• kahverengibotlutirtil sayesinde haberdar olundugum ve ismimi güzel ifade ettigini düsündügüm siir.

    sevdiğim kadin adlari gibi - 17 / duygu

    seni kimse anlamıyor duygu
    yıkandığın su, yürüdüğün yol, omuzunda gezinen melek
    şemsiyende sayı saymayı öğrenen yağmur
    sarmaşık gibi yüzüne sarılan ayna

    seni kimse anlamıyor duygu
    binicisiz atlar, yeleli gece, elini altına soktuğun yastık
    hep başkalarının sevdiği şarkıları çalan radyolar
    kırmızı şarap gibi alnında gezinen ateş

    seni kimse anlamıyor duygu
    denizdeki şişe, şişedeki mektup, mektuptaki söz
    tuttuğun günlüğe düşen gölge
    kuruttuğun çiçeklerden uçup giden koku

    seni kimse anlamıyor duygu
    kırılan bardak, taşan süt, eteğine sıçrayan çamur
    yorgunlukta başını dayadığın omuz
    rüzgarın getirip pencerenin önüne bıraktığı kuştüyü

    seni kimse anlamıyor duygu
    yıldırım aşkları, boşanma davaları, evine dönen yolcu
    aşkını portofino mu mortofino mu, neyse işte öyle
    bir yerlerde bulduğunu şarkısında anlatan adam
    ve mırıldanan
    yalnızca mırıldanan kalabalıklar kentin iç organlarında

    seni kimse anlamıyor duygu
    yaşını başını aldığı halde neden teyze olmadığını kimsenin
    bilmediği güzin abla
    bilginin kurutulacak bir çamaşır olduğunu sanan okul
    bir terliksi hayvan olduğunu
    ve tek hücreli canlılar gibi bölünerek çoğaldığını düşünen devlet

    seni kimse anlamıyor duygu
    ayın arkada kalan karanlık yüzü
    aşkın sana bakan yaralı yüzü
    ve kayarlarken dilek tuttuğun yıldızlar

    "birisi çıkıp
    yalnızca
    beni ben
    olduğum için
    sevsin
    tanrım!
    ama
    geç olmadan,
    olur mu?"
    akgün akova
  • dışavurumu ne kadar gösterişli olursa kendisinin o kadar sıradan olduğunu düşündüğüm his hali.

    ençok ölümlerde gösteriyor kendini, bir de sinir hallerinde ve tabiki aşık kişilerde. bir kaç yıl önce halam ölmüştü, ablam gibiyken, ve çok gençken, kendimi yerlere atıp çırpınmadan ağlamıştım bi kenarda kendi kendime. bir sürü insan vardı etrafta tanımadığım, şaka gibi, sağa sola saldıran, kafasını duvarlara vuran, çığlık çığlık yırtınan falan, duvara yaslanıp sigaramı içerken izledim onları, en çok bağıranın en çok acı çektiği yalanına yukarıdakide inanıyordur umarım dedim. güldüm.

    sinirlenmedim mi peki '' hırsızlık için eve girmiştim ama kadını karşımda görünce panikleyip onu vurdum'' diyen rahşan affına? sinirlendim. sinirden değil tırnaklarımı, dudaklarımı, iç organlarımı yedim. ama mahkeme salonunda analarına küfrederek cinayet zanlılarının üstüne uçmak suretiyle ortalığı karıştıran ben değildim. ben diyim 4 sen de 5. dereceden bir akraba. maktulun kişiliğinden bihaber bir canlı. ertesi gün gazetede gözüyaşlı beşinci dereceden akrabanın uçan fotoğrafını görünce gülmedim mi? güldüm.

    herkesin duygu durumunu dışa vurumu farklıdır, sen sessiz bi kenarda çekerken, başkası bağırır dersen seni de yalanlarım yusuf, aşırılıkları içinde ve kendi kendine yaşayabildiğin kadar adam olursun bence. sonra otuzunda da kendini kesersin en fazla. nedir ki?
  • türkçe'nin, uzun ve yorucu değişim serüveninden en fazla payını almış kelimelerden biridir. eski türkçe'deki anlamı, bugün yalnızca anadolu'nun bazı yörelerinde, özellikle de kırsal kesimlerinde kullanılır. günümüzde kullanılan "etki, sezgi, his, ihtisas" gibi anlamların hepsi, kelimeye zaman içinde dahil olmuş; özellikle de dil devrimi esnasında kelimenin canlandırılması için özel gayret harcanmıştır.

