• bu yaşıma kadar en çok sıkıntısını çektiğim organ (organ mı onu bile bilmiyorum , şimdi fark ettim). hayatımın çok az bir bölümünde kendileri ile bir derdim olmadı. sürekli ağrı, sızı, kanal tedavisi, kaplama, dolgu diye diye bugünlere geldim. yine dişimin ağrıdığı bir gün, ulan acaba ilk insanlar ne yapıyordu? diye aklıma düştü. öyle ya ne diş macunu var, ne fırça, ne dişçi, ne anti tartar, ne plak önleyici. mamutu, yaban çakalını çiğ çiğ yiyip devrilip uyuyorsun. o dişler 2 yıl içinde komple çürür falan diye düşünerek bir iki fotoğraf inceledim.

    mesela şu fotoğrafa baktım, ardından şuna, derken şu çıktı karşıma. bunlar hep eski insanlara ait iskeletler. yahu birisinin yirmilik dişi bile ağzında duruyor sapasağlam. ağzındayken çürümediği gibi toprak altında bile zarar görmemiş. adamın bundan on binlerce yıl önce sahip olduğu diş yapısı benim 2012 şarlarında sahip olduğum dişlerden daha sağlıklı.

    inanın ne düşüneceğimi bilemiyorum. nasıl olabiliyor da 40 yıla yaklaşan hayatımda diş fırçaları, diş macunları, plak önleyiciler ile geçirdiğim onca yıla rağmen dişlerim ilk insanın dişleri kadar sağlıklı değil? acaba bu diş macunu, diş fırçası işi yalan mı? acaba diş lobisi bizim ilk insanların dişlerini nasıl koruduğunu öğrenmemizi istemiyor mu? adamlar belki, atıyorum, “diş otu” çiğneyerek dişlerini yıllarca koruyabiliyorlardı, biz günde iki kere fırçalıyoruz, üç kere gargara yapıyoruz geldiğimiz nokta bu.

    şimdi de diş hassasiyeti siki çıktı. lan on bin sene önce yoktu da şimdi mi hassas oldu dişler? olm adam mamut yemiş o dişlerle, sen kuzu gerdan yiyince sıkıntı oluyor. bir terslik var ama hadi bakalım.
  • bak demedi demeyin, size damdan düşmüş biri tavsiyesi. son ana bırakıp tüm dişi iltihap kaplı hale getirirseniz;

    - 3 uyuşturucu iğne dişi uyuşturmaya yetmez hale gelir, tüm ağız uyuşur, diş uyuşmaz, ağız uyuşunca da dişçi uyuştun diye aletle girer dişe, çığlık çığlığa zor durdurursunuz doktoru.
    - "antibiyotik iç haftaya gel. iç, git. 3 iğne, uyuşma var mı? bu sefer makineyle girme, sivri şeyle kontrol et. ı ıh uyuşma yok. o zaman bi daha antibiyotik iç, haftaya gel çekicez... " şeklinde acılı, antibiyotikli iki hafta geçirirsiniz.
    - ve diş çekme anında, yine 3 iğne, yine uyuşmamaca, doktor yapacak bi şey yok deyip koca koca aletlerle dişe girmece, yine çığlık çığlığa bağırmaca ama doktor durmamaca. kastırırken dişi kırmaca, sen onca iğneye rağmen acıdan ölüp, çocuk gibi hüngür hüngür ağlamaca. doktor her kısmı senin bağırmalarına rağmen halledip tam 65 dakka dişin kalan bir parçasını çıkaramamaca, her taraf kanlar içinde kalmaca. koskoca adam küfür etmeye başlamaca, ara verip gidip içerden terleyen üstünü başını değiştirmece. toplamda bir buçuk saatte bir adet dişi anca çıkarmaca. ve tüm zaman içinde bilumum acıyı hissetmece, hala hissetmece, uyuşturucunun etkisi geçince kimbilir nasıl olmaca.

    anlatıştaki yamukluğa laf edeni gebertirim bu acıyla söyleyeyim. sıkıysa bu acıyla sen gel cümle kur.

    ne diyorduk. son ana bırakmayın olm. diş ağrıyınca gidin doktora işte hayret bir şey!
  • sarımsak ölçü birimi.
  • çok değerli bir organımız. ona diyecek bir şey yok ta, diş konusunda benim merak ettiğim bir şey var. diyelim ki çürük bir dişin çürük olan kısımlarını temizledik. daha sonra ameliyatla, o dişi, köküyle ve sinirleriyle beraber ağızdan alıp aynı kişinin karnına neyin koysak. o eskiden çürük olan ama temizledikten sonra artık yerinde yeller esen oyuk kısımlar, hastanın vücudunda kendi kendine oluşmaz mı? yani o oyuklar dolmaz mı? aynı yöntem kopan parmak uçlarında falan kullanılıyor yanlış bilmiyorsam.

    ya da ne biliyim, kalça kemiğinden falan da mı diş yapılamaz acaba?

    en olmadı 20 lik dişlerden bir şeyler uydursalar ya lan!

