• çok enteresan bir hayat hikayesi var. anne ve babasını doğru düzgün göremeden büyümüş, 13 yaşında annesinden nefret edip onu da bir daha görmek istemediğini söylemiş. annesi olarak gördüğü kişi, aynı zamanda david bowie'nin öldükten sonra mirasından bir miktar bıraktığı, kendisine bakan dadısı marion.

    babasının kariyerinin altında ezilmemek için hep bir arayışta olmuş, ama ne yapacağını hiçbir zaman bilememiş. babasının ismini kullanmadan, kendisi çabalayıp burs kazanmış, amerika'ya felsefe okumaya gelmiş, bitirmiş, sonrasında phd yapmaya niyetlenmiş ama en sonunda babasının rol aldığı bir dizinin çekimlerine katılmış ve orada sinema ile ilgilenmesi gerektiğini anlamış.

    devamında elinde moon'un senaryosu ile çıkıp gelmiş, ki sonrasını biliyoruz.

    çok iyi bir insan olduğu düşünülen ünlüler listesinde rahatlıkla yer alabililir.

    http://www.dailymail.co.uk/…-bowie-turn-normal.html
  • sinema dünyasına çok büyük katkılarda bulunacağına inandığım yönetmendir kendisi. moon ilk uzun metrajlı filmi olmasına rağmen benim gözümde o yıl (2009) çıkan en iyi filmdir. kendisinin yaşı bir yönetmen için hala gençtir bu yüzden ilerki dönemlerde adından çok söz ettireceğine inanmaktayım.
  • moon ve source code gibi iki başarılı filmin çok başarılı yönetmeni.

    tanımı da yaptığımıza göre hissiyatlarımıza geçebiliriz. ben bu adamı çok seviyorum ya. ciddi anlamda acayip seviyorum. kendisi benim gözümde paul thomas anderson'un bilimkurgu şubesi gibi. işini büyük bir özen ile yapıyor, ciddi anlamda emek harcıyor. umarım aynı şekilde filmlerini yapmaya devam eder.

    bu arada yeni filmi mute'un çıkmasına az kalmış. hafif hafif heyecanlanmaya başlamadık desek yalan olur. güzel bir film olacağından pek bir şüphem yok, cyberpunk havaları da yakışmış kendisine ancak keşke netflix yerine sinemalarda izleme şansımız olsaydı. cyberpunk akımını yansıtan filmlerin keyfine minik ekranlarda tam varılamıyor ancak yapacak bir şey yok. bu da olumlu.

    edit : bu arada oha, adamın babas david bowie imiş lan. yukarıdaki entryden öğrendim. ben şok, ben iptal.
  • sci-fi'nin kralı olmaya aday yönetmen, filmlerinin içine garip bir his yerleştirmeyi başarıyor; bir soğukluk, uzaklık hissi. yani moon ya da source code bize uzak dünyaları anlatıyor. duncan jones'ta farklı olan çoğu sci-fi yönetmeninin aksine, bu "tamamen başka bir şey bildiğimiz dünyadan farklı olma" hissini yaratmayı başarabiliyor olması kanımca. bana içinde bir psikopat barındırıyormuş gibi geliyor ama emin olduğum şey bu herif cidden çok yetenekli.

    edit: imla
  • henüz 2 filmlik küçük bir portföyü var ama bence yönetmen olarak gayet başarılı işler çıkarmış. özellikle moon, bilim kurgudan hoşlanan herkese tavsiyemdir. film insana değişik duyguları yoğun şekilde hissetiriyor (bunaltıyor, merak ettiriyor, kafa karıştırıp şaşırtıyor, hüzünlendiriyor) ve farklı bir atmosfer veriyor (sadece ayda geçtiğinden değil tabi). source code da gayet güzel ama sanki biraz tanıdıkmış gibi geldi.

    öte yandan, her iki film de ilginç benzerlikler var. bir formül yaratmış gibi duncan jones, bakalım sonraki filmde de aynı formüle başvuracak mı?

    --- spoiler ---
    hem moon'da hem de source code'da;

    1- ana karakter (sam-stevens), belli güç odaklarınca kullanılıyor, istismar ediliyor. karakterler zeki ve güçlü olsa da yapay yaşamları var, ancak ve tabiki bu durumun farkında değiller. ailleleriyle de sorunları var.

    2- bu güç odakları (lunar industries-dr. rutledge), ana karakterin hayatına karşı hiçbir saygı duymuyorlar, yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. gerisini yok sayıyorlar.

    3- ana karakterle güç odakları arasında bağlantıyı kuran aracılar var (gerty-goodwin). bu aracılar tarafsız ve hatta daha çok güç odaklarına yakın olsa da, ana karaktere büyük yardımları oluyor.

    4- vardır daha illaki ama aklıma gelenler bu kadar. bu kadarı dahi ilginç geldi bana...güzel yine de...öyle işte...

    --- spoiler ---
  • başarılı yönetmen warcraft'ta da iyi bir iş çıkarmışa benziyor.

    (bkz: warcraft the beginning/@karinca beli)
  • moon filmi ile hakikaten takdirleri topladiysa da source code ile bir o kadar hollywoodlasmaya, dandiklesmeye dogru gitmistir.
  • yukarıdaki yorumları okudum da ben dahil herkes kendisinden ne kadar da umutluymuş. "david fincher'dan sonraki en büyük yetenek", "çok iyi filmler yapacak, günümüze damgasını vuracak", "yeni james cameron" falan... tabii moon'u izledikten sonra ilerisi adına heyecanlanmamak zordu yıllar önce. sağlam bilimkurgu filmleri çekeceğini düşünüyorduk ama olmadı. moon en iyi filmi ve tek hiti olarak kaldı. şüphesiz, source code kötü bir film değil. ama groundhog day'in izinden giden, en fazla "fena değil" diyebileceğim, jones'un formüllere daha çok yaslandığı bir filmdi. sonrası daha kötü tabii. bu iki film iyi hasılat elde edince yüksek bütçeli oyun uyarlaması warcraft'ı çektirdiler adama ama senaryo dökülüyor. kariyerinin ilk kötü filmine de imzasını atmış oldu warcraft'la. sonra "bu başarısızlıktan sonra iyisi mi daha küçük bütçeye döneyim" deyip mute'u çekti. ama sonuç gene hüsran. sıradaki filmiyle bu "tek hitli yönetmen" sıfatını yıkar mı bilinmez ama moon'dan sonra bekleneni veremediği, moon'u aşamadığı bir gerçek. yetenekli bir yönetmen, dilerim sıradaki filmleriyle kariyerini toparlar.
  • warcraft movie'nin yönetmeni olacağı kesinleşmiştir.

    http://us.battle.net/…rum/topic/7801170580?page=1#1
  • kesinlikle david fincher'dan sonra gelmiş en iyi yetenek... sinema dünyasına neler verebileceğini daha 2 filmle kanıtlamış olmakla beraber, sadece klasikleri yeniden yorumlasa bile gereğinden fazlasını yapacağını umduğum harika yönetmen.
hesabın var mı? giriş yap