• biri canon, diğeri nikon'dur. ama gelin görün ki hangisinin hangisi olduğunu bilecek kadar ne futbol bilgim var ne de fotoğraf makinelerinden anlıyorum. fotoğraf makinesinin megapikseli ne kadar çoksa o kadar iyidir hacı.
  • gun itibari ile cop olmus karsilastirma. milletin agzinda ronaldo'nun kazandigi kupalar vardi. messi bir senede kazandi tum kupalari yetmedi sampiyonlar ligi gol krali oldu.

    bence messi'nin sag ayagi ile sol ayagini karsilastiralim. tum dunya icin daha adil olur.
  • bu ikisi bana göre dünyanın gördüğü en muhteşem iki futbolcu. r9 çocukluğumda efsaneydi. zinedine zidane gelir, istediğini alır giderdi bir takımda, ronaldinho bir kaç sezon da olsa büyülerdi ama hiç biri bu ikisinin seviyesinde saçmalık derecesine çıkıp orada kalamadı. en sevilen futbolcu yine bu saydıklarımdan biri olabilir ama "en iyi" dersen bunun cevabı bu ikiliden biri olmalı bana göre. yani ikisi için de çok yerinde tespitlerle goat'luk iddiası yapılabilir.

    ancak;

    bugün debe'ye giren entry'i de görünce artık dayanamadım. "ronaldo hayvan gibi çalıştı, şöyle yaptı, böyle etti. messi için ne diyelim; adam uzaylı ama yetenekli işte" demek nasıl bir düz mantıktır ya.

    bu ifade hangisinin daha iyi olduğuna dair bir iddia değil, bu tamam da; artık cidden sıktı. sanki messi sabah uyanıyor, akşam üstü camp nou'ya gelip arsenal'e 5 tane atıp gidiyor. "takımın gole ihtiyacı var dur bir doğaçlama kasayım" deyip jerome boateng'i yerin dibine sokuyor. sonra da maç bitiminde "benlik bir şey yoksa çıkıyorum" deyip köpeğiyle instagram story'si kasıyor.

    bu sırada cristiano odun kesiyor, karanlık bir odada duvarları yumrukluyor, ayılarla güreşiyor, domuzlarla boğuşuyor. bütün çocuklarını bir at arabasına koyup arabanın kollarıyla bench press yapıyor. "daha çok çalışmalıyım" diye bağırıyor her seferinde. çünkü biliyor ki çalışmayı bıraktığı anda mustafa pektemek'den bir farkı kalmayacak!

    yeter artık sıktınız amk. hiç bir şey bilmiyorsanız açın cristiano'nun sporting lizbon maçlarına bakın. ya da manchester united'a ilk geldiği yıllarda yaptıklarını izleyin. yaşınız mı yetmiyor anlamıyorum ki.

    bırakın düz bir futbolcuyu, ortalamanın çok üstünde yetenekleri olan biri bile ronaldo gibi yaşasaydı onun gibi yine olamazdı çünkü cristiano ronaldo da efsane yetenkli bir adam. messi'nin çalımlarının "daha doğaçlama" olması "ronaldo çalışma ürünü yea" düz adamlığını haklı çıkarmıyor.

    belirtmek lazım, cr7 bence de messi'den daha fazla antreman yapıp, daha profesyonelce yaşıyordur ama messi dediğin adam 1,70 boyunda ve bu herif yıkılmıyor. penaltı atar gibi frikik atmaya başladı, ceza sahası önünde girdiği ver kaçlarda topu yayın biraz kenarına doğru önüne bıraktıklarında her seferinde plaseyi aynı yere döşeyebiliyor. ama işte bunlar hep allah vergisi yetenek...

    tabii ki biri diğerinden daha çok çalışıp, biri diğerinden daha yetenekli olacaktır. ama bu saçma "doğal yetenek vs çalışma ürünü" muhabbeti messi'nin çalışmasına, ronaldo'nun da yeteneklerine hakarettir. her şey dümdüz siyah ya da beyaz değil.
  • lionel messi sanatçıdır, cristiano ronaldo artiz.
  • birine kızlar hasta, diğerine erkekler.
  • ku leuven üniversitesi 2019 yılında actions speak louder than goals başlıklı bir çalışma yayınlıyor.

    çalışmada bir futbolcunun maçta skora etki eden her türlü eylemi machine learning algoritmaları ile dikkate alınıyor.

    bu eylemlerden bazıları şöyle:

    -mesafeye göre pas (passes by distance)
    -mesafeye göre dripling (dribblings by distance)
    -mesafeye göre şut (shost by distance)
    -mesafeye göre frikik (freekicks by distance)
    -penaltılar (penalties)
    -alınan penaltılar (penalties provoked)
    -top çalmalar (interceptions)
    -tehlikeli pozisyon önleme (clearance)
    -fauller (fauls)
    -kayarak müdahale (tackle)
    -kornerler (corners)

    bir de game state denen bir parametre var. oyun içindeki eylemlerin, gol atmanın veya savunmanın zorluğuna göre değerini ölçen bir metrik.

    tüm bu veriler, 'soccer player action description language' (spadl) diye bir başlık altında toplanıyor.

    oyun içinde yapılan her eylem ile, game state denen bu eylemlerin değerinin ortalamasını çarptığımızda asıl sayıyı elde ediyoruz: valuing actions by estimating probability (vaep sayısı).

    çalışmada bu veriler yalnızca 2017-2018 sezonu için hesaplanıyor. burasını unutmayın çünkü bu sezon messi'nin ballon d'or için adının dahi anılmadığı, listede 5. olduğu sene. kariyerinin ilk sezonlarından beri (2007'den itibaren 2018 hariç her sene ilk üçte) en kötü ballon d'or sıralaması messi için.

    çalışmadan elde edilen vaep sayısı ronaldo için 0.61 iken messi için 1.21, yani hemen hemen iki katı.

    çalışmada gösterilen grafiğe baktığınızda kötü sezonlarından birinde bile, yapılan yararlı hareket bakımından dünyanın bütün oyuncularından açık ara farkla ayrıldığını görüyorsunuz.

    ha bir de grafiğe özel, veri görselleştirmesiyle uğraşmış biri olarak yorum yapayım. vaep değerinin iki sayının çarpılmasıyla elde edildiğini söylemiştik. grafikte bu iki sayıyı yatay ve dikey eksenlere entegre edilmiş olarak görüyorsunuz. bu şartlarda grafikte net görülen şey bu iki sayının çarpımı değil, pisagor teoremi ile kenarları bu iki sayı olan dik üçgenin hipotenüsü, orijine uzaklık olarak.

    yani "eylem sayısı"na a dersek, "eylemin değeri"ne b dersek, grafikte oyuncuların orijinden uzaklığı kök(a^2 + b^2) oluyor. a ve b çarpılığında oluşacak tablodan biraz farklı bir tablo çıkmış ortaya. çünkü normalde messi'nin vaep değeri ronaldo'nunkinin iki katı çıkmış ama grafikte fark iki kat gibi değil.

    yani gerçekten vaep değeri resmedilecek olsa, grafikte zaten zirvede yapayalnız duran messi iyice yalnızlaşacak, diğer oyuncularla aradaki fark çok daha dramatik hale gelecek.

    bu istatistiğin 2017-18 sezonu için olduğunu tekrar hatırlatalım. adam çıtayı o kadar yükseltti ki, şöyle bir istatistik yaptığı sezonda ballon d'or için kariyerinin en kötü sıralamasını alıyor. varın düşünün şampiyonlar liginde barcelona'yı ittire kaktıra liverpool karşısına çıkarıp elendiği, buna rağmen ballon d'or aldığı 2018-19 (ki kanaatimce bu sezonki messi sadece golleriyle değil atağın her yerine etki edişiyle izlediğim en zevkli messiydi) sezonunda nasıl bir tablo ortaya çıkardı acaba.

    kimisi için zaten istatistiğe falan ihtiyaç hiç yoktu ama, şöyle bir istatistik ile lionel messi sadece oynadığı zamanın değil, tüm zamanların gerçek anlamda açık ara en iyi oyuncusu olarak etiketlenebilir rahatlıkla.

    peki futbol profesyonelleri ne demiş?

    bu youtuber isimlerini ekranda gösterdiği, "ronaldo vs messi" hususunda fikir beyan etmiş 141 teknik direktör - futbolcunun cevaplarını derleyerek bir istatistik çıkarmış.

    bu 141 profesyonelden 31* tanesi "ronaldo" derken, 110 tanesi messi'nin daha iyi olduğunu beyan etmiş.

    istatistik yanılsamalarını çıkarmak için bu ikiliden herhangi biriyle aynı takımda oynamış veya takımını yönetmiş kişiler listeden çıkarıldığında ise messi 89 - 10 skorla, daha dramatik bir farkla önde yine.

    alelade insanların görüşlerine bakıldığında, messivsronaldo.net sitesinde 1 milyona yakın kişinin oy kullandığı, bu konu üzerine en büyük oylama var.

    oylamada messi 655k alırken ronaldo 350k almış.

    istatistik de, profesyonellerin fikri de, dünyanın fikri de net bir şekilde ortada. ama barajın altına yattığı için goat olamaz evet ekşici kardeşim.

    edit: bu arada sözünü ettiğimiz 2017-18 vaep değeri grafiğinde o messi'ye yakın gördüğünüz noktalar ronaldo değil, en yakın rakipleri sırasıyla coutinho ve salah. ronaldo çok daha gerilerde kalabalığın içinde.*

    edit2: messi'nin belirtilen açık ara farkla birinci çıktığı istatistiksel çalışmanın 2018 yılında yapıldığını, bu senenin messi'nin 2008'den beri en kötü ballon d'or sıralaması aldığı sene olduğunu söylemiştim, yanılmışım. bu sene messi'nin 2006'dan beri en kötü ballon d'or senesi. 2007'den başlayarak her sene ilk üçte, tek istisnası 2018. o sene için de bu çalışma yapılıyor.

    edi3: hem mesaj olarak* hem de aynı başlığa entry olarak gelen itiraza değinmek istiyorum. itirazın ana mantığı şu: bir oyuncu (veya bir takım) bütün maç top ayağına gelmez ama bir anda bakarsın skoru değiştirir. öncelikle bu itirazı yapmak "ben entryi de adam akıllı okumadım, referans gösterilen çalışmaya hiç bakmadım, demode argümanlarla şimdi ronaldo'nun daha iyi olduğunu göstericem." demektir. çünkü çalışma zaten özellikle bu bütün maç adam akıllı top oynamayıp skoru değiştirebilen oyuncunun da yarar göreceği şekilde. bütün maç top oynamayıp, eline geçen fırsatı çok iyi değerlendiren oyuncunun "value per action" ortalaması çok yüksek oluyor. çünkü az fırsat var elde ama çok iyi değerlendirilmiş. onun için "value per action" ile "action per 90mins " çarpımı yine aşağı yukarı çok fazla topla oynayıp çok azını gole çeviren ile aynı oluyor. ronaldo'nun topla çok az oynayıp eline geçen fırsatları çok iyi değerlendirdiği tek başına doğru ve zaten bu da istatistiğe yansımış. "action per 90 mins" ekseninde aşağılarda kalırken "value per action" ekseninde oldukça ileride. çok(!) şaşıracağınız bir şey söyleyeyim mi? striker'ların çoğu o bölgede grafikte. yani topla az oynayıp eline geçen az fırsatı iyi değerlendirmek zaten striker'ların genel özelliği, ronaldo'ya bahşedilmiş apayrı bir şey değil. bu konuda kendisi en iyisi ama "topla az oynayıp fırsatları iyi değerlendirenler değer görmüyor" diye bir cümle yersiz, kimsenin striker'lara gereken değeri vermediği falan yok.

    konuya striker özelinde dar çerçeveden bakan güruh, komple futbolculuk değerlendirmesine gole verilen değer yüzünden karşı çıkıyor.

    bir de şu var, bir sürü metrik var ama sonuçta yine en çok değer gole verilmiş. mesela iyi bir ara pası 0.01, iyi bir dripling + net gol pası 0.14 puan alırken % 70 gol pozisyonunu gole çevirmek 0.89 puan alıyor mesela. bunların hepsi hesaplanmış skora etkiye göre. yani golcülerin hakkının yenmesi gibi bir şey söz konusu değil. belki defansların hakkının yenmesinden söz edilebilir, çalışma daha çok atak odaklı olduğu için.

    bir de o kadar sistematik istatistiği gülerek reddedip ronaldo'nun daha iyi olmasını anekdotal örneklerle iddia etmek de ayrı bir gülünç. bu ikiliden önce goat olarak görülen maradona'nın esamesinin okunmamasınun tek sebebi zaten bu adamların yarattığı şişkin istatistikler. anekdotal örneğin kralı var adamda. hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde takımını sırtlayarak dünya kupası kazandırmış. 2016 euro'yu kazanan ronaldo'nun takımı sırtladığını söylerseniz ise mesela götüyle gülerler adama.

    ha bir de messi'yi 'the best' gören profesyoneller için "ronaldo'yu kıskandıklarından öyle diyorlar ronaldo boylu kaslı" gibi bir şey denmiş. bune lan? ronaldo'cular gizli ibne derlerdi de inanmazdım. sakın başka yerde, özellikle bir birinci dünya ülkesinde böyle bir şey iddia etmeyin alay konusu olursunuz.

    debe editi: arkdaşlar bu başından beri suni bir tartışmaydı zaten. hiç var olmadı.

    whiplash filmini izleyen bilir. neiman bariz daha iyi baterist olmasına rağmen fletcher rekabeti körüklemek için ryan'ı da band'e davet eder. sonuçta hırs yapan neiman çok daha iyi bir baterist olur.

    aradaki bariz farka ve profesyonel futbolcu-td kamuoyundaki açık ara messi üstünlüğüne rağmen medya sürekli "hangisi daha iyi?" diye sormuştur. aslında bu çekişmeden her taraf kazançlı çıkmıştır.

    medya çekişmeden zaten kazanç sağlar. futbolcular hırs yaparak gelişirler. takımların da marka değeri yükselir.

    bu çekişmenin çirkin olduğu tek yer türkiye (evet ne garip döndü dolaştı yine bize girdi zararı amk). burda tartışma hala "messi'nin en büyük başarısı ronaldinho ile oynamak" veya "bir goat asla baraj altına yatmaz" seviyesinde.

    neyse efendim debeye özel sosyal meşazımızı da verelim:
    ülkemde mülteci istemiyorum. sessiz işgale dur de!
  • nufuzlu siyaset ve ekonomi yayini the economist, 14 agustos 2021 sayisinda spor istatistik kuruluslari ve bir de universite ile el ele vererek bu konuya el atmis.

    iki model kurmuslar. birinci model bu donemin golculerini karsilastirmak icin, ikinci model de tum donemlerinkini karsilastirmak icin.

    birinci modelde, 2012-2020 donemi golculerinin macin herhangi bir aninda topa herhangi bir mudahalede bulunmasinin (sut ya da pas ya da baska bir mudahale) gole donusmesi durumlarini ortalamislar. bu modelde messi tum donemdaslarina acik ara fark atiyor: mac basina messi 1.77 gol yaratiyor. donemin en iyi ikinci oyuncusu beklendigi gibi c. ronaldo, yarattigi gol 1.43. onu takip edenler sirasiyla neymar, mbappé ve ıbrahimovic.

