• bülent takımdan ayrı düz koşu yaptı

    takım arkadaşlarının bütün “abi öyle ayrı gayrı olmaz gel beraber koşalım, bir kolej takımı havası yaratalım” ricalarına rağmen bülent dünkü antremanda takımdan ayrı düz koşu yaptı. antrenörün “bülent bak koşu pisti yuvarlak, düz koşuyosun ama nereye kadar” sözleriyle neşelenen antremanda bülent’in disiplinini bozmayarak “pist değil, asıl dünya yuvarlak hocam. düz de koşsam gene buraya gelirim ben” deyişi dikkat çekti. bülent’in önce gövdesi, sonra dümeni ve en son olarak bayrak direği gözden kayboldu. bülent, geçen yıl da maç sonrası duş alırken “aha kalktı benimki” diyerek suyun kaldırma kuvvetini bulmuştu.
  • chp’nin yeni genel başkanı deniz baykal oldu!!

    geçtiğimiz pazar günü yapılan chp’nin olağan kurultayını sürpriz aday deniz baykal kazandı. salona partililerin yoğun tezahüratlarıyla giren deniz baykal seçim öncesi yaptığı konuşmada genel başkan deniz baykal’ın aslında başarılı olduğunu ancak artık hani bir değişiklik olsa fena olmayacağını belirtti. genel başkan deniz baykal ise konuşmasında chp’nin kişilerin partisi olmadığını, bu nedenle sandıktan diğer iki adaydan biri çıkarsa çok fazla üzülmeyeceğini ifade etti. üç adayın katıldığı seçimin birinci turunda nitelikli çoğunluk sağlanamayınca ikinci tur oylamaya geçildi. ikinci turda adaylardan deniz baykal yarışı bırakıp deniz baykal’ı destekleme kararı alırken, bu turda deniz baykal 928, eski genel başkan deniz baykal ise 223 oy aldı. deniz baykal seçim sonrası konuşmasında, kurultayın chp’de parti içi demokrasi olmadığını iddia edenlere en güzel yanıt olduğunu ifade etti. eski genel başkan deniz baykal ise yeni genel başkan deniz baykal’ı tebrik ederken kurultayın parti içi demokrasi açısından diğer partilere örnek olması gerektiğini belirtti. diğer taraftan, kurultayda partinin yüksek disiplin kurulu’na birtakım deniz baykal seçildi.
  • almanya'dan geç kalan özür

    almanya başbakanı angela merkel dün akşam alman devlet televizyonu zdf'de yaptığı konuşmayla hükümeti ve tüm alman ulusu adına türkiye'den resmen özür diledi. merkel yaptığı açıklamada "duyduk ki 1. dünya savaşında biz yenildiğimiz için osmanlı devleti de yenik sayılmış, böyle trajik bir olaya sebep olduğumuz için ulusçak çok üzgünüz ve utanıyoruz, bilsek savaşa daha ciddi asılırdık" dedi. konuşmasına gözyaşları içinde devam eden merkel "fakındayım, özür dilemekte biraz geç kaldık ama suç biraz da türk'lerde. böyle bir dramı yıllarca kendinlerine saklayıp bize hiç bir şekilde yansıtmadılar, yaz tatilini türkiye'de geçiren dışişlerindeki bir hizmetlimiz tatil köyünde öss'ye çalışan türk çocuğunun ders notlarını tesadüfen görmese sittin sene daha haberimiz olmazdı. yine de kusura bakmayın bi daha olmaz" diyerek tekrar özür diledi. bu gelişme üzerine bir açıklama yapan dışişleri bakanı abdullah gül "ya bizle çok acaip daşak geçiyolar ya da hükümetcek delirmiş bunlar" dedi.
  • oruç tutmamak için sahte seferi oldular!

