• çocukken ilk kez öğrenildiğinde "vay be" dedirten, insanı şaşırtan ama bazen de insanı hayal kırıklığına uğratan şeylerdir.

    -amerikan güreşinin kolpa olması.

    -münir özkul ile adile naşit'in gerçek hayatta evli olmaması.

    -dünya'da herkesin türkçe konuşmaması; aksine çeşit çeşit dillerin konuşulması.

    -büyük şehirden ve ışık kirliliğinden uzaklaştıkça gökyüzünde daha çok yıldız gözükmesi.

    -birden fazla tv kanalının olabilmesi (80'lerde büyüyenler için)

    -istisnasız herkesin bir gün ölecek olduğu gerçeği.

    -insanların eşeyli üreme yapması ve çocukları dünya'ya leyleklerin getirmemesi.

    -noel babanın yalan olması.

    -dünyanın çeşitli yerlerinde farklı saatlerin yaşandığı ve bir ülkede gündüzken başka bir ülkede gece olabileceği gerçeği.

    -tom'un jerry'i, coyote'nin road runner'i hiçbir zaman yakalayamayacak olması. çizgi filmlerin aksine gerçek hayatta her zaman iyilerin kazanmaması.

    -bir arabanın hız panelinde 220 yazması o arabanın 220 km hızla gidebileceği anlamına gelmemesi.

    -banknotların farklı değerlere sahip olması. yani 5 tane 1 liralık banknotla 1 tane 5 liralık banknotla aynı değere sahip olması. eskiden "ben sana 5 tane para vereyim (5 lira) sen bana 1 tane para ver (10 lira)" diye küçük çocuklar kandırılırdı.
  • sendika diye faydalı mı zararlı mı bilemediğim bir kavram öğretmişti bana.
    sendika temsilcisiydi, herkesin hakkını savunduğunu anlatırdı. gururum katlanırdı babam anlattıkça, süper kahraman gibi bir şeydi yani sendikacı! sonra maaşına zam işine son diye bir söz öbeği girdi hayatıma ki hala kulaklarımdadır.
    babamın işsiz kalması çok garip gelmişti küçükken, baba dediğin işe gider değil mi? para kazanır, en fazla haftada bir kere tüm gün kalır.
    herkesin hakkını koruyan babama en sonunda o herkes sırt çevirmişti. ufkum iki kat değil, zirve yapmıştı o anda.
    babalar işsiz kalmasın sosyal mesajı da vereyim sonda...
  • sonsuza kadar yaşamayacağımız. ama sanırım ufuk önce iki katına çıkıp sonra on katına düşüyor bu konuda. (bkz: #53590766)
  • şirinleri hiçbir zaman göremeyeceğimiz gerçeği.
  • annemle babamın mutfak robotu diye bir şey çıktığından söz etmelerine kulak misafiri olduğumda ufkum çağ atlamıştı. düşünsenize, mutfakta bir robot ve her şeyi yapıyor!
    daha sonra dayımların mutfak robotu alıp çok memnun kaldıklarını da konuştular, iyice heyecanlandım.

    dayımlara gitmeyi iple çektim ve gittik de. girdiğim gibi mutfağa yöneldim robot arıyorum, yok. başka odalara gitmiştir(!) diye bakınıyorum, yok. sonunda yengeme robot nerede diye sordum. buzdolabının üstünde yavrum dedi. mutfağa gidene kadar, "herhalde şarj oluyorken oraya kaldırdılar" diye düşündüm.

    sonra onu gördüm o tipsiz aleti. duygularımla hayallerimle* oynadınız mühendizler, alt tarafı doğrayan makine icat etmişsin bu kadar iddialı bir isim koymak nedir?
  • kemal sunalin adinin şaban olmamasi
  • çocuklar duymasın jenerik müziğindeki "aman şşt sakın çocuklar duymasın" cümlesinin "aman eşşek sakın çocuklar duymasın" şeklinde tüm aile fertleriyle iddaaya girip sınıf öğretmeninin doğrusunu söyleyince adım resmen ufuk oldu.
  • koltuk alti bezelerinin bildigin oturma koltugunun altinda olmadigi.

    beze kurabiye cok severdim ve koltugun altinda beze kurabiye aradigim gunlerim olduydu.
  • birinci sınıfın ilk derslerinde öğretmen gök gürültüsü nasıl olur onu anlatmıştı.tahtaya iki bulut çizip bir taraflarına artılar ve eksiler çizmişti.aynı yükler yanyana gelince birbirlerini iter gök gürültüsü de bunun sonucunda olur demişti.bir hafta boyunca evdekilerin beynini sikmiştim anlata anlata.
hesabın var mı? giriş yap