    ıkinci model, oyuncunun kariyeri boyunca mac basina kaydettigi gollerin yillara gore dokumunden yola cikiyor. kolay rakiplere cok gol atanin haksiz avantajini ortadan kaldirmak icin oyuncularin her bir macta karsilarina cikan rakip takimin elo puanina gore atilan gollerin degerine ayar cekilmis. ornegin eusebio'nun kolay portekiz liginde attigi gollerin degeri messi'ninkilere nazaran %37 indirgenmis ama maradona'nin italya liginde attiklari %5 artirilmis. ayar cekilmis mac basi gol ortalamalari yillara bolunerek her oyuncunun tum kariyer donemi icin grafige oturtulmus. burada da goruluyor ki messi yine acik ara sadece donemdaslarina degil tum tarihi buyuklere de cok net ustunluk saglamis. ıkinci en iyi yine c. ronaldo. bu ikisinin grafik cizgisine, ozellikle zirve donemlerine, yaklasan pek yok, ucuncu olan ronaldo ancak bir nebze yaklasabiliyor sadece. dorduncu maradona, besinci müller, altinci cruyff. pele icin rakip elo puanı verisi yokmus malesef.

    grafiklerin fotografini bir ara yuklerim buraya.

    yani sonuc messi :(

    kaynaklar: playmakerstats.com ; clubelo.com ; ku leuven ; scisports ; the economist

    edit: makalenin tamami ve grafikler (artik acildigi icin imgur!)

    edit 2: yazida da ifade edildigi gibi, bu calisma sadece golcu futbolcularin performanslarini karsilastiriyor. dolayisiyla franz beckenbauer gibi efsane savunma oyunculari ya da buyuk kaleciler bu calismanin disinda kaldigindan basli basina calisma gelmis gecmis en buyuk futbolcu kim sorusuna yanit arar nitelikte degil. ayni zamanda yine yazida ifade edildigi gibi, bu calisma dogrudan gol yaratmaya yonelik olmayan, yani calismaya konu istatistige girmeyen ama takima katki saglayan top surme, savunmaya yardim gibi faaliyetleri de degerlendirmiyor.

    edit 3: aldigim mesajlar uzerine bu da kisisel yorumum olsun: bu calisma sadece verilere bakarak olabildigince nesnel bir sekilde "kim daha golcu" sorusuna yanit ariyor; hangi futbolcunun kariyeri daha buyuk sorusuna yanit aramiyor. yani messi'nin ronaldo'dan daha iyi bir golcu olmasi illa ki messi'nin kariyerinin ronaldo'dan daha iyi oldugu anlamina gelmiyor dogal olarak, ki calisma da bunu iddia etmiyor zaten. lakin kariyer bambaska bir konu. genelde kariyer ile yetenek birbiri ile siki bicimde baglantili olsalar da, illa ki en iyi kariyer en yetenekliden cikar diye bir kural dusunulemez cunku kariyer insasinda isin icine yetenek disinda bircok etken de giriyor kuskusuz (tercihler, kosullar, dogru insanlarla calisma, etkileme gucu, halkla iliskiler vs.).
  • messi, en fazla solo golü olan, ceza sahası dışından en çok gol atan, en çok asist veren futbolcudur. elbette xavi ve iniesta varken yani takımı iyiyken takım başarısı daha yüksektir. ancak bu oyunu ronaldo'dan çok daha iyi bireysel oynar, ronaldo arkadaşlarına muhtaçtır. takımı ise messi'ye muhtaçtır. bunları adınız gibi biliyorsunuz adınız. guardialo'dan sonra o dandik teknik direktörlerle xavi olmadan, iniesta olmadan takımını başarıyla sürüklemiştir. barçanın öyle dönemleri oldu ki messi olmasa sevilla'dan farkı olmazdı.

    bunun yanında maç başına gol oralaması en yüksek futbolcudur.
  • daha once de soyledim (bkz: cristiano ronaldo vs lionel messi/@marston and son)

    yine ustune basa basa soyluyorum: 21. yuzyilin en iyi iki oyucusunu iceren versus...

    21. yuzyilin en iyi iki oyuncusu...

    21. yuzyilin...

    oncelikle sadece kantitatif bir bakis acisiyla kiyaslamak ne kadar mantikli ne kadar degil, birkac ornek uzerinden aciklamaya calisalim:

    gabriel batistuta... 90'larin en onemli golculerinden... kariyerindeki resmi maclardaki gol sayisi 346... serie a'da bir sezonda attigi en fazla gol sayisi 26...

    bir diger arjantinli gonzalo higuain ise gunumuzde su ana kadar resmi maclarda 338 gol atmis durumda... 1-2 sene daha oynayacagi ve bu sure zarfinda muhtemelen 9 gol daha atacagi dusunulurse batistuta'yi gececek... ustelik higuain serie a'da bir sezonda 36 gol atmis ve bu alanda tum zamanlarin rekorunu ciro immobile ile birlikte paylasiyor... higuain'in messi fanatikleri tarafindan messi'nin milli takimla kupa alamamasinin bas musebbibi olarak gosterildigini de ayrica belirtelim...

    hazir adi gecmisken ciro immobile'den devam edelim... resmi maclarda su ana kadar 220 golu var... daha 30 yasinda oldugu ve en az 4-5 yil daha oynayacagi da dusunuldugunde 300'u gecmesi de hayli olasi...

    italyan futbolunun gelmis gecmis en buyuk isimlerinden biri olarak kabul edilen ve 60'larin basindan 70'lerin ortasina kadar oynayan luigi riva ise resmi maclarda 248 golle kapatmis kariyerini...

    yine 70'lerde cizme'nin en onemli golculerinden olan roberto bettega, kariyeri boyunca resmi maclarda 220 gol atmis...

    gunumuzde serie a'nin evliya celebisi olan fabrizio quagliarella ise 228 resmi gole ulasmis durumda ve oynamaya devam ediyor...

    italya'dan devam edelim... ulkenin 90'lardaki en onemli yildizi olan roberto baggio'nun resmi maclardaki gol sayisi 318...

    yakin zamanda futbolu birakan bir diger trequartista olan antonio di natale ise 311 resmi golle kayitlardaki yerini almis... hatta di natale'nin serie a'daki gol sayisi, baggio'nunkinden de fazla (209-205)

    marco van basten... o da 80'lerin ikinci yarisinda ve 90'larin basindaki en onemli golculerden... resmi maclardaki gol sayisi 301...

    bir diger hollandali klaas-jan huntelaar ise gunumuzde su ana kadar resmi maclarda 402 gol atmis durumda...

    karl-heinz rummenigge... 1970'lerin ve 1980'lerin en buyuk golculerinden... resmi maclarda 338 golu bulunuyor...

    gunumuzdeyse mario gomez benzer bir performans ortaya koymus, 336 gol atmis...

    george weah... bircok kisiye gore afrika'dan cikmis en iyi birkac futbolcudan biri... o da kariyerinin buyuk kismini 90'larda gecirdi... ama o da ne? resmi maclarda sadece 211 gol atabilmis...

    gunumuzde birakin en iyi afrikali futbolculari, onlarin bir kademe altinda olan asamoah gyan bile resmi maclarda 263 gol kaydetmis...

    ingiliz futbolunun yetistirdigi en iyi golculerden biri olarak gorulen gary lineker, cogu 80'lerde olmak uzere resmi maclarda 339 kez fileleri havalandirmis...

    son 10-15 yilda premier lig'in b sinifi golculerinden biri olan jermaine defoe ise su ana kadar resmi maclarda 320 gol atmis... halen de oynamaya devam ediyor, belki lineker'i yakalayabilir... tam yakalamasa da sonucta cok yaklasmis...

    fransa'ya da bakalim... 1980'lerin ikinci yarisindan ve 1990'larin ortasina kadar ulkenin en onemli golcusu konumundaki jean-pierre papin kariyerini resmi maclarda 333 golle noktalamis...

    gunumuzdeyse fransizlarin milli takimdaki alternatif gol ayaklari olan olivier giroud ile andre-pierre gignac ise sirasiyla 270 ve 281 resmi gol atmislar... 2-3 sene daha oynayabilecekleri dusunulurse papin'i yakalamalari hatta gecmeleri muhtemel...

    ispanya'ya da gecelim... 1980'lerde ulkenin en onemli golculerinden olan ve halen daha real madrid'in baslica efsaneleri arasinda anilan emilio butragueno'nun resmi maclarda 220 golu var...

    gunumuzdeyse turkiye'de bile kuyruguna teneke baglanip gonderilen ispanyol golculerden daniel güiza 241, roberto soldado 258, alvaro negredo ise 279 gole sahip... oynamaya da devam ediyorlar...

    "aaabi ama istatistik yeaaa" diyen ergenler... hadi buyrun, yorumlayin bakalim...

    bu durumda sizin gibilerin bakis acisina gore soyle denklemler cikmasi lazim:

    higuain>batistuta
    immobile>riva
    quagliarella>bettega
    di natale=baggio
    huntelaar>van basten
    gomez=rummenigge
    gyan>weah
    defoe=lineker
    gignac/giroud=papin
    guiza/soldado/negredo>butragueno

    ama ne hikmetse denklemin sag tarafinda kalanlar halen daha "tum zamanlarin en iyi 100 futbolcusu" gibi listelerde kendilerine yer bulurken, sol tarafta yer alanlarin bir kismi en fazla gunumuzun en iyi oyunculari icinde anilirken geri kalanlar ona bile layik gorulmuyor...

    sizce bu iste bir gariplik yok mu?

    yoksa, acaba 70'lerin, 80'lerin, 90'larin futbol iklimiyle gunumuzdeki futbol ortami arasindaki farktan dolayi olmasin bu?

    bakin, daha once de bu baslik altinda girdigim entrylerden birinde linkini vermistim... bir kez daha vereyim... suradaki yazida buyuk liglerdeki genel gol ortalamasinin da, gol krallarinin ulastigi gol sayilarinin da 60'lardan gunumuze kadar nasil bir seyir izledigi detayli sekilde gosterilmis... 70'lerde ve 80'lerde anormal bir gol kisirligi varken 90'larda fifa'nin aldigi tedbilerle birlikte bunun yavas yavas kirilmaya basladigi, gunumuze dogru gelindiginde de gol sayilarinin gitgide arttigi bir gercek...

    daha carpici hale getirmek icin serie a'dan birkac ibretlik puan tablosu koyalim...

    1968-69 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=81

    sampiyon fiorentina 30 macta 38 gol atmis... ligde 40+ gol atan uc takim var zaten... en cok gol de 55 golle inter tarafindan atilmis... fiorentina en golcu dorduncu takim... en az gol atan takimsa 20 golde kalmis...

    1969-70 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=82

    hemen bir yil sonrasi... bu kez sampiyon cagliari 30 macta 42 gol atmis... en golcu takimsa 43 golle juventus olmus... son siradaki bari ise topu topu 11 gol atabilmis...

    1979-80 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=92

    aradan 10 yil daha gecmis ama degisen pek bir sey yok... sampiyon inter'in 44 golu var... en golcu takim da yine inter... en az goluyse pescara atmis: 18 gol...

    1986-87 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=99

    napoli'nin diego maradona ile sampiyon oldugu ilk sezon... 41 gol atmis napoli... zaten en golcu takim juventus'un da 42 golu var... bir ilginc not daha: empoli 13 gol atmasina ragmen kumede kalmayi basarmis!

    1993-94 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=106

    sampiyon milan'in 30 macta 36 golu var sadece... neyse ki en azindan diger takimlar biraz fazla fazla atmaya baslamis... hele ki 50'li 60'li sayilar goz yasartacak cinsten...

    peki... bir de serie a'da son 3 sezonun puan tablolarina bakalim, manzara ne hale gelmis?

    2017-18 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=130

    ligden haftalar once dusen benevento bile 33 gol atmis... sampiyon juventus'un 86, en golcu takim olan lazio'nun 89 golu var...

    2018-19 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=131

    en az gol, 25 gollu chievo'dan... sampiyon juventus'un 70, en golcu atalanta'nin 77 golu var...

    2019-20 sezonu: http://www.foot.dk/itstilling.asp?seasonid=132

    en az gol, 27 gollu spal'dan... sampiyon juventus 76, en golcu atalanta 98 atmis...

    linkini verdigim yazida da belirtildigi uzere bu farkin olusmasindaki baslica faktorler de sunlar:

    1- galibiyete 2 yerine 3 puan verilmeye baslanmasi...
    2- kalecilere geri pasin yasaklanmasi...
    3- sert hareketlere karsi toleransin neredeyse tamamen ortadan kalkmasi, kartlarin ve disiplin cezalarinin arttirilmasi...

    hal boyle olunca ozellikle liglerde defansif stratejiler, ofansif stratejilerin gerisinde kalmaya basladi... cunku beraberlik halinde eskiden kaybiniz 1 puan iken artik 2 puan olmustu...

    soyle dusunun, eski sistemde 30 macin 13'unu kazanip 15'inde berabere kalsaniz 41 puanla sampiyon olabilirdiniz... biraz evvel yukarida verdigim puan cetvelleri de bunu teyit eder zaten... ancak boyle bri performans, 3 puanli sistemde 30 macta 54 puana, yani mac basina 1.8 puan ortamalasina tekabul eder ki boyle bir ortalamayla artik hicbir ligde sampiyonluk goremezsiniz... dolayisiyla artik takimlarin asil gayesi yenilmemekten ziyade yenmek oldu... kume dusmemeye oynayan bir takim bile uc macta uc beraberlikle toplayabilecegi puani bir macta alabilecegi bir galibiyetle yakalayabilecekse ona gore oynamaya calisiyor...

    bu durumun istisnasi yok mu peki? var... o da turnuvalar... beraberligin hala avantaj olabildigi yerler cunku buralari... rakibi kilitleyip penaltilarla falan tur atlayabildigin yerler... bu yuzden zaten rehhagel'in 2004'teki stratejisiyle yunanistan gibi bir vasatlar ordusunun bile sampiyon oldugunu gorebildik... ama o da hayli kuvvetli bir istisnaydi sonucta...

    tum bunlarin yaninda eski sertlige artik hic tolerans gosterilmediginin de tekrar tekrar altini cizmek lazim... yine daha evvel sozlukte paylastigim linklerden birini vereyim, andoni goikoetxea denen mikrobun, maradona'nin ayagini kirdigi pozisyon: https://www.youtube.com/watch?v=n8_jyhtvts8

    goikoetxea'nin bu hareketi sonrasi kirmizi kart gormedigini, macin ardindansa disiplin komitesi tarafindan sadece 10 macla cezalandirildigini da belirtmeden gecmeyelim...

    bugun boyle bir hareketin messi veya ronaldo'ya yapilabildigini tahayyul edebilir misiniz? hadi diyelim manyagin biri yapti bunu, sizce kac mac ceza alir? hadi diyelim 6 ila 12 aylik bir men cezasi aldi... sonrasinda sizce sahaya ciksa da o adama top oynatirlar mi? sadece ugrayacagi sosyal medya lincini bile dusunecek olursaniz adamin afrika'da ucra bir kabilenin arasina karisip inzivaya cekilmesi muhtemeldir herhalde...