    kamus-ı türkî'de şemseddin sami, bu kelime için "sezgi, his" anlamını vermiş ve kelimenin bu anlamıyla "canlandırılmasını" özellikle istemiştir. bu, şemseddin sami'nin yaşadığı dönemde, henüz kelimenin yaygınlık kazanmamış olduğunun da açık delili. kamus-ı türkî'deki anlama örnek, ahmet midhat efendi'dendir:
    "meyus olacakmışım gibi içimde bir duygu"

    aşırı hislenmek anlamındaki "duygulanmak" fiili (günümüzde, kelimenin en yaygın kullanım alanı da budur), cumhuriyet döneminde ortaya çıkmıştır. eskiden kelimenin bu anlamı yoktu.

    kelimenin eski anlamı ise; "duyularak elde edilen bilgi, eskilerin deyişiyle: mesmûât" olup, günümüzde halen bu anlamıyla anadolu kırsalında kullanılmaktadır. ancak bu kullanım alanı, artık ölmek üzeredir.

    örnek vermek gerekirse de: "yarın okul tatilmiş; arkadaşların öyle bir duygusu varmış".
  • genelde küçük yaşlarda anne babayla eş dost ziyaretine zorla götürülme sonucu istemediğin halde bi sürü insanla tanıştırılma* dönemlerinde yaşanılan, teyzelerin ve amcaların isim sorma ve espri yapma eylemlerinde özellikle iki değişmez şakaya maruz kalan kızların ismi.

    -adın ne?
    -duygu
    -duygu asena (ondan başka ünlü duygu yok mu o dönem bilemiyorum) mı? hıghhh*

    -adın ne senin?
    -duygu
    -duygu... çok mu duygulusun sen! hıghhh
  • bir zamanlar oldukca yaygin bir kiz ismiydi.
    evde, okulda, her yerde en az bir duygu olurdu.

    duygusal bir milletiz. (durun, vurmayin)

    okulda, her sinifta, duygu'ya asik bir erkek, duygu'larla isimleri sebebiyle alay eden bir ipne bulunurdu.
    duygu'lar bazen en guzel yanlariyla cagrilir, bazen sadece soyadlariyla taninirlardi.

    ...ve genellikle guzel, alimli kizlardan cikardi duygu'lar.
    o yuzden duygularinizi ogrendiklerinde normal karsilarlardi.

    hazir uc-bes bahaneden birini duyup sizi sutlayabilirlerdi.
    bazen de sadece arkadasiz diyerek duygularinizla oynarlardi duygu'lar.

    gecen oturup sayayim dedim, 26 yasindayim, tam 12 tane duygu tanidim.
    4 tanesi birbirini taniyor. birkac tanesiyle hala iletisim halindeyim.

    her ne kadar kendilerine "sizden cok var!" diyemesem de en cok kullanilan kiz ismi diyebilirim.
    hangi akimdan etkilenip bu ismin yayginlastigini bilmek isterdim.

    belki de, gercekten, cok duygusal bir milletiz.
  • unisextir.
  • gerçeklik yok, doğru davranış diye bir şey yok, sadece hissettiklerin var. akıl sadece olması gerekeni gösterir.

    ***

    seni esir alanı ne berbat bir beladır; nasıl yorar, nasıl yorgun düşürür.
  • sevimlilik ve enerjiklik katsayısı yüksek kızların sahibi olduğu* söylemesi zevkli bir isim**.
    bu ismin sahipleri narsist olduklarını iddia eder bir de, ilginçtir.
  • genellikle duygusuz insanların sahip olduğu isim.
  • tıpkı renkler gibi algı aralığına bağlıdır yoğunluğu
    kimine uçuk pembe gelir hissettiğin
    görene kan kırmızı
    duyana gül kurusu
hesabın var mı? giriş yap