• - hayri, 20 yil once sen oldurmusun mevhibe'yi? yeni kanit cikti parmak izini bulduk
    + iyi olmus oldurduysem! ama ben oldurmedim. bi deyyus vardi mevhibenin kocasinin arkadasi muharrem, onla kavga ettilerdi mahalle birbirine girdiydi.
    - deme yav?

    ajanlar tin tin tin muharreme giderler.

    - lan muharrem, itiraf et sen destin mevhibe'yi! acimadan oldurdun geberttin!
    + anam avradim olsun saglam kariydi mevhibe, oldurduysem iki gozum onume aksin!
    - ne diye kavga ettiniz ozaman sokak ortasinda?!
    + yaniktim ben ona komser abi... sevdalanmisim, sorma... kocasindan ayrilsin diye israr ediyodum, o reddediyodu.
    - niye ayrilcakti kocasindan?
    + dovuyodu adam onu!
    - vay anasini? yuruyun lan kocasina gidiyoruz

    ajanlar tin tin mevhibe'nin kocasina giderler.

    + abiler valla ben oldurmedim!
    - sus pislik herif, dovuyomussun da zaten kadincagizi. hic mi acimadin, bik bik, dik dik...
    + ben dedim ona elli kere birak beni git basimdan diye gitmedi, kendi birakmadi beni!
    - haaade be??

    ajanlar dusunur, muharremin de ayni seyi soyledigini hatirlarlar. dusunurler tasinirlar mevhibenin manyak kocasina asik olduguna karar verirler. bu durumda katil mevhibeyi kiskanan muharremdir!

    ajanlar tin tin muharrem'e giderler.

    - muharrem simdi zktik ebeni! mevhibe kocasini terketmedi diye gozun dondu oldurdun kadini, itiraf et!
    + hayir! hayir! tek sucum sevmek! evet! oldurdum ama bi sorun niye! daha fazla dayak yemesin diye!
    - vay amina koyim!

    bu durumda herkes dogruyu soyledigi, kimse hicbi seyi saklamadigi icin olay cozuleverir. halbuki muharrem kucucuk bi yalanla kendini kurtarabilecektir ama cold case kanunu geregi kimse yalan soylemez.
  • sadece 4-5 bölümdür seyreden biri olarak gözlemlediğim kadarıyla dizide verilmek istenen mesaj bundan 20 sene önce abd polis teşkilatının tırt olduğu, iki cümle kurmaktan bile aciz olduğudur.

    şöyle ki her bölümde kahramanlar ölen kişiyi son görenleri kronolojik sırayla çağırıp, iki tane soru soruyorlar ve 20 senedir çözülemeyen davayı çözüyorlar. ne bir kovalamaca var, ne bir çatışma. sakin sakin konuşuyorlar. demek ki son 20 senedir teşkilatta o kadar boş beleş adam görev almış ki iki soru sorup, iyi polis kötü polis ayağını yapıp davayı çözememişler.

    edit: dizinin her bölümün başında bir olay olduğu için davanın tekrar açıldığı doğrultusunda dürtüldüm. ama bu adamların kifayetsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. sen 20 sene çürümeyen, yokolmayan ipucunu nasıl bulamazsın arkadaş, o milletin vergileri ile alıyorsun sen o maaşı*. püüü rezil!
  • mutlak şekilde doğruların söylendiğini gördüğümüz dizidir.

    olay olmuş, seneler geçmiş, bizim takımın tek seferde çözmesine bakılırsa geçmişin kazma dedektifleri gayet kolay olan davayı çözememiş, bir şekilde bütün iş sarışın ablamıza ve ekibine kalmıştır. tamam kabul.

    iyi de geçmişin bu kadar net hatırlanması nasıl oluyor birisi bana açıklasın. sorsan dün akşam ne yediğini bilemeyecek adamlar en ufak ayrıntıya kadar nasıl bir olayın tanımını yapabiliyor? onu da geçtim, bütün sorguya çekilen elemanlar neden mutlak suretle doğruyu söyler, veya sorguyu yapanlar neden her daim sorgulananlara inanır?
    - onu öldürdün öyleyse?
    - hayır öldürmedim.
    - ha pardon o zaman, buyrun gitmekte serbestsiniz.

    sadece katil yalan söyler, o da eninde sonunda diğerlerinin şaşmaz ifadeleri doğrultusunda yakalanır. dizinin sonunda katil tekrar sorguya alınır, cinayeti neden ve nasıl işlendiğini dedektiflerimiz zanlıya anlatır, zanlı salya sümük olur direk kabul eder. susma hakkını kullanan, avukatını çağıran ya da inkar edip başka bir hikaye yazan da olmaz. istisnaları oldu tabi ki ama yine de gidişat böyledir.

    ve daha da ilginci, oturup neredeyse her bölümünü keyifle izledim. bende de var bir arıza onu biliyorum.
  • güzel dizidir fakat sanırım bazı bölümleri yapay zekâ yazıyor. ya da artık sabrı tükendi senaristlerin.

    hikayeden prim yapamazlarsa duygu sömürüsüyle , oradan yırtamazlarsa "yaav u2'nun bir şarkısı vardı hafız, hani böyle son kıtada adamı mahvediyo...onu koysak mı fona" yöntemi ile dümeni sabit tutmayı deniyorlar.

    lan cinayet işlenmiş 1949'da. ırkçılık mevzuu sebebiyle genç bir zenciyi öldürmüşler. yıllar sonra birileri çıkıp "aydınlansın bu olay" diyor. sonra ekip "sen de bir hafta, ben diyeyim 10 gün" içinde geyikle, muhabbetle, laf kalabalığı ile olayı çözüyor. her sorguladıkları adam, kadın muhakkak bir başkasını işaret ediyor; herkesin hafıza pırıl pırıl. "evet nasıl unutabilirim, sümerbank modeli ayakkabılarını giymişti o gün" diye söze giriyor adam. yaş olmuş 96. sümerbank mı kalmış artık dede? nasıl hatırlıyorsun?

    adam ikinci dünya savaşından bu yana sakladığı sırrını geçtiğimiz hafta içerisinde ifşa etmiş oluyor. ortada dna yok, saç kılı yok, kamera kaydı yok, gümrük kaydı yok; paso laf var, paso konuşma var. bitiminde de bi gençlik haline bi şimdiki haline geçişler, pişman suratlar, buğulu gözler, nick cave, jeff buckley falan.

    neymiş? cold case olmuş sana closed case. bir gün ya csi ny ekibi bunların mekanı basıp "dalga mı geçiyorsunuz lan" diyip girişecek bunlara ya da cold case'çiler "fazla masraf çıkarıyorsunuz devlete, ilk önce konuşarak halledin.olmadı kullanırsınız bilgisayarı" diye ayarı verecek öbürsünkülere.
  • polisiye dizilere çok değişik bir tat katmış harika dizi. her bölümde işlenen cinayetin yılına gideriz. dönemlerin dokusunu adeta nakşeder bize, o dönemlere ait leziz müzikler, şarkılar ve kostümler eşliğinde. her bölümdeki konuk oyuncuların çocukluk-gençlik-yaşlılıkları o kadar benzer ki birbirine, şaşırırsınız oyuncu seçimlerinin kalitesine. öyle bölümleri vardır ki, insanın boğazını düğümler; birçok dram filmine taş çıkarır. dönemleri yansıtmadaki başarısı, kaliteli senaryoları, müzikleri ve oyuncuları ile dört dörtlük ve farklı bir polisiyedir "cold case". özleyeceğiz kendisini...
  • en underrated dizilerden biri. oysa ki konusu ve şablonu itibariyle çok daha bilinir olmalıydı.

    cold case hem güzel bir poliseye, hem de ingilizce ve amerikan kültürünü öğrenmek isteyenler için muazzam bir eser. ayrıca müzikleri de çok iyi ve çeşitli.

    dizinin şablonu şöyle;

