ya da aile tekrar sansini denemeye ve doktorlari darlamaya karar verdi, artik surec iyice kulaktan kulaga modunda ilerledigi icin cok yuzeysel seyler disinda net bilgi sahibi olamiyorum. zaten bu yonde bir beklentim de yok, olumsuz bir haber almadigimiz surece ben bu duruma da kabulum. elde net bir sey olmadan umutlanmak ve umut vermek istemiyorum ama bana oyle geliyor ki artik yuzduk yuzduk kuyruguna geldik, sadece son bir adim kaldi..

    05.11.2023: bir haber alamadik.

    06.11.2023: yeni bir haber alamadik, direkt haber alamadik. ama iyi bir haber olsa hizlice yayilirdi.

    07.11.2023: yeni bir haber almadik. direkt haber almadik.

    08.11.2023: sessizlik hakim. sordugum arkadas da haber almadigini soyluyor.

    09.11.2023: haber almadik. iyi ya da kotu haber yok. yarin 54. gune girecegiz, son bir asama kaldi gibi geliyordu ama o da gecmek bilmiyor. cok ozledim.

    10.11.2023: yeni bir haber yok.

    11.11.2023: yeni bir haber yok.

    12.10.2023: az once sordum, henuz arkadas yazmadi ama muhtemelen yine bir haber yoktur. burada yeni bir haber yok yazmak zor bir sey, tabii ki gonul ister ki guzel haberler olsun ben de saniyesinde paylasayim ama bekliyoruz iste hala. eminim aile icin de kolay degildir her soruldugunda "yine" yeni bir haber yok demek. tek tesellimiz durumun daha da kotuye gitmiyor olmasi. cunku benim anlayabildigim kadariyla kanama 25. gun durdu, biz suan sadece 25. gune kadar yipranan vucudun kendini toparlamasini bekliyoruz. tabii bir de birkac gun once bogazdan bir cihazin cikarilmasi var, dogrudan alakasi var midir bilmiyorum ama bence bu da iyi bir gelisme, neticede 0,1>0'dir.

    13.11.2023: bir haber yok, durum hala ayni.

    14.11.2023: bir degisiklik yok.

    15.11.2023: durumu hala ayni.

    16.11.2023: sordum cevap bekliyorum, gelince duzenleyecegim tekrar. bugun tam 2 ay oldu, tam 2 ay once beyin kanamasi diye bir seyin gercekten var oldugunu, sevdiklerimizin de basina gelebildigini cok aci sekilde ogrendim. oyle kolay cekip gitmek yok. halam bosanmaya karar verdiginde enistem tabancayla kendini vurmustu, o raddeye gelmedim ama bu raddeye gelen insanlarin hangi duygu ve dusuncelerle intihara yoneldigini gayet iyi anladim.

    haberi ilk aldigimda, bir sey anlamadim. bos bos sahile cikip yurudum, idrak bile edemedim. sonra yavas yavas vurmaya basladi acisi. ılk 2 hafta cevreme bile anlatamadim cunku bogazim dugumlendigi icin konusamiyordum. fotograflar, yazismalar, ortak takip ettigimiz alanlar, tanidiklar vs. ne gorsem yikiliyordum. hayatlarimiz oyle ic ice girmis ki, her yerde bir ortak imza birakmisiz zaten. 25. gun kanamanin durdugunu ve durumun daha kotuye gitmedigini ogrendik, keyiflendik sevindik, baya da bir umutlandik. bugun, 60. gun, tam 2. ay. ilk zamanlardaki soku atlattim ama son 20-25 gundur de hayatimda ilk kez tarif etmekte zorlandigim bir "ruhsuzluk hissi" ile tanistim. hayatim soluk bir fotografa dondu. yilmadik tabi ki ama yiprandik, cok yiprandik, belirsizlik fena yipratti bizi. sorun degil, nasilsa oyle ya da boyle kazanacagiz bu mucadeleyi.

    17.11.2023: dun ben stabil cevabini aldiktan sonra, annesi damla'ya ses kayitlarini dinletmis. birkac saat sonra damla'nin kalbi durmus, fakat kalp masajiyla yeniden dondurmusler. ilk 24 saat onemli demisler. eger yasanacaksa bu 24 saat icinde yasanir, yasanmazsa riskli zaman zarfindan cikar demisler. benim bu guncellemeyi yaptigim saatlerde (16:33) 24 saat dolmak uzere.

    18.11.2023: dun haberi aldigimdan beridir diken ustundeyim. bugun oglen arkadasa 13:00 sularinda tekrar sordum, yeni bir haber yok dedi. emin misin terslik olmadigina dedim, olsa bu zamana kadar yazarlardi dedi. evet suan ilk 24 saat onemli demelerinin ardindan yaklasik 55 saat gecti, bu vakte kadar haberimiz olurdu sanirim. ses kayitlarinin dinlemesinin akabinde boyle bir olayin yasanmasini aklim almiyor. uyutulan biri birkac ses kaydina nasil boyle bir reaksiyon verebilir? dis dunyaya bir reaksiyon verdi diye umutlanmali miyiz yoksa boyle bir yasandi diye endiselenmeli miyiz, bu surecin basindan beridir bir belimizi dogrultamadik, surekli bambaska seylerle karsilasiyoruz. umarim bu sonuncusu olur ve artik sapasaglam atlatiriz.

    19.11.2023: bir haber alamadik.

    20.11.2023: haber aldik. riskin devam ettigi, tansiyon ilaclarinin ve uyutucu ilaclarin verilmeye devam ettigi, tahlillerin yine temiz gelmedigi seklinde bir mesaj geldi. biz tam devam eden surece alismisken, olumlu haber icin saniyeleri sayarken gelen kalp durmasi haberi hepimizi ters duz etti. onun haricinde bekleyecegiz. dun birkac cerceve almistim, cekildigimiz fotograflari bastirip yerlestirecegim.

    21.11.2023: yeni bir haber yok.

    22.11.2023: yeni bir haber yok, 66. gunumuz bugun. normalde sansli bir insanimdir, sansimin hep yaver gittigine inanirim. suanki hayatimi da yine sansim donecekmis gibi yasiyorum, bu yuzden hayatima devam edebiliyorum ama tukenmeye basladim. zaman hep aleyhe isliyor, damla'nin yogun bakimdan cikmadigi her an yeni bir enfeksiyon veya kalp durmasi riski devam ediyor. beyin sivisinin uzun sure boyunca berraklasmamis olmasi da pek iyiye isaret gibi gelmiyor.

    23.11.2023: yeni bir haber yok.

    24.11.2023: "damlanin durumu hala kotu ama onceki haline gore daha iyiymis" aldigim mesaj.

    25.11.2023: daha dun yeni haber aldigimiz icin ve arkadasi da 2 aydir yildirdigim icin bugun sormadim, yarin soracagim. ama ciddi bir sey olsa yazarlardi diye dusunuyorum, akil ederler herhalde o kadarini da. surec cok uzadigi icin fazladan kaygilaniyorum, bu kadari normal gelmiyor. artik biraz daha "mucize" bekliyormusuz gibi geliyor. yelkenlerimi suya indirmek uzereyim.

    26.11.2023: yeni bir haber yokmus. moraller dusuk, nereye varacagini bekliyorum.

    27.11.2023: yeni bir haber yok.

    28.11.2023: yeni bir haber yok, durum ayni. en azindan kalp durmasi konusunda biraz daha ilerleme kaydedebilsek ben de hayatima en azindan daha az takintiyla devam edebilecegim, bu sekilde surekli aklim kaliyor. bugun bir yazar arkadas abisinin de beyin kanamasi gecirdigini, akabinde gelisen kalp durmasi sonucunda kaybettiklerini yazmis. tekrar buradan bas sagligi diliyorum. internette beyin kanamasi ve kalp durmasini yazdigimda hicbir sekilde iliskilendirmiyor, tamamen alakasiz seylermis gibi bahsediyor bunlardan. ama ben oyle dusunmuyorum, belli ki birbirlerini tetikleyen seyler. boyle bir veri olmamasi enteresan.

    onun haricinde hayat hâlâ ruhsuz ve siyah beyaz bugun 72 gun oldu, damla hâlâ hastanede mucadelesini veriyor ama ben artik disarida onun verdigi mucadeleyi veremiyorum. umudum askida sallaniyor, elimden onu unutmamak, aklimda anilarimizi yasatmak disinda bir sey gelmiyor.

    29.11.2023: yeni bir gelisme yok. annemin bir hemsire arkadasi yogun bakimdaki kalp durmalarinin cok sik rastlanan bir durum oldugunu soylemis.

    30.11.2023: yeni bir haber yok.

