• reklamların saniyesi para.bunu her insan biliyor.az sürede etkili reklam yapabilmek ise firmaların en büyük çabası.buraya kadar tamam.fakat bu firmasının reklamları yok mu?yani reklamlarını izlerken arka sokaklar dizisi izliyor gibi hissediyorum kendimi. kadın tak! diye çamaşır makinası bozuluyo pat diye içeriye endüstri meslek lisesi formalı tertemiz kıyafetli çamaşır makinası tamircisi giriyor.susma boşluk nefes almak yok.direk konuşmaya başlıyor; "makinanızı korumassanız ..vesair vesair" ..tamirci cümlenin dolaylı tümlec ve yüklem kısmına geldiğinde;

    kadın { banyodaki kıyafetiyle } ve makine sökülmeden rezistansını sadece rezistansını sökebilmiş mavi önlüklü tamircimiz gözüküveriyor.üstelik tamircimizin atölyesinde.üstelik kadın rezistanstan da anlıyor bakışlarına hasıl. e yuh be.hep mi dul karıları bulur bu tamirci.yok mu bunların kocası dedirtiyor insana.veyahut <ya evlenin şu tamirciyle< ya da <kullan artık şu kireç sökücüyü< diye haykırttıyor.

    (bkz: namus bekçisi türk genci)
  • alayı saçmalıktır bu reklamların. kandırmacadır. şimdi çıkıp itibar zedeliyor diye kanzuk'a şikayet ederler. etsinler, yazacağım.

    iki tane beher içine su koymuşlar. birine bizim kireç önleyicimiz, diğerine de calgon koyup kaynatıyorlar. sonra da bu suları süzüyorlar. calgon konan suyun süzgeci tertemizken, bizim kireç önleyicimizin süzgecinde beyaz tortu kalıyor. "işte bakın, bizim kireç önleyicimiz nasıl da dandik, bütün kireç süzgeçte kaldı"

    peki güzel kardeşim. o süzgeçte biriken şey sakın "sizin kireç önleyiciniz" diye suya attığın suda çözünmeyen şey olmasın? ben aynı suyu içine hiçbir şey katmadan kaynatıp süzdüğümde de süzgeçte tortu kalmıyor? demek ki calgon'a falan gerek yok? niye suya saçma sapan bir şey atıp sonra da "bak kireç çıktı" diyorsun ki?

    çıkan şey hakikaten kireç olsun, altı üstü yarım litrelik beherdeki sudan bir avuç kireç çıkıyor lan, bildiğin bir bardak suda, duvar sıvamaya yetecek kireç mi var yani? tamam kireç mireç anladık da o kadar çok kireç varsa bizim calgon'u çamaşır makinemize katmakla kalmayıp avuç avuç da yutmamız lazım? bir bardak suda o kadar kireç varsa midemiz, damarlarımız, böbreklerimiz falan da o çamaşır makinesi gibi olmaz mı?

    ayrıca anlamıyorum, bir de şunu açıklayın. benim çamaşır makinem, çalıştırmamı takiben toplam 5-6 kere su alıp boşaltıyor. ön yıkama, ana yıkama, 4 tane durulama, yumuşatma vs. ben bu calgon'u hangi aşamada katacağım? yıkama aşamasında deterjana ekledim. deterjanla birlikte aldı yıkadı boşalttı. ee anasını satayım daha 4-5 kere daha su alacak bu alet? calgon gitti kanalizasyona? her durulama suyu alışında otomatik makinenin başında durup calgon mu katacağım, nasıl olacak? durulama suları kireçten muaf mı?
  • kapiyi calip makinenizi gorebilir miyim diyen tamirciye, "allaaam insallah makinem kirec baglamamistir da rezil olmam" diyen bakislarla bakan, sanki dunyadaki en onemli sinavlarini veriyormus gibi davranan kadinlarin oynadigi reklamlar...
  • elalemin evine dalıp çamaşır makinasını kurcalayan, sonra da söküp götüren adamların görüldüğü reklamlardır.. ustelik öyle bir manidar manidar soruyorlar "calgon kullanıyor musunuz" diye , kullanmayan teyzelerimiz resmen utanır gibi soyluyorlar kullanmadıklarını..**

    - iyi gunler calgon kullanıyor musunuz makinanızda
    - eoo yok hayır kullanmıyorum
    - götürün bunu. calgon kullanana kadar dövün.
  • bu mizansen ve kurgu özürlü reklam serilerinin şimdilik sonuncusundaki bir sahne zirve noktasıdır kanımca. calgonla ilgili bilgiler veren kısa bir görselin ardından, ekranda makineyi yerinden kaldırmış, el arabasına yüklemiş ve bir güzel bağlamış olan tamirci kardeşimizi görürüz. kendisi ev hanımına dönüp şöyle der:
    "makinenizi götürmek zorundayım"
    o ana kadar ev hanımı teyzemiz makinanın götürüleceğini anlamamıştır oysa, makinanın gezdirilip hava değişimi aldırılması şeklinde yeni bir tamirat yöntemi geliştirildiğini sanmaktadır...
  • eşsiz bir zekaya sahip reklam yazarları tarafından, muazzam biçimde yazılmış ve kurgulanmış reklamlardır bunlar. bana sorarsanız, bu denli kısa bir süreye, sadece bir kireç önleyiciden bahsetmek suretiyle, bunca heyecanı, bunca entrikayı, bunca telaşı ve mutluluğu sığdırabilmek mühim birşeydir, büyük bir başarıdır.
    uzun bir müddet, sadece calgon kullanmadıkları için, ev hanımlarını ölümcül bir günah işlemiş gibi, yerden yere vuran, azarlayan tamirciler, calgon reklamlarının en belirgin temasıydı. son zamanlarda, değişik bir yola sapıp, farklı heyecanlar peşinde koştuklarını gözlemlemek mümkün.
    misal olarak, son reklamlarında sunucu bir kadın, son derece heyecanlı biçimde konuşmaktadır: "şu anda calgon laboratuarlarından devrim niteliğinde bir haber aldık." diyerek, tablet formuna getirilen calgon'u anlatmaktadır ve soluğu bir anda bu laboratuarda almaktadır. zaten reklamda her şey, bir anda gelişir. reklam tam da, devrim niteliğinde bir haberin coşkusunu yansıtır niteliktedir.
    bu noktada, kendimizi şunu düşünürken buluruz: "hayat onlara güzel vallah."
    evet, biz hayattaki küçük mutlulukların değerini bilemedik belki de. (zaten makinamızın değerini de bilememiştik.)
  • adam kişi, kadın kişi ve çocuk kişi su basmış evde uyanırlar.
    (öyle bütün gece evi sular basıo bunlar uyuyo!bu ne uykusuysa böyle siksen uyanmıcaklar!)
    kadın adama çocuu okula sen götür (ben de yediğim bu boku temizliim.) akabinde tamirci
    zort diye ortaya çıkar. tamirci cool bi edayla: tamamen kireçlenmiş calgon
    kullanmamışsınız (sikim mi şimdi sizi?) der. kadınsa başka bişi kullandık (amcık dolusu
    para vermedik sizin o siktir-i boktan zımbırtınıza. ama işte kireçli borular kaçtı
    kıçımıza..) der. tamirci: makineyi götürmeliyim.(ohoo piintiliiniz yüzünden bissürü iş
    çıktı yine.. oturmuş 31 çekiodum çaarmasaydınız..) kadın: ya çamaşırlarım (??) reklam
    burda biter ve dış ses devreye girer. ama geri kalanda tamircinin: (ulan kaltak sanki
    bu siki tutmuş makineyi burda bıraksam temizlencek mi çamaşırlar) dediği
    söylentisi yayılmaktadır.
  • o değil de, tamirci "calgon kullanın" dedikten sonra cılgınca sevinen kadınların sinir zıplattığı reklam. kadın deli misin nesin makinan ölmüş milyonlar verip yenisini alıcan, ne alemi var calgona sarılıp bundan sonra hep calgon kullanacağım demenin. bi bardak su iç sen.
  • kapitalizmin hepimizi ebleh yerine koyup dayadığı beyin yıkama numaralarından bir örnek.
    paralarımız kireç tutmasın diye yardımcı olmak istiyorlar herhalde.
    tüm reklamların dibine kibrit suyu.
  • her ne kadar bi boka benzemese de, calgon kullanmayan ev hanımlarını köpeğin kıçına sokup çıkarsa da oldukça popüler reklam oldukları için zıpır mahalle delikanlılarına, yaratıcı hırsızlara yeni bir ekmek kapısı olmuştur bu reklamlar;

    - hanfendi!
    - buyrun?
    - biz calgondan geliyoruz
    - biz?
    - kamera gizli
    - haa... buyrun buyrun... ev de çok dağınık ama...
    - çamaşır makinenizi görebilir miyim
    - tabi tabi buyrun... eee ne gün... saat kaçta yayınlanıcak...
    - durun hanfendi zaten çamaşır makinenizi hor kullanmışsınız!
    - ay öyle mi... yeni de aldıydık ama
    - bak bi de cevap veriyo (şrrrrraakkk)
    - ayy
    - alıyoruz bunu! her tarafı kireç! utanın be utanın!
    - kusura bakmayın evladım bilemedik... kamera nerdeydi... ne zaman çıkıcaz?
    - bi sus kadın yaa... televizyon nerde!
    - salonda buyrun... o da mı kiraç tutar...
    - hanfendi bilmiyosunuz madem bi konuşmayın... onu da götürmemiz lazım...
    - ama eşim... eşim kızarsa...
    - hanfendi!
    - peki tamam tamam...
hesabın var mı? giriş yap