• mardin de ortaçağdan kalma bir manastır. yapılırken sıvasında burada yetişen safran çiçekleri (zafaran) kullanılmış. 1116 den 1932' ye kadar bütün patrikhanelerin merkezi. 32 süryani metropoliti ve patriğinin mezarı var.
    ilk yapımı 1600 yıl önce güneşe tapanların, mezopotamya ovasını gören, dağların arasına sinmiş bir tapınak hayali ile ilk temelleri atılmış, ancak asıl kurucusunun mor şleymun olduğu kabul ediliyor.
  • tarihi süryani kazığını yiyebileceğiniz mekan. safran kokulu.
    hediyelik falan almayın abicim burdan, gidin mardin'in içindeki çarşılarda hepsi %60'ı falan fiyatına satılıyor.
    o kadar mistik entrynin arasında sik gibi entry oldu ama para da kolay mı kazanılıyo lan?

    alex isimli gs formalı arkadaş da ilginç bir sentez yaratmış bak bi de o var.
  • burada süryani azizlerinin mevtalarını, doğuya bakan duvarların içine defnederler. kıyamet koptuğunda bu azizlerin böylelikle kolayca buradan çıkıp gökyüzüne yükseleceklerine inanırlar.

    bir arkadaş edinmiştim burayı gezerken. simsiyah sakalı göğsüne kadar inen genç bir rahip. o anlatmıştı. okursa burayı, selam olsun ona!
  • çok sevimli bir baspapazla mahlepli çörekler ve çay eşliğinde ulvi veya dünyevi konularda derin sohpetler yapabileceğiniz. nefis ve huzur dolu bir avlusu ve her bir parçası servet haline gelmiş mobilyaları bulunan eski süryani patrikhanesi.
  • ecnebilerin, ki bunlara prens charles da dahildir, hacı olduğu manastır. güneş tapınağı insanı korkutur.
  • rehberler gurup gurup gezdirdikleri için manastıra girmeden bir süre girişinde bekleyebilirsiniz ki bu bekleyiş hiç yormaz çünkü oturma alanı mezopotamya ovasına nazırdır ve burda aromalı, adını hatırlayamadığım bir çay eşliğinde dinlenirsiniz, reyhanlarla çevrelenmiş yere rüzgar değdikce bu kokular arasında mest olursunuz. manastır ise inanılmaz büyüleyiciydi, gezip de ordan ayrılırken bir daha gezsem mi ki dedim durdum, güneş tapınağı, metropolit mezarları, ayinlerin yapıldığı alanlar, ve müthiş mobilyalar işlemeler,ufff çok güzeldi, hayran kalmamak elde deil, süryani rehberlere sorular sordukça sorasım geldi, tarihi kısa bir rehber eşliğinde öğrenilecek gibi deil, sıkı bir araştırmayla ve bilerek gitmekte fayda var 2. kez..
  • eski zamanlara dair hisler uyandıran bir mekan. tamamen dünya dışı. sakin, rüzgarlı, uhrevi ve uhreviliğe çağıran havayı bırakıp dış dünyaya, kalabalığa ve gürültüye döndüğünüzde sessizliğin, rüzgarla sallanan ağaçların, güngörmüş ama modernin kirlettiği dünyalarının dibinde, sigara izmaritleri içinde halleri aklınızda kalır.
    bu toprakların ruhaniliğe çağıran büyüsü var.
    bir gün çağıracak. ama gidip gitmeyeceğimden emin değilim.
  • mardin in 5 kilometre kadar disinda bulunan cok eski bir suryani manastiri. terasindan muhtesem bir mezopotamya ovasi manzarasi gormek mumkundur ozellikle bahar ve yaz aylarinda. suryani papazlari yetistiriliyor ayriyeten, ve fakat yabancilar gelip gezerken sanirim bunlar ortalikta gozukmuyorlar. ben gormedim..
  • manastirin altinda 4500 yillik oldugu soylenen bir gunes tapinagi var; vaktiyle gunes isiklarinin girdigi penceresi guvenlik nedeniyle bir sure once tasla orulerek kapatilmis. oldukca buyuk, bazilari birkac ton agirlikta tas bloklardan insa edilmis ve bunu, taslarin arasina herhangi bir harc dosemeden, tamamen taslarin birarada dengede durmasina yonelik hesaplamalarla gerceklestirmisler.
  • mardinin doğusunda mezopotamya ovasına bakan yamaçlarda yer alan tarihi mekan. bir sin mabedinin üzerine kurulan manastırın kesin tarihi belli olmamakla birlikte manastıra dönüştürülmesi 4.yüzyıl da olmuştur. süryani kadim cemaati’nin dini merkezlerinden olan manastırın içerisinde çeşitli kutsal eşyalarla birlikte 52 süryani patriğinin mezarı da yer almaktadır.
hesabın var mı? giriş yap