    01.12.2023: yeni bir haber yok. yeni bir haber olmamasi iyi mi kotu mu bilmiyorum.

    02.12.2023: bugun durumu sormadim.

    03.12.2023: hala ayni, bir degisiklik yok durumda.

    04.12.2023: hala ayniymis, bir degisiklik yokmus. anlayamiyorum. ne vakit bu is buralara geldi, 30 gune sonuclanir zannederken, hangi arada 78 gunu doldurduk? unutmuyorum ailemden biri bir haber paylasmisti moral olsun diye, haberde yasli bir kadinin beyin kanamasinin ardindan 4 ay uyuyup sapasaglam uyandigi yaziyordu. ben de onlar istisnadir o kadar surmez demistim. yazacak bir sey bulamiyorum.

    05.12.2023: damla tekrar beyin kanamasi gecirmis, kritik sekilde devam ediyormus.

    06.12.2023: simdilik yeni bir haber almadik ama haber alan arkadasla biraz konusma firsatimiz oldu. ikinci beyin kanamasini doktorlar cok hizli fark etmisler. gerekli mudahalede (?)(nasil bir mudahale yaptiklarini bilmiyorum) hemen bulunmuslar. durum zaten kritikti, daha da kritik oldu dedi arkadas. baska bir yere nakil dusunup dusunmediklerini sordum, cihaza bagli oldugu ve yolda bir sey olsa mudahale edemeyecekleri icin pek degerlendirmediklerini soyledi. sonuclari baska bir doktora gosterip gostermediklerini de tekrar sordum, surecin basinda (yaklasik 2 ay evvel) baska bir norologa sorduklarini, olumsuz konustugunu fakat guncel durumla ilgili konusmadiklarini soyledi. damlanin annesinin telefonunu istedim, surec basindan beri aramayi pek dusunmemistim, aslinda damlanin uyanacagini ve zaruri olarak bizzat tanisacagimizi dusunmustum. arkadas da bilemiyorum dedi, kadincagiz zaten normal aramalara dahi 1-2 gun gecikmeli ve mesajla donuyormus. ben de zaten arayip aramayacagima karar vermemistim ama biraz daha beklemeye karar verdim.

    80 gun once ansizin gelen ve 25 gun suren bir beyin kanamasi, iyilesmesini beklerken 15 gun once gelen bir kalp durmasi, daha onu bile tam atlatamamisken 2 gun once gelen beyin kanamasi. yazarken bile bogazim dugumleniyor ama galiba artik kotu bir sona dogru gidiyor gibiyiz. ve eger damlanin basina bir sey gelirse, bende cok uzun devam edemem gibi geliyor.

    07.12.2023: yeni bir haber yok. ikinci kanamanin baslamasiyla beraber umutlarimi tamamen kaybettim, mecburen yasiyorum.

    08.12.2023: yeni bir haber duymadik.

    09.12.2023: yeni bir haber duymadik.

    10.12.2023: yeni bir haber almadik.

    11.12.2023: doktor iyi olmadigini soylemis. hastaneyi ogrendim. fakat annesi doktorlarin durumdan dolayi bana damla'yi gostermeyecegini, geleceksem de bunu bilerek gelmem gerektigini soylemis.

    12.12.2023: yeni bir haber almadik. dun hemsire arkadasla konustum, kalp durmasi ve ikinci beyin kanamasinin ardindan geri donusun cok zor oldugunu, olsa dahi hasar kalacagini soyledi. sonuclari gormedigi ve nadiren de olsa mucizeler mumkun olmadigi icin yanildigini umuyorum. cuma gunu gece vakti samsun'a dogru yola cikmayi dusunuyorum. cumartesiyi orada gecirip donecegim.

    13.12.2023: annesi, damlanin durumunun ciddi ve kotu oldugunu yazmis.