    oruç ibadetini yerine getirmekte zorlanan iki genç müslüman vatandaşımız, çareyi son model arabalarıyla şehirlerarası 160 basıp yolculuktan dolayı seferi olup oruçtan muaf olmakta buldular. çözümlerini çevresiyle paylaşan iki genç "yok artık daha neler, suyu kaçırdınız bu sefer" tepkileriyle karşılaşınca, bir bilene mail attılar. mail zinciri olup gündem yaratan iki genç, salt çogunlukla kasten oruç atlamaktan suçlu bulundu. konuyla ilgili halkın görüşlerini de aldık;
    halim azimli (20, anketör yamağı) : insanlarda öncelikle samimiyet lazım. ben her gün şehri bi boydan bi boya dolaşıyom, olsam ben seferi olurdum ama düşünmedim bile"
    kerim koçero (39, stilist) : "seferi olmakla serseri olmak arasında cok fark vardır, bence her duruşun bir edası bir sedası vardır, seferi olmak belli bir birikim gerektirir"
    maslahat güzar (43, ev kadını) : töbe yarabbim, insanlar sefillikte oruç tutuyor, sen bak bunlara sere savura benzinleri oruçtan kaçıyor, peki ya sirat köprüsünde kaç basacaksın a oğlum? ehliyet vereceklermi a evladim?
    lami cimiyok (82, emekli ilahiyatçı) : ben eski yorumlara yenilikçi bakışlar öneriyorum, seferilik izafidir, herkes kendine göre seferi olabilir, belli km veya belli saat koyulamaz, hatta seferilik içten gelen bişeydir, insan alir başini uzaklara dalar dolaşir yorulur, astral seyahata çıkar, bunlar hep başka açılımlar.
  • ferrari'sini satan bilgenin porsche aldığı ortaya çıktı. basın mensuplarının ısrarlı sorularını "ferrari çok yakıyordu ben de sattım. lpg taktırayım dedim karşı çıktılar. başka seçeneğim kalmamıştı. unutmayın ki bilgelik her şeyden önce iktisatla başlar. israfa karşıyım." şeklinde yanıtlayan bilge, "peki ama yazdığınız kitaba ne demeli? halkı kandırmış olmadınız mı?" şeklindeki bir soruyu da "güzel kardeşim, ferrari'sini satan diyorum ben orada. hibe eden mi demişim, yakan mı demişim? satan diyorum satan. ticaret yapıyorum. satarım canım sıkılır başka araba alırım. sonra onu da satarım. ne kandırması? lütfen arkadaşlar, yogamı yaptım gidiyorum" şeklinde yanıtladı.
  • ekşi editoryasından garip uygulama

    ekşi sözlüğün yayın organı, medyamızın yaramaz çocuğu ekşi dergisinin editoryası delirdi. dergide yayınlanacak haberlerin öncelikle ekşi sözlükteki bir başlık altında yayınlanabileceğini duyuran basın sözcüsü benbirpipodeğilim ekledi: "türkiyenin en iyi on tahterevallisi bende"

    ekşinin tirajı üzerine yapılan spekülasyonlar hakkında yorum yapmaktan kaçınan editorya olay yerinden şarkılar söyleyerek uzaklaştı. gelişmeler karşısında lakayıt tavrını değiştirmeyen sözlük yazarlarının bir temiz sopayı hakettikleri ifade edildi.
  • maç öncesinde parolasını kaptıran takım hezimete uğradı

    birinci amatör kümede şampiyonluğa oynayan çatladıkapıspor ile ligin dibine demir atan atanalırspor arasındaki maç, futbol camiasında şok etkisi yarattı. atanalırspor lehine 23-0 sonuçlanan maç sonrasında çatladıkapıspor teknik direktörü açıklama yapmazken, kulüp başkanı lütfü kaldırım, “sezon başından beri her maça galibiyet parolasıyla çıkıyorduk. ‘bu parolanın bulunması çok kolay; bir gün kaparlarsa, başımız çok ağrır’ diyerek teknik direktörümüzü defalarca uyardım; ama bir türlü dinletemedim. sonunda parolamızı kaptırdık ve bu hezimet yaşandı. yarın ilk işimiz, kulüp binasının etrafına firewall ördürmek olacak. önümüzdeki maçlara da ‘89nhy1rp” gibi bulunması zor bir parolayla çıkacağız” dedi. kaldırım, böyle karmaşık bir parolanın maçın sonucuna nasıl yansıyacağını çok merak ettiğini de sözlerine ekledi. bu arada, atanalırspor teknik direktörünün “bu sonucu ‘hack’ ettik” demesi de dikkatlerden kaçmadı.
  • dergi bitti elestiri bitmedi

