çay ısmarlayacak kadar çok sevmek

• hayata dair gülümseten detaylardan biri. insan böyle aşkları, aşıkları görünce mutlu oluyor.
  
  -pişt garson.
  
  hatun: aşkım yapma lütfen noolursun.
  
  -sen karışma. kardeşim bize iki tane çay getiriyorsun, biri açık.
  
  garson: tabi efendim.
  
  hatun: sen çok iyi bi insansın...
  
  -şşt sakın, sakın. bir daha bu konuyu açarsan seninle konuşmam.
  
  hatun: amaa, hmpf peki.
  
  -sakın.
• korkma ben varim kitabinda muntekim gicirbey'in askindan delirdigi sebnem icin yapmak istedigi eylem.
  
  (bkz: sebnem her gulusunde tum ulkeye cay ismarlayayim)
• (bkz: abi sevgisi)
  (bkz: şakirt)
• (bkz: abi seviyorsan bi siktir git çay koy bence)
• bu kadar sevmeye yaraşan sevgi sözcükleri için (bkz: bi şey iç çay iç)^*
  
  .
• yorgun olmanıza rağmen çay yapacak kadar çok sevmek gibi değildir. birden duygusallığım tuttu. neyse ben gidip bir çay koyayım.
• (bkz: hoşlanılan kızın tüm angarya işlerini halletmek)
• vakti zamanında ben daha henüz öğrenciliğimi icra etmekte iken küçük bir cafede garsonluk yapmakta idim. her sabah cafeyi ben açar ve temizliğini yapardım. bu temizlik seansının hemen akabinde bir çift gelir iki çay söyler ve 2-3 saat kadar otururlardı. bu durum öyle rutine binmişti ki; artık siparişlerini bile almadan çaylarını götürür olmuştum. bu durum her sabah yenilenerek aylarca sürdü ve günlerden bir gün erkek olanı hesabı, o zamanın en büyük parasını uzatarak ödemek istedi. kasaya baktım bozuk yok. yarın alabileceğimi söyleyerek uğurladım bu yoksul çifti.
  
  baba! adamlar bir gitti pir gitti. bir daha da ne yüzlerini gördüm ne seslerini duydum.
  
  hayır böle ufak tefek hesaplarla cingar çıkaracak bir tip de değilim, üstelik cafe benim değil ne diye bir çay parasının peşinden koşayım ki ara ara ikram çaylarda da bulunuyordum. ama ya gurur yaptılar ya utandılar yada ne geçirdik ama falan diye düşündüler bilmiyorum artık. bir şekilde yok oldular.
  
  gel gelelim yoksulluk zor zanaattir dostlar. yoksul adam hele ki öğrenciyse ve üstüne birde çay ısmarlıyorsa kıymetini bilin. o çay uğruna adam müdavimi olduğu cafeden vazgeçer, bilinmezliklere doğru yola çıkar. hey gidi hey.
• gerçekten sevmektir çay ısmarlayacak kadar çok sevmek, en azından benim için öyledir. çay mütevazidir, muhabettir, iyi günde kötü gündeki kötü gün gibidir çay, sıcaktır, samimidir. sizi çay ısmarlayacak kadar seven birini bulun, karşılıklı çay içecek biri sonrası iyilik güzellik...
  
  ''seni çay içerken izlemek
  seni çay doldururken
  seni demlerken çayı
  kimseler inanmasa da düpedüz sevap'' ^*
• sevgiliyle herhangi bir yere (özellikle de lüks bir restorana) gidip de, içinde havalı bir kelime olmayan, yaşamdan, hepimizden olan, alengirsiz ismi olan bir sipariş verecek kadar sade bir sevgiye sahip olmaktır. herkese sükunet aşılamaktır.