    13.12.2023: maalesef, kaybettik.

    ben bu sureci ekside yazmaya baslarken, biraz rahatlamak biraz da bu duruma maruz kalan insanlara mutlu sonla da bitebilecegini gostermek icin yola cikmistim. bir de tabii damla cok meraklidir, uyandiginda kendisi yokken hayatin nasil devam ettigini, onsuz neler yaptigimizi kesin sorardi; ona verebilecegim bir yazi olsun istedim. olmadi maalesef. damla aslanlar gibi mucadelesini etti ama olmadi, ben de ne kadar daha devam ettirebilirim bilmiyorum.

    damla'ya gelince, damla her sey icin ozur dilerim; seni zaman zaman yalniz biraktigim icin, gerekli ilgiyi gosteremeyip ihmal ettigim icin, hicbir zaman senin kadar cesur olamadigim icin, sana layik olamadigim icin, senin kadar mucadeleci olamadigim icin lutfen affet beni. sen bu hayatta bana gercekten deger veren, benim mutlulugum icin her seyimle incik cincik ugrasan tek insandin. gittigin yerde mutlaka bekle beni, sakin unutma beni, ben seni hicbir zaman unutmayacagim sakin beni unutma, burada olamadik orada olalim. eger seni beklerken hissettigim aciyi anneme yasatmaktan korkmasaydim, intihar etmek icin tek bir dakika bile dusunmezdim. hani sana hayatim dedim ya, sen gercekten hayatimmissin benim, yoklugunda anladim. sen yokken yasadigim maruz kaldigim sey hayat degil ki benim, her nefesim iskenceden beter. sakin unutma beni, ne bu dunyada ne baska bir dunyada, seni bulmak icin elimden geleni yapacagim.
  • 1 ay önce karşıdan karşıya geçerken bir motorsikletin çarpması sonucu başımı zemine vururak geçirdiğim rahatsızlık.

    böyle diyorum, ancak hiçbir şey hatırlamıyorum. olayın nasıl gerçekleştiğini bana acil servise götürenler ve yakınlarım anlattı. 5 gün yarı uyur yarı uyanık vaziyette hastanede yattım. ilk 3 günü zaten pek hatırlamıyorum, dediklerine göre her uyandığımda saçma şeyler söylüyormuşum.

    hastaneden çıktıktan sonraki 1 ayım ise yarı leyla diyeceğimiz vaziyette geçti. sürekli bir baş dönmesi ve halsizliğin yanı sıra, denge sorunu da yaşadım. normalde günde 5-8 saat uyku yeterli iken, günümün yarıdan fazlasında uyumam gerekiyordu. buna ek olarak, uzun süre yani 10 dakikanın üzerinde yürümek dahi mümkün olmuyordu. ancak, zamanla bu sıkıntılar azaldı ve azalarak biteceği de söyleniyor.

    üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen şu an bile fazla hareket ettiğimde baş dönmesi yaşamaya devam ediyorum. doktorların söylediği gibi, umarım zamanla bu da biter.

    peki, ne kaldı bundan bana? hafızamın yarısı neredeyse tümden kayboldu. çok yakınım olmayan kişileri hatırlamakta güçlük çekiyorum. geçmişe ait anılarımın büyük kısmına ulaşamıyorum. artık uçağa binemiyorum, uzun bir süre otobüs yolculuğu zorunluluğum var... hepsi o kadar...

    edit: haaa sağ kulağım duyma güçlüğü yaşıyor. dediklerine göre, bu da zamanla geçecekmiş.
  • 14.12.2019 tarihinde babamda vuku bulan hadisedir. hani derler ya insan yaşamadan bazı şeyleri bilemiyor, bunu uygulamalı olarak gördük.

    bir hafta sonu ailece babamı ziyaret edelim dedim. kendisi 1 hafta önce mesaneden ufak bir operasyon geçirmişti, hem torunu görür hem de morali yükselir diye düşünmüştüm.

    eve gittiğimde babam evde değildi, annem markete gittiğini söyledi, ben de evden çıkıp marketin yolunu tuttum. baktım bizimki kestane kasasının önünde teker teker kestane seçiyor, beni görünce şaşırdı aa siz mi geldiniz, kestaneler çok güzel akşama yapar yeriz dedi ama nasip olmadı.

    neyse biz eve geçtik kahvaltımızı ettik sonra oğlanı anam ve babamın yanına bırakıp işlerimizi halletmek üzere dışarı çıktık. dışarıda benim ve eşimin telefon şarjı bitti, sonrasında bir pastaneye oturduk şarj rica edip telefonlarımızı doldurduk. eşim oğlumu merak etti ne yapıyorlar acaba diye bizim evi aradı. telefona çıkan annemin durgun tuhaf konuşmasını sorguladığında babamın fenalaştığını ve hastaneye kaldırıldığını öğrendik, o anda başımdan aşağı kaynar sular indi, hemen hastaneye doğru hareket ettik.