    yıl olmuş 2011, hala kaybettiğimiz dişin yerine, diş yapamıyoruz ulan.
  • çok şanssız olduğum minik kemikler. çocukluğumdan beri dizilişlerinin güzel olmasından mütevellit gözüm gibi bakmama rağmen, annemden gelen kötü genler yüzünden beni sürekli acılara sürükleyendir ayrıca. ağzımdaki dolguların sayısını unuttum. meyvesi, sebzesi, sütü, peyniri hepsini bolca tüketmeme rağmen durduramıyorum çürüyorlar, kırılıyorlar. az önce bir tanesi sakız çiğnerken kırıldı, geçen hafta yirmilik dişimi çektirdim, diş hekimim diğer bi yirmilik dişimin de çekilmesi gerektiğini söylüyor. bu nasıl bir şeydir ben anlamadım. abim on beş ay boyunca yaptığı askerliğini, doğru düzgün fırçalamadığı halde hepi topu iki çürükle tamamladı. ben olsaydım yeminle avuç avuç dökülürler, dişleri yeni çıkan velede dönerdim.
  • kavgada önemle korunması gereken organ, uzuv, vücut parçası. özellikle dişe gelen kafa darbesi (ki halk arasında kafa atma olarak bilinir) gibi şiddetli hamlelerde dişin içindeki sinir kopabiliyor. sinirin koptuğunu kişinin anlaması çok zor ve başlardaki büyük ağrıdan sonra olayı unutuyorsunuz. kopan sinir zamanla bulunduğu yerde çürüyüp iltihap yapıyor ve çıkacak yer bulamadığından aylar sonra dişiniz hafiften ağrımaya başlıyor, daha sonra da ağrının şiddeti yavaş yavaş artıyor. sonunda bir terslik olduğunu anlayıp dişçiye gidiyorsunuz, dişçi bakıyor ediyor görünürde birşey yok ama dişin rengi hafiften solmuş diyor. rontgen çekiliyor ki dişin dibi boş görünüyor. dişçi hafiften dişi oyuyor birşey hissetmiyorsunuz, içeri 3 santim giriyor yine birşey hissetmiyorsunuz; diş ölmüş. içerdeki iltihap alınıyor, dolgu vesaire yapılıyor ve dişin sinirsiz de çekilmeden duracağını öğreniyorsunuz, teselli oluyor biraz. dişçiye neden olduğunu sorunca dişe sert bir darbe gelip gelmediğini soruyor ve 9 10 ay önce size kafa atan pezevenk aklınıza geliyor birden.
  • dünyadaki en nankör şeydir. yıllarca özenle bakarsın, her gün fırçalarsın, özel mineralli ağız bakım suları, beyazlatıcılar, diş ipleri kullanırsın, deyim yerindeyse besler büyütürsün, bazı nedenlerden dolayı birkaç gün özen gösteremezsin hemen renk değiştirmeye başlar. arada yılların hukuku olsa da bana mısın demezler. öyle de nankördür bu dişler işte, hiç vefa bilmezler.
  • bunca medikal, bilimsel ve teknolojik gelişme olmasına rağmen nasıl olup da hala sorunlu bir dişi çekip yerine vücudun yenisini çıkarmasını sağlayacak bir yöntem geliştirilemez anlayamadığım, vücudumuzun önemli parçası.
    arkadaş sıfırdan kök hücreyle böbrek yaptık, kalp kapakçığı yaptık, kulak yaptık diyorsunuz, iyi hoş güzel de zaten vücudun kendiliğinden 2 veya 3 kere yapabildiği bir şeyi tekrar yapmasını nasıl sağlayamıyorsunuz. ne kadar zor olabilir bu?
    bulundu da dişçiler lobisi işlerinden olmamak için piyasaya sürülmesine engel oluyor diye de düşünmüyor değilim. ama çıkartın amk artık şunu be!
  • çocukken diş sorunu yaşayıp tek seçenek olan "devlet hastanesinde" doktorların tedavi ederek dişi kurtarma yerine kolaya yönelip dişi çekmesi ile çok fazla diş kaybım oldu küçüklüğümde ve ergenliğimde, aile de bilinçli de değildi ki karşı çıksın, tedavi sürecine yönlendirsin doktoru..
    yaş ilerledikçe çekilen dişlerin yerine yapılan köprü/kaplamalar nedeniyle, sağ sol, alt üst azı dişleri sırası 4 tane köprü vardı . . köprü yapılması için kesilen/biçilen ve kaplama altında kalan dişlerinde zamanla çürümeye başlama sorunu başladı şimdilerde.. yeni geldim hastaneden köprünün altındaki diş çürümüş kurtarılamazmış onu da çekti dr. onun arkasındaki dişi kesecek ve 5'li köprü yapıcak.. ama önce çekilen diş yarasının kapanması için 3 hafta süre geçmeliymiş.. daha on gün önce de bi dişim daha çekilmiş idi..
    moralim çok bozuk; ergen yıllarındaki diş kayıplarım, sorumsuz doktorlar aklıma düştü yine ve kendimi iğfal edilmiş gibi hissediyorum şu an.. moralim çok bozuk.. :((

    özet: dişlerinize iyi bakın, lütfen..
  • şu genç yaşımda insanın organlarıyla ilgilenmemesinin nelere yol açtığını göstermiş organdır.ilk dişime kanal tedavisi yaptırana kadar dişlerimi hiç fırçalamazdım ya da kafama estiği zamanlar ayda 3-4 kere belki.o kanaldan sonra doktor 6-7 dolgu olduğunu söyledi.o saatten sonra düzenli fırçalamaya,ağız suyu ve diş ipi kullanmaya başladım ama nafile.bu allahsız dişlerden çektiğim bitmedi.2-3 ayda bir kere kontrole gittiğimde muhakkak bir dişim daha çürümüş oluyor ya da bu sefer hassaslık oluşuyor illaki bir şekilde rahatsızlık veriyor namussuz organ
hesabın var mı? giriş yap