    gelelim 21. yuzyil futboluyla 20. yuzyil futbolu arasindaki bir diger farka...

    gunumuzde eger ust duzey bir takimda oynuyorsaniz, sampiyonlar ligi'ne neredeyse her sezon katiliyorsunuz... oyle ya, buyuk liglerden dort takim direkt gidiyor zaten... real madrid'in veya barcelona'nin la liga'da, juventus'un italya'da ilk dort disinda kalmasi da pek mumkun degil... haliyle butun kariyeriniz sampiyonlar ligi'nde oynayarak geciyor...

    evvel zaman icindeyse kupa 1'in adi sampiyon kulupler kupasi'ydi ve buna sadece liginde sampiyon olan takimlar katilabiliyordu...

    ustelik gunumuzde, sampiyonlar ligi'nde ilk turda elenseniz bile alti mac yapiyorsunuz...

    evveldeyse sampiyon kulupler kupasi'nda finale kalsaniz bile dokuz mac oynamis oluyordunuz...

    bu hususta bir carpici ayrinti daha: 1990'lara kadar sampiyon kulupler kupasi'nda seribasi uygulamasi yoktu... mesela napoli, 1987'de sampiyon olduktan sonra bu kupaya katilmis, ilk tur kuralarindaysa real madrid ile eslesmisti... 0-2 ve 1-1 ile de elenmislerdi...

    mesela maradona'nin kupa 1'de dogru durust mac oynayamamasinin baslica sebepleri bunlardir... 1- katilim zor, 2- seribasi uygulamasi olmadigi icin erkenden elenme riskin de yuksek...

    yine 21. yuzyil futboluyla 20. yuzyil futbolu arasindaki cok ama cok onemli bir fark uzerinden devam edelim: bosman yasası...

    bu kanun sayesinde avrupa birligi uyesi ulkelerin vatandaslari olan oyuncular, 1995-96 sezonundan itibaren serbest dolasim hakkini elde etti ve mevcut yabanci sinirlamalarinin disinda kaldi... o gune kadar genelgecer yabanci siniri olan "3 yabanci" ilk baslarda "avrupa birligi harici 3 yabanci" haline geldi, lakin kisa sure icinde bu da esnetildi... bircok oyuncu dedesinden, buyukninesinden dogru pasaport bulup bu siniri delmeye basladi, bazi ulkelerse "zaten iyice lacka oldu" diyip komple kaldirdilar yabanci kisitlamalarini, veya cok fazla sinirlayici olmayacak ama basibosluk hissi olusmasinin da onune gececek birtakim kriterler koydular...

    peki bu durum neye yol acti? tum iyi oyuncularin belli basli birkac buyuk kulup arasinda paylasilmasina, haliyle de guc dengelerinin iyice bozulmasina...

    1980'lerde takimlar 2-3 yabanci oynatirken istedikleri her yildizi alamiyorlardi... boyle olunca da maradona'nin napoli'ye, zico'nun udinese'ye, socrates'in fiorentina'ya gidebilmesi mumkun oluyordu... gunumuzdeyse liglerin alt siralarindaki takimlar artik buyuk yildizlari kadrolarina neredeyse hic katamiyor... ust siralardaki takimlarsa kadrolarini bastan asagi yildizlarla donatabiliyor... eh, bu durumda da tepedeki bir takimin ligin alt yarisindaki 10 takimla oynadigi 20 macta 60-70 gol bulmasi bile mumkun olabiliyor... kalan 18 macta da bunun yarisi kadarini atsalar zaten 100 gole cikiyorlar...

    futbol dunyasinin asagi yukari 60'lardan 2000'lere kadar olan kismina karsi 21. yuzyil futbolunun ve bu futbol ortami icerisinde oynayan hucum oyuncularinin avantajlari bunlar...

    hatta hatta golun cok daha fazla atildigi 1950'lere kiyasla bile gunumuz futbolundaki golculer belli bir avantaja sahip... o da taktiksel dizilisle alakali...

    soyle ki; 1950'lerde yaygin taktik wm'di... kabataslak 3-2-5 olarak ifade edilebilecek bu diziliste hucum hatti soldan saga soyle sayilirdi: sol acik, sol ic, santrfor, sag ic, sag acik...

    burada aciktaki oyuncular topu getirmekle ve asist yapmakla yukumluydu... ic oyunculariysa santrforun biraz arkasinda konumlansalar da merkezde yine de uc forvet bulunuyordu... boyle olunca da takim cok gol atsa da bu goller hucum oyunculari arasinda paylasildigi icin tek bir oyuncu cok acayip sayilara yine nadiren ulasiyordu... ornegin la liga'nin 1958-59 sezonuna bakalim: http://www.foot.dk/espstilling.asp?seasonid=76

    goruldugu uzere barcelona 96, real madrid 89 gol atmis ama gol krali alfredo di stefano 23 golle kral olmus... ferenc puskas ise 21 gol atmis... 96 gollu sampiyon barcelona'nin en golculeriyse 20 gollu evaristo ve 19 gollu justo tejada...

