• bir de cary grant bu filmde oynamayı kabul etmiş ama "ben bu yaştan sonra kadın peşinde koşamam hacı. o bana sulansın." diye bir şart öne sürmüş. senaristler de senaryoyu o şekilde değiştirmişler. bence gayet de güzel olmuş. hattâ en çok bu yönünü seviyorum. gündelik yaşamda kadınları etkilemek için o kadar şey yapıp elde çükle kalakaldıktan sonra, cary babanın öyle durarak audrey'i elde etmesi çok hoşuma gidiyor. kendimi arınmış hissediyorum.
  • sinirli misin? aç izle... üzgün müsün? aç izle... canın mı sıkkın? aç izle... aşık mısın? aç izle... yapacak bir şeyin mi yok? aç izle...

    böyle bir filmdir işte. harika yazılmış diyalogları vardır. audrey hepburn o kadar tatlıdır ki, yiyesin gelir.

    --- spoiler ---

    regina: do you know what's wrong with you?
    peter: no, what?
    regina: nnnothing!

    --- spoiler ---

    ulan gerçek hayatta bana şunu diyecek kadının ayakkabısı olurum yalnız.

    --- spoiler ---

    bir de regina, bartholemew ile lokantada otururken acımasızca iki dal sigarayı ortadan koparma sahnesi vardı. bartholemew sonunda dayanamayıp "ya bunların fiyatı kaç para biliyon mu?" şeklinde isyan ediyordu. gül gül ölürüm o sahnede. bir yandan da sigaralara acırım.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    cary grant:boy you should see your face.
    audrey hepburn:what's the matter with it?
    cary grant:it's lovely..

    o lovely deyisi o kadar icten, o kadar guzeldir ki.

    --- spoiler ---
  • en az bilinen muhteşem filmlerdendir. gerilim barındırsa da özü itibariyle komedi/romantizm filmidir ve hollywood tarihindeki en komik diyaloglardan bazılarını barındırır. cary grant'in film sonunda yaptığı yüz şekli rakipsizdir. evet, jim carrey de benzerlerini yapıyor ama adamın tarzı o olduğundan o kadar komik gelmiyor. grant gibi karizmatik ve ciddi biri o yüz şeklini yapınca gülmemek imkansız. hepburn ise filmde neden en iyi aktrislerden biri olduğunu kanıtlıyor. doğal oyunculuğunun yanında güzelliği, tatlılığı ve asilliğiyle izleyiciyi kendine aşık ediyor. aynı şekilde walter matthau da muhteşem bir oyunculuk sergiliyor, hepburn sigaraları ziyan ederken ki tepkisi çok samimi, aynı zaman da çok da komik.
  • audrey hepburn'e neden doyulamadiginin ve onu izlemenin ne kadar zevkli oldugunun anlasildigi film. pariste gecer... hepburn icin gecerli olan paris icin de gecerlidir.
  • ayrıca pink floyd'un pigs (three different ones) adlı şarkısının ilk mısralarında geçen ve "yalnışlığı, saçmalığı kolaylıkla anlaşılan hareket" anlamına gelen ingilizce bir kelime.

    "big man, pig man, ha ha charade you are.."
  • nasil olmus bilemiyorum ama hd kalitesinde daha da guzel bir filmmis.
  • iyi oyuncular ve basit ama sağlam bir olay örgüsüyle ne kadar güzel bir film çekilebileğinin kanıtı olan film. ayrıca

    (bkz: 29'lu hatunlar)
    (bkz: audrey hepburn vs grace kelly)
  • en az 30 versiyonunu aldığım dinlemekten bıkmadığım aynı adlı filmin müziği. mancini bestesi
  • (bkz: audrey hepburn)'e en iyi kadın oyuncu dalında bafta kazandırmış filmdir.

    ayrıca rivayet odur ki (bkz: cary grant) bu filmin çekimlerinden sonra gazetecilerin kendisine sorduğu bir soru üzerine 'noelden tek istediğim audrey hepburn'le bir film daha çekebilmek' demiştir. kendisinin audrey hepburn'e platonik bir aşk beslediği de söylenmiştir.

    audrey hepburn de bu filmde cray grant'la birlikte çalışmaktan o kadar memnun kalmış ki (bkz: my fair lady) için erkek oyuncu arayışında olan yapımcılara mr. higgins rolü için cary grant'ı önermiş ama bu teklif yapımcılar tarafından geri çevrilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap