5 entry daha
  • jiletçilik

    1699'da 28 yaşındayken fransız elçisi marki de ferriol maiyetinde istanbul'a gelen ve 1737'de burada ölüp gömülen flaman ressam van mour, elçinin siparişiyle çok sayıda resim yapmıştır. marki de ferriol'un 1711'de fransa'ya dönmesinden sonra da sefaret ressamlığına devam etmiş, istanbul'un tiplerini, köşe bucağını resmedip durmuştur. lale devri ve patrona ihtilali'ne dair belgesel nitelikteki tabloları benzersizdir.

    sadece fransa değil, neredeyse tüm yabancı elçilikler 17. yüzyılda osmanlıyı tanımak için çok çaba sarfediyorlardı. sahaflardan, terekelerden osmanlı eserlerini toplayıp fransa'ya taşıyorlardı. maiyetlerindeki profesyonel ressamlarla istanbul'a dair tiplemeler, kıyafetler, manzaralar, binalar, ilginç olaylarla dolu tablolarla, fotoğraf gibi gerçekçi bir üslupta istanbul'u kendi krallarına, devlet adamlarına tanıtmayı amaçlıyorlardı. ıı. abdülhamid, yıldız'da kurduğu fotoğraf stüdyosu ve oluşturduğu albüm koleksiyonlarıyla nasıl ki kendi ülkesini tanımayı amaçlamışsa, iki asır önceki ecnebiler de aynı gayeyle osmanlıyı tanımaya çalışıyorlardı.

    bin bir emekle meydana getirdikleri çalışmaların çoğu erken tarihlerde yayınlandı. ferriol'un sipariş ettiği resimlerden 100 civarında gravür daha 1714 yılında paris'te basıldı ve kapış kapış satıldığı gibi korsan baskıları da yapıldı. bu albümde ilginç bir gravür bulunuyor. babayiğit tipli bir aşık, evinde pencere ardından kendini izleyen sevgilisinin gözü önünde kolunu bıçakla yarıp şarıl şarıl kanını akıtırken görülüyor. onlarda da o tarihlerde benzer bir adet var mıydı yok muydu bilemem ama adamlara çok ilginç gelmiş olmalı. iyi ki çizmişler, bu resim olmasaydı bizdeki jiletçiliğin müslüm gürses ile başladığını sanacaktım.
hesabın var mı? giriş yap