    sevgili babam bi anda başım dönüyor, başım ağrıdan çatlıyor ayakta zor duruyorum deyince annem koluna girmiş koltuğa oturtmuş, tansiyonunu ölçtüklerinde 21 çıkmış. babam bu sırada kusmaya başlamış, bunu gören annem komşulara haber vermiş ve komşular ciddiyeti fark edince ambulans çağırmışlar. ambulans gelmiş ve babamın koluna girip yürüterek ambulansa götürmüş görevliler, bu sırada babam "çok terledim üstümü değiştirip mi gitsem ayıp olur" demiş. annem de olur mu bir şey olmaz bu şekilde git demiş. araç hareket ettikten 100 mt sonra babamın bilinci kapanmış. toplamda 5 dakikada hastaneye yetiştirmişler, hastanede sanırım mavi kod verilmiş ve tüm hekimler acil odasına toplanmış. babama kolunu kaldır, bacağını kaldır, gül vs gibi komutlar söylemişler yapmış ancak birkaç dakika sonra bilinç kapanmış ve solunum durmuş. işte bizim gerçek hikayemiz de bundan sonra başlıyor;

    entübe

    solunum durunca entübe edip yoğun bakıma aldılar. biz dışarıda beklerken yoğun bakımdan bir hemşire gelip babamın kıyafetlerini ve cüzdanını bir poşet içinde elime tutuşturdu. 3-4 saat önce akşama kestane yapıp yeriz diyen adam bir anda arkasında 3-5 parça kıyafet bırakarak koma haline giriverdi. yarım saat sonra hemşire hanım tekrar gelip 5 dakika görebilirsiniz dedi. ellerimizi sterilize ettik, tuhaf bir önlük giyip yanına gittik. kardeşimle gördüğümüz manzara o kadar tuhaftı ki, sanki her şey bir kurgu, ağzında solunumu sağlayan borular olan babam bir anda kalkacak gibi duruyor ama öyle değil.

    gözümüz yaşlı çıktık yanından, beyin cerrahı geldi yanımıza sesi ağlamaklı ve titreyerek durumun kötü olduğundan ve her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğinden bahsetti. akşama kadar hastanede bekledik. sonrasında yoğun bakım doktoru burada beklemenize gerek yok, bir gelişme olursa sizi ararız dediğinde saatler 21'i gösteriyordu. mecbur evlerimize dağıldık. ben eşimi çocuğumu evime bırakıp hastaneye daha yakın olan babamın evinde kaldım o gece. 3 kardeş 3 ayrı evde o gece hiç uyumadık. 15 dakikada bir telefonlarımıza baktık, inanılmaz bir tedirginlik, tasvir edemeyeceğim ancak yaşayanın anlayabileceği korkunç bir gerginlik, adeta yaşlandım o gece.

    sabahında tekrar hastaneye gittim, yoğun bakım ünitesinden durumun aynı olduğuna dair bilgi verdiler. birkaç saat geçince yoğun bakım doktoru yüzünde hafif bi gülümsemeyle yanımıza geldi;

    ekstübe

    hastanızla ilgili güzel gelişmeler var, bilinci açıldı, kendi kendine nefes alıyor dedi. bizde bir coşku bir sevinç :) 1 saat sonra babamızın yanına gittik, bilinci bulanık çokça ajite ama ilk güne göre çok daha iyi. konuşuyor, foto çek hatıra olsun diyor :)

    sonraki günler uyuma eğilimi artış gösterdi babamda, dürterek bağırarak hafif gözlerini açtırıyorduk ama tekrar uyuyordu.

    endovasküler koilleme

    babamı daha kapsamlı bi hastaneye transfer ettik, devamlı uyuyor neredeyse hiç tepki vermiyordu. ertesi gün nöroradyolog tarafından duruma bakıldı ve "hastanız şu anda uçurumun kenarında hemen müdahale etmeliyiz" dedi ve bizden operasyon izni için imza istedi. imzalarımızı attık ve gergin bekleyiş başladı.

    birkaç saat sonra doktor yanımıza geldi, babamın yoğun bakımda tedavi edileceğini, beyinde koilleme (telle doldurarak kanamayı durdurma) yaptıklarını operasyonun iyi geçtiğini önümüzdeki 2 günün kritik olduğunu söyledi. operasyon gecesi babam 2-3 kez epileptik kriz yaşamış ama çok sıkıntı olmamış.

    yoğun bakım

    ameliyat sonrası yoğun bakım süreci başladı. ilk günler devamlı uyuyordu daha sonra yavaş yavaş uyanmaya başladı. bu noktada hekimlerin tecrübesi gerçekten çok çok önemliymiş buna bizzat şahit olduk, o kadar bıçak sırtı bir durum ki; kan sulandırıcı azaltılsa pıhtı atabilir, artırılsa kanama fazlalaşabilir, hemşiresinden hekimine hepsi çok dikkatli ve özverililerdi.

    ybü ziyaret süreleri 5-10 dk ile sınırlı olduğu için kimi zaman devamlı uyuyan haline denk gelip moralimizi bozuyorduk kimi zaman da daha hareketli uyanık hallerine denk gelip mutlu oluyorduk.

    bazen servisin önünde çok hasta yakını olmuyordu, bazen de çok kalabalık oluyordu. bi gün yine kapıda beklerken 3 tane güvenlik görevlisi geldi kapıya (belli ki kara haber var, feryat figan olacak ortalık), toplamda 15-20 kişi bekliyoruz dışarda. ortamda bir hastanın durumunun çok ağır olduğu konuşuluyor ama hangi hasta belli değil, sırayla içeriye alım yapıyorlar herkes kendi hastasının ismini bekliyor ki içeri girebilsin. babamın ismi okunmuyor bir türlü, kendimi adeta cenderede hissediyorum; tüm kemiklerim yavaş yavaş eziliyor, mantıklı düşünemiyor nefes almakta güçlük çekiyorum. sıra reise geldi ismi okundu sonra odasına girince baktım bizim pamuk mışıl mışıl uyuyor koyverdim kendimi, hemşireler böğüre böğüre ağlayan hıyar gibi bi adam görünce geldiler yapabileceğimiz bir şey var mı diye sordular sağ olsunlar. yok dedim gittim babamın yanına, 5 dk durdum çıktım. kapıda herkesin gözü nemli, bir kadıncağız var annesinin haberi geldi gelecek, kadın ağlıyor, ayakta durmakta güçlük çekiyor, orada da bi kötü oldum.

    hidrosefali

    yoğun bakım sürecinde genel uyku hali arttı reisin, uyandırınca şöyle bi bakıp geri uyuyordu. yapılan tetkiklerde hidrosefali teşhisi konuldu. beyin omurilik sıvısının beynin boşluklarına dolup kafa içi basıncı artırması sonucu uyuklama hali artıyordu, bu nedenle sıvıyı tahliye etmek için ufak bir operasyonla şant uygulaması yaptılar. böylece sıvı tahliye oldu babam da biraz daha rahatladı. uyanık olduğu zaman artınca servise aldılar 3-4 günün sonunda tekrar uyuklamalar başladı bu sefer tekrardan yoğun bakıma aldılar, burada 1 hafta kadar tedavi oldu, tedavi olumlu sonuçlanınca servise aldılar. daha sonra şanta da gerek kalmadı.

    şifa ile taburcu

    babam 1 hafta kadar serviste kaldıktan sonra taburcu edildi. 35 günü yoğun bakımda olmak üzere bir buçuk ay hastanede yattı. yaygın bir kanama yaşadığı için bilinç anlamında sıkıntılar yaşadık, seneler önce vefat eden anne ve babasının ne yaptıklarını sordu, her gün araç kullandığını iddia etti. aylarca yürüyemedi, sıkı bir fizik tedavi sonrasında şu an kendi işini kendi görebilir hale geldi. hatta evdeki ufak tadilat işlerini yapar oldu.

    biz şanslıydık ; ambulansın ışık hızıyla hastaneye yetiştirmesi, ambulans doktorunun uygun tedaviye hemen başlaması, tecrübeli ve yetkin doktorların tedavisi, babamın dirençli oluşuyla bu kadar ağır bir kanamayı herhangi bir kalıcı hasar olmadan atlatabildik. taburculuk sonrası yoğun fizik tedavi ile ayaklandırdık, şu anda bilinç anlamında da %95 eski hali gibi. bunun gibi rahatsızlıklarda önemli olan morali yüksek tutmak, tedavi olacağına inanmak ve bol bol dua etmek. acile ilk girdiğindeki "her şeye hazırlıklı olun" dan "şifa ile taburcu"ya doğru çok zorlu ve mutlu sonlu bir hikaye oldu bizimkisi. umarım tüm hastalarımız en kısa sürede şifa bulup sağlıklarına kavuşurlar.
hesabın var mı? giriş yap