• bu efrasiyab la ilgili bi kısim vardi puslu kitalar atlasinda: eleman dunya sehirlerini birbir fethederek ilerliyor bir yone dogru. yuksek surlarla cevrili, muazzam bir sehre variyor sonunda. kusatiyor fethedemiyor bir turlu. tam o sirada haberciler geliyor, kendi baskentinin kusatma altinda oldugunu soyluyorlar. bizimkisi uzun bir yol alip variyor baskentine. bir de ne gorsun kenti kusatan kendisiymis aslinda, butun dunyayi fethedip basladigi yere gelmis.*
  • iranlıların alp er tunga'ya verdikleri isim
  • efsanevi buyucu hükümdar. sahnamede iranlıların karşısında yer alır. ölüm meleğinden kaçmak için yer altında yaptığı bin sütunlu sarayına sığınır. öyle bir saraydır ki burası içerisinde kendi güneşi ve ayı bile vardır. ama bütün kudretine rağmen efrasiyab, ölüm meleğiyle yaptığı mücadeleyi kaybeder.
    bu hikayenin bugünkü semerkant'ın yanıbaşında kurulu olduğu efrasiyab tepelerinde geçtiğine inanılır.
  • bilmediğime değil de hiçbir kaynakta karşıma çıkmadığına, hiçbir hocamın bunca zaman adını telaffuz etmediğine utandığım alp er tunga'nın iranlılar tarafından adlandırılışı.

    her zaman ibni sina'nın avicenna olarak bilindiğinden, farabi'nin al pharabius, muallim sani olarak bilindiğinden bahsedilir de alp er tunga'nın efrasiyab olarak bilindiği söylemez mi? ayıp.

    (bkz: kpss 2014)
  • ''kitapta efrasiyab’ın nasıl dünya fatihi olduğu anlatılıyordu. askerleri çölde susuz kalınca onlara yumruk büyüklüğünde birer taşla önünde sıraya girmelerini söylemiş ve her taşı sıkıp suyunu çıkararak bütün adamlarının mataralarını doldurmuştu. dünyayı fethetmek üzere başkentinden ayrıldığında tam otuz yıl savaşarak bir kentin önüne gelmiş ve hemen muhasara emrini vermişti. kenti düşürmek için yıllarca savaştıktan sonra ansızın bir haberci çıkagelmiş ve kendi başkentinin yaman bir komutan tarafından fethedilmek üzere olduğunu bildirip hemen yardıma gelmesi gerektiğini söylemişti. efrasiyab yıllarca süren bir yolculuktan sonra başkentine döndüğünde buranın bir zamanlar muhasara ettiği kent olduğunu görüp, dünyanın yuvarlaklığına hükmetmişti.'' * *
  • "örümcek hüsrev’in sarayında perdeci olmuş,

    baykuş afrasiyab kalesinde nöbet borusu çalar!"
  • yusuf has hacib‘in zamanının çok ötesindeki muhteşem eseri kutadgu bilig‘de de adı tonga alp-er olarak geçen türk beyi.

    kitabın, iyilik etmenin faydaları başlıklı bölümündeki dizelerde kendisinden bahsedilir.

    “eğer dikkat edersen, görürsün ki, dünya beyleri arasında en iyileri türk beyleridir.
    bu türk beyleri arasında adı meşhur ve ikbali ayan-beyan olanı tonga alp-er idi.
    o yüksek bilgiye ve çok faziletlere sahip idi; bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi.
    ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi; zaten alemde ferasetli insan bu dünyaya hakim olur.
    iranlılar ona efrasiyab derler; bu efrasiyab akınlar salıp, ülkeler fethetmiştir.
    dünyaya hakim olmak ve onu idare etmek için pek çok fazilet, akıl ve bilgi lazımdır.
    iranlılar bunu kitaba geçirmişlerdir; kitapta olmasa idi onu kim tanırdı?
    cesur ve yiğit er çok yerinde söylemiş; cesur insan sıkı düğümler çözer.
    bu cihana hakim olmak için bin türlü fazilet gerek; yaban eşeğini alt etmek için aslan olmak gerek.”
  • vaktiyle türklerle ilgili şöyle bir söz söylemiştir: türkler denizin dibinde bir istiridye kabuğunun içindeki inciye benzerler. bu denizden çıkarılııp bir hükümdarın tacını ya da bir gelinin kulaklarını süslediği zaman değer kazanır.
  • şehname de turan ülkesi hükümdarı. siyavuş tan çekindiği için iranlılarla barış yapmıştır. kızını siyavuş a vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap