• mayıs 2012 de ki konserlerine 4 ay önceden bilet almıştım. konserde los angeles ta olduğundan mütevellit biletleri ilk çıktığı gün emmişler tabi. gittim arkadaşla 100 dolar civarı bir bir paraya bilet aldım.

    100 dolar üstunde ama en ucuz dolayısıyla da en arkada.
    en arka dediysem bildğin en arka. konser hollywood bowlda , sahneyle en arka arası beylikdüzü-eminönu kadar falan heralde.
    neyse dedim hepmi gidiyoz coldplay konserine keyfini çıkarayım.

    neyse konser günü geldi. arkadaşta 65 mustang var, convertible. ilk üretim mustang'lerden. açtık tavanı gittik konser alanına.

    konseri bekliyoruz arkadaşla bir yandan biramı içiyorum, insanlarla muhabbet ediyorum falan. keyfim yerinde yani, uzaktan izleyecek olsamda coldplay konseri başlayacak birazdan.

    sonra benim arkadaş tony kolumdan çekti, biramı döküyordum az daha. what the fuck? dedim hemen.

    gel dedi şu standta bir olaylar var .

    dedim ne olayı içimden, gittik bunla standa.

    stand ta kroq diye bir radyo istasyonu var onun standı.

    arkadaşta ver biletleri dedi, bendeydi biletler sanki biri çalacak diye saklıyorum.

    sonra stand ta kulak kabarttım ki adam en kötü bileti olanlar buraya gelsin diyormuş, iyisiyle değiştircekmiş.

    adam 10 tane falan bilete baktı, bizi göstererek bunlarda en kötü bilet var dedi.

    bize iyi biletleri verdi. iyi dediysem sahne önü 1000 dolarlık bilet. bildiğin masalı koltukta önümüzde kimse olmadan izledik konseri.

    konser başlamadan arkaya bakıyorum göremedim en arkayı, ulen dedim orda çekirdek çitlicektik az daha.

    yanda da kızlar falan vardı onlarla da geyik patlattım. yok dedim konsere geleceksen en önde izliceksin falan fistan, ne o öyle arkadan izlemek falan diye.

    tanim: hayata dair gülümseten detaylar vardır ya, onun kralını konserinde yaşamamı sağlayan grup.
  • guzel bir ingiliz grubu. etliye sutluye dokunmayan bir muzikleri var. olmasa da olur, ama olsa daha iyi olur.
  • dün gece bana hayatımdaki en iyi deneyimi yaşatan grup.

    geçen sene biletler satışa çıktıktan bir kaç gün sonra en uygun bileti göteborg konseri için bulup, 15 dakika içinde karar verip satın almıştım. kendim için yaptığım en iyi hamle bu oldu sanırım bugüne kadar.

    yerimi bulup, oturdum. 10-15 dakika sonra yan koltuğuma 50-55 yaşlarında -nordikler yaşlarını da belli etmiyor, sallıyor da olabilirim- bir kadın geldi. önce boyundan ip askılı telefon kılıfını nerden aldığımı sorarak sohbete başladı. isveç'e ilk kez mi geliyordum, coldplay'i ilk defa mı izleyecektim vs küçük sohbetler. kendisi ailesiyle geldiğini fakat yerlerinin farklı olduğunu söyleyince cevap olarak gayri ihtiyari tek geldiğimi söyledim. “burada hepimiz bir aileyiz” diyerek kuzey insanı soğukluğunun tam tersi samimi bir şekilde gerçekten kendimi iyi hissettirdi.

    nitekim kaç bin kişiysek, muhtemelen hepimizin aynı anda tüyleri diken diken oldu. ekstradan grubun sahneye çıkmasıyla benim gözlerim doldu. onun dışında binlerce kişi gerçekten aynı heyecanı paylaştık ve ben kendimi hiç yalnız hissetmedim. ayrılırken birbirimize iyi yolculuklar diledik, kendisi de 9 saatlik araba yolculuğu ile norveç'e dönecekmiş.

    bugün istanbul'daki normal hayatıma dönmeye çalışıyorum ama hala ıslıkla viva la vidanın melodisini çalıyorum.

    grubu seven, imkanı olan herkes mutlaka tecrübe etmeli.
  • 15 temmuz günü amsterdam'da, resmen bir mucize eseri, hayatta yapılacaklar listemden bir maddeyi daha gözyaşları içerisinde sildim. uzun zamandır mutluluktan ağlamamıştım, böyle ruhum doymamıştı ve bu kadar güzel bir manzaraya şahitlik etmemiştim.
    bilet bulmak için çektiğim çile, sağanak yağmur altındaki sefaletim silindi gitti ve ben bir tüy oldum stadyumda savruldum.
    o ışık gösterisi, o muhteşem enerji, gençliğimden bu yana kulaklarımda bana yarenlik etmiş şarkıları canlı canlı dinlemek harikaydı. herkes hayatında bir kere canlı görmeli, öyle bir atmosfer.
    çok çekmemeye çalıştım ama yinede şimdi bile videoları izledikçe gözlerim doluyor.
    bir mucize olarak anacağım hatıram olarak zihnimde depolayıp, yaşlılığıma hediye ediyorum.
    iyiki var olan, mutluluk saçan, her bir ekip üyesinin tatlılığı ve birbiriyle uyumunun efsaneleştiği gruptur.