    gunumuzdeyse merkezde artik birakin ucu, iki forvet kullanan takim bile cok az... genellikle 4-3-3, 3-4-3, 4-2-3-1 gibi dizilisler tercih ediliyor ve bunlarda da merkezde bir forvet oluyor... bayern'de mesela robert lewandowski bundesliga'da yillardir 30 gol ortalamayla oynuyor... baslarda saginda-solunda arjen robben ve franck ribery vardi, simdilerde de serge gnabry, leroy sane/kingsley coman var... arkasinda da thomas müller... tum hucum planlarinda da hedefteki isim lewandowski... evet, adam cok iyi golcu, o yuzden bu sekilde bir planin odak noktasi olabiliyor ama 4-4-2 veya 4-2-4 gibi bir sistemde, hucumda daha paylasimci bir rolde kullanilsa bu kadar atamayacak oldugu da ortada bence...

    hakeza futbol dunyasinin yeni cyborg'u erling braut haaland... muthis potansiyelli bir atlet, hic itirazim yok... ama o da dortmund'un hucum planlarinin odak noktasi konumunda, surekli jadon sancho, thorgan hazard ve marco reus gibi isimler tarafindan besleniyor... ileride kendisiyle rol paylasan baska bir forvet yok... haliyle o da ayaginin tozuyla bundesliga'da mac basina bir gol ortamalasi tutturdu... ondan evvel orda oynayan pierre-emerick aubameyang da yine bundesliga'da 30 kusurlu gol sayilarina ulasmisti...

    ronaldo ile messi'nin taktiksel dizilisteki yerleri bir lewandowski veya haaland gibi degil tabii... en onde ve merkezde nadiren yer aliyorlar... ama oynadiklari takimlarda da yillardir yine hucum planlari onlari en efektif sekilde kullanma uzerine kurulu... mesela ronaldo surekli saga-sola deplase olup o bolgeden diyagonal olarak iceri kat etmeyi seven bir oyuncu oldugundan real madrid'de karim benzema yillarca butun enerjisini ronaldo'ya o koridorlari acabilmek icin harcadi... bu yuzden de cogu zaman "real madrid gibi takimin santrforu benzema mi olur yeaa" diye elestirildi... halbuki adamin oncelikli gorevi ronaldo'nun yolundaki cakil taslarini temizlemekti ve bunu da mukemmele yakin sekilde yapiyordu... dikkat ederseniz zaten ronaldo'nun ayrilmasinin ardindan klasik santrfor rolune geri dondu ve gol sayisi da buna paralel olarak artti...

    messi ise ronaldo gibi diyagonal kosularla on sekizi zorlamaktan ziyade serbest gezici bir forvet gibi, zaman zaman da deep-lying centre-forward gibi oynamayi tercih ediyor ve barcelona'nin duzeni de yillardir geri kalan oyuncularin messi'ye bu rolu en iyi sekilde yapmasini saglayacak bir alan acma operasyonu icinde olmalari uzerine kurulu zaten...

    kissadan hisse;

    messi ile ronaldo 21. yuzyilin en iyi iki futbolcularidir...

    ancak ikisinin sadece attiklari gol sayilarina bakilarak tum zamanlarin en iyileri ilan edilmeleri de istatistik okumak degil, aksine istatistik bilimine hakarettir... zira gecmisle kiyas yaparken ortada ceteris paribus denebilecek bir durum yoktur... geri kalan tum sartlarin ayni olmasini gectim, benzer sartlar bile artik soz konusu degildir... zira son ceyrek asir icinde futbol dunyasi tepeden tirnaga buyuk bir degisim gecirmistir... oyunun kurallari bile cok buyuk etkiler yaratacak sekilde degisiklige ugramistir...
  • http://img103.imagevenue.com/…titled_122_1008lo.jpg

    paintte o kadar uğraştım, şukunuzu-kötülemenizi esirgemeyin. (uykum var bi dahaki sefere düzgün hikayelisini yapıcam)

    ----
    biraz da ciddiyet: (oyunlarını karıştırmıcam)

    türkiye'de messi'nin efendi olduğuna dair bi kanı vardır (tamamen tipinden dolayı olsa gerek) ve yanılgıdır.

    http://www.youtube.com/…bnesoqtbweq&feature=related (messi'den herkese efendilik dersi. centilmence seyircinin üzerine abandığı top)

    cristiano ronaldo karakterli sporcudur. baştan sona ıslıklandığı bir deplasmanda bile tepki göstermemiş, olay üzerine sorulan soruya tepkisi de mikrofona söylediği sözlerle olmuştur. messi gibi bilenip, maç izlemek için orada oturan seyircinin üzerine top abanarak değil. balotelli'den resmen tekmelerle dayak yediği maçta bile adam oturduğu yerden sırıttı balotelli'nin saçma sapan el kol hareketlerine karşı. messi'nin srna muhabbetini zaten biliyoruz. (bkz: tutmayın küçük enişteyi)

    bakıyorum da hep bi efendilik iddiaları üzerinden cr'ye bok atmalar. şu başlıkta efendi diye arattım. yok öyle bi efendilik. size öyle geliyor.
hesabın var mı? giriş yap