    eksi derginin yayın hayatına son verildigini fark edemeyen sozluk yazarları elestiriye devam ediyor.
    "13. sayının grafigi kötü."
    "14. sayı s.kime benzemis, ne o öyle mor."
    "20 sayı oldu, editorya bu isi hala beceremiyor."
    eksi'nin yeni sayılarının cıktıgını sanıp hız kesmeyen elestirmenlere 25 kasım'da son sayısının cıktıgını hatırlatınca sert tepki verdiler:
    "olsun. ya cıksaydı!!"
  • sözlükte contributor butonunu bulamayan yazarlar ortalığı karıştırdı

    ekşi sözlükte üst düzey bir yetkilinin entrysinde contibutor butonu ile ekşi butonunun kastedildiğini anlayamayan yazarlar, contributor butonu ararken telef oldu. ingilizcesi yeterli olmayan ya da okulda sadece fransızca dil eğitimi görmüş olan yazarlar olaydan alındıklarını belirtirken bir kısmının "jö nö parle pa franse", bir kısmınınsa "kontürübütor" diye sayıkladıkları farkedildi. bunu farkeden muhabirlerimiz olay yerinden kaçarak uzaklaşmak zorunda kaldı.

    cartman'ın kalbi yetmedi
    karışıklığın ardından sözlükte daha üst düzey bir yetkilinin yaptığı açıklama ile contributor başlığına rağbetin arttığı, contributor başlığının server'ı rahatlatmak için kapatıldığı iletildi. sözüm ona 4 işlemcili cartman'ın basit bir contributor olayı ile teklemesi yüzünden uzun süreli bir diyete sokulduğu açıklandı. karışıklığı durdurmak için ise kontrol merkezi'ne contributor butonu eklediği olan ve biten ile duyuruldu.*
  • öğrenci evlerine ab reformu geliyor..

    avrupa birliği yolundaki türkiye’ye öğrenci evleri şoku.

    türkiye’deki öğrenci evlerinin avrupa birliği standartlarinda olmadiği ve müzakere aşamasina 40 yil sonra erişen türkiye’nin bu konuda başinin çok ağriyacaği açiklandi.

    avrupa birliği’nin genişlemeden sorumlu sekreterlerinden oli rehn’in türkiye ziyaretinde tesadüf eseri istanbul yildiz’da uğradiği bir öğrenci evinde yaptiği ilk izlenimlerin türkiye aleyhinde olduğu öğrenildi.rehn’in özellikle mutfakta türemiş yeni canlilarin davranişlarina ve salondaki sahipsiz çoraplara tepki gösterdiği saniliyor.konuyla ilgili resmi bir açiklama yapmayan ab sekreterinin önümüzdeki günlerde türkiye’ye kapsamli bir yapilacak listesi sunmasi gündemde.listede öğrenci evlerinde yaşanan bulaşik sorununun çözümü için önlemler ve genel olarak öğrenci evlerinde uyulmasi gereken kurallar yer alacak.evlerdeki nöbetçilik vazifesini yerine getirmeyen öğrencilerin evden uzaklaştirmasi ve gerekirse okuldan atilmalari, yaptirim kapsami dahilinde.projeye göre öğrenci evlerinde bir gecede en fazla 3 kişi konaklayabilecek.bu sayi resmi tatil günlerinde 4 olacak.bu kuralin yurtta kalan öğrenciler tarafindan tepkiyle karşilanacaği bekleniyor.

    rehn’in ziyaret ettiği evin o günkü nöbetçisi olan, yildiz teknik üniversitesi inşaat mühendisliği öğrencisi mehmet ilker öztal (22) şunlari kaydetti:

    “ o gün öğleden sonra dersim olmadiği için eve erken gelmiştim.diğer arkadaşlarim okuldaydi.zaten nöbetçi olmam nedeniyle yemek yapmak için mutfağa yöneldim.ancak 3 aydir bulaşik yikanmadiği için mutfaktan içeri giremedim.o sirada zil çaldi, abdullah gül’ü karşimda görünce önce şaşirdim ancak arkada oli rehn’i görünce olacaklari anladim.yeterli zaman olmadiği için önlemlerimi alamadim.tüm türkiye’den özür dilerim.keşke kapiyi hiç açmasaydim.”

    valilik ayrica önümüzdeki günlerde istanbul, ankara ve kayseri’de ab uyumlu pilot öğrenci evleri açilacağini açikladi ve diğer öğrencilerin sik sik bu evleri ziyaret edip notlar almalarini istedi.
hesabın var mı? giriş yap