    edit:
    orijinal stüdyo kaydından çok çok daha güzel ve özel bir sparks hediye ettiler. bu da o andan gelsin görsel

    taze taze yeni turne tarihleri de açıklanmışken bu güzelliğe herkesin şahit olmasını diliyorum.
  • başka gezegende yaşıyorlar herhalde. burda çünkü sağlıklı bi insanın bu kadar güzel duyguyu bulup bu şarkıları yapması mümkün değil. cennetten aşşaaa serenat yapıyo sanki eşşşoolueşşek.
  • 'ölene kadar sadece bir müzik grubunu dinleyebilecek olsan, bu hangisi olurdu?' gibi bir soru sorulsa cevap olarak ismini söyleyeceğim grup.

    eski coldplay çok güzeldi, şimdi saçma sapan pop şarkılar yapıyorlar falan demeyeceğim. zaten chris martin'e ve will champion'a aşığım, artık adamlar halay müziği yapsalar bile dinlerim, beni öyle bağladılar kendilerine. onlar değişiyorsa ben de değişirim ne olacak ki? hem ne güzel işte, çeşitlilik iyidir. (bkz: sabah dinlenecek şarkılar), (bkz: gece dinlenecek şarkılar), (bkz: kışın dinlenecek şarkılar), (bkz: yazın dinlenecek şarkılar)... böyle uzar gider liste.

    ben çok seviyorum bu adamları.
    hiçbir sıkıntım yokken dinledim,
    arkadaşlarımla dinledim,
    hayatımda ilk kez aşık olduğumda dinledim,
    ilk aşkımın acısını çekerken dinledim, reddedildiğim gün dinledim,
    aşk acısını atlattığım gün dinledim,
    okula giderken dinledim,
    okuldan dönerken dinledim,
    tekrar aşık olduğum gün dinledim,
    ilk kez sevgilim olduğu gün dinledim,
    sevdiğim kızı da alıştırdım, beraber dinledik,
    sevdiğim kız benden ayrılınca dinledim,
    liseyi bitirdiğimde dinledim,
    gitmek istediğim üniversiteden kabul aldığımda dinledim,
    okumak için yurtdışına çıkarken dinledim,
    ailemi, dostlarımı özlediğimde dinledim,
    üniversiteyi bitirdiğimde son kez arkama bakarken dinledim,
    çalışmaya giderken dinledim,
    hayatıma insanlar girdi onlara dinlettim,
    gidenlerin arkasından bakarken dinledim,
    yalnızken dinledim,
    her mevsim dinledim.

    bak işte, her durum için birkaç şarkısı var adamların.

    neyse sözlük, ben yazmaya devam etsem sonu gelmez. bu entry'mi de koca sözlükte en fazla 10 kişi okur zaten. belki ben 10 sene sonra açar bakarım, 'vay be' derim, ne kadar çok anıma ortak olmuş bu müthiş grup.
  • biraz eski olsa da yellow şarkısı bu dünya için dört tık fazladır.

    edit: hadi beş tık olsun.
  • up&up klibini coen kardeşler film diye çekse oscar'ın favorisi ilan edilirlerdi, öyle de muhteşem bir sanat eseri olmuş işte.
  • genellikle gökyüzüne benzeyen şarkılar yapan müzik gurubu.
  • bu isimde iki adet grup vardır. birincisi parachutes adlı ilk albümüyle ve samimi müzikleriyle kulağımızın pasını silmiş, a rush of blood to the head ve x&y albümleri ile de sevgimizi pekiştirmiş olan ingiliz grup, ikincisi ise ilk grup uzaylılar tarafından kaçırıldıktan sonra bir daha kendilerinden haber alamamamız üzerine onlardan açılan boşluğu doldurmak adına, estetik ameliyatlarla kendilerine benzetilen elemanlardan oluşan -ilginçtir solistin sesi de tıpatıp aynı çoğacayip- yine ingiliz pop, r&b grubu.
    soundu tuttursalardı eyiydi o zaman yerdik de o kısmı gözden kaçırmışlar be hacı. inşallah uzaylılar sıkılır bunlardan da geri yollarlar dünyaya. sonrakilerden kurtuluruz belki o zaman.
hesabın var mı? giriş yap