    1. giriş amerikan tarihi, kültürü ya da yaşam tarzı açısından önemli bir olay sırasında bir cinayet işlenir. (beyzbol maçı, vietnam savaşı dönüşü, mezuniyet balosu, avm baskını, ırkçılık, vb.)
    2. cinayet çözülemez ve cold case olur. (dosya karton kutu içinde rafa kaldırılır.)
    3. sonra bir gelişme olur ve polislerimiz olayı yeniden deşer, flashbackler ve karakterlerin geçmişteki ve bugündeki halleri arasındaki geçişlerle hikayeyi izleriz.
    4. sonunda suçlu bulunur. olay çözülür.
    5. güzel bir dönem şarkısı ile bölüm sonlanır ve sıradaki bölüme geçilir.
  • daha önce 1-2 kere denk gelip es geçtiğim ama az önce cnbc-e de yayınlanan bölümünü (2 gencin alışveriş merkezinde katliam yaptığı bölüm sanıyorsam s04e01) ağzım açık izlediğim dizi. sanırım lost 5. sezon bittiğinden beri ilk defa bu kadar sürükleyici bir dizi bölümünü gördüm. diğer hiçbir bölümünü izlememe rağmen sadece bu bölümüyle yapımında emeği geçen herkese sonsuz saygı duydum. helal olsun.
  • şuan 2012 yılına geri dönüp cnbc-e'de cold case izlemek için açık çek imzalamayı kabul edeceğim, muhteşem kurgu ve cast'a sahip dizidir.
  • cold case'in sadece yıllar önce bitmeden kapanmış davaları değil, başroldeki antipatik polis kadını da tanımladığı dizi: çocukluğunda alkolik annesiyle zor günler geçiren ve sevgi defterini/dosyasını kapatan polisimiz küstah, terbiyesiz, saldırgan ve kırılgandır. neyse ki hırslı bi latino iş ortağı bulur da biz bunları öğrenmeye başlayabiliriz...

    polis eleştirisi konusunda without a trace'den çok çok daha başarılı. davaların o zamanlar poliste bu işlere bakacak yürek olmadığından ve kimi zaman da işin içinde olduklarından dolayı kapatılıverdiklerini tekrar tekrar ifade ediyo dizi... o açıdan önemli, "unamerican". bugünkü polisler de daha önce ifade ettiğim üzre çeşit çeşit kişilik problemleriyle yüklü. ama kapanmış dosyaların azizesi de deniyo kızımıza. (zaten azizeliğin başlıbaşına bi kişilik, hadi olmadı sağlık problemi olmadığı da söylenemez: hildegard von bingen)

    bir de bazı şeylerle -misal eşcinsellik- ancak onyıllar sonra yüzleşilebildiğini öneriyor ki doğru.*
  • without a trace'den çok daha iyi, daha çok, boomtown ile kıyas kabul edebilecek cnbc-e dizisi. geçmişte çözülmemiş davalar içinde merkezi veya kenarda bir yerde her zaman, ırk ayrımcılığı, kadın erkek eşitsizliği gibi konular çok daha derin şekilde ve çekimlerde de geçmiş zaman atmosferini yansıtmaya epey özen gösterilerek işleniyor. bir bölümde, parasız kaldığı için kızından ayrı başka bir şehirde bir genelevde ikamet etmek (çalışmıyor orda yanlız) zorunda kalan güzeller güzeli zenci kadının süt getiren beyaz adama aşık olması, kızının yaşadığı şehre evlenmek üzere kaçacakları akşam, beyaz adamın ırkçı arkadaşlarının kadına toplu tecavüzüne ve cinayetine sessiz kalması gibi zaten aşırı dramatik olayları, ekstra dramatize etmeme hassasiyeti göstererek anlatması takdire şayandır kanaatim. kadının torunu gelip cinayetin çözümüiçin başvuruyordu hatta. o kadar cold dosyaları yeniden açan ekibi konu almaktadır kendine bu dizimiz.
    geçen bölümlerden birinde de 2. dünya savaşı sırasında klasik ev kadını american womanlarının istihdam açığı nedeniyle fabriklarda işçilik yapmaya başlaması, çalışmak para kazanmak kavramı ile tanışıp, savaştan döndükten sonra onlarla bir ömür boyu mutlu mesut klasik aile hayatı yaşamayı planlayan kocalarını döndüklerinde şok etmelerini anlatıyordu.
hesabın var mı? giriş yap